Washington Post, Karabağ'ı yazdı: "Rusya, Ermenistan'dan yüz çevirdi"

"Gelecekte Rusya'ya kim güvenebilir?"

Ateşkesin ardından Karabağ'ı terk eden Ermenilerin araçları, uzun kuyruklar oluşturmuştu (Reuters)
Ateşkesin ardından Karabağ'ı terk eden Ermenilerin araçları, uzun kuyruklar oluşturmuştu (Reuters)
TT

Washington Post, Karabağ'ı yazdı: "Rusya, Ermenistan'dan yüz çevirdi"

Ateşkesin ardından Karabağ'ı terk eden Ermenilerin araçları, uzun kuyruklar oluşturmuştu (Reuters)
Ateşkesin ardından Karabağ'ı terk eden Ermenilerin araçları, uzun kuyruklar oluşturmuştu (Reuters)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post (WP), Rusya'nın Karabağ'da Ermenistan'ı yalnız bıraktığını yazdı. 

WP'nin Moskova Büro Şefi Robyn Dixon ve Rusya muhabiri Francesca Ebel'in kaleme aldığı "Ermenistan'dan yüz çeviren Rusya, Dağlık Karabağ'da barışı korumayı başaramadı" başlıklı analizde, Kremlin'in bölgedeki vaatlerini yerine getiremediği savunuldu.

Haberde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 2020'de verdiği Karabağlı Ermenileri koruma, bölgede ateşkesin sürdürülmesi ve Dağlık Karabağ'la Ermenistan'ı bağlayan tek karayolu olan Laçın Koridoru'nun açık kalmasını sağlama taahhütlerini gerçekleştiremediği yazıldı. 

Analizde, Rusya'nın eski Sovyet topraklarındaki nüfuzunun ağır darbe aldığı savunularak, şu değerlendirme yapıldı: 

Putin, Rusya'nın kayıp imparatorluğunu yeniden yaratmak ve eski Sovyet komşularına hükmetmek için büyük enerji harcadı. Dolayısıyla uzun süredir müttefiki olan Ermenistan'ı korumadaki başarısızlığı çarpıcı bir değişim yarattı. Rusya'ya sınırı olan diğer küçük uluslar için mesaj açık: Gelecekte Rusya'ya kim güvenebilir?

Birleşik Krallık merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'tan Laurence Broers ise Türkiye'nin 2020'deki ateşkeste oynadığı rolün de mevcut durumda önemli olduğuna dikkat çekti.

Broers, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşında ve bölgesel enerji hatlarındaki önemi nedeniyle Türkiye'ye yakın durmak için "Ermenistan'dan sessizce uzaklaştığını" söyledi. Kafkasya uzmanı, Kremlin'in "Türkiye-Azerbaycan hattının bir parçası olmak istediğini" belirtti. 

WP, Rusya'nın geçen yıl 24 Şubat'ta Putin'in emriyle başlayan Ukrayna savaşına odaklandığı için Karabağ'daki durumu takip edemediğini yazdı.

Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu'ndan Olesya Vartanyan da bölgedeki Rus Barış Gücü birliklerinin özellikle Ukrayna savaşından sonra kademeli biçimde etkisini yitirdiğini savundu.

Haberde, Laçın Koridoru'nun yaklaşık 10 aydır tam kapasite kullanılamadığı hatırlatılarak, uluslararası kamuoyunun duruma müdahale etmemesinin Karabağ Ermenilerini öfkelendirdiği belirtildi.

Karabağ'daki Ağdere'de yaşayan 26 yaşındaki Artur Babayan, mevcut durumdan Kremlin'i sorumlu tutarken, "tüm dünyanın yaşananları izlemekle yetindiğini" de söyledi. 

Öte yandan analizde, Rusya'nın önderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün de (KGAÖ) son dönemde bölgedeki gelişmelerde aktif rol almadığına işaret edildi. 1994-1999 arasında Azerbaycan'ın da üye olduğu KGAÖ'de Rusya ve Ermenistan'ın yanı sıra Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan yer alıyor.

