Çin’in Gazze savaşına dair tutumunun arka planı

Çin’in Ortadoğu’daki jeopolitik stratejisi nasıl şekilleniyor?

Majalla
Majalla
TT

Çin’in Gazze savaşına dair tutumunun arka planı

Majalla
Majalla

Shirley Ze Yu

Çin Halk Cumhuriyeti daima ülkesi dışındaki bir bölgeye siyasi ya da askeri müdahalede bulunmamayı temel bir ilke olarak benimsemesiyle öne çıktı. Ancak 7 Ekim’de patlak veren geniş çaplı çatışmanın ardından İsrail-Gazze savaşında Gazze halkına mutlak desteğini açıklamak suretiyle Çin, dış politikasına hâkim olan bu ilkeyi ihlal etti.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Gazze’de derhal bir ateşkes çağrısında bulunarak, barış için tek yolun iki devletli çözüm olduğunu yineledi. Wang Yi ayrıca, yarım asrı aşkın bir süredir Filistinlilere uyguladığı zulüm sebebiyle İsrail’i eleştirerek İsrail’de şu an yaşanan savaşı, meşru müdafaa sınırlarını aşan bir savaş olarak niteledi.

Çin’in Ortadoğu Özel Elçisi, yoğun diplomatik görüşmeler gerçekleştirirken Çin sosyal medyası da Yahudi ve ABD karşıtı açıklamalarla doldu.

Çin’in Gazze’deki savaşa karşı tepkisi ile Ukrayna’daki savaşa karşı tepkisi iki temel açıdan bariz bir farklılık gösteriyor. Ukrayna’da 600 günden fazla süren savaş boyunca Çin, savaşan iki tarafa karşı siyasi tarafsızlığını sürdürdü. Ancak Gazze’de savaş patlak verir vermez doğrudan Gazze’nin savunulması için çağrıda bulundu. Ayrıca Çin ve ABD, Ukrayna savaşına doğrudan katılmasa da farklı düzeylerde mali destek sağlanması üzerinden Ukrayna’daki savaş, bir nevi vekalet savaşına dönüştü. Gazze’deki savaş ise ABD’yi ve Çin’i Pasifik Okyanusu bölgesi dışındaki bir bölgesel çatışmaya doğrudan çekebilir.

“Tek bir egemen bölgesel gücün yönettiği Ortadoğu, bölgede bir tür istikrarsızlığa yol açabilir”

ABD, İsrail’e yönelik füzelere karşı koymak amacıyla Gazze’yi kuşatan denize iki uçak gemisi konuşlandırdı. Öte yandan Umman sularındaki askerî bir tatbikatın ardından altı Çin savaş gemisi, halihazırda Ortadoğu’da açıklanmayan bir bölgede konuşlanmış durumda. Çin ayrıca Cibuti kıyısı açıklarında çift amaçlı bir liman da inşa etti. Gazze’deki çatışma bölgesel bir düzeyde yayılırsa ABD doğrudan müdahale edebilir. Çin de gelişen dinamikler ve durumun bölgesel etkileri nedeniyle tarafsızlığından vazgeçerek, çatışmaya aktif olarak katılmak zorunda kalabilir.  

Ukrayna ve Gazze savaşlarının ortak bir noktası da var. Nitekim her ikisi de ‘değişim yüzyılını’ yeniden şekillendirme çabasıyla birlikte küresel bir jeopolitik rekabetin de habercisi. Çin’i, Ortadoğu’daki askerî güçlerini harekete geçirmek de dahil olmak üzere siyasi müdahale konusundaki kadim tutumundan geri adım atmaya sevk eden şey ne?

Çin’in tarafsızlık politikasındaki değişiklik

Çin neden Ukrayna’daki savaşı Ortadoğu’daki savaştan farklı görüyor?

Çin’in bakış açısından bu çabanın üç yönü var. Çin’in hedefleri; Körfez’deki kalıcı çıkarları, yeni oluşturduğu bölgesel ortaklıkları ve küresel jeopolitik ve jeoekonomik ihtiyaçları tarafından yönlendiriliyor.

