Aksa Tufanı’nın ardından başlayan savaş

Aksa Tufanı’nın ardından başlayan savaş
TT

Aksa Tufanı’nın ardından başlayan savaş

Aksa Tufanı’nın ardından başlayan savaş

İsrail, Hamas üyelerinin dün erken saatlerde, ‘Aksa Tufanı’ ismi verilen bir operasyon kapsamında hava ve karadan İsrail’e girmesinin ardından daha önce hiç maruz kalmadığı böyle bir saldırı karşısında şok yaşadı.

Hamas unsurları, İsrail ordusunun kamplarına sızmayı başardı. Bu sırada çok sayıda İsrailliyi öldürdüler, onlarca asker ve sivili benzeri görülmemiş bir şekilde Gazze Şeridi’ne kaçırdılar.

Gelişmeler, uluslararası toplum tarafından büyük tepki aldı.

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını yinelerken, gereken her türlü desteği sağlama sözü verdi.

Arap ülkeleri gerilimi durdurma ve itidal çağrısı yaparken, İran ve Suriye ise Hamas’a desteklerini ifade etti.

İsrail medyasının ‘Kara Gün’ diye adlandırdığı bu saldırılar, Ekim 1973 Savaşı’ndan sonra 50 yıl sonra yaşanan ikinci bir askeri istihbarat başarısızlığı oldu.

Analist ve yorumcular, Hamas’ın dünyadaki en iyi ve en deneyimli istihbarat servisini şaşırtmayı ve Ortadoğu’nun en güçlü güvenlik sistemiyle alay etmeyi başardığını dile getirdi.

sdfwe
İsrail’in dün Gazze’ye düzenlediği hava saldırısı sonucu bir binadan dumanlar yükseliyor (AP)

İsrail, intikamın çok büyük olacağına söz vererek bir ‘savaş’ halinde olduğunu ilan etti ve Gazze Şeridi’ne hava saldırıları düzenleyerek Filistinliler arasında yüzlerce ölüm ve yaralanmaya neden oldu.

İsrail’de ana muhalefet, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya ‘olağanüstü hal hükümeti kurma’ çağrısında bulundu.

Bu arada, ister Batı Şeria, ister Lübnan sınırında olsun, çatışmaların birçok cephede aynı anda patlama ihtimali var.

Muhalefet lideri Yair Lapid, Netanyahu ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi;

“Şu anda olağanüstü durumdayız ve tüm ithilafları bir kenara bırakıp, onunla profesyonel bir olağanüstü hal hükümeti kurmaya hazırım.”

İsrailli sağlık kaynakları ve medya kuruluşları, Hamas saldırısında yaklaşık 300 İsraillinin öldüğünü duyurdu.

Çoğu ağır durumda olmak üzere en az bin kişi de yaralandı ve bu İsrailliler için şok edici bir rakam.

Filistinlilerin Gazze Şeridi çevresindeki kamplar, sokaklar ve yerleşim yerlerinin kontrolünü ele geçirmesi, İsrail askerlerini bir tankın içinden çıkarması ve çok sayıda askeri Gazze Şeridi’ne kaçırmasıyla ilgili görüntüler de şok ediciydi.

İsrail şaşkınlık içindeyken, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed ed-Dayf, İsrail’e karşı başlattıkları Aksa Tufanı’nın ilk aşamasında 5 bin roket ve havan topu fırlattıklarını duyurdu.

Dayf, Batı Şeria’da işgal güçleriyle yürütülen güvenlik koordinasyonuna bugünden itibaren son verilmesini istedi ve elinde silah olan herkesin silahını çıkarma vaktinin geldiğini söyledi.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. 

Olayla ilgili inceleme başlatan İsveç polisi, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıldığını bildirdi. 

İsveçli su altı arama ekipleri, hasar gören iki denizaltı fiber optik kablodan biri olan "C-Lion 1" hattının bulunduğu bölgede dalış gerçekleştirdi. Bu kablo, Finlandiya ve Almanya arasında uzanıyor. İsveç ve Litvanya arasındaki kablo hattı da hasar gördü.

İsveç Ulusal Operasyon Teşkilatı'ndan Per Engström, Çin'e ait kargo gemisiyle ilgili detayların inceleme kapsamında gözden geçirildiğini belirtti. 

Sahil güvenlik ekiplerinin olay bölgesinde "gözetimi artırdığını" söyleyen Engström, hatlarda yaşanan kopmanın sebebini açıklığa kavuşturmaya çalıştıklarını ifade etti. 

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan dün yapılan açıklamada da Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. 

Gemi hareketlerini takip eden Vesselfinder'ın verilerine göre, Yi Peng 3 en son 15 Kasım'da Rusya'nın Leningrad Oblastı'ndaki Ust-Luga limanına uğradı. Guardian'ın aktardığına göre, Yi Peng 3'ü limandan çıkarmak için gemiye binen Rus kılavuz kaptan Aleksandr Steçentsev, gemide olağandışı bir durum olmadığını söyledi.

Ust-Luga liman idaresinde çalışan Steçentsev, gemiyi yaklaşık 18 kilometre açıktaki bir şamandıraya götürdüğünü belirtti. Kılavuz kaptan, mürettebatı Çin vatandaşlarından oluşan gemiden aynı gün öğleden sonra indiğini ifade etti. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. 

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, "Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma" diyerek iddialara tepki gösterdi. Peskov, Rusya'nın olayla alakası olmadığını savunurken, Baltık Denizi'nde sabotaj faaliyeti yürüten tarafın Ukrayna olduğunu iddia etti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ülke bayrağını taşıyan gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savundu.

Independent Türkçe, Guardian, AFP