İsrail'in Gazze'ye planladığı kara harekatının 5 ekseni

Lübnan'da Hizbullah'a yönelik kara harekâtı düzenlenmesi planı yok

Aşkelon'daki İsrailli birlikler, Gazze Şeridi'ne kara harekâtına hazırlanırken, 14 Ekim (AFP)
Aşkelon'daki İsrailli birlikler, Gazze Şeridi'ne kara harekâtına hazırlanırken, 14 Ekim (AFP)
TT

İsrail'in Gazze'ye planladığı kara harekatının 5 ekseni

Aşkelon'daki İsrailli birlikler, Gazze Şeridi'ne kara harekâtına hazırlanırken, 14 Ekim (AFP)
Aşkelon'daki İsrailli birlikler, Gazze Şeridi'ne kara harekâtına hazırlanırken, 14 Ekim (AFP)

Düşman taraflar, birbirleriyle ne kadar çok savaşırsa ve aralarındaki savaş ne kadar uzarsa o kadar birbirlerine benzer ve özdeşleşirler. Genellikle aralarında bir savaş başlar ve tarafların her birinin diğerinden farklı olarak kendine ait bir stratejisi ve yaklaşımı olur. Savaşın başında taraflar hedeflerini genellikle yüksek tutarlar. Ancak iş savaş arenasına geldiğinde buradaki tecrübe, eylem ve tepki gibi faktörler nedeniyle taktik düzeyden stratejik düzeye geçmek gerekir.

Bu süreç ve tarafların her birinin diğerinin planlarına uyum sağlama çabası sonucunda biyoloji kökenli bir kavram olan ‘simbiyoz’ (doğada farklı türler arasında, her iki tarafın da karşılıklı fayda sağladığı ilişki, simbiyotik ilişki) adı verilen süreç ortaya çıkar. Savaş, yakınlaşmama noktasından başlar ve ‘stalemate (çıkmaz) olarak adlandırılan temas hattına varıncaya kadar ilerler. Bu aşamada artık herkes zaferin imkansız hale geldiğini ve savaşın maliyetinin beklenenin çok ötesine geçtiğini anladıktan sonra karşılıklı yıpratma süreci başlar ve ardından savaş durur.

Ortak yaşam, birlikte yaşama anlamına gelen simbiyoz, Yunanca kökenli bir kelimedir. Öyleyse savaşlar ‘birlikte yaşamak’ demek midir? Bu mümkün olsa da ancak kanlı bir şekilde ve değişen şartlara, değişen nesillere göre farklılaşan angajman kuralları çerçevesinde mümkündür. Bu yüzden çoğu savaşın genellikle coğrafi olarak komşu güçler arasında gerçekleştiği söylenebilir.  Mesafeler kısaldıkça sürtüşmenin derecesi ve şiddeti artıyor mu? Savaş ve savaş nedenlerinin mesafeyle doğrudan bir ilişkisi var mı? Peki, ya sanal dijital mesafeler ne olacak?

xsscdv
Gazze'nin güney sınırına doğru ilerleyen İsrail tankları, 13 Ekim (AP)

Bugün coğrafya, tarih, kültür ve medeniyet bakımından birbirine yakın olan Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş yaşanıyor.​ Aynı şekilde Filistin'de de coğrafi ve demografik yakınlıktan ve aynı coğrafyadaki düşmanlık ve sürtüşmeden dolayı bir savaş yaşanıyor.

Dünyadaki büyük güçler ile sıradan güçler arasındaki coğrafi uzaklık bilinci taraflara göre farklılık gösteriyor. Bu farklılığın nedeni büyük güçlerin her coğrafyada bulunabilme yetenek ve imkanlara sahip olmasından kaynaklanıyor. Büyük güçlerin, dünyanın dört bir yanında çıkarları var ve olaylar onun yüce çıkarlarını tehdit ettiği yerde siyasi, ekonomik ve askeri olarak orada olmasının nedeni de bu çıkarlar.

Gazze olayları

İsrail’in Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’nde katliam yapması ABD Başkanı Joe Biden’ın Tel Aviv ziyaretine mani olmadı. İsrail'i sonuna kadar desteklemekte kararlı görünen Biden, hastane faciasıyla ilgili İsrail söylemini benimsedi. Biden, olayın İslami Cihad Hareketi tarafından hastane yakınlarındaki bir bölgeden ateşlenen füzenin başarısız olmasından kaynaklandığını söyledi. Biden, ABD Donanması’na ait iki uçak gemisinin de Doğu Akdeniz'e konuşlandırılması talimatı vermişti. Bunu 2 bin deniz piyadesinin takviye edilmesi ile rehineleri kurtarma operasyonlarında uzman olan DELTA ya da SEAL Team 6 adlı özel kuvvet birimlerinin hazırlanması talimatları takip etti. Bunun yanında ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella, İsrailli komutanlarla askeri durumun nasıl kontrol altında tutulacağını, caydırıcılığın nasıl sağlanacağını ve hatta tüm cepheler açılırsa nasıl davranılacağını belirlemek amacıyla koordinasyon halinde çalışıyor.