Körfez

Çin’in Filistin’in davasını mı İsrail’i mi desteklediği sorusunda her iki seçenek de gerçekliği tam olarak yansıtmıyor. Zira Çin bir yandan İsrail’le güçlü askerî ve teknolojik ilişkiler geliştirirken diğer yandan Filistin devletinin kurulmasını da destekliyor.

Çin’in stratejik hedefi, Ortadoğu’da barışın ve istikrarın temin edilmesidir. Tek bir egemen bölgesel gücün yönettiği Ortadoğu, bölgede bir tür istikrarsızlığa yol açabilir. Bu yüzden çeşitli bölgesel güçler arasındaki hassas güç dengesinin korunması, bölgede istikrar ihtimalini artıracaktır.

Foto: Suudi Devlet Bakanı Müsaid bin Muhammed el-Ayban, Çin Dışişleri Komisyonu Ofisi Müdürü Wang Yi ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani (Reuters)
Suudi Devlet Bakanı Müsaid bin Muhammed el-Ayban, Çin Dışişleri Komisyonu Ofisi Müdürü Wang Yi ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani (Reuters)

Bu açıdan bakıldığında Çin’in kurmaya çalıştığı çok kutuplu güvenlik sistemi, aslında ABD’nin, Ortadoğu’daki güç dengesini alt üst eden Irak Savaşı’na kadar uzun bir süre peşinden koştuğu şeyden pek farklı değil.

Bugün dünyada Körfez’de barışın ve istikrarın sağlanmasında Çin’den daha fazla çıkarı (ve stratejik zaafı) olan büyük bir dış güç yok. Petrol tedarikini aksatacak bölgesel savaş da Çin’de ekonomi tekerinin durmasına sebep olabilir.

Çin’in Ortadoğu’daki temel çıkarları meselesine gelince bu da ne Filistin davası ne de İsrail’dir. Hiç kuşkusuz Çin’in bölgedeki temel çıkar alanı Körfez’dir. Bu, Çin’in iç zayıflığını yansıtıyor.

Çin, dünyanın en büyük enerji ithalatçısı sayılıyor. 2022 yılında 365,5 milyar dolar değerindeki toplam petrol ithalatının yaklaşık yüzde 53,6’sını Körfez’den yaptı. Suudi Arabistan’ın petrol ihracatının dörtte biri de Çin’e gidiyor ki bu, Çin’in toplam petrol ithalatının yüzde 16’sından fazlasını oluşturuyor.

“Çin 365,5 milyar dolar değerindeki toplam petrol ithalatının yaklaşık yüzde 53,6’sını Körfez’den yaptı.”

Körfez’le yapılan karşılıklı büyük mal ve hizmet alışverişiyle karşılaştırıldığında Çin ile İran arasındaki ekonomik etkileşim çok daha küçük ve denklikten uzak görünüyor. Nitekim 2022 yılında Çin, İran’ın petrol ihracatının yüzde 58’ini satın aldı ki bu, Çin’in toplam petrol ithalatının sadece yüzde 6’sını oluşturuyor.

Çin’in Ortadoğu’dan enerji tedarikini güvence altına alması; askerî sanayi kompleksini inşa etmesi ve ekonomik büyümesini gerçekleştirmesi açısından oldukça önemli. Körfez bölgesinin istikrarının temin edilmesi ve Körfez’den Çin’e petrol taşınan deniz geçitlerinin ve boğazların açık kalması da Çin’in çıkarına.

Foto: ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Çin Komünist Partisi Siyasi Ofisi Dış Politika Başkanı Wang Yi, 13 Temmuz’da Cakarta’da düzenlenen ASEAN zirvesi münasebetiyle bir araya geldi (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Çin Komünist Partisi Siyasi Ofisi Dış Politika Başkanı Wang Yi, 13 Temmuz’da Cakarta’da düzenlenen ASEAN zirvesi münasebetiyle bir araya geldi (AFP)

Çin’in bölgede yeni ortaya çıkan ortakları

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geçtiğimiz eylül ayında Pekin’e yaptığı resmi ziyarette Çin ile Suriye arasında stratejik bir ortaklığa imza atmayı başardı. Bu ortaklık, Suriye’nin küresel sahneye geri dönüşünde bir dönüm noktasını temsil ediyor. İki ülke lideri arasındaki ikili toplantıda Çin yeni stratejik ortaklığı, küresel jeopolitik dönüşümlere karşı dayanışma çerçevesinde formüle etti. Kendisine yönelik Batı yaptırımları karşısında Suriye, savaştan sonraki aşamada ülkenin yeniden inşası için büyük oranda Çin’in yatırımlarına dayanacak.

