İsrail medyası: Hamas saldırısı büyük ve benzeri görülmemiş hakaret

İsrail kamuoyu başarısızlıktan Netanyahu’yu sorumlu tuttu Netanyahu Hamas’ı güçlendirmekle suçlanıyor

İsrail askerleri, dün helikopterle Beerşeba şehrindeki Soroka Tıp Merkezi'ne nakledilen yaralı bir kişiyi taşıyor (EPA)
İsrail askerleri, dün helikopterle Beerşeba şehrindeki Soroka Tıp Merkezi'ne nakledilen yaralı bir kişiyi taşıyor (EPA)
TT

İsrail medyası: Hamas saldırısı büyük ve benzeri görülmemiş hakaret

İsrail askerleri, dün helikopterle Beerşeba şehrindeki Soroka Tıp Merkezi'ne nakledilen yaralı bir kişiyi taşıyor (EPA)
İsrail askerleri, dün helikopterle Beerşeba şehrindeki Soroka Tıp Merkezi'ne nakledilen yaralı bir kişiyi taşıyor (EPA)

İsrail’e İsraillilerin anlaşmazlıklarını bir kenara bırakıp Hamas’a karşı savaşta birleşmesi ve eleştirileri ve başarısızlıkların sorumluluğunu savaşın sonuna kadar ertelemesi gerektiği yönündeki bir yaklaşım hâkim olurken İsrail medyası da Gazze Şeridi çevresindeki Yahudi kasabalarının sakinlerinin korunması hususundaki ciddi eksiklikler nedeniyle orduya ve istihbarat liderliğine sözlü saldırıda bulundu.

Sağ kampa bağlı medya, savaş öncesinde olduğu gibi orduyu eleştirmeye odaklanırken, bağımsız ve sol medya ise başarısızlıklarda Netanyahu’nun rolüne odaklandı. Haaretz gazetesi, ‘Sorumlu Netanyahu’ başlığıyla bir başyazı yayınladı. İçeriğinde ise “Muazzam siyasi deneyimi ve güvenlik konusundaki yeri doldurulamaz bilgeliğiyle övünen Başbakan, ‘ilhak ve yağma hükümetini kurduğunda, Bezalel, Smotrich ve Itamar Ben Gvir’i iki kilit pozisyona atadığında ve Filistinlilerin varlığını ve haklarını açıkça göz ardı eden bir dış politika benimsediğinde’ ülkeyi içine sürüklediği tehlikeyi bilinçli olarak teşhis etmekte tamamen başarısız oldu” ifadelerine yer verildi.

Haaretz, Netanyahu’nun kesinlikle sorumluluğundan kaçmaya çalışacağını ve sorumluluğu Hamas’ın askeri yeteneklerini hafife alarak bir savaş başlatma olasılığını küçümseyen ordu ve istihbarat komutanlarına yüklemeye çalışacağını belirtti. Ancak ona göre istihbarat ve askeri eksiklikler, İsrail’in dış ve güvenlik işlerinden sorumlu yüksek karar vericisi olarak Netanyahu’yu krizdeki kapsamlı sorumluluğundan kurtarmıyor.

Binyamin Netanyahu, kazandığı 2022 genel seçimlerinden iki gün önce Kudüs yakınlarında kampanya yürütüyor (Getty Images)
Binyamin Netanyahu, kazandığı 2022 genel seçimlerinden iki gün önce Kudüs yakınlarında kampanya yürütüyor (Getty Images)

Netanyahu’nun, kendisini savaşlardan kaçınan ve İsrail tarafındaki ölümleri sınırlamaya çalışan ‘temkinli bir politikacı’ olarak pazarladığına, ancak son seçimlerdeki zaferinden sonra ihtiyatı ‘tamamen sağ’ politikasıyla değiştirdiğine dikkat çekildi. Bu politika ise, ‘Batı Şeria’nın ilhakına yönelik aleni adımlar, El-Halil dağındaki C bölgesinde ve Ürdün Vadisi’nde etnik temizlik, yerleşim yerlerinin yoğun şekilde genişletilmesi ve Aksa’daki Yahudi varlığının güçlendirilmesini’ içeriyor.

Gazete, patlamaya ilişkin göstergelerin Filistinlilerin İsrail işgalinin elinin ağırlığını hissettiği Batı Şeria’da başladığını ve Hamas’ın da bu fırsatı değerlendirerek sürpriz bir saldırı düzenlediğini belirtiyor. Ancak gazete, her şeyden önemlisi, üç yolsuzluk davasıyla suçlanan bir başbakanın ‘devlet işleriyle ilgilenemeyeceğini’ vurguladı.

