Washington’daki iç siyasi hesapların kurbanı olan Ukrayna

Rahatsızlık, radikal Cumhuriyetçilerden Kiev’e ‘açık çek’ vermeyeceklerini söyleyen daha ılımlı milletvekillerine taşınıyor

Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’ye ‘manevrayı bırakma’ çağrısı yaptı (Getty Images)
Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’ye ‘manevrayı bırakma’ çağrısı yaptı (Getty Images)
TT

Washington’daki iç siyasi hesapların kurbanı olan Ukrayna

Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’ye ‘manevrayı bırakma’ çağrısı yaptı (Getty Images)
Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’ye ‘manevrayı bırakma’ çağrısı yaptı (Getty Images)

Başkan Joe Biden, Rusya’yla yüzleşmek için ihtiyacı olan her şeyi alacağı konusunda Kiev’i temin etmeye çalışsa da hükümet tıkanıklığından kaçınmak için son anda yapılan anlaşmadan sonra ABD’nin Ukrayna’ya yardımlarının geleceği belirsiz görünüyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin daha fazla mali yardım talebinde bulunmak üzere Washington’a gerçekleştirdiği ziyaretin üzerinden bir haftadan az bir süre geçmişken pazar günü geç saatlerde varılan uzlaşma, radikal Cumhuriyetçilerin taleplerine karşılık olarak Ukrayna’ya tahsis edilen yeni bir fonu iptal etti.

Rus saldırısıyla karşı karşıya

Biden ve partisi Demokrat Parti, ABD’nin Rus saldırısına karşı Ukrayna’ya yardımla yükümlü olduğunu belirterek, bu konuda bir başarısızlığın gelecekte Başkan Vladimir Putin gibi otoriter liderleri güçlendirebileceği konusunda uyardı. Ancak mesele, Washington’da siyasi bir karaktere büründü. Öyle ki, Kiev’in kış gelmeden önce yavaş ilerleyen karşı saldırısında ilerleme kaydetmeye çalıştığı bir durumda oldukça gerekli askerî yardımlar tehlikeye girdi.

Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’yi ‘manevradan vazgeçmeye’ çağırdı ve ondan, yakın zamanda Ukrayna’ya mali yardımla ilgili ayrı bir yasa tasarısının meclisten geçişini sağlamasını beklediğini vurguladı. Biden, Beyaz Saray’da yaptığı bir konuşmada “Müttefiklerimizi, ABD ve Ukrayna halklarını, desteğimize güvenebilecekleri konusunda temin etmek isterim. Sizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı..

Gerileme

Buna karşılık Ukrayna, yeni yardımlara erişimi sağlamak için ‘Amerikalı ortaklarla aktif bir şekilde’ çalıştığını söyleyerek yardımın onay almamasını pek önemsemedi.

Avrupa Birliği Dışişleri Temsilcisi Josep Borrell ise Ukrayna’ya yardımların ulaştırılması konusunda Washington’ın ana ortağı sayılan bloğun son anlarda imzalanan anlaşmadan ötürü ‘şaşırdığını’ belirtti. ABD’nin kararından ‘derin bir üzüntü’ duyduğuna dikkat çeken Borrell, “Bu kararın nihai olmayacağına ve Ukrayna’nın ABD’den yardım almaya devam edeceğine dair umudum var” dedi.

Olumsuz etki

Bu bağlamda analist Brett Bruen, dünyaya verilen ve Cumhuriyetçilerin, hatta bazı Demokratların siyaset uğruna Ukrayna’yı feda etmeye hazır olduklarını ifade eden daha geniş mesajın olumsuz etkisi konusunda uyardı. Eski bir diplomat ve halihazırda danışmanlık şirketi Global Situation Room’un başkanlığını yapan analist, “Bu, Kiev’deki liderleri endişelendirecektir. Bence Moskova’da desteğimizin azalabileceğine dair işaretler kutlanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Ukrayna, daha önce Putin’i öven eski Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesi ihtimalini endişeyle izliyor.

Temsilciler Meclisi’nin en önde gelen Demokratları, McCarthy’nin Ukrayna’ya yardımla ilgili ayrı bir yasa tasarısını önümüzdeki hafta oylamaya sunmasını beklediklerini dile getirdiler. Bununla birlikte miktarın 24 milyar dolar olup olmadığı henüz belli değil. Bu rakamı başlangıçta Biden istemişti, ancak bunu hayata geçirmek kolay olmayacak.

Ukrayna’nın mücadelesi

Ukrayna’nın beka mücadelesi, ABD başkanlık seçimlerine bir yıldan fazla bir süre kalmışken siyasi gerilimlere konu olan bir meseleye dönüştü. Kongre’nin onayladığı, şu ana kadar toplamda 100 milyar dolara ulaşan ve 43 milyar dolar değerindeki silahları da kapsayan yardımlara ilişkin sorular giderek artıyor. McCarthy, Cumhuriyetçi Parti’nin aşırı sağcı olan ve Ukrayna’ya ek herhangi bir yardım sunulmasına tamamen karşı çıkan üyelerinden Matt Gaetz tarafından devrilme çabasıyla karşı karşıya. McCarthy, oylamadan kurtulması halinde, Cumhuriyetçilerin önemli bir talebini karşılamak üzere Meksika sınırlarından göçmenlerin geçişini engellemek için yeterli fonun tahsis edilmesine odaklanacağını açıkladı. CBS kanalına konuşan McCarthy, “Ukrayna’ya silah verilmesini sağlayacağım, ancak sınır güvenliği sağlanmadıkça büyük bir paket alamayacaklar” dedi. McCarthy, muhtemelen Demokratlarla yapılan ve ona meclis başkanı olarak kalma imkânı veren bir anlaşma yoluyla Ukrayna yardımlarını onaylasa bile, savaş yorgunluğu duygularıyla temsil edilen daha geniş bir sorun mevcut.

Rahatsızlık duyguları, radikal Cumhuriyetçilerden Ukrayna’ya ‘açık çek’ vermeyeceklerini söyleyen daha ılımlı milletvekillerine taşınıyor. Biden ve Kiev için belki de daha rahatsız edici olan şey, Ukrayna ile ilgili benzer endişelerin enflasyonun sonuçlarıyla boğuşan ABD’li seçmenleri de etkisi altına almasıdır.

Taahhütler

ABC kanalı ve The Washington Post gazetesinin 24 Eylül’de yayınladığı bir kamuoyu yoklamasına göre katılımcıların yüzde 41’i ABD’nin Ukrayna’yı desteklemek için çok çaba harcadığı görüşünde. Bu oran, şubat ayında yüzde 33 ve Nisan 2022’de sadece yüzde 14’tü. Oğlu Hunter’ın Ukrayna’yla ticari işlemleri nedeniyle Biden’ı azletmek için başlatılan Cumhuriyetçi soruşturma, konuya daha da karmaşıklaştırıyor. Bununla birlikte Biden yönetimi basit bir şekilde, Ukrayna’da Rusya’ya engel olunmaması halinde dünyanın geri kalanı için bir tehlike doğabileceğini söylüyor.  

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Kongre’ye, ‘ABD’nin, ülkesini zalim güçlere karşı savunma mücadelesi veren Ukrayna halkına gerekli yardımları sunma taahhüdünü acil bir şekilde yerine getirme’ çağrısı yaptı.

Analist Bruen, Ukrayna’ya mali yardım konusunda geçici bir süreliğine de olsa herhangi bir gecikmenin, yardımı eleştirenler için büyük bir destek oluşturduğunu ifade ederek, “Uzun vadede meselenin daha sorunlu hale geleceğini düşünüyorum” dedi.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.