ABD, Netanyahu ile Gallant’ın ‘Hizbullah’a karşı savaş’ konusundaki anlaşmazlığına müdahale etti

İsrail Savunma Bakanı: Hizbullah savaşa katılmaya karar verdi ve bunun bedelini ağır ödüyoruz

Gallant ve Netanyahu, Biden ile 18 Ekim’de Tel Aviv’de yaptıkları görüşme sırasında diyalog halinde (AFP)
Gallant ve Netanyahu, Biden ile 18 Ekim’de Tel Aviv’de yaptıkları görüşme sırasında diyalog halinde (AFP)
TT

ABD, Netanyahu ile Gallant’ın ‘Hizbullah’a karşı savaş’ konusundaki anlaşmazlığına müdahale etti

Gallant ve Netanyahu, Biden ile 18 Ekim’de Tel Aviv’de yaptıkları görüşme sırasında diyalog halinde (AFP)
Gallant ve Netanyahu, Biden ile 18 Ekim’de Tel Aviv’de yaptıkları görüşme sırasında diyalog halinde (AFP)

Amal Şehade

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmanın tırmandığı ve Tel Aviv’in, Hizbullah’ın fırlattığı tanksavar füzelerden kaynaklanan ölüm ve yaralanmaları kabul etmeye başladığı bir dönemde, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant arasında, İsrail’in ‘Lübnan ile savaşa girme’ konusunda anlaşmazlık çıktı.

Gallant, İsrail’in güneyde Gazze Şeridi’ne karadan operasyonunu beklemeden, Lübnan ile bir başka cephede savaşa girmek zorunda kalacağını söyledi.

Netanyahu ise ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsrail’in kuzey cephesinin savaştan uzak tutulması talebine uygun olarak, bunu reddetti.

Washington bu anlaşmazlığa, Netanyahu’ya destekleyici bir pozisyon takınarak müdahale etti.

Ülkedeki bazı taraflar, Gallant’ın eylemleri ve kuzeyde cephe açma konusundaki ısrarı konusunda uyarılarda bulunuyor.

Kendi tutumunda ısrarcı davranan Gallant, cumartesi sabahı kuzey sınırında sürpriz bir tur yaparak, Şeba Çiftlikleri yakınındaki bir bölgede görev yapan ve savaşa hazırlığın sağlanması için eğitim veren askerlerle görüştü.

Gallant askerlere yaptığı konuşmada, Hizbullah’ın özellikle de tanksavar füzelerini fırlatmasının ‘savaş ilanı’ anlamına geldiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Savunma Bakanı ayrıca, ister savunma, ister saldırı olsun, tüm hazırlıkların tamamlanması ve düşmanla savaş alanında karşı karşıya gelinmesi çağrısında bulundu.

Gallant konuşmasında ayrıca şu ifadeleri kullandı;

Hizbullah savaşa katılmaya karar verdi. Biz bunun bedelini ağır ödüyoruz. Zorlukların şu ankinden daha büyük olacağını varsayıyorum ve her duruma karşı hazır olmak için bunu hesaba katmalısınız. Savunma ve sizden istenilen her konuda hazırlıkları yapmak sizin göreviniz. İsrail’e yapılacak herhangi bir saldırının bedelinin ağır olacağını herkesin bilmesini sağlayacağız.

Gallant, ülkenin kuzey sınırı ve komşu kasabalarda yoğun olarak bulunan ordunun hazırlık düzeyi ve konuşlanma kapsamı konusunda kuzey bölgesinin liderleriyle toplantılar yaptı.

Ayrıca, kuzeydeki belediye ve meclis başkanları ile görüşerek, evlerinden tahliye edilen sakinlerin durumu hakkında bilgi aldı.

Savunma Bakanı’na destek veren belediye başkanları, güvenlik ve hükümet yetkililerini, Hizbullah füzelerine karşı kararlı bir saldırı ile karşılık verme ve tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya çağırdı.

Tüm sakinleri tahliye edilen Kiryat Shmona’nın Belediye Başkanı Avichai Stern görüşmede şunları söyledi;

Devlete yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıyayız. Güneyden ve kuzeyden bizi yok etmek isteyen düşmanlara karşı zayıf bir tepki, Yahudi devletinin sonu demektir. Bu bir karar verme fırsatıdır. Biz burada, iç cephede güçlüyüz, hazırlıklıyız ve savaş cephesiyle başa çıkması için orduya tam destek veriyoruz.

ABD’den uyarılar

Galant’ın İsrail’in kuzey bölgesini terk etmesinden birkaç saat sonra, kuzeydeki birçok kasaba yoğun saldırıya maruz kaldı ve bunlardan bazıları askeri bölgeleri vurdu.

Ordu, son günlerde meydana gelen bu saldırılar sonucu sekiz askerinin öldüğünü, ayrıca tarım arazisinde çalışan Taylandlı iki işçinin de yaralandığını duyurdu.

