Mustafa Rüstem
Gazze’de savaş devam ederken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, PKK’nın Suriye ve Irak'taki hedeflerine ve karargahlarına yönelik hava harekatları sürüyor. Ankara Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) yönelik yeniden hava operasyonları gerçekleştiriyor. Askeri uzmanlara göre Ankara, uzun süredir terörist saldırıların gerçekleştiği, Kuzey Irak ve Suriye'den gelen sınır tehditleri durdurmaya yönelik bir savaş yürütüyor.
Diğer yandan Suriye Cezire Bölgesi ve Fırat Bölgesi halkının bir savaş çıkacağına dair endişeleri artıyor. Ankara'nın defalarca ima ettiği, bölge halkının ise endişe ettiği ve çıkması durumunda ‘yarım kalmaz’ olarak tanımladığı kara operasyonunun bu sefer YPG ile Türk ordusu arasındaki çatışma ile sınırlı kalmayacağı aksine, uluslararası tarafların müdahalesine kadar genişleyeceği tahmin ediliyor. Gözlemcilerin tahminlerine göre savaşın karmaşık bir operasyonel haritaya bağlı olması bu durumu açıklıyor.
TBMM, önceki gün ordunun Suriye ve Irak'ta sınır ötesi operasyon başlatma yetkisini iki yıl daha uzattı. Gözlemciler bunu Türkiye'nin kuzeyde başlattığı askeri operasyonun devamı olarak değerlendirdi. Bu yetki, daha önce yapılan üç kara operasyonundan sonra yeni bir yeşil ışığı temsil ediyor. Türkiye, Ağustos 2016'dan bu yana iki sınır bölgesi olan Halep kırsalındaki Azez ve Cerablus şehirlerinin kontrolünü ele geçirdi.
Ankara, Türkiye ve diğer Batılı ülkeler tarafından ‘terörist’ olarak sınıflandırılan PKK tehdidi nedeniyle Suriye topraklarına operasyonlar gerçekleştirdi. Türkiye Ocak 2018'de Suriye silahlı muhalefetinin askeri koluyla birlikte, Halep'in kuzey kırsalındaki nüfusunun çoğunluğu Kürt grupların yer aldığı Afrin şehrine Zeytin Dalı Operasyonu’nu gerçekleştirdi. Türkiye ayrıca YPG’yi sınırlarından uzaklaştırmak ve güvenli bölge oluşturmak amacıyla son kara harekâtı olan Barış Pınarı’nı başlatmıştı.
Savaş tehdidi
Askeri analistlere göre Türkiye bir güvenlik sorununa işaret ediyor ve SDG güçlerinin ve YPG’nin Münbiç ve diğer sınır bölgelerinden çıkarılmasının son derece önemli olduğunu vurguluyor. Hele ki 1 Ekim'de iki PKK’lı teröristin Ankara’daki İçişleri Bakanlığı'na düzenlediği saldırının ardından bu tutum güçlendi. Ankara daha sonra bu saldırıya Suriye sınırındaki 500 kilometrelik çok sayıda sahaya operasyonlar düzenleyerek karşılık verdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, güvenlik ve istihbarat bilgilerine göre iki teröristin Suriye topraklarından girdiğini açıkladı. SDG lideri Mazlum Abdi ise saldırıyı gerçekleştirenlerin kendi güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerden geçtikleri iddiasını yalanladı. Abdi, X (eski adıyla Twitter) platformundaki resmi hesabında yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin yeni bir askeri operasyon başlatmaya yönelik gerekçe aradığını öne sürdü.
TBMM’nin verdiği yeni yetki ile birlikte kuzeyde savaş kıvılcımlarının alevlenme ihtimali artıyor. Belki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine iki hafta önce Meclis'e gelen talimat, ‘sıfır saat’ kara savaşının yakında başlayacağına ve dördüncü operasyona girileceğine işaret ediyor. Bakanlar Kurulu'nun son oturumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan operasyonun ilk aşamasının sona erdiğini, örgütün genel merkezinin belirli yerleri ile gelir ve finansman kaynaklarının bulunduğu 194 hedefin imha edildiğini ve 162 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Türk araştırmacılar Türk ordusunun Suriye ve Irak'ta sınır ötesi operasyon başlatma yetkisinin iki yıl süreyle uzatılması kararının zaten beklendiğine dikkat çektiler. Türk ordusunun Suriye topraklarındaki operasyonlara katılmasına olanak tanıyan ilk yetki DEAŞ'e karşı uluslararası operasyonu desteklemek amacıyla 2013 yılında verilmişti. Parlamento, 2021 yılında ordunun görev süresinin iki yıl daha uzatılmasına karar verdi. Bu yıl da ordunun görev süresi meclis kararıyla iki yıl daha uzatıldı.