Şu ana kadar Çin, Suriye’nin altyapısına 3 milyar dolar yatırım yaptı. Petrol ticaretinin yanı sıra, bir yandan büyük bir petrol üreticisi ve Çin’in ana ticaret ortağı olan Irak’ın, diğer yandan ise büyük bir Avrasya gücü ve Güney Avrupa’ya açılan kapı olan Türkiye’nin komşusu Suriye’deki ekonomik boşluğu doldurmaya tamamen hazır. Altyapının Irak’tan başlayıp Suriye üzerinden Türkiye’ye bağlanması, Avrasya ekonomik manzarasının dönüşümünde önemli olacak.

“Ortadoğu’da belirli düzeyde bir kargaşa ABD’nin dikkatini Pasifik Okyanusu’ndaki durumdan uzaklaştırabilir”

Sadece üç ay önce Çin ile Filistin Yönetimi arasında benzer bir stratejik ortaklık anlaşması yapıldı. Çin, 2022’de Batı Şeria’ya yönelik ihracatında yüzde 23’lük bir artışa ve Çincenin yerel eğitim sistemine dahil edilişine tanık oldu. Çin, Filistin topraklarına yardım, sosyal destek ve sağlık hizmeti sağlamaya da devam ederek yerel halkın kalbini fethediyor.

Irak’taki savaştan yirmi yıl sonra bugün Çin, Irak’ın en büyük ticaret ortağı haline geldi. Irak da Çin’in Arap dünyasındaki en büyük üçüncü ticari ortağı oldu. Çin, ülkedeki petrol altyapısını geliştirmeye çalışmakla kalmadı, aynı zamanda su, elektrik ve diğer kamu hizmetleri alanındaki altyapıyı da geliştirmek için faaliyet yürüttü.

Geçtiğimiz mayıs ayında Çin şaşırtıcı bir şekilde Suudi Arabistan ile İran’ı yakınlaştırmak için arabuluculuk yaptı ve bunun sonucunda Arap dünyasındaki ekonomik ve stratejik nüfuzu arttı.

Çin’in bölgede yeni ortaya çıkan ortaklarının (eski ortağı İran’ın yanı sıra Suriye, Irak ve Filistin Yönetimi) özelliği sadece Gazze civarında yer alıyor olmaları değil. Savaşın kızışması halinde bu ortakların ikincil mağdurlara dönüşme tehlikesi de söz konusu. Çin’in bölgedeki geniş çaplı altyapı projelerine artan yatırımları taşınabilir ya da likit olmadığından Çin öyle bir aşamaya gelecek ki, bu aşamada ticari çıkarları onu barış için aracılık etmeye varana kadar savaşı kontrol altına almak için elinden gelen çabayı gösterecek.

Çin’in küresel jeopolitik ihtiyaçları

Çin’in stratejik niyetlerinin üçüncü yönü, jeopolitik mahiyette. Ortadoğu’da Doğu Akdeniz’le sınırlı belirli düzeyde bir kargaşa ABD’nin dikkatini Pasifik’teki durumdan uzaklaştırabilir. Bu, ABD’nin askerî güç harcamalarını da önemli ölçüde artırabilir ve artan mali açık ve inatçı enflasyonla birlikte ABD ekonomisine zarar verebilir. Ayrıca ABD’de yerel anlaşmazlıkları da körükleyerek birliği bozabilir.