Güvenlik yetkilileri, Gallant’ın kuzey sınırına yönelik tehditlerinin bu bölgedeki gerilimi tırmandıracağına ve yaptığı açıklamaların, ABD’nin Lübnan’a savaş açılmaması yönündeki talebiyle çeliştiğine vurgu yaptı.

ABD’li yetkililer, bir süre önce İsrail’deki karar alıcılarla, özellikle de Gallant ile temaslarını yoğunlaştırarak, Lübnan’a doğru kuzey cephesini kızıştırmamaları ve Hizbullah’a büyük bir saldırı başlatmaya karar vermemeleri yönünde çağrıda bulunmuştu.

Gallant, İsrail’e yaptığı son ziyarette ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e, Hizbullah’a karşı caydırıcı bir saldırı başlatılmasını önermişti.

İsrail ordusu ise kuzeyde geniş çaplı saldırıya odaklanan bir plan geliştirilmesinden bahsetmişti. Ancak Netanyahu her iki fikri de reddetti.

Tüneller kara operasyonu için engel oluşturuyor

İsrail’de Lübnan’a yönelik savaş konusunda artan anlaşmazlıklar, Gazze’ye yönelik kara operasyonunun ertelenmesinden de kaynaklanıyor.

Güvenlik yetkilileri, kara operasyonunu ertelemenin en önemli nedeninin, Gazze Şeridi’nde Hamas hareketi tarafından inşa edilen ve yüzlerce olduğu tahmin edilen tüneller olduğunu söyledi.

Yetkililer, İsrail’in bunların yerini tam olarak bilmediğini de vurguladı.

Bir güvenlik yetkilisi, ordunun Hamas’a yönelik zayıf istihbarattan muzdarip olduğunu ve İsrail’de 7 Ekim’de yaşanan çatışmalar sırasında yakalanan Filistinli tutuklulardan daha fazla bilgi almak için büyük çaba harcadığını bildirdi.

Alternatif savaş planı

İsrail’de, Gazze’ye karadan girişteki gecikmenin, ordunun alternatif savaş planı hazırlama talebinden kaynaklandığı öne sürüldü.

İsrailli askeri uzman Lilach Shoval konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı;

Gazze Şeridi’ne girmeden önce uzun süre beklemenin nedenleri karmaşık. Öncelikle, ABD Başkanı Joe Biden’ın bu haftaki İsrail ziyareti olmasaydı, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde güçlü bir şekilde varlığını sürdüreceğini varsaymak çok mantıklı. İkincisi, 7 Ekim’de kendisini anormal bir durumda bulan İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’ne karadan giriş için hazırlanması, net bir çözüme ve Hamas yönetiminin devrilmesine yol açacak uygun planlar hazırlaması gerekiyor.

Shoval, İsrail ordusunun Hamas ile savaştan önce, olası durumlara ilişkin senaryoları olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti;

Fakat en katı senaryolarda bile 7 Ekim’de yaşananlar dikkate alınmadı. İsrail ordusunun Harekat Bölümü’nden, mevcut duruma cevap verecek ve gerekli başarıyı elde edecek alternatif bir plan hazırlaması istendi. Bu şekilde çalışmanın sonuç vermesi gerekiyor, ancak oradaki yol basit olmayacak ve kesinlikle kısa da olmayacak.

Hazırlık sürüyor

İsrailli askeri uzman Shoval, “Bu arada İsrail ordu birlikleri de önlerindeki savaşa hazırlanmak için her anı değerlendiriyor” diye ekledi.

İstihbarat Bölümü ve Genel İstihbarat Servisi Şin Bet, Filistinli muhbirlerine güvenerek, mümkün olduğunca fazla bilgi elde etmeye çalışıyor.

İsrail Hava Kuvvetleri de Kara Kuvvetleri’ne yardım etmeye, Deniz Kuvvetleri ise kıyı şeridinde stratejik yerleri savunmaya hazırlanıyor.

Yüzbinlerce düzenli ve yedek asker, silahlanma, eğitim, detaylı planlar hazırlama ve koşulları düzenleme amacıyla her geçen gün daha da yoğun bir şekilde çalışıyor.



