İran'daki Yahudi toplumu İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınadı

"Kendilerini Yahudi olarak kabul eden ve bu suçları işleyen gruptan beriyiz, bu eylemleri şiddetle kınıyoruz"

"Siyonist rejimin Yahudi dinine aykırı bir şekilde savunmasız çocuk ve kadınları öldürmesi kabul edilemez" (AA)
"Siyonist rejimin Yahudi dinine aykırı bir şekilde savunmasız çocuk ve kadınları öldürmesi kabul edilemez" (AA)
TT

İran'daki Yahudi toplumu İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınadı

"Siyonist rejimin Yahudi dinine aykırı bir şekilde savunmasız çocuk ve kadınları öldürmesi kabul edilemez" (AA)
"Siyonist rejimin Yahudi dinine aykırı bir şekilde savunmasız çocuk ve kadınları öldürmesi kabul edilemez" (AA)

Başkent Tahran'daki Yusufabad Sinagogu'nda düzenlenen toplantıya İran Yahudi Toplumu lideri Haham Yunus Hamami Lalezar, Yahudilerin temsilcisi ve Milletvekili Hümayun Samehyah Necefabadi, İran Yahudileri Şurası Başkanı Harav Yehuda Gerami ve Yahudi cemaati katıldı.

Milletvekili Necefabadi, toplantıda yaptığı konuşmada, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini söyledi.

Necefabadi, Yahudiler olarak 2. Dünya Savaşı'nda yaşadıklarının başkaları tarafından tekrar yaşanmasını istemediklerini belirterek, "Ailemizin ölmesini, açlık çekmeyi, doktorların öldürülmesini, hastanelerin yıkılmasını kendimiz için istemiyorsak aynı şeyi başkaları için de istememeliyiz." dedi.

"Netanyahu bu savaş nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanacak"

Dünyadaki Yahudilerin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı çıktığını kaydeden Necefabadi, "Netanyahu ve Siyonist rejimin kirli hükümeti bu savaşın yakalarına yapışacağını bilmelidir. Netanyahu bu savaş nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanacak ve yaptıklarının cezasını çekecek." diye konuştu.

Necefabadi, Filistinlilerin yakın gelecekte savaşı kazanmakla kalmayıp evlerine, gerçek topraklarına dönerek özgürce ve güven içinde yaşayabilmelerini umut ettiklerini söyledi.

"Kendilerini Yahudi olarak kabul eden ve bu suçları işleyen gruptan beriyiz"

İran Yahudileri Şurası Başkanı Gerami, İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırılarını kınamak için toplandıklarını belirterek, Yahudilik ile Siyonizmin birbirinden farklı şeyler olduğunu dile getirdi.

Saldırıları kınayan Gerami, "Kendilerini Yahudi olarak kabul eden ve bu suçları işleyen gruptan beriyiz. Diğer ülkelerin Yahudileri gibi biz de Siyonistlerin eylemlerine karşı olduğumuzu belirtiyor ve bu eylemleri şiddetle kınıyoruz." dedi.

İran Yahudi Toplumu lideri Lalezar, kendilerini Hazreti İbrahim’in takipçileri olarak gördüklerini belirterek, "Onun (Hazreti İbrahim’in) özelliği iyilik, kulluk ve takvadır. İnsan ezilenleri savunmalıdır ve Siyonist rejimin suçlarını protesto etmek bizim görevimizdir. Siyonist rejimin Yahudi dinine aykırı bir şekilde savunmasız çocuk ve kadınları öldürmesi kabul edilemez." ifadelerini kullandı.

İsrail'in savunmasız Gazze halkına yönelik eylemlerine karşı çıkmak için toplandıklarını vurgulayan Lalezar, "Siyonist rejim, Batılı ülkelerin desteğiyle daha küstah ve daha vahşi hale geldi." dedi.

Lalezar, bir an önce ateşkesin sağlanmasını ve savunmasız Gazze halkına insani yardımların gönderilmesini istediklerini söyledi.

Basın açıklaması sonrası, Yahudi cemaati Sinagogun bulunduğu caddede sembolik olarak 50 metre kadar yürüyüş düzenledi (AA)
(AA)

"Emperyalist ülkeler, Siyonist rejimin savaş suçlarına ortak oluyor"

Toplantıdaki konuşmaların ardından İran'daki tüm Yahudiler adına okunan ortak basın açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:

Tahran, Şiraz, İsfahan, Yezd ve Kirmanşah'ta yaşayan biz İranlı Yahudiler olarak, Gazze'de kuşatma altında olan ve en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılan mazlum Filistin halkının Siyonist İsrail rejimi tarafından acımasız bir şekilde katliama uğramalarını kınıyor ve bu rejimin eylemlerinin Yahudi öğretilerine aykırı olduğunu ilan ediyoruz.

İsrail'in eylemlerinin dünyadaki tüm dinler ve özgür halklar tarafından kınandığı vurgulanan açıklamada, "Emperyalist ülkelerin Siyonist rejime yönelik destekleri onları Siyonist rejimin savaş suçlarına ortak yapıyor. Ve masum insanlara yönelik işlenen cinayetlerden sorumludurlar." ifadeleri kullanıldı.

Bu durum karşısında hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların sorumluluk almaları gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

Bizler kutsal mekânların hedef alınmamasını ve sivillere yönelik katliamın durdurularak acilen ateşkes ilan edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca Gazze’ye yönelik kuşatmanın kaldırılarak yakıt, ilaç ve gıda gibi temel insani yardımların bölgeye ulaştırılması çağrısında bulunuyoruz.

Basın açıklaması sonrası, Yahudi cemaati Sinagogun bulunduğu caddede sembolik olarak 50 metre kadar yürüyüş düzenledi.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.