Foto: ABD uçak gemisi USS Gerald R. Ford, Ortadoğu’ya gelmeden önce, 4 Ekim 2023 (AP)
ABD uçak gemisi USS Gerald R. Ford, Ortadoğu’ya gelmeden önce, 4 Ekim 2023 (AP)

Batı’yı, Çin’i birincil küresel tehdit olarak görmekten alıkoyacak her türlü hareketlilik, Çin’in çıkarlarına hizmet eder. Ortadoğu’da bir savaş ayrıca, ABD’nin dikkatini Ukrayna’dan uzaklaştırarak, Rusya’ya ihtiyaç duyduğu rahatlığı biraz olsun verebilir. ABD’nin askerî çatışmaya doğrudan müdahil olması, Arap dünyasının ve yerel Arap sakinlerin siyasi olarak yalnızlaşması anlamına gelecektir ki bu da kırılgan Amerikan sivil uyumunu daha da parçalayacak ve ABD’nin küresel liderliğini baltalayacaktır. 2024 ABD başkanlık seçimlerinin yaklaştığını göz önünde bulundurursak, Trump’ın izolasyon politikasını Beyaz Saray’a geri getirmeye dönük herhangi eğilim de Çin’in çıkarlarına hizmet edecektir.

Son olarak Ortadoğu ve Avrupa’da çatışmaların patlak vermesi, nihayetinde Devlet Başkanı Şi’nin ‘Batı’nın gerilemesi’ dediği duruma işaret ediyor. Mısır’da, Ürdün’de ve Arap dünyasının başka yerlerinde patlak veren bölgesel gösteriler, sadece İsrail’e değil, aynı zamanda ABD’ye yönelik protestolara da sahne oluyor. Bu, ABD liderliğindeki küresel güvenlik sisteminin ayıbını gözler önüne seren herhangi bir muhalefete de Çin tarafından yönetilen, Çin’in Ortadoğu’daki ortakları tarafından geniş çaplı destek gören ve Çin Küresel Güvenlik Girişimi olarak adlandırılan alternatif bir küresel güvenlik sistemine giriş imkânı sağlayacaktır.

* Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Trump ve Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşın’ aşamaları ve silahları

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
TT

Trump ve Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşın’ aşamaları ve silahları

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)

Tarık Raşid

Cicim ayları sonra ererken ABD, Başkan Donald Trump ile milyarder müttefiki Elon Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşa’ gözlerini açtı. Bu savaşın ilk kıvılcımı, Trump'ın konuğu Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ‘büyük ve güzel’ olarak tanımladığı bütçe taslağını eleştiren Musk ile olan yakın ittifakının sona erdiğini ilan etmesi oldu. Trump burada yaptığı açıklamada bu ilişkinin devam edebileceğine dair kşüphelerini dile getirdi. Bütçeyi genel olarak eleştiren Musk ise öfkesinin başlıca nedenini, yani başta Tesla olmak üzere elektrikli otomobil satın alanlara yönelik vergi teşviklerinin devamını içermediğini açıkça söyleyemedi. Ayrıca Musk'ın NASA'nın başına aday gösterdiği Jared Isaacson'ın atamasının Trump tarafından geri çevrilmesi de bu savaşın başka bir nedeni olarak dikkati çekti.

Trump’ın Beyaz Saray’daki yardımcıları Musk’ın yanında ona, Isaacson'ın Demokrat Parti’ye bağışta bulunduğunu gösteren bir dosyayı teslim etmişti. Beyaz Saray kaynakları Musk'ın konunun önemini küçümsemeye çalıştığını, ancak Trump'ın Isaacson'ın atamasını yapmama konusunda ısrarcı olduğunu belirttiler.

Trump ve Musk, kendi sosyal medya platformları üzerinden birbirlerine öfkeli tweetler ve karşılıklı suçlamalar yağdırdı.

Musk, sahibi olduğu X platformu üzerinden bütçe taslağını eleştirmeye devam ederken Trump, Truth Social üzerinden Musk'ın bütçe projesinin tüm ayrıntılarını bildiğini, ancak Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) Başkanı olarak görevinden ayrılana kadar kendisine olan öfkesini açıklamadığını söyledi. Buna karşın Trump'ı yalan söylemekle suçlayan Musk, bütçe hakkında hiçbir şey bilmediğini ve bütçenin gece yarısı alelacele geçirildiğini iddia etti.

