Ukrayna ve Rus güçleri bir günde 82 kez çatıştı

Moskova doğrudan Avdiyivka'ya personel konuşlandırırken yoğun çatışmalar üç cephede şiddetleniyor

(AFP)
(AFP)
TT

Ukrayna ve Rus güçleri bir günde 82 kez çatıştı

(AFP)
(AFP)

Kiev'deki askeri yetkililer Ukrayna ve Rus güçlerinin pazar günü 80'den fazla kez çatıştığını belirtirken üç büyük cephe güdümlü hava füzeleri, drone'lar, roketler, topçu ve havan mermilerinin kullanıldığı şiddetli çatışmalara tanık oluyor.

Rusya'nın ağır kayıplarını telafi etmek üzere Avdiyivka'ya daha fazla asker gönderdiği haberlerinin ortasında Kiev'deki yetkililer bu açıklamayı yaptı. Yetkililer, üç cephedeki çatışmaların özellikle "sıcak" kaldığını söyledi.

Avdiyivka, Marinka ve Kupyansk yönündeki çatışmalar son birkaç aydır yoğunlaştı fakat Rus güçleri Avdiyivka'yı ele geçirmeyi hedeflediği için bu ay daha ağır saldırılar özellikle güçlendi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı pazar akşamı yaptığı günlük güncellemede şöyle belirtti:

Gün boyunca 82 çatışma meydana geldi. Düşman toplamda 10 füze ve 36 hava saldırısı düzenledi, Ukrayna birliklerinin mevzilerine ve nüfusun yoğun olduğu bölgelere roket salvo sistemleriyle 35 saldırı gerçekleştirdi.

Ukrayna'nın güneyindeki kuvvetlerin sözcüsü Oleksandr Şutupun, Rus ordusunun kaybettiği personelin yerini almak üzere Rusya topraklarından doğrudan Avdiyivka mevzilerine personel sevk ettiğini söyledi.

Savaş Araştırmaları Enstitüsü'ne (Institute for the Study of War/ISW) göre, Kiev'deki diğer askeri gözlemcilerden Kostantin Maşovets, Rus askeri komutanlığının seferber edilmiş personelden oluşan birkaç Rus alayını kısa süre önce Avdiyivka yönüne sevk ettiğini ve bunun, Moskova'nın bu yöndeki askeri operasyonlarından vazgeçmeyi planlamadığını gösterdiğini belirtti.

Açıklamada Vladimir Putin'in güçlerinin 19 -20 Ekim'deki yeni ataklarında başarısızlığa uğradığı ve cepheye yönelik mekanize saldırılar nedeniyle yaşadıkları zorluklara rağmen halihazırda bu cepheye ek kuvvetler aktardığı da ifade edildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu pazar günü yaptığı son değerlendirmede, "Rus güçleri başarısızlığa uğrayan, ağır kayıplar verdikleri büyük bir saldırının ardından muhtemelen bir kez daha duraklıyor. Önde gelen bir Rus askeri blog yazarı, Ukrayna güçlerinin Piski yönünde (Donetsk şehrinin 8 km güneybatısında) 'beklenmedik bir şekilde' karşı saldırıya geçtiğini ve Rus güçlerini bölgedeki mevzilerinden püskürttüğünü iddia etti" diye bildirdi.

Kupyansk'taki Ukrayna güçleri, Rus birliklerinin Harkov'un Sinkivka ve İvankiv bölgelerindeki 15 saldırısını püskürttü. Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, Rus kuvvetlerinin bölgeye top ve havan ateşlediğini ifade etti.

Ukrayna'nın doğusunda yer alan, Lyman istikametindeki Luhansk'ta da Rus güçleri tarafından 15 yerleşim yerini hedef alan benzer top atışı ve havan saldırıları gerçekleştirildi.

Abluka altındaki Bahmut şehri de Rus saldırılarına maruz kaldı.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı şöyle belirtti: 

Aynı zamanda Ukrayna Savunma Kuvvetleri, Melitopol yönünde taarruz operasyonlarına ve Bahmut yönünde taarruz (saldırı) eylemlerine devam ediyor, işgalci birliklere insan gücü ve ekipman kaybı yaşatıyor, düşmanı tüm cephe hattı boyunca yoruyor.

Her iki tarafa yığılan birliklerin her gün bombardıman düzenlediğini ifade eden Kremlin'e bağlı bir askeri blog yazarı, zorluklara işaret ederek Rus güçlerinin muhtemelen "konumsal çıkmazda" kaldığını belirtti.

ISW "Askeri blog yazarı her iki tarafta da çok sayıda personel ve müstahkem alanlar bulunan sabit bir cephe hattında manevra savaşı yürütmenin zor olduğunu iddia etti. Askeri blog yazarı, Ukrayna'nın drone'lar ve diğer hassas silahlarının, zırhlı araçları giderek daha savunmasız hale getirdiğini ve kara saldırılarını giderek zorlaştırdığını belirtti" ifadelerini kullandı.

Blog yazarı, Rus güçlerinin "Avdiyivka yakınlarındaki Ukrayna'ya ait mayın tarlalarını aşmakta zorlandığını ve Ukrayna lojistiğini tamamen yok edemediğini, bunun da Ukrayna komutanlığının kritik bölgelere hızla personel transfer etmesine olanak sağladığını" söyledi.

Independent Türkçe



Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
TT

Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)

Refik Huri

ABD, “uluslar inşa etme” başlıklı savaş döneminden Ukrayna, Gazze ve İran nükleer dosyasında acil uzlaşılar dönemine geçişi tamamlıyor. Her iki durumda da ABD dünyadaki komplikasyonları anlamaktan aciz gibi görünüyor.

Savaşlar döneminde, Başkan George W. Bush başkanlığında neo-muhafazakarlar, el-Kaide’nin New York'taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik saldırısını Afganistan'ı, ardından Irak’ı istila etme, Taliban ile Başkan Saddam Hüseyin rejimlerini devirme, dönemin ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice’ın, “Yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı planı gerçekleştirmeye çalışarak dünyayı zorla değiştirme hırsları için kullandılar.

Başkan Donald Trump'ın varmaya çalıştığı uzlaşılar döneminde ise itici güç anlaşmalar politikasıdır. Dünya Trump'ın ve etrafındaki oligarşinin gözünde savaş alanı değil, bir borsadır. Ukrayna, Gazze ve nükleer dosyada zor uzlaşılar için müzakereleri yürüten kişi ise krizler, savaşlar, jeopolitik ve stratejik çatışmalar dünyasında deneyimsiz olan gayrimenkul geliştiricisi Steve Witkoff'tur.

Beyaz Saray'daki karar alıcıya gelince, temsilcisinden daha deneyimli değil ve kararlarında içgüdü ile basit algıya güveniyor, bu şekilde ABD'yi değiştirmek istedi ve karmaşık bir dünyaya tosladı. Kendilerine hizmet eden anlaşmalara açık olsalar bile, ideoloji tarafından yönlendirilen üç oyuncu ile canlı yayında dilediği iyi dilekler ve iyi niyetli çağrılarla başa çıkmaya çalıştı. Bunlardan ilki, yorumcu Nahum Barnea tarafından “iki ayak üzerinde yürüyen bir yanlış anlama” olarak tanımlanan Binyamin Netanyahu’dur. İkincisi, İmam Humeyni'nin dediği gibi, ABD'ye düşmanlığı devrimin temellerinden biri saymaya bağlı kalan, İslam Cumhuriyeti'nin güçlü bir devlet ve Devrim Muhafızları’nın anayasaya göre ihraç etme görevini üstlendiği bir devrim olduğunda ısrar eden İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney’dir. Sonuncusu, istihbarattan Kremlin liderliğine yükselen, ABD, Avrupa ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Sovyetler Birliği'nin devrilmesinden sonra “tarihin sonu” olduğunu hayal ederek muzaffer gibi davranan herkesten Rusya’nın intikamını almaya başlayan tecrübeli Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir.

ABD Taliban’ı devirdikten sonra en uzun Amerikan savaşı haline gelen Afganistan'da 18 yıl boyunca savaştı ve “uluslar inşa etme” planını uygulamaya çalıştı.  General Stanley Allen McChrystal’ın dediği gibi, ABD, “geleneksel yollarla devrimci hedeflere ulaşmak istedi.” Yine ABD’nin en önemli komutanlarından olan McChrystal’a göre “başarı ölçeği öldürdüğümüz Taliban unsurlarının sayısı değil, aksine koruduğumuz nüfus sayısıdır.” Bir görgü tanığına göre, ABD’den yardımlar alanlar ve gündüz polikliniklerinde tedavi edilenler, geceleri ona karşı savaşıyorlardı. ABD, eski istihbarat direktörü Richard Helms'in şu sözlerini okumadı: “Ortadoğu politikaları ile ilgili tüm saçmalıkları unutun ve yüzyıllık ömürleri olan hususlara, dini mezhepler, aşiretler, kabileler ve etnik kökenlere dikkat edin.” Yine ABD, “Bir Afgan'ı kiralayabilirsiniz ama satın alamazsınız” diyen kişinin tavsiyesini dikkate almadı ve savaş Taliban’ın iktidara dönmesi ve kendisinin Kabil'den aşağılayıcı bir biçimde çekilmesiyle sona erdi.