WP, Ermenistan'ın KGAÖ'den zamanla uzaklaşarak Batı'ya yaklaştığını, örgütün askeri tatbikatlarına katılmak yerine ABD'yle ortak tatbikatlarda yer aldığını ve Ukrayna'ya insani yardım gönderdiğini hatırlatarak, bunların Moskova'yı öfkelendirdiğini yazdı.

Haberde, "Bazıları Putin'in, Erivan'ın Rusya'ya onlarca yıldır süren bağımlılığını azaltmaya çalıştığı bir dönemde, yeni Batılı ortaklar arayışı nedeniyle Nikol Paşinyan'ı cezalandırmaya çalıştığını düşünüyor" değerlendirmesine de yer verildi.

Azerbaycan'ın Karabağ operasyonu

Azerbaycan, Hocavent'teki Ahmetbeyli-Fuzuli-Şuşa karayolunda mayının üzerinden geçen devlet kurumuna ait bir kamyondaki iki sivilin hayatını kaybettiğini, olay yerine giden polis aracındaki 4 memurun da yine mayın nedeniyle öldüğünü bildirmişti.

Mayınların Ermeni ayrılıkçılar tarafından döşendiğini savunan Bakü yönetimi, 19 Eylül'de Karabağ'da "terörle mücadele operasyonu" başlatmıştı. Yaklaşık 24 saat süren operasyonun ardından Ermeni ayrılıkçı gruplar silah bırakmıştı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da operasyonun sonucundan memnun kaldıklarını belirtmiş, "Azerbaycan'ın operasyonu Ermenistan devletiyle değil, Karabağ'daki çapulcu Ermeni takımıyla alakalı bir konu" ifadelerini kullanmıştı.

Azerbaycan askerlerinin açtığı ateş sonucu Rus Barış Gücü'nden 5 asker de operasyonda ölmüştü. Azerbaycan Başsavcılığı, Rus askerleri taşıyan kamyona yanlışlıkla ateş açıldığını savunmuştu. 

Dağlık Karabağ'ın feshi

Varılan ateşkesin ardından Bakü ve Erivan yönetimi arasında bölgenin Azerbaycan'a entegrasyon sürecinin planlanması amacıyla 21, 25 ve 29 Eylül'de toplantılar düzenlenmişti. 

Süreçle ilgili görüşmeler sürerken, Karabağ'daki Ermeni yönetiminin başındaki Samvel Şahramanyan, 28 Eylül'deki açıklamasında 1 Ocak 2024 itibarıyla Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin varlığının son ereceğini duyurmuştu.  

Karabağ'da yaklaşık 120 bin Ermeni yaşıyordu. Erivan yönetiminden dün yapılan açıklamada, bu kişilerden en az 93 bininin Ermenistan'a girdiği bildirilmişti. 

Paşinyan, Bakü yönetimini Karabağ'da "etnik temizlik" yapmakla suçlarken, Azerbaycan ise Ermeni nüfusun kendi isteğiyle bölgeyi terk ettiğini savunmuştu. 

Independent Türkçe, Washington Post, AA



Senatör Risch, Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan, küresel güvenlik ve ekonominin geleceğinde kilit bir rol oynuyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)
TT

Senatör Risch, Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan, küresel güvenlik ve ekonominin geleceğinde kilit bir rol oynuyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ı karşılıyor, 13 Mayıs 2025. (Reuters)

Önde gelen Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Beyaz Saray ziyaretinin önemini “Suudi Arabistan, küresel güvenlik, ekonomi ve barışın geleceğinde stratejik bir ortak ve kilit bir aktördür” ifadesiyle özetledi.

Ziyaretle eş zamanlı olarak Şarku'l Avsat, mevcut ve eski ABD yetkililerinin beklenen ekonomi, güvenlik, siyaset ve savunma sonuçları hakkındaki görüşlerini aldı.

