Uzmanlara göre ABD'nin Afganistan işgali ülkeye huzur getirmedihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4588651-uzmanlara-g%C3%B6re-abdnin-afganistan-i%C5%9Fgali-%C3%BClkeye-huzur-getirmedi
Uzmanlara göre ABD'nin Afganistan işgali ülkeye huzur getirmedi
Araştırmacı ve yazar Veyis Nasiri, "ABD Afganistan'ı işgal ederek bölgedeki siyasi rakiplerini tehdit etmek istedi. Ülkenin kalkınması ve gelişmesi umurunda bile değildi. Afganistan'ı adeta bir güreş meydanı olarak kullandı" dedi
Uzmanlara göre ABD'nin Afganistan işgali ülkeye huzur getirmedi
(AA)
Uzmanlar, ABD'nin işgaliyle Afganistan'da istikrarsızlığın daha da arttığını, işgalin binlerce sivilin ölümü ve göçüyle sonuçlandığını belirtti.
Tarihi boyunca defalarca büyük askeri güçlerin işgaline uğrayan Afganistan, son olarak 2001-2021 yıllarında ABD işgalini yaşadı.
1979-1989 yıllarındaki Sovyet işgali, ardından yaşanan iç savaşın zemin hazırladığı ve Taliban yönetiminin devrildiği ABD işgali 20 yılın ardından sona ererken, Taliban yeniden Afganistan'da hakimiyeti ele aldı.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Afgan araştırmacı ve yazar Veyis Nasiri, ABD'nin terörle mücadele bahanesiyle Afganistan'ı işgal ettiğini, işgalin sonunda terörün ortadan kalkmadığı, aksine ülkede istikrarsızlığın giderek arttığını söyledi.
İşgal sırasında yaşanan şiddet olaylarında on binlerce sivilin öldüğünü, binlerce çocuğun yetim kaldığını anımsatan Nasiri, "ABD Afganistan'ı işgal ederek bölgedeki siyasi rakiplerini tehdit etmek istedi. Ülkenin kalkınması ve gelişmesi umurunda bile değildi, Afganistan'ı adeta bir güreş meydana olarak kullandı." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin işgali boyunca Afganistan'da kurulan hükümetlerin de hepsinin "sahte" olduğunu dile getiren Nasiri, bu hükümetlerde yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğunu, yasalara uyulmadığını kaydetti.
Nasiri, "ABD, Afganistan'dan ayrılsa da elini bu ülkeden çekmiş değil, hala birçok planı var. ABD'nin planları uzun vadelidir." diye konuştu.
Afganistan'ın istikrarı bölgenin istikrarı anlamına gelmektedir
Afganistan'ın coğrafi olarak stratejik bir bölgede yer aldığını, bu nedenle Afganistan'ın istikrarının bölgenin istikrarı anlamına geldiğini vurgulayan Nasiri, "ABD, Afganistan'dan çekilmiş olsa da hala ülkede birçok terör örgütü faaliyet gösteriyor." dedi.
Nasiri, birçok ülkenin Afganistan'daki terör örgütlerinin faaliyetlerinden rahatsız olduğunun da altını çizdi.
"ABD, Afganistan'da hiçbir şey yaşanmamış gibi çekip gitti"
Eski büyükelçi, akademisyen ve siyaset uzmanı Ahmad Saeedi de ABD'nin Afganistan'ı güvenliği sağlamak ve terörle mücadele amacıyla işgal ettiğini ancak ülkede bir türlü istikrarın sağlanamadığını söyledi.
İşgalin ardından terör olaylarının giderek tırmandığını hatırlatan Saeedi, "ABD askerlerinin hava saldırıları, gece baskınları sonucu on binlerce sivil öldü. ABD, Afganistan'da hiçbir şey yaşanmamış gibi çekip gitti. Peki bunların hesabını şimdi kim verecek?" şeklinde konuştu.
ABD'nin hala Afganistan üzerinde planlarının olduğuna dikkati çeken Saeedi, bazı silahlı gruplar aracılığıyla Orta Asya ülkelerini tehdit etmek istediğini ileri sürdü.
ABD işgali asla barış getirmedi
Siyaset uzmanı, araştırmacı ve yazar Veli Furuzan ise ABD'nin Afganistan işgalinin asla barış getirmediğini, aksine ülkeyi alt üst ettiğini vurguladı.
