WSJ: "Batı ve İsrail, Hamas'ı nasıl yanlışlıkla fonladı?"

"Paraların Hamas'ın cebine gitmesine izin verdiler. Bunu herkes biliyordu"

İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın savaşta en az 203 kişiyi rehin aldığını duyurmuştu (AFP)
İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın savaşta en az 203 kişiyi rehin aldığını duyurmuştu (AFP)
TT

WSJ: "Batı ve İsrail, Hamas'ı nasıl yanlışlıkla fonladı?"

İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın savaşta en az 203 kişiyi rehin aldığını duyurmuştu (AFP)
İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın savaşta en az 203 kişiyi rehin aldığını duyurmuştu (AFP)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Batılı ülkelerin ve İsrail'in yanlışlıkla Hamas'ı nasıl fonladığını yazdı.

Haberde, 2007'den beri Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas'ın, vergilerden servet elde ettiği, sivillere yapılan yardımları da askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları için kullandığı ileri sürüldü.

Tel Aviv yönetiminin son iki yılda daha fazla Gazzelinin, İsrail'de çalışmasına izin vererek Hamas'ın da vergileri artırmasına olanak sağladığına dikkat çekildi.

Ayrıca Mısır'ın Gazze Şeridi'yle ticari faaliyetlerinin de Hamas'ın vergi kazancını artırdığı ifade edildi.

Haberde, uluslararası toplumun Gazze'de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından işletilen okulların ve hastanelerin masraflarının karşılanması için yıllarca fon sağladığı, bunun da Hamas'ın üzerindeki ekonomik yükü hafiflettiği belirtildi. 

Öte yandan kimliklerinin açıklanmasını istemeyen ABD'li yetkililer, WSJ'ye İran'ın Hamas'a yıllık yaklaşık 100 milyon dolar fon sağladığını öne sürdü. Yetkililer, bu fonun özellikle İzzeddin Kassam Tugayları'nın askeri faaliyetleri için verildiğini savundu.

Hamas, 2006'da yapılan Filistin seçimlerinde, Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın partisi Fetih'i geçerek 132 sandalyeli mecliste 74 koltuk kazanmıştı. Fetih ise 45 sandalyede kalmıştı. Daha sonra taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2007'de Gazze'de patlak veren çatışmalarda, Hamas bölgenin kontrolünü de ele geçirmişti.

ABD merkezli araştırma kurumu Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Matthew Levitt, "2007'den sonra değişen şey, Hamas'ın bölgeyi kontrol etmesi sayesinde vergi alması ve haraç kesmesi oldu" dedi.

Haberde, İsrail'in bu tarihten sonra Hamas'ın saldırılarını önleyebilmek amacıyla Gazze'ye uyguladığı ablukayı kademeli şekilde artırdığı, bunun da bölgedeki ekonomik sorunları artırdığı belirtildi. Ayrıca Abbas'ın Hamas'ın Gazze'deki kontrolünü sonlandırmak için bölgeye fonlamayı 2017'de kestiği de hatırlatıldı.

Bu noktada ABD'nin de çağrısıyla Katar'ın Gazze'deki sivillere yardım yapmaya başladığı ifade edildi. Öte yandan haberde, Hamas'ın bu yardımları bölgenin yönetiminden ziyade askeri kanadındaki harcamalar için kullandığı iddia edildi.

"Ayda 40 milyon dolar vergi geliri"

Yardımlar geldikçe, Hamas'ın da vergileri artırdığına dikkat çekilirken, Gazzeli ekonomist Muhammed Ebu Cayib, Hamas'ın vergilerden ayda 40 milyon dolara kadar gelir elde ettiğini söyledi.

Kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen Katarlı yetkililer, ülkeden gönderilen fonların ABD, BM ve İsrail'in kontrolünde aktarıldığını söyledi.