ABD yönetiminin hazırlıkları, Washington'un Suudi Arabistan ile çeşitli alanlarda ilişkileri ilerletmeye verdiği önemi yansıtıyor.

Bölgesel istikrar

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Risch, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, “Ortadoğu'nun son birkaç yılda önemli ölçüde değişmesi ve bölgenin yeni bir rota çizmesiyle, Suudi Arabistan birçok konuda önemli bir lider olacak” dedi.

hy
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Risch (Arşiv)

Risch, şu anda normalleşmenin zorluğunu ve karmaşıklığını kabul etmekle birlikte, bu adımın ‘içinde bulunulan fırsat anını kalıcı bir refah dönemine dönüştürebileceğini’ düşünüyor. Bu, Riyad'ın Filistin devletinin kurulması için bir çözüm bulunana kadar normalleşmenin müzakere masasında yer almayacağını ısrarla vurguladığı bir dönemde geliyor.

cvfdg
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) eski Komutanı General Joseph Votel, 2016 yılında Senato oturumunda konuşuyor. (Getty Images)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) eski Komutanı General Joseph Votel ise bu ziyareti ‘ABD'nin Ortadoğu'da halen hayati ulusal güvenlik çıkarları olduğunu’ gösteren bir işaret olarak değerlendirdi. Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın ‘önemli bir bölgesel ortak’ olduğunu belirterek, ‘bu ziyaretin dünyanın çok önemli bir bölgesinde bölgesel istikrarı teşvik etmeye yönelik bir adım olacağını’ umduğunu ifade etti.

Savunma, ekonomi ve siyaset anlaşmaları

ABD Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı ve Joe Biden'ın eski Libya Özel Temsilcisi adayı Jennifer Gavito, söz konusu ziyaretin ‘Suudi Arabistan'ın Trump'ın Ortadoğu stratejisinde kilit bir ortak olarak konumunu etkili bir şekilde pekiştirdiğini’ düşünüyor. “Trump'ın mayıs ayında Suudi Arabistan'ı ziyaretinden bu yana, büyük yatırım anlaşmalarının yönetimin ekonomik hedeflerinin merkezinde olduğu açıktı. Aynı derecede önemli olan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin Suriye ve Gazze gibi bölgedeki politikalar konusunda Trump üzerindeki etkisidir” diyen Gavito, iki ülke arasındaki jeopolitik ortaklığın, daha yakın savunma ve güvenlik bağları kurma anlaşmalarıyla güçlenerek gelişmeye devam edeceğini öngörüyor.

ty
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'da Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın huzurunda Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. (SPA)

Ziyaret gündemine ekonomik açıdan bakıldığında, ABD Kara Kuvvetleri'nin eski Yemen Ataşesi Adam Clements, ‘ister Gazze Şeridi’nin yeniden inşası, ister Lübnan’daki altyapının yeniden kurulmasına yardım, ister Suriye’deki yeniden imar çabaları olsun ABD’nin kesinlikle Suudi Arabistan ile bir ortaklık arayacağını’ söyledi. Eski diplomat, Şarku’l Avsat’a konuşurken ‘bunların son derece büyük projeler olduğunu ve ABD’nin bu hedeflere ulaşmak için Suudi Arabistan ile iş birliği yapmaya çalışacağını’ ifade etti.

Güvenlik açısından ise Clements, ABD'nin ‘Gazze'de sahada uygulanabilecek herhangi bir askeri yaptırım mekanizması için en azından siyasi destek’ aradığına inanıyor. Washington, siyasi-askeri geçiş aşamasında Lübnan'da destek ve Hizbullah'ı silahsızlandırma çabaları için Suudi Arabistan'a da başvuracak. ABD, Suriye'deki güvenlik yapısını ve güvenlik altyapısını güçlendirmek için de Suudi Arabistan'ın desteğine ihtiyaç duyacak.