ABD'nin her zaman Afganistan'da bir oyun peşinde olduğunu ifade eden Furuzan, "ABD bir yandan terörle mücadele ediyormuş gibi görünürken, diğer yandan terör gruplarını destekliyordu, böylece ülkeyi daha da istikrarsızlaştırdı." yorumunu paylaştı.
Furuzan, ABD'nin işgal süresince kendi istediği kişileri hükümetin başına getirdiğini, böylece ülkede yolsuzluk, rüşvet, terör ve işsizliğin arttığını kaydetti.
İşgalden en çok Afgan halkının zarar gördüğüne işaret eden Furuzan, "Afganistan halkının toprakları işgal edildi. İstikrarsızlık halkın psikolojisine işledi. Yoksulluk zirveye çıktı. Yüz binlerce insan yurtdışında mülteci konumuna düştü." şeklindeki görüşünü dile getirdi.
ABD'nin ülkeden çekilmesiyle ülkede güvenliğin sağlandığı iddia edilse de birçok terör örgütünün sessizce faaliyetlerini sürdürdüğünü öne süren Furuzan, bu durumun birçok ülke tarafından açıkça bilindiğini sözlerine ekledi.
11 Eylül saldırıları ve ABD işgalinin başlaması
El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerine düzenlediği terör saldırılarının ardından ABD, Afganistan'da Taliban'dan El Kaide elebaşı Usame Bin Ladin ile örgüt üyelerinin kendilerine teslim edilmesini ve örgütün üslerinin kapatılmasını istedi.
Ancak Taliban bu talebi reddetti. Ardından ABD, 7 Ekim 2001'de Afganistan'da "Sürekli Özgürlük Operasyonu" adını verdiği işgal harekatına başladı.
Kısa bir süre sonra Taliban şehirlerden çekildi ve kurduğu hükümet devrildi.
ABD, 2001'de devirdiği Taliban ile 20 yıl savaştıktan sonra başarı elde edemeden Afganistan'dan çekilmeye karar verdi.
Taliban'ın 15 Ağustos 2021'de Afganistan'ın başkenti Kabil'i ele geçirmesiyle tahliyeleri hızlandıran ABD, 31 Ağustos 2021'de son askerini çekerek ülkeden tamamen ayrıldı.
ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırındahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5174457-abd-azerbaycan-ermenistan-bar%C4%B1%C5%9F-anla%C5%9Fmas%C4%B1yla-i%CC%87ran-s%C4%B1n%C4%B1r%C4%B1nda
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
TT
TT
ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
Ömer Önhon
Güney Kafkasya'da devam eden büyük oyunda, siyaset, ekonomi ve güvenliği bir araya getiren yeni bir proje öne çıktı. Beyaz Saray'da 8 Ağustos Cuma günü düzenlenen törende, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasında barış için ortak deklarasyona imza attılar. Törene, anlaşmanın hamisi olarak belgeyi imzalayan ABD Başkanı Donald Trump da katıldı.
Ortak deklarasyon sınırlara saygı, bölgesel çatışmanın sona erdirilmesi ve güç kullanımının reddi gibi yedi temel maddeden oluşuyor. Taraflar ayrıca, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) Minsk Grubu'nun kapatılması için ortak bir talepte bulunmak da dahil olmak üzere çeşitli bazı belgeler üzerinde de anlaşmaya vardı ve bunları imzaladı. Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları, ‘Devletler Arasında Barış ve İlişkilerin Kurulmasına Dair Anlaşma’ taslağını imzalayarak, nihai metni tamamladılar. Bakü, Erivan'ın imzaların atılmasından ve nihai onaylamadan önce bölgesel talepleri sona erdirecek anayasa değişikliklerini yapmasını bekliyor.
Anlaşma ayrıca, Azerbaycan'ın ana kısmını Ermenistan toprakları üzerinden Nahçıvan'a bağlayan ‘Zengizor Koridoru’ olarak bilinen engelsiz bir geçiş bölgesi kurulmasını da kapsıyordu. Ermenistan, ABD ve üzerinde anlaşmaya varılan diğer dış taraflarla birlikte, ‘Trump'ın uluslararası barış ve refah yolu’ olarak adlandırılan bir çerçeve oluşturmak için çalışmayı taahhüt etti. Washington’daki görüşme önemli bir başarı olsa da, birçok ayrıntı hala net bir anlaşma ve daha fazla açıklığa ihtiyaç duyuyor.