sfdgre
Gazze Şeridi sınırı yakınlarındaki İsrail askeri araçları, 19 Ekim (Reuters)

Öte yandan İran, önleyici müdahalede bulunmakla tehdit ediyor. İran, savaşın tüm bölgeyi kapsayacak şekilde genişleyebileceği konusunda uyarıyor. Lübnan cephesi 2006 yılından bu yana ilk kez bu kadar ısındıysa da en azından şimdilik bir savaşın patlak vereceği noktaya ulaşmadı. İran'la bağlantılı grupların, Gazze savaşında İsrail'i desteklemeye devam etmemesi konusunda yaptıkları uyarılar çerçevesinde ABD’nin Irak ve Suriye'deki tesislerine saldırılar düzenledikleri görülüyor. Böylece savaşın yönetimi yerel aktörlerin eline geçti. Yani stratejik düzeyden, üst düzey jeopolitik düzeye taşındı.

Güney Lübnan

Gazze cephesinin ısınmasıyla birlikte Hizbullah, Lübnan cephesini de kızıştırıyor. Bu yüzden angajman kuralları değişken ve akışkan hale geldi. Hatta şu an yürürlükte bir angajman kuralı olmadığı söylenebilir. Peki, şu an kuzey cephesinin durumu nasıl?

*İki taraf da birbirlerini bombalıyor. İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarının 2 kilometre derinliğindeki vatandaşlarını tahliye ediyor. Bu da Hizbullah'ın kara operasyonu başlatabileceğinin öngörüldüğünü gösteriyor.

*İsrail, Lübnan topraklarının yaklaşık 5 kilometre derinliğinde, ancak ateş gücüne sahip bir tampon bölge oluşturmayı hedefliyor. Bunun yanında Lübnan cephesinin derinliklerinde Lübnanlılar arasında büyük çaplı bir tahliye durumu söz konusu değil.

Eğer İsrail, Gazze'ye kara harekatı başlatırsa Lübnan cephesi açılır mı? Cephe açılırsa, Başkan Biden sözünü nasıl tutacak? İsrail ile Lübnan arasında 2006 yılındaki savaşa kıyasla cephenin görünümü nasıl olacak?

dcfegrt
Cumartesi günü Lübnan sınırı yakınlarında Merkava model bir tankın yanındaki İsrail askerleri (AFP)

Sahadaki gerçekler

İsrail'in iki cephede savaştığını söylemek artık doğru olmaz. Aslında İsrail, sadece 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda Golan Tepeleri ve Sina’da aynı anda iki cephede savaştı. İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı'nda da Golan Tepeleri’ni bir cephe olarak açmak, ancak asıl çabayı diğer bir cephe olan Sina'da yoğunlaştırmak prensibini benimsedi. Sina cephesini tamamladıktan sonra Golan Tepeleri cephesinde savaşmak için harekete geçti.

Şu an sahadaki gerçekler şunlara işaret ediyor:

* İsrail, yedek güçlerin çoğunu Lübnan cephesine konuşlandırdı. Bu güçler zırhlı birlikler tarafından desteklense de üçüncü kuşaktan olmaları dikkati çekiyor.

* İsrail buna karşın manevra ve vuruş kabiliyetine sahip en önemli (en son model tanklarla birlikte) zırhlı birlikleri, kuzey ve doğudaki Gazze cephelerine konuşlandırdı.

* İsrail, 2009 yılındaki Dökme Kurşun Harekatı’na benzer bir kara harekatı için uygun zemin hazırlığında. Dökme Kurşun Harekatı, kuzeyden, Beyt Lahya ve Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı üzerinden beş eksene ağır bombardımanlar yapılarak gerçekleştirildi.

Güney Lübnan cephesinin görünümü ise şöyle olacak:

* 2006 yılındaki Lübnan-İsrail Savaşı’na benzer bir kara harekatı planlanmıyor. Bu da Hizbullah'ın toprak avantajını ve farkındalığını kaybetmesine neden oluyor.

*İsrail, Hizbullah'ın bombardımanlarına sadece ona ait mevzileri vurarak değil Lübnan topraklarının tamamını hedef alarak karşılık verecektir.

*İsrail, Hizbullah'ın insansız hava aracı (İHA) kullanamaması için operasyon bölgesindeki her noktayı taciz edecektir.

* İsrail, özellikle sürpriz faktörünün Lübnan cephesinde değil de Gazze'de olması nedeniyle, bölge sakinlerini tahliye edip en kötü senaryoya önceden hazırlandı. Hizbullah’ın tercih edeceği üzere kara operasyonu yapılmasını engellemeye çalışacaktır.

* Fakat Lübnan cephesinin açılması halinde ABD güçlerinin (uçak gemilerinin) nasıl davranacağı konusundaki o büyük belirsizlik halen sürüyor. ABD güçlerinin görevi yalnızca istihbarat desteği, elektronik harp ve mühimmat temini ile mi sınırlı kalacak, yoksa doğrudan müdahale edecek mi? ABD'nin doğrudan müdahale etmesi durumunda İran buna nasıl karşılık verecek?

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”