ABD Irak'ı da kısa bir fırtınalı savaşın ardından işgal etti, Saddam Hüseyin rejimini devirdi ama çok geçmeden sokaklarında boğuldu. Terör diye adlandırdığı eylemlerle şiddetli bir direnişle karşı karşıya kaldı. Demokrasinin Irak'tan bölgeye yayılarak onu kaplayacağını hayal etti. Richard Perle'in dediği gibi saf bir şekilde “Saddam'ın devrilmesinin İranlıları Mollalar diktatörlüğünden kurtulmaya motive edeceğine” inandı. Ama bunun yerine Irak'ı “şer ekseni” içinde yer alan İslam Cumhuriyeti'ne altın bir tabakta sundu.

ABD anayasa uzmanı Noah Feldman'ın “hızlı seçimler yapmak demokrasiye hizmet etmeye kendisini adamamış, yanlış kişileri iktidara getirir” sözünü görmezden geldi. Irak'ın mutlak yöneticisi olarak atanan, ordunun ve Baas Partisi'nin dağıtılmasını emreden bilgisiz Paul Bremer da en azından şu itirafta bulundu: “Zaferden sonra Irak'taki güvenlik tehditlerine karşı koymaya hazır değildik.” Irak hükümetinin Amerikan güçlerinin yardımına ihtiyacı olmasına rağmen, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinden sonra İran’ın taraftarlarının bu güçlerin ülkeden hızla çekilmesi talebinin gerileyeceğini gösteren hiçbir şey yok. Artık Ahmet eş-Şara’nın başkanlığı konusunda rahatlamış olan Amerikan güçleri de kendisine karşı eylemlerde bulunan İran ve Suriye rejimleri arasında sıkışmış değil.

Steve Coll, “Aşil Tuzağı: Saddam Hüseyin, CIA ve ABD’nin Irak İşgalinin Kökenleri” kitabında: “Saddam'ın dayısı, eğitimcisi ve öğretmeni Hayrullah Kifah’ın, ailenin felsefesini ‘Allah üç şeyi yaratmamalıydı; Persler, Yahudiler ve sinekler’ şeklinde özetlediğini” anlatır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline gelince, Başkan Vladimir Putin bunu NATO’nun Rusya sınırlarına yaklaşmasına ve neo-Nazilerin Kiev’i kontrol etmesine karşı kendini savunmak olarak tasvir ediyor. Ukraynalı gazeteci Illia Ponomarenko ise “Sana nasıl olduğunu göstereceğim” kitabında böyle olmadığına inanıyor ve şöyle diyor: “Ukrayna savaşının NATO ve hayali Batı tehditleriyle hiçbir ilgisi yok. Aksine, bu işgal, devleti Rus halkının çıkarlarına değil, kendi çıkarlarının hizmetine sunan bir diktatörün deliliğiyle ilgilidir.” Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre buna ilave olarak, Putin Gürcistan'dan iki bölgeyi koparıp aldı, oğul Bush ve Obama ile bağları iyi olduğunda da Kırım'ı ilhak etti.

Kimse Trump'ın üç karmaşık sorunu çözecek anlaşmalarda nasıl başarılı olabileceğini bilmiyor. Bu sorunların ilki, İran'ın uranyum zenginleştirmesini ve yaptırımlara katlandıktan, nükleer eşikteki devlet olmak için milyarlarca dolar harcadıktan sonra nükleer silah sahibi olmasını önlemektir. İkincisi, Putin’in üçüncü yılında olmasına rağmen halen “özel operasyon” olarak adlandırdığı kapsamlı savaşı durdurmayı kabul etmesi için Cumhurbaşkanı Zelenskiy’yi, Kırım ve çoğu şu anda Rusya tarafından işgal edilmiş dört bölgenin kaybını kabul etmeye zorlamaktır. Üçüncüsü, Netanyahu’yu, savaşı bitirmeye ve Hamas hareketi ile İsrail'deki aşırı radikal hükümet arasındaki bir anlaşmayla rehineleri geri getirmenin bedeli olarak yıktığı Gazze'den çekilmeye zorlamaktır. Ama İsrail’in aşırı radikal hükümeti, Filistin devletini reddediyor ve Batı Şeria'yı ilhak etmekte diretiyor, eski rejimin silahlarının yok edilmesinden, onunla imzalanan güçleri ayırma anlaşması bölgesinin işgalinden sonra Suriye'deki yeni durumdan memnun, ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'a şiddetli darbeler indirmeye de devam ediyor.

İronik olan, bu anlaşmalarda varsayılan başarının sadece statükoyu kabul etme ve “hakkın gücünden güç ile dayatılan hakka geçiş”ten ibaret olmasıdır.

Pascal De Sutter “Bizi Yönetenler” kitabında şöyle der: “En çılgın insanlara, kibirli ve yalancılara oy veriyoruz, çünkü hataları bize kendimiz hakkında güven veriyor. Bu yüzden bizim gibi olanlara oy veriyoruz.” ABD de bu konuda ilk değil, aksine listenin sonunda.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.