İsrail’in küstahlığı

Aynı gazeteden Gideon Levy, yaptığı açıklamada “Yaşanan her şeyin ardında İsrail’in küstahlığı var. Her şeyi yapmamıza izin verildiğini, hiçbir bedel veya ceza ödemeyeceğimizi sanıyorduk. Katliamlar gerçekleştiren yerleşimcilerin Filistin topraklarında bulunan Yusuf’un Kabri’ne ve Otniel’in Kabri’ne ve Süleyman Tapınağı’na hac yapmalarını ve Yeşu’nun kurban makamına girmelerini savunuyorduk. Yalnızca Sukot Bayramı’nda 5 binden fazla Yahudi (Müslümanların) kutsal haremine baskın düzenledi” ifadelerini kullandı.

Yerleşimciler, İsrail askerleri korumasında eski El-Halil şehrine saldırdı (WAFA)
Yerleşimciler, İsrail askerleri korumasında eski El-Halil şehrine saldırdı (WAFA)

Masum insanları vurmak, gözleri oymak, yüzleri parçalamak, kovmak, hırsızlık yapmak, insanları yataklarından kaçırmak ve etnik temizlik gibi başka ihlallere de dikkati çekerken, tabi ki Gazze’ye yönelik inanılmaz ablukanın devam ettiğini ve bundan sonra da her şeyin aynı şekilde devam edeceğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın gazeteden aktardığına göre Gideon Levy, “Gazze’yi taciz etmeye devam edeceğimizi ve her zaman iyi hal şartına bağlı olarak İsrail’e birkaç on binlerce gruba çalışma izni vererek hayırseverlik kırıntıları atacağımızı düşündük” dedi.

Birkaç yüz Filistinli militanın duvarı bastığını ve ‘hiçbir İsraillinin hayal edemeyeceği bir şekilde’ İsrail’e girdiğini söyleyen Levy, “Yüzlerce Filistinli militan, iki milyon insanın ağır bir bedel ödemeden sonsuza kadar hapse atılamayacağını kanıtladı” dedi.

Aşağılayıcı saldırı

Yediot Ahronot’tan Nahum Barnea, Hamas saldırısını İsrail’e hakaret olarak nitelendirdi. 7 Ekim 2023’ün İsrail ordusunun yıllardır şahit olmadığı büyük bir hakaret olduğunu söylerken, ilk hakaretin istihbarat açısından olduğunu belirtti. Ona göre tıpkı 1973’te olduğu gibi, iktidar sistem tüm göstergeleri gördü ama kibriyle ‘bunun nafile bir manevra ve tatbikattan başka bir şey olmadığı’ sonucuna vardı.

Habere göre ikinci hakaret ise Hamas teröristlerinin engeli kolaylıkla aşmasıydı. Üçüncü hakaretin ‘onlarca rehineyle Gazze’ye dönmenin kolaylığı’ ve dördüncüsünün de ‘İsrail ordusunun saldırıya karşı tepkisinin yavaşlığı’ olduğunu söyledi. Belirttiğine göre onlarca kişi zırhlı kampın etrafında sanki evlerindeymiş gibi dolaşıyordu ve onlara ateş eden bir saldırı helikopteri yoktu.

Filistinliler, cumartesi günü İsrailli bir kadın esiri Gazze Şeridi’ne nakletti (AP)
Filistinliler, cumartesi günü İsrailli bir kadın esiri Gazze Şeridi’ne nakletti (AP)

1973’te Yom Kippur’un çok daha fazla sayıda kurbana mal olduğuna inanan Barnea, “Ancak o dönemdeki çatışma, ikinci sınıf bir terör örgütü değil, en büyük Arap ordularıylaydı” dedi. O acı savaşın ardından ateşkesten sonra 50 yıl sürecek bir barışın geldiğini söyleyen Barnea, mevcut savaşın getireceği iyiliği görmenin zor olduğunu vurguladı. Netanyahu’nun, yönetimi boyunca Hamas’ı Filistin Yönetimi pahasına böl-yönet politikasıyla ileriye itmesini eleştiren Barnea, geçen aylarda Hamas hareketine, yirmi bin Gazzeli için çalışma izni, ithalatın artırılması ve Katar parasının aktarılması da dahil olmak üzere ordu tarafından önerilen bazı kazanımların verildiğini belirtti. Ona göre hükümetindeki yarı savunma bakanı Smotrich, geçtiğimiz günlerde Hamas’ın bir varlık, Otoritenin ise bir yük olduğunu söyleyerek, Netanyahu’un kuralı değiştirmeye hazır olup olmadığını sorgulamıştı.