Buna göre Katar'dan gönderilen nakit paralar, önce BM'nin adına kayıtlı bir banka hesabına geçiyor. Buradan mühürlenmiş paketlere doldurulan paralar, İsrail ve BM kontrolündeki bir konvoy aracılığıyla Gazze'ye ulaştırılıyor. Parayı almak isteyen kişilerin bir talep formu doldurması isteniyor. Bu form daha sonra İsrail, BM ve Katar'a kontrol için gönderiliyor.

Haberde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın geçen yıl yayımladığı verilere de yer verildi. Buna göre Hamas yönetimi Türkiye, Sudan, Suudi Arabistan, Cezayir ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde yer alan firmalar üzerinden 500 milyon dolar gelir kazandı.

Levitt, Hamas'ın mevcut gelirinin en büyük kısmının İran'dan, daha sonra da Gazze'deki vergi kazancından geldiğini savundu.  

İsrail Savunma Kuvvetleri'nden eski istihbaratçı Yossi Kuperwasser, şunları söyledi: 

Uluslararası toplum Hamas'ın Gazze'yi yönetmesine destek olmaya hazır duruma geldi. Fonların Hamas'ın cebine gitmesine izin verdiler. Bunu herkes biliyordu.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, örgütün finansal kaynaklarını açıklamayı reddederken, Gazze'nin yönetimi için değerlendirilen fonlarla İzzeddin Kassam Tugayları'na verilen fonların ayrı olduğunu savundu. 

Öte yandan WSJ, yorum taleplerini İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinin, İsrail Savunma Bakanlığı'nın, Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın ve İran'ın New York'taki BM misyonunun reddettiğini aktardı.

ABD'den 100 milyon dolar yardım

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt verdi.

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 1524'ü çocuk, 1000'i kadın 4 bin 137 kişi ölürken, yaralı sayısı da 12 bini geçti.  

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda da 306'sı asker en az 1400 kişinin öldüğünü, 3 bin 968 kişinin de yaralandığını duyurdu.

ABD Başkanı Joe Biden, 18 Ekim'de düzenlediği İsrail ziyaretinde, Gazze ve Batı Şeria'ya 100 milyon dolar insani yardım yapacağını duyurmuştu. Biden, insanı yardımların Hamas'ın eline geçtiğinin tespit edilmesi durumunda bunların sonlandırılacağını da söylemişti.

Independent Türkçe



ABD istihbarat raporları: İran, Washington'ın savaşa katılması halinde ABD’nin bölgedeki üslerini vurmaya hazırlanıyor

İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)
İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)
TT

ABD istihbarat raporları: İran, Washington'ın savaşa katılması halinde ABD’nin bölgedeki üslerini vurmaya hazırlanıyor

İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)
İsrail'in İran'ın başkenti Tahran'a düzenlediği saldırının ardından bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar, 17 Haziran 2025 (AFP)

Amerikan istihbarat raporları, İran'ın, ABD'nin İsrail'in Tahran'a karşı başlattığı askeri operasyona katılmaya karar vermesi halinde, ABD’nin Ortaoğu'daki üslerine olası saldırılar düzenlemek için füzeler ve diğer askeri teçhizat hazırladığını ortaya koydu. Bu bilgi, söz konusu raporları inceleyen ABD'li yetkililer tarafından doğrulandı. Bu gelişme, ABD'nin Avrupa'ya yaklaşık otuz adet yakıt ikmal uçağı göndermesiyle eş zamanlı meydana geldi. Söz konusu uçakların Avrupa’ya gönderilmesindeki amaç, Amerikan savaş uçaklarının üsleri korumasına destek olmak ve İran'ın nükleer tesislerini vurmaya katılabilecek stratejik bombardıman uçaklarının menzilini uzatmak olarak açıklandı.