Savunma taahhüdü

Eurasia Group'un Ortadoğu'dan sorumlu yönetici direktörü Firas Maksad, ziyaretin ‘bu önemli ikili ilişkide kaydedilen ilerlemeyi vurguladığını’ söyledi. O, bu ilişkinin ‘ABD ile Çin arasındaki rekabetten ziyade ABD'nin normalleşmeyi teşvik etme çabalarından kaynaklanarak’ daha da güçleneceğini düşünüyor.

Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Maksad, ziyaret sırasında önemli açıklamalar yapılacağını ifade etti. Bunlar arasında ABD'nin Suudi Arabistan'ı savunma konusundaki açık taahhüdü, F-35 savaş uçakları ve MQ-9 Reaper insansız hava araçlarını içeren büyük silah anlaşmaları, teknolojik iş birliği ve gelişmiş yapay zekâ çiplerinin transferi konusunda anlaşmalar yer alıyor.

Maksad, Trump'ın Suudi Arabistan'a, krallığın Vizyon 2030 kapsamında geçirdiği dönüşüm sürecini desteklemek için gerekli olan gelişmiş Amerikan teknolojilerinin yanı sıra, gelişmiş güvenlik garantileri de sunacağını düşünüyor. Maksad, üst düzey ABD'li yetkililerin ‘Trump'ın Suudi Arabistan'a sunmaya hazırlandığı şeyin, Amerika'nın Japonya'ya sunduğundan daha fazla bir savunma taahhüdü olduğu’ yönündeki sözlerini aktardı.


Netanyahu, Batı Şeria'da İsrailli "aşırılıkçıların" uyguladığı şiddeti kınadı

İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)
TT

Netanyahu, Batı Şeria'da İsrailli "aşırılıkçıların" uyguladığı şiddeti kınadı

İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı bir yerleşim biriminin tahliyesi ve yıkımı sırasında İsrail güvenlik güçleri ile yerleşimciler arasında çıkan çatışma, 17 Kasım 2025 (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün akşamı işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşimcileri temsil etmediğini söylediği "aşırılık yanlıları" tarafından gerçekleştirilen şiddet eylemlerini kınadı ve konuyu "kişisel olarak" ele alacağına söz verdi.

Netanyahu'nun açıklamaları, Beytüllahim yakınlarındaki Filistin köyü Jaba'ya yönelik saldırının ardından geldi. Saldırının, İsrail yetkililerinin aynı bölgedeki bir karakolu tahliye etmesine misilleme olduğu anlaşılıyor.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), 1967'den beri İsrail işgali altında olan Batı Şeria'da yaklaşık yirmi yıldır veri toplarken, ekim ayında "kayıplara, mal hasarına veya her ikisine birden neden olan yerleşimci saldırılarında" keskin bir artış kaydetti.

Fransız Haber Ajansı AFP’de yer alan açıklamasında Netanyahu, "Yahudiye ve Samariye'deki (Batı Şeria) yerleşimcileri temsil etmeyen ve adaleti kendi ellerine almaya çalışan bir avuç aşırılıkçının kışkırttığı şiddetli isyanları çok ciddiye alıyorum" dedi.

"Bu konuyu bizzat ele almayı ve ilgili bakanları en kısa sürede toplantıya çağırarak bu ciddi duruma yanıt vermeyi düşünüyorum."

Saldırı, dün yüzlerce polis ve askerin, Kudüs'ün güneyindeki Guşh Etzion yerleşim biriminde bulunan yasadışı Tzur Misgavi karakolunu buldozerlerle yıkmasının ardından gerçekleşti.

Çatışmalar çıktı ve askerler sis ve ses bombası attı.

