Devlet tarafından atanan bir insan hakları komisyonu dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, bu ay Etiyopya’nın Amhara bölgesindeki insansız hava aracı saldırılarında (İHA) ve ev aramalarında çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini bildirdi. Diğer yandan bölge yetkilileri, çatışmanın başladığı Temmuz ayından bu yana güvenlik alanında ilerleme kaydedildiğini belirtti.
Yerel milisler ve ordu arasındaki çatışmalar, bir yıl önce komşu Tigray bölgesinde iki yıl süren iç savaşın sona ermesinden bu yana Etiyopya’daki en büyük güvenlik krizi haline geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) Ağustos ayının sonlarında çatışmanın ilk ayında en az 183 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ancak bölge genelindeki internet kesintileri, durumun net bir şekilde tespit edilmesini zorlaştırıyor.
Raporda, bu olaylardan birinde, 10 Ekim’de Adit kasabasında hükümet güçlerinin yaptığı ev aramalarında aralarında din eğitimi gören öğrencilerin de bulunduğu 12 sivilin hayatını kaybettiği belirtildi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre Berehet Woreda kasabasına düzenlenen İHA saldırısında ölenler arasında 19 aylık bir bebek de vardı. 19 Ekim’deki bir başka İHA saldırısında Debre Marqos’ta 8 sivil hayatını kaybetti.
Raporda, hükümet güçlerinin, milislere bilgi veya silah sağlamakla suçlayarak sokakta veya ev aramalarında tutukladığı sivillere karşı yargısız infaz yaptığı belirtiliyor.
Etiyopya hükümeti, ordu ve Amhara bölge yönetiminin sözcüleri yorum taleplerine yanıt vermedi. Hükümet, Amhara’da güçlerin hak ihlalleri yaptığı yönündeki suçlamalar hakkında da kamuya açık bir yorumda bulunmadı.
Çatışmanın ilk günlerinde Etiyopya güçleri büyük şehir ve beldeleri terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra geri dönüp milisleri kırsal bölgeye çekilmeye zorladı.
Bu ayın başında, Amhara bölge yönetimi, güvenlik durumunun iyileştiğini ve çatışmaların başlamasının ardından uygulanan sokağa çıkma yasağının hafifletildiğini söyledi.
Amhara milisleri Tigray’daki savaş sırasında ordunun yanında savaştı. Ancak iki taraf arasındaki ilişkiler, özellikle federal hükümetin Nisan ayında tüm bölgenin güvenlik güçlerini polis ve orduyla birleştirme yönünde harekete geçmesinin ardından kötüleşti.