Eski Almanya Başbakanı Schröder: Ukrayna'nın İstanbul'da barış anlaşması imzalamasına ABD izin vermedi

"Tartıştıkları her şeyi Amerikalılara sormak zorundaydılar"

Gerhard Schröder (AA)
Gerhard Schröder (AA)
TT

Eski Almanya Başbakanı Schröder: Ukrayna'nın İstanbul'da barış anlaşması imzalamasına ABD izin vermedi

Gerhard Schröder (AA)
Gerhard Schröder (AA)

Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Mart 2022'de İstanbul'da yapılan barış görüşmelerinde Ukrayna'nın bir anlaşma imzalamaya ikna olduğunu ancak ABD'nin buna "izin vermediğini" iddia etti.

Almanya merkezli Berliner Zeitung'a cuma günü bir röportaj veren 79 yaşındaki Schröder, İstanbul'daki görüşmelere arabuluculuk etmesinin istendiğini söyledi.

Ukrayna temsilcilerinin NATO'ya katılım gibi bazı konularda taviz vermeye hazır olduğunu belirten eski Almanya lideri, "Ukraynalılar barış anlaşmasını kabul etmedi çünkü buna izin verilmedi. Tartıştıkları her şeyi Amerikalılara sormak zorundaydılar" diye konuştu.

Rusya'yla yakın ilişkilere sahip olduğu bilinen Schröder, Washington'ın stratejisini "ölümcül" olarak tanımlarken şu ifadeleri kullandı:

Amerikalılar, Rusya'yı baskı altında tutabileceklerine inandı. Şimdi ABD tarafından kısıtlanan iki aktör, Rusya ve Çin, güçlerini birleştiriyor. Amerikalılar, her ikisini birden kontrol altında tutabilecek kadar güçlü olduğunu düşünüyor. Benim mütevazı görüşüme göre, bu bir hata. Amerikan tarafının nasıl parçalandığına bakın. Kongre'deki kaosa bir bakın.

İstanbul'daki görüşmeler sırasında Zelenski'nin Kırım ve Donbas'taki ayrılıkçı bölgeler konusunda taviz vermeye hazır olduğunu belirten Schröder, Batı Avrupa'nın barış fırsatını kaçırdığını söyledi.

Eski Almanya lideri, "Silah sevkıyatı sonsuza kadar sürecek bir çözüm değil ama kimse konuşmak istemiyor. Herkes siperlerde oturuyor. Kaç insan daha ölmek zorunda? Burası da biraz Ortadoğu gibi. Her iki taraftan da kaybedenler kimler? Çocuklarını kaybeden yoksullar" diye konuştu.

Doğu Avrupa'da barış müzakerelerini yalnızca Almanya lideri Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yeniden başlatabileceğini söyleyen Schröder, "Scholz ve Macron, Ukrayna'da barış sürecini desteklemeli. Çünkü bu bir Amerikan meselesi değil, onun da üstünde bir Avrupa meselesi. Yalnızca Macron ve Scholz, Putin'le konuşabilir" dedi.

Kremlin'de hangi lider oturuyor olursa olsun, Moskova'nın Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya katılmasına izin vermeyeceğini belirten Schröder, "Bu tehdit algısı duygusal olabilir ama gerçek. Batı bunu anlamalı ve buna uygun olarak bazı tavizler vermeli. Aksi takdirde barışa ulaşmak zor olacak" ifadelerini kullandı.

Almanya'da sokaktaki insanla, politikacılar arasındaki düşünce farklılıklarının hiç bu kadar fazla olmadığına dikkat çeken Schröder, bir önceki Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 2015'te binlerce mülteciye kapıları açma kararının ahlaken doğru görülebileceğini ancak siyaseten büyük bir hata olduğunu söyledi.

Başbakanlık görevi sırasında Rusya lideri Vladimir Putin'le kurduğu sıkı dostlukla gündeme gelen Schröder, 2005'te koltuğunu Angela Merkel'e devretmişti (Reuters)
Başbakanlık görevi sırasında Rusya lideri Vladimir Putin'le kurduğu sıkı dostlukla gündeme gelen Schröder, 2005'te koltuğunu Angela Merkel'e devretmişti (Reuters)

Ülkede radikal sağcı AfD'nin eyalet seçimleri ve ülke genelindeki anketlerde kaydettiği yükselişin sorulması üzerine Schröder, "Aptalca fikirleri var ama tehdit oluşturmuyorlar. Almanya, AB ve NATO'ya entegre olmuş durumda. Bu bizi, AfD'nin Naziler benzeri bir partiye dönüşmesi tehlikesinden koruyor" dedi.

Gerhard Schröder, 1998'den 2005'e Almanya Başbakanı olarak görev yapmış, 1999-2004'te de Sosyal Demokrat Parti'nin genel başkanlık koltuğunda oturmuştu.

Schröder iktidarı kaybettikten sonra, çoğunluk hissesi Gazprom'a ait olan Rus-Alman şirketi Nord Stream AG'nin denetim kurulu başkanı olmuş, 2017'de Rus devlet enerji şirketi Rosneft'in denetim kurulu başkanlığına getirilmişti. 

Alman siyasetçi Ukrayna savaşının başlangıcından itibaren, Rusya'yla bağları nedeniyle eleştirilerin hedefi haline gelmişti.

Independent Türkçe, RT, Berliner Zeitung, Die Welt



ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
TT

ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)

ABD, Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (Gaza Humanitarian Foundation/GHF) 500 milyon dolar fon sağlamayı planlıyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla Reuters'a konuşan yetkililer, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın GHF'ye gönderilecek parayı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) fonundan alacağını söylüyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, USAID'in faaliyetlerinin askıya alınacağını ve kuruluşun Dışişleri Bakanlığı bünyesine taşınacağını şubatta duyurmuştu.

Kaynaklar, yardımın İsrail tarafından talep edildiğini belirtiyor. Buna göre Tel Aviv yönetimi Washington'la iletişime geçerek GHF'nin 180 günlük faaliyet masraflarının karşılanmasını istedi. 

Gazze'de geçen ay yardım dağıtmaya başlayan ABD ve İsrail destekli kuruluş, çalışmalarını bağımsız şekilde yürüttüğünü savunuyor. Ancak İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın çarşamba günkü haberinde, Binyamin Netanyahu yönetiminin GHF'ye 700 milyon Yeni İsrail Şekeli (yaklaşık 8 milyar TL) fon sağladığı öne sürülmüştü. İsrail Başbakanlık Ofisi ve radikal sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise iddiaları yalanlamıştı. 

GHF'nin Gazze'deki faaliyetleri, İsrail bombardımanı altındaki bölgede kaosu daha da artırdı. Reuters'ın aktardığına göre 1-3 Haziran'da GHF'nin yardım noktalarında yaşanan saldırılarda en az 80 Filistinli öldürüldü. AA'nın rakamlarına göre gıda yardımı almak isterken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 27 Mayıs'tan bu yana 115’e yükselirken yaralı sayısı 580’i geçti.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki yardım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. 

İsrail ordusuysa sivillere doğrudan ateş edilmediğini ve düzenin sağlanması için uyarı atışı yapıldığını öne sürüyor.

Tartışmalı yardım kuruluşunun CEO'su Jake Wood, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle uyumlu bir şekilde işini yapmasının imkansız olduğunu vurgulayarak 25 Mayıs'ta istifasını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel