Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin doğusunda 266 silahlı grup faaliyet gösteriyor

Komşu ülkelerin ekonomik ve siyasi çıkarları nedeniyle defalarca çatışma bölgesi haline gelen Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde (KDC) halihazırda 266 silahlı grup bulunuyor.

(AA)
(AA)
TT

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin doğusunda 266 silahlı grup faaliyet gösteriyor

(AA)
(AA)

KDC'de isyancı gruplara katılan militanların teslim olmasını sağlamak amacıyla hükümetçe kurulan Silahsızlanma, Terhis, Toplumu İyileştirme ve İstikrar Programı (P-DDRCS) Koordinatörlüğüne göre, ülkenin doğusundaki Ituri, Kuzey-Kivu, Güney-Kivu, Maniema ve Tanganyika eyaletlerinde irili ufaklı 266 silahlı grup faaliyet gösteriyor.

Ülkenin doğusunda Ituri, Kuzey-Kivu, Güney-Kivu, Maniema ve Tanganyika eyaleti 252’si yerli, 14’ü yabancı silahlı grubun saldırılarına maruz kalıyor.

Tanganyika eyaletinde 19, Maniema'da 20, Güney Kivu'da 5'i yabancı 139, Kuzey- Kivu’da 7'si yabancı 66 ve Ituri'de 2'si yabancı 22 silahlı grup, altın ve değerli madenlerin kontrolünü ele geçirmek ve bölgede alan kazanmak için faaliyette bulunuyor.

Birleşmiş Milletlere (BM) göre, el değmemiş yaklaşık 24 trilyon dolarlık zengin yer altı rezervine sahip ülkede gümüş, bakır, kobalt, altın, koltan ve elmas, çıkarılan onlarca kıymetli madenden sadece bazıları olarak öne çıkıyor.

KDC hükümeti, yaklaşık 20 yıldır altın ve değerli madenlerin kontrolünü ele geçirmeye ve bölgede alan kazanmaya çalışan silahlı gruplarla mücadele ediyor.

23 Mart Hareketi

Ülkede şu anda onlarca isyancı grup bulunurken, bazıları hükümete yönelik tehdidin boyutu nedeniyle ön plana çıkıyor.

KDC ordusuna mensup eski askerlerce kurulan isyancı 23 Mart Hareketi (M23), ülkenin doğu bölgesinde faaliyet gösteriyor.

Diğer adı "Kongo Devrim Ordusu" olan ve 23 Mart 2009'da yapılan barış anlaşmasının bozulmasıyla doğan M23, Ruanda'yı yöneten Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

İlk olarak 2012'de hükümete karşı isyana başlayan ve Kuzey Kivu'da etkin olan M23, daha önce defalarca büyük şehirleri ele geçirdi ve BM güçlerince geri püskürtüldü. Şu anda Doğu Afrika Topluluğu askerlerinin, M23 önünde tampon kurduğu Kuzey Kivu'da barış anlaşmalarından dolayı ateşkes ilan edildi.

Grubun elebaşılığını Ruanda İç Savaşı'nda Ruanda Halksever Cephesi için savaşmış Sultani Makenga yapıyor.

Mai-Mai Kata Katanga

"Mai-Mai Kata Katanga", ülkenin en zengin eyaleti olan Katanga'nın bağımsızlığı için savaşan isyancı grup olarak biliniyor.

Katanga eyaletinin en büyük şehri Lubumbashi'yi kendilerine başkent olarak seçen "Mai-Mai Kata Katanga", bölgede kendi bayraklarını kullanıyor.

Grubun, insanlığa karşı suç işlemekten hüküm giymiş ve hapishaneden kaçmış Kyungu Mutanga tarafından Eylül 2011'de kurulduğu tahmin ediliyor.

Katanga'nın Mitvaba bölgesinde çok güçlü olan isyancı grubun, 3 binden fazla savaşçısı olduğu biliniyor.

"Mai-Mai Kata Katanga", 2015'ten sonra siyasi parti kurarak, bağımsızlık için barışçıl yollar denemeye çalışsa da şiddet eylemlerine devam ediyor.

Örgüt, son olarak 29 Ocak'ta Mitwaba bölgesinin kontrolünü ele geçirmeye çalıştı ve ordunun sert müdahalesiyle geri çekilmek zorunda kaldı.

BM'ye göre örgüt, gelirinin büyük çoğunluğunu elinde tuttuğu altın madenlerinden elde ediyor.