ABD savaşın kapsamının genişlemesinden endişeli

İsrail'in Beyaz Saray'a savaşa katılması için giderek daha fazla baskı uyguladığı bir dönemde, ABD yönetimi içinde daha geniş çaplı bir bölgesel savaşın patlak vereceğine dair endişeler de arttı. Yetkililer, ABD'nin saldırıya katılması, özellikle de İran'ın güçlendirilmiş Fordo Nükleer Tesisi’nin hedef alınması durumunda, İran destekli Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını yeniden başlatmasına ve Irak ve Suriye'deki İran destekli milislerin ABD’nin bölgedeki üslerine saldırılar düzenlemesine yol açacağını söylediler.

ABD alarm düzeyini yükseltti

ABD yönetimi, bölgedeki üslerinde konuşlu 40 binden fazla asker için alarm düzeyinin en yükseğe çıkarıldığını açıkladı. İranlı iki yetkili, Washington'ın savaşa doğrudan müdahil olması halinde Tahran'ın Irak'tan başlayarak ABD’nin Ortadoğu'daki üslerine saldırmaya başlayacağını vurguladı. Yetkililer ayrıca İran'ın saldırıya katılan Arap ülkelerindeki tüm ABD üslerini hedef alacağını da belirtti.

İran'dan diplomatik uyarılar

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Düşmanlarımız, askeri saldırılarla bize iradelerini dayatamayacaklarını ve İran halkının iradesini kıramayacaklarını anlamalı” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamalara göre Arakçi, Avrupalı mevkidaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde, savaşın ‘İsrail ve onun başlıca destekçileri’ yüzünden tırmanacağını söyledi. ABD’li yetkililer, İran'ın ABD’nin Körfez'deki üslerine saldırı düzenlemek için uzun bir hazırlık sürecine ihtiyaç duymayacağını, çünkü Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yakın mesafede füze üslerine sahip olduğunu vurguladılar.

Fordo Nükleer Tesisi’ne saldırı ve ABD’nin önündeki seçenekler

İsrail'in hava saldırılarının ve İran'ın füze saldırılarının artmasıyla birlikte ABD'nin doğrudan müdahale etme olasılığı da artıyor. Ancak, Fordo Nükleer Tesisi’ne yapılacak bir saldırının özellikle de İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokları farklı yerlerdeki yeraltı tünellerinde saklandığından İran'ın nükleer programını ne ölçüde etkileyeceği veya nükleer silah üretimine yönelik ilerlemesini ne kadar yavaşlatacağı halen belirsizliğini koruyor.

İran zarar verme gücüne sahip

İran ve müttefikleri, geçmişte ABD'nin çıkarlarına zarar verebileceklerini kanıtlamışlardı. Trump yönetiminin Husilere yönelik katı müdahalesinin ardından Husilerin saldırıları azalsa da ABD’ye ait gemileri hedef almaya devam ettiler. İran destekli milis grubun geçtiğimiz yılın ocak ayında Ürdün'deki Suriye sınırına yakın bir Amerikan üssüne insansız hava aracıyla (İHA) saldırması sonucunda üç Amerikan askeri öldü. ABD istihbarat servisleri, İran'ın nükleer silah elde etmeye yaklaştığını uzun süredir düşünüyor, ancak bu konuda kesin bir karar almadı. Eğer bu konuda bir karar alırsa kullanıma hazır bir nükleer silaha sahip olmak için bir yıldan az bir süreye ihtiyaç duyabilir. Belki de daha kısa sürede ilkel bir bomba üretebilir.

İç baskılar ve gerilimin tırmanmasına karşı uyarılar

ABD Başkanı Donald Trump, ‘İran'ın nükleer silaha sahip olmasına izin vermeyeceğini’ defalarca kez yineledi. Trump dün yaptığı açıklamada, Tahran'a ‘koşulsuz teslim olması’ çağrısında bulundu. Ancak bazı ABD'li yetkililer, İsrail'in saldırılarının İran'ı hesaplarını değiştirmeye itmiş ve gelecekteki saldırılardan korunmasının tek yolunun etkili bir nükleer caydırıcılığa sahip olmak olduğunu düşünüyor olabileceğini söylediler. Bazıları ise İran'ın uluslararası duruma bakılmaksızın nükleer silah geliştirmeye karar vermesi halinde, Trump yönetimi üzerinde önleyici bir darbe vurması için baskıların artabileceğini belirtti. Buna karşın, katı askeri politikalara karşı çıkanlar, gerginliğin tırmanmasını önlemek için çok geç olmadığını vurguladı. Defense Priorities Araştırma Merkezi’nin Ortadoğu Programı Direktörü Rosemary Kelanic, "Savaşa girmekten vazgeçmek için henüz çok geç değil. Ancak savaşa girersek, geri dönmek çok zor olacak" dedi.