Şahin Taburları’nın kamikaze İHA’ları Suriye'de denklemi değiştiriyor

Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı
Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı
TT

Şahin Taburları’nın kamikaze İHA’ları Suriye'de denklemi değiştiriyor

Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı
Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı

Firas Kerem

Heyet Tahrir Şam (HTŞ) gruplarından Şahin Taburları tarafından geliştirilen, kullanılan ve yönetilen kamikaze insansız hava araçları (İHA), Suriye rejimi güçlerine ve İran destekli milislere karşı yürütülen Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’nda önemli kazanımlar elde etti. Çünkü Şahin Taburları, silahlı grupların kara kuvvetleriyle iş birliği içinde savunma hatlarını önceden yarma ve Suriye rejimi güçlerinin Şam'ın kontrolü altındaki herhangi bir bölgedeki herhangi bir savunma hattında direnme ya da savunma pozisyonlarını koruma kabiliyetini zayıflatma kabiliyetine sahip.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı özel açıklamalara göre komutanlar, özellikle Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu'nda muhaliflerin savaş yönetim tarzındaki stratejik değişiminin yanı sıra rejim güçlerinin mevzilerine yönelik saldırılarda kamikaze İHA’ların kullanılması ve grupların önceki çatışmalarda öne çıkan topçular ve diğer konvansiyonel silahların terk edilmesiyle elde edilen kazanımları ayrıntılarıyla anlattı.

Halep cephelerindeki 14 askeri mevzi, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından kullanılan 6 askeri mevzi (hepsi savunma amaçlı) ve Halep'in batısındaki 46. Alay içindeki komuta mevzileri Şahin Taburları’nın İHA’ları tarafından imha edildi. Muhalif gruplardan resmi bir kaynağa göre İHA’lar Halep'teki rejim güçlerinin savunma hatlarının kırılmasına, rejim subaylarının ve mevzilerdeki unsurlarının moralinin bozulmasına ve zırhlılar da dahil olmak üzere hedefleri imha etme kabiliyeti ve büyük etkinliği nedeniyle korku ve kaos ortamı yaratılmasında güçlü bir şekilde katkıda bulundu.

Muhaliflerin yeni askeri stratejisinde Şahin Taburları’nın İHA’larının başka bir rol oynadığını söyleyen kaynak, “Bu İHA'lar, Suriye rejiminin cephelerdeki mevzilerinde bulunan operasyon odalarını hedef alıyor. Bu da rejim saflarında idari ve komuta dengesizliğine neden olurken muhalif grupların kara birliklerinin ilerlemesine ve bu bölgelerde kalan rejim güçleriyle yaşanan sınırlı ya da büyük çatışmaların ardından bölgelerin kontrolünü ele geçirmesine yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.

Halep cephelerindeki 14 askeri mevzi, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından kullanılan 6 askeri mevzi (hepsi savunma) ve Halep'in batısındaki 46. Alay içindeki komuta mevzileri Şahin Taburları’nın İHA’ları tarafından imha edildi. İHA’lar Halep'teki rejim güçlerinin savunma hatlarının kırılmasına güçlü bir şekilde katkıda bulundu.

Hassas saldırılar gerçekleştirme kabiliyeti yüksek olan bu İHA’ların üretiminden, geliştirilmesinden ve kullanılmasından sorumlu olan Şahin Taburları’nın da katıldığı Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’nda görevli bir komutan, “Bu İHA’lar tamamen yerel imkânlarla ve Suriye rejiminden kaçan ve bu alanda büyük uzmanlığa sahip subaylar tarafından üretilmiş ve geliştirilmiştir. Herhangi bir uluslararası kuruluşun katılımı söz konusu değildir” diye konuştu.

Açıklamalarını detaylandıran komutan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şahin Taburları tarafından kullanılan üç tip İHA bulunuyor. Bunların başında Ruslar ve İranlılar tarafından son birkaç yıldır Suriye'nin kuzeybatısında sivilleri hedef almak için kullanılan, infilak etmeyen ya da önemli bir hasara uğramayan ve silahlı gruplardaki Suriyeli uzmanlar tarafından onarılıp geliştirilen, bazıları elle fırlatılan İHA’lar geliyor. Bunun yanında hedefe doğru uçmalarını ve el bombası ya da roket güdümlü el bombası (RPG) gibi bir miktar patlayıcı ile donatıldıktan sonra isabetli bir vuruş yapmalarını sağlamak için kameralarla donatılmış pervaneli İHA’lar var. Aynı şekilde kısa bir süre önce Şahin Taburları, hedeflerine doğru uçmak için bir gözetleme kamerasıyla donatılmış jet motorları kullanan İHA’lar üretti. Bu İHA’lar, hedef aldığı yerlerdeki, özellikle de rejimin askeri operasyonlarının komuta merkezlerindeki yıkıcılığı nedeniyle askeri operasyon dengesinin gruplar lehine değişmesinde büyük rol oynadı.”

Şahin Taburları’nın geliştirdiği İHA’lar korku salıyor

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’ndaki komutanlardan Mahmud el-Abdullah, rejim güçleri yakalandıklarında bulundukları mevzilerde ve kendileriyle yapılan ilk sorgulamalarda, İHA'ların saflarında nasıl korku ve kaos ortamı yarattığını anlattıklarını söyledi.