Demokratik İttifak Güçleri

Uganda ve KDC tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Demokratik İttifak Güçleri (ADF), 1990'ların sonlarında Uganda'da kurulduktan sonra komşu KDC'de faaliyet göstermeye başladı.

ADF, Uganda Ulusal Kurtuluş Ordusu (NALU), Uganda Müslüman Kurtuluş Ordusu ve Tebliğ Cemaati hareketi gibi hareketlerin eski üyelerinin bir araya gelmesiyle kuruldu.

KDC ve Uganda ordusu, birçok defa kapsamlı ve büyük askeri operasyonlar düzenleyerek, ADF'ye darbe vurmuş olsa da dışarıdan finans desteği aldığı tahmin edilen örgüt, her defasında yeniden güçlenmeyi başardı.

ADF, 2015'te Cemil Mukulu'nun tutuklanmasının ardından liderlik koltuğunu ele geçiren Musa Baluku ile şiddet eylemlerini artırdı. ADF, daha yumuşak politikaları savunan Mukulu taraftarı ve radikalliği savunan Baluku taraftarı olmak üzere 2 gruba ayrılmış durumda.

Örgütün amacının, bölgede İslam devleti kurmak olduğu ileri sürülüyor.

KDC'nin doğusundaki otorite eksikliğinden faydalanıp alan kazanmaya çalışan ADF'nin saldırılarında, 2014'ten bu yana binlerce sivilin öldüğü, 100 binlerce kişinin yerinden edildiği tahmin ediliyor.

Ruanda'nın Kurtuluşu İçin Demokratik Güçler

KDC'nin doğusunda 2000'li yıllardan bu yana aktif olan Ruanda'nın Kurtuluşu İçin Demokratik Güçler (FDLR), çoğunlukla Tutsilere karşı çıkan Hutulardan oluşuyor.

Aralarında 1994'te devrilen eski Ruanda rejimi ordusunun üyelerinin de bulunduğu FDLR, çok sayıda terör saldırısından sorumlu tutulurken, eski elebaşlarından bazıları Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanıyor.

KDC'ye tehdit olmanın yanı sıra mevcut Ruanda hükümetini de devirmeyi amaçlayan örgüte bağlı binlerce asker bulunuyor.

Kongo'nun Kalkınması İttifakı

İlk olarak 1970'te Bernard Kakado tarafından tarım kooperatifi olarak kurulan Kongo'nun Kalkınması İttifakı (CODECO), Lendu etnik grubunun haklarını savunma iddiasıyla silahlı isyancı bir harekete dönüştü.

KDC'nin doğusundaki Ituri eyaletinde faaliyet gösterin CODECO'nun silahlı ayağının kuruluş amacının, bölgedeki bir başka etnik grup Hemalar tarafından alındığını ileri sürdükleri topraklarını geri kazanmak ve yabancıların ülke kaynaklarını sömürmesini engellemek olduğu belirtiliyor.

Ituri bölgesinde, Hema etnik grubuna karşı sık sık saldırılar düzenleyen CODECO'nun saldırılarında binlerce kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

Örgütün elebaşları, BM tarafından "savaş suçu" işlemekle suçlanıyor.

Silahlı gruplar, Ruanda ve KDC'yi savaşın eşiğine getirdi

Ruanda ve KDC arasında son aylarda isyancı gruplar üzerinden başlayan siyasi tansiyon, iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdi.

KDC, Tutsilerden oluşan isyancı 23 Mart Hareketi'ne destek olduğu gerekçesiyle Ruanda'yı suçlarken; Ruanda, kendisi için güvenlik tehdidi oluşturan FDLR grubunun varlığını gerekçe göstererek KDC'ye sınır ötesi operasyon tehdidinde bulunuyor.

Ülke, 1996-2003 döneminde yaşanan Kongo Savaşları'ndan bu yana istikrar ararken, etnik kimlikler üzerinden yeniden alevlendirilen bir savaş tehdidiyle yüz yüze.

Kenya ve Angola'da silahlı gruplar ve komşu ülkelerin liderleriyle yapılan iki ayrı müzakerede ateşkes kararı çıkmasına rağmen iki ülke arasındaki gerginlik tırmanmaya devam ediyor.

Ruanda, Uganda ve Burundi gibi ülkelerin sınırının bulunduğu KDC'nin doğusu, altın ve kobalt gibi onlarca değerli madenin de çıkarıldığı bölge olma özelliğine sahip.