Musk, daha dün birlikte yürüdüğü müttefiki Trump’a yönelik eleştirilerinin dozunu artırarak kendisi olmasaydı Trump'ın başkanlığı kazanamayacağını ve Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'ni ya da başka bir Senato koltuğunu kazanamayacağını öne sürdü. Musk, Trump'ın ve Cumhuriyetçilerin seçim kampanyasına yaklaşık 250 milyon dolarlık destek vermişti. Ancak Musk'ın mali desteği olmadan 2024 seçimlerini kazanabileceğini söyleyen Trump, Musk'ın şirketlerinin ABD hükümeti ile imzaladığı ve yaklaşık sekiz milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen sözleşmeleri iptal etmekle tehdit etti.

Jeffrey Epstein bombası

Atağa geçen Musk, iki parti arasında gidip gelen 80 milyon ABD’liyi temsil edecek yeni bir parti kurmanın zamanının geldiğini söyledi. Ardından Trump'ın küçüklere cinsel istismarda bulunmakla suçlanan Jeffrey Epstein'ın tüm dosyalarının yayınlanmasını, dosyalarda adı geçtiği için engellediğini ima etti. Musk, bu olayı ‘daha sonra patlayabilecek bir bomba’ olarak nitelendirdi.

Trump yönetimi, ABD’nin önde gelen isimlerinin de yer aldığı bu gizli dosyaların bir kısmının yayınlanmasına izin vermişti. Trump’ın kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturma ilgili davalarda hüküm giyen ve 2019 yılında insan kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanan emlak finansörü Epstein ile uzun geçmişi olan bir arkadaşlığı vardı. Resmi açıklamalara göre Epstein duruşmasına kısa bir süre kala hapishanede ‘intihar etti’ ancak bu açıklamalara halen şüpheyle yaklaşılıyor.

ABD’li milyarder Musk, bir yorumcunun Trump'ın yargılanması ve görevden alınması ve başkan yardımcısı JD Vance'in görevi devralması gerektiği yönündeki önerisini desteklerken Trump'ın, şirketleriyle hükümet arasında imzalanan anlaşmaları feshetme tehdidine havacılık şirketi SpaceX'in NASA ile olan sözleşmesini iptal edeceğini söyleyerek misillemede bulundu. Yürürlükteki sözleşmelere göre SpaceX, Uluslararası Uzay İstasyonu'na astronot ve malzeme taşımaktan sorumlu. Ancak Musk bu tehdidinden hızla geri adım atarak sadece Trump'ın gümrük vergisi politikalarının bu yılın ikinci yarısında ekonomik durgunluğa yol açacağı uyarısında bulunmakla yetindi.

MAGA'nın geleceği tehlikede

ABD Başkanı Trump, basına yaptığı yeni açıklamalarda Musk'ı ‘deli’ ve ‘aklını kaçırmış’ biri olarak nitelendirerek birbirlerine kustukları öfkeleri hakkında kendisiyle konuşmak istemediğini ifade etti. Ayrıca satın aldığı Tesla arabasını satışa çıkarabileceğini ya da hediye edebileceğini öne sürdü.

Diğer taraftan Başkan Yardımcısı JD Vance, Trump'ı savunmaya geçerek onun ne fevri ne de çabuk sinirlenen biri olduğunu söyledi.

İronik olansa üst düzey Rus yetkililerin alaycı bir şekilde iki adam arasındaki çitleri onarmak için araya girmeyi teklif etmeleriydi. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, X platformundan yaptığı bir paylaşımda Moskova'nın Starlink hisselerini satın alması karşılığında Trump ve Musk arasında bir barış anlaşması için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Musk, Ukraynalı askerler tarafından savaş sırasında internet yerine kullanılan ve masrafları ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından ödenen Starlink ağının da sahibi. Musk'ın uzay uçuşu işindeki Rus rakibi Rusya Uzay Ajansı Başkanı Dmitry Rogozin de Musk ve Trump’ı tiye alarak Musk'a Rusya'ya sığınma ve Rus saflarında savaşma teklifinde bulundu.

fdghyjukıop0ğ
ABD Başkanı Donald Trump ve Tesla CEO'su Elon Musk’ın Beyaz Saray'da bir araya geldikleri bir günden, 11 Mart 2025 (AFP)

Musk, DOGE Başkanlığı görevini bırakmadan önce Beyaz Saray yetkilileri Trump'a Musk'ın uyuşturucu kullandığına dair kanıtlar sunmuş, bu da Trump'ın veda töreninde gazetecilere Musk'ı savunuyormuş gibi yapmasına neden olmuştu. ABD yönetiminin iki kutbu arasındaki bu bölünme, Trump tarafından kurulan ve Musk tarafından finanse edilen iktidardaki Amerikayı Yeniden Harika Yap! (Make America Great Again/MAGA) hareketinin geleceğini tehdit edebilir. Ayrıca Musk'ın hükümet ortaklı şirketlerini de tehlikeye atabilir.