Savunma ve geri mevzilerdeki güçler arasındaki karışıklık, operasyonda kullanılan İHA’ların hedeflerini isabetli bir şekilde vurma kabiliyetleri ve sahada neden oldukları yıkım, rejim güçleri subaylarının sık sık geri mevzilere ve hatlara doğru kaçmasına ve buralardan gruplarla çatışacak unsurlara emirler vermesine neden oluyor.

Muhalif gruplar tarafından 2019 sonlarında kurulan ve rejim güçleri ile İran destekli milislere karşı Suriye'nin kuzeybatısındaki tüm askeri operasyonların yönetim ve koordinasyonunu üstlenen Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası’na yakın kaynaklar şunları söyledi:

“Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası’na bağlı gruplardan biri olan Şahin Taburları, gruplar için İHA üretmek, geliştirmek ve fırlatmak üzere sadece Suriyelilerden oluşan bir kadroyla kuruldu. Grupların rejim güçlerine ve müttefiklerine karşı savaş yöntemini geliştirmeye, savaşlara yeni bir savaş stratejisi getirmeye ve rejimin gruplara karşı askeri kabiliyetlerine karşı kendi kabiliyetlerini artırma ihtiyacı buna itti.”

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'na katılan komutanlardan biri, rejim güçleri yakalandıklarında bulundukları mevzilerde ve kendileriyle yapılan ilk sorgulamalarda, İHA'ların saflarında nasıl korku ve kaos ortamı yarattığını anlattıklarını söyledi.

Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’ndan sorumlu Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası, İHA’ların kullanımının yanı sıra önemli askeri mevzileri ve rejim güçlerinin önde gelen isimleri hassas bir şekilde hedef aldığını gösteren bazı videolar yayınladı.

Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu devam ederken pazartesi günü Şahin Taburlarının bir İHA’sı rejim güçlerinin askeri güvenlik servisi başkanını ve birkaç arkadaşını Suriye'nin orta kesimlerindeki Hama’nın 15 kilometre kuzeyinde bulunan Suran ilçesini hedef aldı. Hedef alınan kişiler olay yerinde öldü.

Bu saldırı, Hama'nın kuzeyinde bulunan Zeynel Abidin Dağı'nın tepesinde bir araya gelen rejim güçleri subaylarının benzer şekilde hedef alınması ve Muhaliflerin Hama kentine girip taktiksel olarak Hama'nın kuzeyindeki geri hatlara çekilmesinden ve ardından Şahin uçaklarının Hama askeri havaalanını doğrudan hedef alıp bir helikopteri imha etmesinden bir gün sonra rejim ordusunun askeri şefi General Abdulkerim Mahmud İbrahim’in Hama şehir merkezine doğru geri çekildiği bir dönemde gerçekleşti. Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası, Hama'nın kuzeyinde devam eden çatışmalar sırasında Şahin Taburları İHA’larıyla farklı bölgelerde hedef alınan rejim güçlerinden bazı subayların (Tuğgeneral Casim Diyab, Tuğgeneral Eymen Mulhem ve Albay Mahmud Kadir el-Mahmud) öldürüldüğünü duyurdu.

Veriler Şahin Taburları İHA’larının fırlatıldığı yerden 25 kilometreye kadar mesafe kat edebilme kabiliyetine sahip olduğunu gösteriyor. Hama'nın 40 kilometre batısındaki Masyaf bölgesinde, yani Hama kırsalında grupların ilerlediği son noktadan Hama'nın yaklaşık 20 kilometre kuzeyinde, Cumhuriyet Muhafızları da dahil olmak üzere farklı rütbelerden rejim güçlerine mensup subayların katıldığı bir toplantı yerini hedef alması da bunu doğruluyor.

zxcdvf
Şahin Taburları İHA’sının bir fotoğrafı

Öte yandan operasyonun ve gidişatının gizliliğini sağlamak için askeri sırların, özellikle de muharebe ve taktiksel sırların korunması çerçevesinde gruplardan hiçbir askeri unsur bu İHA’ların sayısından bahsetmedi.

Bu İHA’ların sahadaki ve şiddetli çatışmalardaki rolü Halep ve Hama sınırları ve surlarıyla sınırlı değildi. Halep'in yaklaşık 30 kilometre güneydoğusundaki es-Sefira ve Cebel İzzan bölgelerinde konuşlu rejim güçlerinin direncinin kırılmasında ve morallerinin bozulmasında da benzer ve önemli bir rolü oldu. Gruplar, stratejik öneme sahip es-Sefira ve Cebel İzzan bölgelerindeki Askeri Savunma Sanayi Merkezi’nde konuşlu rejim güçlerinin ve İran destekli milislerin son kalelerine doğru İHA’lı saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, grupların karadan yürüttüğü saldırılarla birlikte bu bölgelere yönelik yarı hava saldırısının başlangıcını oluşturdu.