Kelanic, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail'in saldırısı İran'ı nükleer silah geliştirmesi için gerekli motivasyonu verdi, ancak ABD savaşa katılırsa bu motivasyon çok daha artacaktır.”

ABD’nin yakında savaşa girebileceğine dair tahminler

İsrail'deki güvenlik çevrelerinin tahminlerine göre Başkan Donald Trump liderliğindeki ABD, İran'ın nükleer tesislerine karşı askeri operasyona fiilen katılma konusunda stratejik bir karar almak üzere. Üst düzey kaynaklara göre İsrail'in en üst düzey güvenlik ve siyasi çevrelerinde yapılan analizler, son aylarda iki taraf arasında yapılan gizli ve yoğun istişarelerin ardından Trump yönetiminin İran'a aktif olarak saldırmaya hazır olduğu yönündeki kanaatin güçlendiğini gösteriyor.

Bu bağlamda, Başkan Trump'ın dün akşam Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Konseyi ekibiyle acil bir toplantı düzenlediği ve İran dosyasında olası gelişmeleri müzakere ettiği bildirildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu durum, ABD’nin savaşa katılmasına ilişkin kararın yakında alınacağına dair spekülasyonları güçlendiriyor. Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, devam eden güvenlik koordinasyonu kapsamında, üç gün içinde ikinci kez ABD'li mevkidaşı Pete Higsith ile telefon görüşmesi yapması bekleniyor. İsrailli yetkililer, gerginliğin tırmanmasına rağmen ABD’nin operasyona katılmasına ilişkin nihai kararın, ülkesinin çıkarlarına en uygun olanı seçeceğine emin oldukları Başkan Trump'ın elinde olduğunu vurguladılar.

ABD Başkanı Trump’ın sertleşen üslubuİran ve İsrail bayrakları (Reuters)

Gizli görüşmeler ve Trump'ın tutumundaki değişim

Diplomatik kaynaklar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail'in eski Washington Büyükelçisi Ron Dermer'in, Trump'ı İran'a yönelik saldırının bölgesel çatışmanın başlangıcı değil, sonu olduğuna ikna etmek için son aylarda Beyaz Saray ile gizli görüşmeler yaptığını ortaya çıkardı. İsrailli önemli bir yetkili, “Trump'ın bize yaktığı yeşil ışık bir ilk, daha önce böyle bir şey görmedik” dedi.

ABD Başkanı Trump’ın sertleşen üslubu

Trump dün akşam, daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir tırmanışla, İran'a ‘koşulsuz teslim olması’ çağrısında bulundu. ABD'nin İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in saklandığı yeri bildiğini belirten Trump, “Onu indirmeyeceğiz, en azından şimdilik” ifadelerini kullandı. Sonraki paylaşımında “İran’ın hava sahasını tamamen kontrolümüz altında tutuyoruz” diyen Trump, ‘İran'ın nükleer programına gerçek ve kalıcı bir son vermek’ istediğini belirtti. Tüm bunlar olurken diğer yandan ABD savaş uçaklarının Ortadoğu'ya gönderilmesi ve bir ABD uçak gemisinin bölgeye ulaşması gibi askeri hareketlilik yaşanıyor. Bu hamleler, olası bir askeri operasyonun hazırlığı olarak, ABD'nin İsrail'e desteğinin arttığının açık işaretleri olarak görülüyor.