Musk kendi sosyal medya platformu X üzerinden bir anket yayınlayarak 200 milyon takipçisine Amerikan halkının çoğunluğunu temsil eden yeni bir siyasi parti kurmanın zamanının gelip gelmediğini sordu. Başkanlık adaylarından milyarder Mark Cuban birkaç dakika içinde Musk'ın önerisi lehinde yanıt verdi.

Trump'ın danışmanları, Başkan'ın Musk'ın eleştirileri karşısında özellikle de ona karşı sert olmadığı için şaşırdığını bildirdi. Washington Post'a göre Trump danışmanlarına “Musk bir çocuk gibi davranıyor” dedi.

Sayısız mahkeme mücadelesi

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre ABD Başkanı Donald Trump, bu yılın ocak ayından haziran ayına kadar 158 icra emri, 39 başkanlık kararı ve 63 bildiri yayınladı.

Trump’ın görevdeki ilk 100 gününde ABD’deki çeşitli mahkemelerde ve çeşitli eyaletlerde Başkan'ın kararlarına karşı yaklaşık 250 dava açıldı. Davalar Trump'ın göçmenlik, çalışanların işten çıkarılması ve medyanın kısıtlanmasıyla ilgili emirlerine karşı açıldı. Cumhuriyetçi Başkan ise sık sık yargıya taşınan kararlarının sınırlarını her fırsatta test ettiğinden tüm bu meydan okumalar artmaya devam ediyor.

Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin aldığı ender ve şaşırtıcı karar ise Trump'ın ekonomik gündeminin belkemiğini ve uluslararası arenada hegemonyasını kabul ettirme girişimini hedef aldığı için bu gerilimlerin en öne çıkanı oldu. Trump'ın diğer ülkelere uyguladığı gümrük vergilerinin yasadışı olduğuna ve yetkilerinin sınırlarını aştığına hükmeden karar, Beyaz Saray'ın karara karşı temyize gitmesiyle birlikte bir temyiz mahkemesi tarafından hızla donduruldu.

Eğitim cephesinde ise Boston'daki bir federal mahkeme Trump'ın Havard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etmesini engelleme yetkisine en azından şimdilik sahip olmadığına hükmetti. Boston'daki bir başka mahkeme de Trump'ın Eğitim Bakanlığını lağvetme kararını dondurdu.

Diğer mahkemeler, milyarder Elon Musk tarafından yönetilen DOGE’nin  binlerce federal çalışanı işten çıkarma kararlarından bazılarını ya askıya aldı ya da engelledi

Başka mahkemeler ise milyarder Elon Musk tarafından yönetilen DOGE’nin binlerce federal çalışanı işten çıkarma kararlarından bazılarını ya askıya aldı ya da engelledi.

Trump'ın hükümet programının temel dayanaklarından biri olan göçmenlik konusunda ise tüm mahkemeler, Trump'ın doğum yoluyla vatandaşlığa kabul de dahil olmak üzere ABD vatandaşlığı alma kurallarını değiştirme girişimlerinin geçersiz olduğuna karar verdi.

ABD Yüksek Mahkemesi, Trump yönetimine yanlışlıkla El Salvador'daki bir hapishaneye gönderilen Salvadorlu bir göçmenin ülkesine geri gönderilmesini kolaylaştırma çağrısında bulunurken, diğer alt mahkemeler de yerleşik göçmenlerin sınır dışı edilmeden önce normal yasal yolu izlemelerine izin verilmesini talep etti.

Önceki ABD başkanları da kararları nedeniyle yargı ile karşı karşıya gelmiş olabilir, ancak Trump dönemindeki bu meydan okumanın boyutu çok büyük. Trump ile müttefiklerinin, ‘Başkan'ın gündemini engellemek ve politikalarına müdahale etmekle’ suçladıkları yargıya karşı başlattıkları saldırı, bu meydan okumanın boyutunu gözler önüne seriyor.