Azerbaycanlılar ve Ermeniler arasındaki çatışma, 20’nci yüzyılın başlarına, her iki ülkenin de işgal altında olduğu ve 1990 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazandıkları döneme kadar uzanıyor. O zamandan beri, tarihsel anlaşmazlıklar ve bölgesel talepler nedeniyle aralarında zaman zaman savaşlar patlak verdi. Ermeniler, özellikle Rusya'nın büyük dış desteğiyle Karabağ ve diğer Azerbaycan bölgelerini işgal etti.
Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.
Azerbaycan, 2020 yılında Karabağ'ın büyük bir bölümünü geri alan bir askeri operasyon düzenledi ve ardından 2023 eylülünde terörle mücadele çerçevesinde hızlı bir harekatla işgal altındaki topraklarının geri kalanını da kurtardı. O tarihten bu yana Türkiye, ABD, İsrail, Fransa ve İran gibi ülkelerin farklı roller oynadığı karmaşık bir siyasi ve güvenlik sürecine girildi. Bu ülkeler, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için çaba sarf ettiler.
Başkan Trump, uzun süredir savaşları sona erdirme ve ekonomik ilişkileri güçlendirerek ve refahı artırarak ülkeleri bir araya getirme sloganını savunuyor ve bu konuda ABD'nin ekonomik çıkarlarına odaklanıyor. Ancak, savaşları birkaç gün içinde sona erdirebileceğine dair tekrar ettiği abartılı açıklamaları, özellikle bir günde sona erdirebileceğini söylediği Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirememesi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından manevra yapıldığını itiraf etmesi, güvenilirliğini zedeledi.
Nahçıvan Özerk Bölgesi'nin Stepanakert (Hankendi) şehrinde düzenlenen bir askeri geçit töreni, 8 Kasım 2023 (AFP)
Bu sefer işler onun lehine gelişebilir, çünkü yakında Putin ile görüşmeye hazırlanıyor ve bu da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirme umutlarını canlandırıyor. Pakistan ile Hindistan, Tayland ile Kamboçya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasındaki çatışmaları sona erdirmeyi kendine mal eden Trump için, Kafkasya’daki son başarısı, uluslararası arenada başarılarını övünmek için yeni bir fırsat sunuyor.
Washington zirvesinin en önemli sonucu, anlaşmada ‘geçiş bölgesi’ olarak adlandırılan ve Zengizor Koridoru olarak bilinen, Ermenistan’da 43 kilometre uzunluğundaki şerit oldu. Bu şerit, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ana kısmını, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'ndeki topraklarından ayırıyor.
Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.
Başkan Donald Trump, Zengizor Koridoru’nu, Azerbaycan'a Nahçıvan'a tam erişim hakkı tanıyan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğüne tam saygı gösteren özel bir geçiş bölgesi olarak tanımladı. Projeye, Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu (TRIPP) adı verildi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığını tahmin ediyorlar.
Trump, Ermenistan'ın bu koridoru inşa etmek için ABD ile özel bir ortaklık kuracağını ve Washington'a 99 yıl süreyle uzatılabilir yönetim hakları vereceğini açıkladı. Projenin hayata geçirilmesi için ABD ve diğer ülkelerden müteahhitlerin yer alacağı bir koalisyon kurulacak ve ABD, Azerbaycan ve Ermenistan karı üzerinde anlaşmaya varılan oranlarda paylaşacak.
Teknik şüphelerle çevrili olan proje, çünkü Ermenistan koridorda egemenlik haklarına sahip olacak, ancak yolcuların ve malların denetimi ve kontrolü, trafiği veya ticari faaliyetleri engellemeyecek şekilde gerçekleştirilecek. Fakat bu durum, uygulama açısından hala belirsizliğini koruyor.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu tarihi adımın Trump'ın kişisel müdahalesi olmasaydı gerçekleşemeyeceğini vurgulayarak, 35 yıl süren savaşı sona erdirdiği için Nobel Barış Ödülü'nü hak ettiğini ve onu bu ödüle aday göstereceklerini açıkladılar.