Trump, rüşvet yasasını kaldırma emri verdi

10 Şubat 2025 Pazartesi günü Başkan Donald Trump, Washington'da Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te kararnameleri imzalarken gazetecilerle konuşuyor (AP)
10 Şubat 2025 Pazartesi günü Başkan Donald Trump, Washington'da Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te kararnameleri imzalarken gazetecilerle konuşuyor (AP)
TT

Trump, rüşvet yasasını kaldırma emri verdi

10 Şubat 2025 Pazartesi günü Başkan Donald Trump, Washington'da Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te kararnameleri imzalarken gazetecilerle konuşuyor (AP)
10 Şubat 2025 Pazartesi günü Başkan Donald Trump, Washington'da Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te kararnameleri imzalarken gazetecilerle konuşuyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Adalet Bakanlığı'na Amerikan şirketlerinin kendi mali çıkarları için yabancı hükümet yetkililerine rüşvet vermesini yasaklayan onlarca yıllık yasayı uygulamayı durdurma talimatı verdi.

Pazartesi günü Oval Ofis'te muhabirlerin kendisini izlediği sırada Trump, Adalet Bakanı Pam Bondi'ye yeni uygulama yönergeleri yayımlayana kadar 1934 tarihli yasanın uygulamasını durdurma talimatı veren belgeyi imzaladı.

Trump, 1978'de dönemin başkanı Jimmy Carter'ın imzaladığı yolsuzlukla mücadele yasasının "ülke için felaket" olduğundan, çünkü yasayı ihlal etmeden yabancı ülkelerde "pratik açıdan anlaşma yapmayı çok ama çok zorlaştırdığından" yakındı. Rüşvetin Amerikan şirketleri de dahil iş dünyasının rutin bir parçası olmasının beklendiğini ima etti.

"Bu ülkeye zarar veriyor. Ve bu yüzden pek çok anlaşma yapılamıyor. Kimse iş yapmak istemiyor çünkü her telefon açtıklarında hapse gireceklerini hissetmek istemiyorlar" dedi.

The Independent'ın ulaştığı Beyaz Saray bilgi notunda, yolsuzlukla mücadele yasasının mevcut ve geçmişteki tüm kullanımlarının da Adalet Bakanlığı yetkilileri tarafından gözden geçirileceği belirtiliyor.

Bilgi notunda Beyaz Saray'ın, Amerikan şirketlerinin yolsuzluk yapan yabancı yetkililere rüşvet verme yasağı nedeniyle dezavantajlı duruma düştüğü, çünkü bu tür faaliyetlerin uluslararası ticari işlemlerde yaygın olduğu yönündeki görüşü belirtiliyor.

Beyaz Saray, "ABD şirketleri Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası'nın aşırı uygulanmasından zarar görüyor çünkü uluslararası rakipler arasında yaygın olan uygulamalara başvurmaları yasaklanıyor ve bu da eşitsiz bir oyun alanı yaratıyor" ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte, en fazla isteğe bağlı paraya sahip olan Amerikan şirketleri, başa baş rekabette yabancı işbirliği için en fazla rüşveti vererek muhtemelen bir avantaj yakalayacak ve eşit olmayan bir oyun alanı yaratacaktır.

Trump aynı zamanda gazetecilere, eski Illinois Valisi Rod Blagojevich'i de affettiğini söyledi. Başkan, Beyaz Saray'daki ilk döneminde seçilmiş Demokrat yetkilinin 14 yıllık cezasını hafifleterek onu hapisten kurtarmıştı.

Blagojevich, 2008 başkanlık seçimini kazanan eski başkan Barack Obama'dan boşalan ABD Senatosu koltuğunu satmaya çalıştığı için kamu yolsuzluğundan hüküm giymişti.

Trump'ın yeni emri Amerikan şirketlerine karşı yolsuzlukla mücadele yasalarının uygulanmasını askıya alırken bu eylem, yaklaşık bir ay önce göreve gelmesinden bu yana etik ve diğer yasaların uygulanmasını zayıflatmak için attığı son adımlardan sadece biri.

Hafta sonu Trump, federal ifşacıları korumakla görevli bağımsız kurum Özel Danışmanlık Ofisi'nin başkanını ve Hükümet Etik Ofisi'nin başkanını görevden almıştı.

Gazetecilere her iki kurumun başına da kendisine sadık bir isim olan Gazi İşleri Bakanı Doug Collins'i vekaleten atadığını söylemişti.

Independent Türkçe