Yahudi terörizmi

İsrail'in işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs hariç, Batı Şeria'da Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı kabul ettiği yerleşimlerde şu anda 500 binden fazla İsrailli yaşıyor. Bunların arasında yaklaşık üç milyon Filistinli de bulunuyor.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanların teşvikiyle yerleşimciler tarafından kurulan bu yerleşim karakolları, İsrail yasalarına göre yasadışı olsa da çoğu yetkililer tarafından yasallaştırılıyor.

defrt
İşgal altındaki Batı Şeria'da Metzad Yahudi yerleşim biriminin yakınında inşa edilen yasadışı yerleşimci karakolunun tahliyesi ve yıkımı sırasında, 17 Kasım 2025 (AFP)

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid, Jaba’daki saldırıyı kınayarak, “şiddet yanlısı suçluların sert bir şekilde cezalandırılması gerektiği" gerekçesiyle "şiddetin giderek arttığı yeni bir aşama" olarak nitelendirdi. Sol görüşlü Demokrat Parti lideri Yair Golan ise "Yahudi terörizminin (...) kontrolden çıkmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Filistinlilere karşı doğrudan eylemde bulunmayı savunan aşırılıkçı yerleşimcilerden oluşan Hilltop Youth hareketine bağlı bir Telegram grubu, yanan bir aracın videosunu şu başlıkla yayınladı: "Hilltop'a sadece birkaç dakika uzaklıktaki Beytüllahim bölgesindeki Jaba köyü bugün boşaltıldı."

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ise bu isyancıların "İsrail Devleti'ne zarar verdiğini, Yahudiliği karaladığını ve yerleşim projesine zarar verdiğini" söyledi.

"Gelişim ve genişleme"

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, hükümetin kamu düzenini korurken "yerleşimleri geliştirmeye ve genişletmeye" devam edeceğini söyledi ve şiddet yanlısı yerleşimcileri "suçlu anarşistler" olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Katz'ın Kasım 2014'te savunma bakanı olarak atanmasının ardından aldığı ilk kararlardan biri, işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldırmakla suçlanan Yahudi yerleşimcilere yönelik idari gözaltı kararlarının iptal edilmesi oldu.

İsrail ordusu yaptığı açıklamada, yerleşimci saldırılarının "komutanları ve askerleri savunma ve terörle mücadele gibi temel görevlerinden uzaklaştırmasından" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Batı Şeria'nın sivil işlerinden sorumlu aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Tzur Misgavi yerleşiminin tahliyesini, yetkililerin inşaat projesi yürüttüğü arazide sakinlerinin yasadışı olarak yaşadığını söyleyerek haklı çıkardı.

Açıklamasında, "Kimse bana yerleşim yeri inşa etmeyi öğretemez" ifadesini kullandı.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri, 1967'den bu yana hem sol hem de sağ kanattan tüm İsrail hükümetleri döneminde devam etmiş ve mevcut yönetim döneminde, özellikle Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana önemli ölçüde artmıştır.


Trump, Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satışı yapacaklarını açıkladı

Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)
Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)
TT

Trump, Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satışı yapacaklarını açıkladı

Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)
Gelişmiş ABD F-35 savaş uçağı (Arşiv)

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ABD ziyareti öncesinde, ABD'nin Suudi Arabistan'a Amerikan yapımı F-35 savaş uçakları satışı gerçekleştireceğini duyurdu.

Trump dün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada “Bunu yapacağız ve F-35 savaş uçaklarını satacağız. Onlar (Suudiler) her zaman harika bir müttefik olmuştur” dedi.

 Trump ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın bugün Beyaz Saray'da bir araya gelmesi planlanıyor.

Reuters'a göre anlaşmanın tamamlanması, Ortadoğu’daki askeri güç dengesini değiştirebilecek ve Suudi Arabistan'ın caydırıcılık denklemini ve savunma ve stratejik yeteneklerini güçlendirebilecek önemli bir politika değişikliğini temsil ediyor.

Riyad'ın milyarlarca dolarlık potansiyel bir anlaşma kapsamında 48 adet F-35 savaş uçağı satın almak istediğini bildiren Reuters, bu ayın başlarında, anlaşmanın Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ziyaretinden önce ABD Savunma Bakanlığı'nda (Pentagon) önemli bir engeli aştığı kaydetti.

Trump'ın açıklamalarının ardından, savaş uçağı üreticisi Lockheed Martin'in hisseleri yüzde 1,1 oranında değer kazandı.