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında etkili olan başlıca güçlerden biri olan Türkiye, Washington’daki zirvenin sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirirken bunu son derece önemli bir gelişme olarak nitelendirerek ABD'nin rolünü takdir etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan anlaşmaya övgüde bulundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Zengizor Koridoru’nu Türkiye'yi Kafkasya ve Hazar Denizi üzerinden Türk dünyasına, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Asya'nın derinliklerine bağlayan önemli bir bağlantı noktası olacağını belirtti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump'ın da hazır bulunduğu Washington'daki Beyaz Saray'da düzenlenen barış anlaşması imza töreninde tokalaşırken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
Türkiye ve Azerbaycan, ‘iki devlet bir millet’ deyişiyle ifade edilen yakın bir ilişkiye sahipler. Dışişleri Bakanı Fidan da bu çerçevede ‘Türk dünyası’ terimini kullandı. Ankara, Ermenistan-Azerbaycan savaşının başından itibaren Bakü'nün yanında yer aldı ve askeri destek sağlayarak Azerbaycan'ın zaferinde önemli bir rol oynadı. Türkiye, 21 Eylül 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve mevcut anlaşmazlıklar nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gerildi.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2022 yılında Türkiye'nin diplomatik girişimlerine yanıt verdi ve iki ülke arasında uzlaşı sürecinin ilk adımları atıldı. Bu süreç, geçtiğimiz haziran ayında Paşinyan’ın Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretle taçlandı.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığı tahminlerinde bulunuyorlar. Birçok Ermeni Taşnak, özellikle de Ermeni diasporasından olanlar, Başbakan Nikol Paşinyan'ın Ermenistan'ın ulusal çıkarlarına aykırı davranışlarda bulunduğunu düşünüyor, ancak halkın geniş desteğine sahip olan Paşinyan bu eleştirilerden etkilenmeyecektir.
Ekonomik faaliyetler ve normalleşme ile ulaşım koridorlarının sağlayacağı fırsatlar büyük bir etki yaratacak olsa da bu durum, mevcut tüm gerilimleri ve zorlukları bir anda ortadan kaldırmaz.
Rusya, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgelerde veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun değil. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği biliniyor.
İran ve Rusya ise Aliyev ve Paşinyan’ın görüşmesi ve anlaşmaları imzalamalarının olumlu bir gelişme olduğunu vurguladılar. Ancak aynı zamanda, ABD'nin Moskova'nın arka bahçesi olarak gördüğü bölgede Rusya'ya karşı önemli bir diplomatik zafer elde etmesinden duydukları endişe ve rahatsızlığı da dile getirdiler. Bu gelişme, Rusya ile Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde gerçekleşti.
Ermenistan, Paşinyan liderliğinde Rusya'nın nüfuzundan uzaklaşarak güvenliğini sağlamak için Batı'ya yakınlaşmaya çalışırken, Aliyev liderliğindeki Azerbaycan'ın politikası Rusya ile ilişkilerinde temkinli olmakla birlikte, son zamanlarda daha açık bir tutum sergilemeye başladı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın 19 Eylül 2023'te yayınladığı bir videodan alınan ve Bakü’nün Azerbaycan güçlerinin Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesinde kullandığı mevzileri imha etmesi sonucu meydana geldiğini söylediği bir patlamayı gösteren bir görüntü (AFP)
Öte yandan İran, Bakü ile Erivan arasındaki ilişkilerin iyileşmesini memnuniyetle karşıladı, ancak projenin olası sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Ulaştırma yollarının açılmasının, karşılıklı çıkarlar ve egemenliğin korunması çerçevesinde gerçekleşmediği sürece bölge halklarına fayda sağlamayacağını vurgulayan Tahran, doğu ile batıyı birbirine bağlayan Zengizor Koridoru’nun, kendisinin teşvik ettiği kuzey-güney koridoruna büyük zarar vereceğinden ve Ermenistan'a doğrudan erişimini engelleyeceğinden endişe ediyor.
İran, bölgenin güvenliğini tehlikeye atabilecek dış müdahalelere karşı uyararak Tahran'ın varlığını ve Azerbaycan'daki İsrail varlığını ciddi bir endişe kaynağı olarak gören ABD'ye açık bir gönderme yaptı.
Burada sorun, İran'ın bu projeyi gerçekten durdurabilecek durumda olup olmadığında. Ancak Rusya'nın, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgede veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun olmadığı biliniyor. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği de biliniyor.
ABD’li yetkililerin, Washington'ın anlaşmalarının ve projelerinin Rusya, Çin ve İran'ı hedef alan jeopolitik manevraların bir parçası olduğunu açıkça ilan etmesiyle, bu ülkelerin tek tek veya toplu olarak bu planları engellemek yahut bozmak için karşı projeler veya planlar ortaya koyması şaşırtıcı olmaz.