Independent Arabia'ya konuşan Türk siyasi analisti Firas Rıdvanoğlu, Türkiye'nin herhangi bir askeri harekat başlatma ihtimalini reddetti. Türk ordusunun sınır ötesinde görev süresinin uzatılmasının mutlaka savaş davullarının çalması anlamına gelmediğini söyleyen Rıdvanoğlu değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Ordunun herhangi bir acil durum karşısında hazırlıklı olması için görev süresinin uzatılması gerekir. Sonuçta Suriye topraklarında Türkiye var ve parlamentonun onayı dahilinde Türk ordusunun Suriye’deki görev süresinin uzatılması bu stratejinin bir parçası olacaktır. Dolayısıyla bu, PKK ve SDG'ye Türkiye'nin gerekirse her türlü askeri operasyona girmeye hazır olduğu mesajıdır.”
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Türk araştırmacı Rıdvanoğlu'nun bakış açısına göre kara operasyonu pek olası olmasa da bunun ortaya çıkma ihtimali halen mevcut ve bu, bölgede meydana gelen bölgesel gelişmelerle bağlı. Rıdvanoğlu, “Herhangi bir askeri operasyon Türkiye'nin hem Avrupalılarla hem de ABD'lilerle sorun yaşamasına neden olacaktır. Bu halihazırda kaçınılmaz. ABD'nin İsrail-Gazze savaşı ile meşgul olması nedeniyle, bazılarının inandığı gibi mevcut koşullar herhangi bir Türk askeri operasyonuna uygun değil. Çünkü ABD'nin bölgeye uçak gemisi göndermesi Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) bölgedeki pozisyonuna bir nevi destek anlamına geliyor.”
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Türk kuvvetlerine ait 30 zırhlı araç ile lojistik malzeme ve personel taşıyıcılarla dolu bir kamyondan oluşan askeri konvoyun İdlib'in batı kırsalındaki Hirbet el-Cevz geçiş noktasından girişini gözlemlediğini açıkladı. Bu takviye birlikleri, 5 Ekim'de El-Gab Ovası'ndaki gerilimi azaltma bölgesine ve batı İdlib kırsalına konuşlandırılan askeri noktalara yöneldi.
En güçlü olanın hayatta kalması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt silahlı gruplara yönelik operasyonlarında ‘en büyük sorun’ olarak tanımladığı şeyi gizlemedi. Bakanlar toplantısında yaptığı açıklamaya göre bu sorun, müttefik olarak tanımladığı ABD tarafından temsil ediliyor. Erdoğan bölgedeki ülkelerden askeri ve istihbarat unsurlarının, örgütün üyelerinden ve karargâhlarından uzak tutulması talebini vurguladı.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Suriye'deki güçlerinin yakınında uçan Türkiye’ye ait silahlı insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu. Washington ilk kez NATO'daki müttefiki Türkiye'ye ait bir SİHA’yı düşürdü. Açıklamada, çatışmasızlık mekanizmalarının sahadaki işleyişinin iyileştirilmesi için sahadaki ilgili taraflarla birlikte çalışıldığı ifade edildi. Pentagon, uçağın düşürülmesinin Ankara'nın bölgedeki askeri operasyonlarını etkilemeyeceğini kaydetti.
Türk siyasi alanında uzman isimler, bu gelişmeyi de göz önünde bulundurarak Washington'ın herhangi bir Türkiye operasyonu durumunda Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolündeki Kürt bileşenini desteklemekten çekinmeyeceği görüşünde. Azerbaycan-Ermenistan savaşında Türkiye'nin tutumuyla uyumlu görünen Rusya'nın tutumu dalgalı bir seyir izlerken, diğer yandan Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Beyaz Saray ile Kremlin arasında artan bir rekabet söz konusu.