İlk Hamas formülü

Maariv gazetesinden Ben Caspit, “Gazze’de kara operasyonuna çıkmaktan korkan, kendisi için kara operasyonuna çıkacaktır. Kendisini Hamas’a karşı güçlü olarak görenler, cumartesi günü güçlü Hamas’a karşı kendi zayıflığını gördü” ifadelerini kullandı. Ben Caspit, “Filistin Yönetimi’ni küçültmek için Hamas’ı ayağa kaldırabileceğine inananlar, cumartesi günü kendilerini ikisinin karşısında da küçük şekilde buldu” diyerek, İsrail’in Hamas’ı cesaretlendirerek ilk Hamas formülünde hata yaptığına dikkati çekerken, “FKÖ’yü zayıflatmak için bunun gerçekleşmesine izin verdi ve bu başarısızlıktan ders almadı. Netanyahu, birçok kez Hamas’ı İsrail'in bir varlığı olarak tanımladı. Bu mühimmat, cumartesi günü birkaç mühimmattan fazlasıyla bizi vurdu” dedi.

Ben Caspit, Ehud Olmert’in 2009 yılında Gazze’deki meşguliyete son vermek istediğine dikkat çekerken, “Bu nispeten kolaydı, ama o zamanlar Hamas, topal bir kazdı. Herkes, Aşkelon kapılarında iktidara döndüğünde Hamas’ın Gazze’deki yönetiminin devrilmesi emrini vereceğine söz veren Netanyahu’yu bekliyordu. Ama o, tam tersini yaptı” ifadelerini kullandı.

Yair Lapid’in aşırılık yanlılarının bulunmadığı dar bir acil durum hükümetine katılmayı teklif ederek doğru şeyi yaptığını belirten Ben Caspit, “Doğru bir liderlik adımı ve akıllı bir siyasi manevradır. Ancak Lapid ve Gantz’ın mevcut kâbus hükümetine katılmaları için hiçbir neden yok. Bu yemeği Netanyahu hazırladı, o da içecek” dedi.

Ben Caspit, raporunu şu soruyla sonlandırdı; “Bu vahim felaket, Netanyahu’yu aşırıcılarla olan maceranın artık tükendiğine ikna etmeye yetecek mi? Devlet Netanyahu için gerçekten önemli mi?”

Açlıktan Ölen Gazze

Sağcı İsrail Hayom gazetesinde Ariel Kahane, ‘Gazze’yi Taş Devri’ne geri götürün’ başlığıyla “Yom Kippur Savaşı’ndan tam 50 yıl sonra İsrail, kendisini bir kez daha sürpriz bir saldırı altında buldu” dedi. İstihbarat körlüğünün var olduğunu ve İsrail’in hazırlıksız olduğunu anlamak için çok iyi bir uzman olmaya gerek olmadığını söyleyen Kahane, “Eksiklikleri gidermenin zamanı gelecektir. Şu anda odak noktası, inisiyatifi yeniden kazanarak ve her şeyden önce düşmanı yenerek yenilgiyi zafere dönüştürmek olmalıdır” dedi.

Filistinli bir kadın ve ailesi, İsrail’in dün Gazze’ye düzenlediği saldırıların ardından evinden UNRWA okuluna kaçtı (Reuters)
Filistinli bir kadın ve ailesi, İsrail’in dün Gazze’ye düzenlediği saldırıların ardından evinden UNRWA okuluna kaçtı (Reuters)

Başbakanın söylediği gibi ‘büyük bedeller almanın’ yeterli olmadığını vurgulayan Kahane, “Eğer korku Lahey’den (Adalet Divanı) geliyorsa, o zaman misyonun hayatlarının sonuna kadar ülkede kalmasına yetecek kadar gönüllü var demektir. Hamas’ın üst düzey isimlerini ve çocuklarını kaçırıp, onların Gazze’deki lüks evlerini, yüksek kulelerini, restoranlarını ve parklarını yok ederek Gazze’yi Taş Devri’ne döndüreceğiz” ifadelerini kullandı. İsrail’in Gazze’ye elektrik tedarikini durdurmasının yanı sıra, Gazze’deki elektrik üretim istasyonunun bombalanmasını ve balıkçılığın tamamen yasaklanmasını teklif eden Ariel Kahane, Mısırlılardan Refah sınır kapısını kapatmalarını, su ve yiyecek girişini engellemelerini ve tüm Hamas liderliğine suikast düzenlemelerini de istedi.



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.