Sahanın ortasında karşılaşma

Her ne kadar mahkemeler şimdiye kadar Trump'ın hiçbir kararına ölümcül bir darbe indirmediği ve eylemlerinin anayasaya uygunluğu ya da yasallığı konusunda kesin bir hüküm vermediği için çatışma henüz kararlılık noktasına ulaşmamış olsa da çatışma kale çizgilerinden uzakta sahanın ortasında kalmaya devam ediyor. Mahkemeler, kaçınılmaz çatışma gerçekleşene kadar Trump'ın kararlarını askıya alma ya da geçici olarak engelleme yoluna gitseler de şimdiye kadar bu da ertelendi.

Bu çatışmaların ciddiyetine rağmen, Trump ve yargı arasındaki çatışmaların en sıcak bölümleri, özellikle de Başkan'ın devlet memurlarını toplu olarak işten çıkarma, tüm kurumları lağvetme, Kongre'nin bütçe tahsis etme yetkisine müdahale etme, yasadışı göçmenleri sınır dışı etme, istediği kişiye gümrük vergisi uygulamak ve vatandaşların vatandaşlıklarını ellerinden alma yetkisi konusundaki çatışmalar henüz başlamadı.

Trump'ı, muhafazakâr yargıçlarından üçünü atadığı Yüksek Mahkeme ile karşı karşıya getiren en önemli husus, yönetiminin, göçmenleri mahkemeye çıkmalarına ya da yetkililerin tutuklama gerekçelerini açıklamalarına izin vermeksizin derhal tutuklama ve sınır dışı etme girişimleriydi. ABD Anayasa'nın 1’inci Maddesi’nde yer alan vatandaşlık hakkı, isyan veya işgal durumları ve Kongre kararı dışında askıya alınmaması gereken temel bir hak olarak kabul ediliyor. Bu hüküm, zalimane uygulamaları önleyen yasal kanallardan geçmeden herhangi bir kişinin tutuklanmasını veya hapsedilmesini yasaklıyor.

Başsavcılar, Trump'ın gümrük tarifeleri, devlet kurumlarının lağvedilmesi ve göçmenlere yönelik baskıların engellenmesine yönelik kararlarını engellemeye odaklanacak.

Abraham Lincoln dışında hiçbir ABD başkanı bu hakkı askıya almamıştır. Lincoln ise 1861 yılında görevi sırasında, ABD İç Savaşı’nın patlak verdiği sırada Kongre tatildeyken tehditlere yanıt olarak bu hakkı askıya aldı. Ancak Kongre yeniden toplandığında Lincoln, kararının nedenlerini açıklamak üzere Kongre'nin huzuruna çıktı ve temsilcilerin eylemini onayladığı bir yasa çıkardı.

uıo
Elon Musk’ın oğluyla birlikte, Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump'ın yanında olduğu bir kare, 11 Şubat 2025 (AFP)

Ancak Trump'ın Yüksek Mahkeme üzerinde devam eden baskısı, mahkemeyi bu konularda kesin bir karar vermekten başka çaresinin kalmayacağı bir köşeye sıkıştıracak gibi görünüyor. Özellikle 1798 tarihli bir yasaya dayanarak göçmenleri Venezuela'ya sınır dışı etme talebini 7'ye 2 çoğunlukla reddeden Yüksek Mahkeme'yi eleştirmeye devam eden Trump, TruthSocial platformunda kararın alındığı gün ‘Amerika tarihindeki kötü ve tehlikeli bir gün’ diye yazdı.

Öte yandan başsavcılar, Trump'ın gümrük tarifeleri, devlet kurumlarının lağvedilmesi ve göçmenlere yönelik baskıların engellenmesine yönelik kararlarını engellemeye odaklanacak. Trump hakkında ikinci başkanlık döneminin başlangıcından bu yana 30'dan fazla dava açan başsavcılar, Trump'ın devlet kurumlarını lağvetme ve tüketiciler ile ekonominin çıkarlarını korumaya yönelik başkanlık emirlerine karşı çıktılar.