Stoltenberg: Rusya'nın Ukrayna'dan parçalar koparmasına izin vermemeliyiz

Jens Stoltenberg, Ukrayna'nın "müzakere masasında daha güçlü" olabilmesi için silahlandırılması gerektiğini söylüyor

Jens Stoltenberg (Reuters)
Jens Stoltenberg (Reuters)
TT

Stoltenberg: Rusya'nın Ukrayna'dan parçalar koparmasına izin vermemeliyiz

Jens Stoltenberg (Reuters)
Jens Stoltenberg (Reuters)

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın "Ukrayna'dan parçalar koparmaya devam etmesine" izin verilmemesi gerektiğini söylerken, Kiev'in müzakerelerde üstünlük sağlaması için silahlandırılmasını destekledi.

NATO'nun başındaki isim salı günü Oslo'da düzenlenen 75. İskandinav Kurulu'nda, "Ukrayna savaş alanında ne kadar güçlü olursa, müzakere masasında da o kadar güçlü olacaktır. Savaş sona erdiğinde de tarihin tekerrür etmediğinden emin olmalıyız. Rusya'nın Ukrayna'dan parçalar koparmaya devam etmemesini sağlamalıyız" dedi: 

Rusya kaybetti. Onbinlerce askerini kaybetti. Büyük miktarda askeri malzeme kaybetti. Siyasi nüfuzunu kaybetti ve giderek yalnızlaşıyor. Ukrayna'nın istilası Rusya için stratejik bir yenilgidir.

Stoltenberg, Rusya'nın geçen yıl şubatta Ukrayna'yı istila etmesinin ardından dünyanın Kiev'in birkaç gün içinde düşeceğinden korktuğunu söyledi:

Bunun yerine Ukraynalılar topraklarını özgürleştirdi. Rus güçlerinin geçen yıl istila ettiklerinde ele geçirdiği toprakların yarısını geri aldılar.

Ukrayna'nın aylar süren bir karşı saldırı başlatmasıyla savaş ikinci kışına girmek üzere.

Kiev'in askeri ittifaktaki yerini bir kez daha teyit eden Stoltenberg, "Tüm NATO ülkeleri Ukrayna'nın NATO üyesi olması gerektiğinde hemfikir" dedi.

NATO'nun başındaki yetkili, savaş sırasında askeri ve mali yardım yoluyla Ukrayna'nın güvenliği ve korunması için sürekli mücadele ediyor.

Stoltenberg geçen ay, Rusya'nın istilasının NATO'nun nükleer silahlarının saldırganlığı caydırmada oynadığı önemli rolü hatırlattığını söylemişti.

Stoltenberg ayrıca Ukrayna birliklerinin karşı saldırılarının "yavaş" olduğu yönündeki eleştirilere de sert yanıt vermiş ve Ukrayna'nın savaş alanında karşılaştığı mayın sayısının tarihte hiç görülmediği kadar yüksek olduğuna dikkat çekmişti:

Öncelikle mesele şu ki Rus ordusu eskiden dünyanın en güçlü ikinci ordusuydu. Artık Rus ordusu Ukrayna'daki en güçlü ikinci ordu. Ukraynalıların bu yaptığı epey etkileyici.

Stoltenberg ağustosta Avrupa Parlamentosu'nda meclis üyelerine "Hiç kimse bunun kolay olacağını söylemedi" demişti:

Tarihte neredeyse hiçbir zaman savaş alanında bugün Ukrayna'da gördüğümüzden daha fazla mayın görmedik. Dolayısıyla bunun son derece zor olacağı açıktı.

Kiev'in haziranda karşı saldırıya geçmesinin ardından Ukrayna'nın birkaç köy ve yerleşim yerini geri alması dışında 20 aydır devam eden savaşta cephe hattı büyük ölçüde değişmedi.

Rus güçleri cephenin farklı kesimlerinde yeni saldırılar için hazırlansa da ağır kayıplar veriyor.

Çatışmaların büyük kısmı Ukrayna'nın doğusu ve güneyinde yoğunlaşırken, Rus güçleri Kiev'in kısa süre önce ele geçirdiği Avdiyivka kasabasını geri almaya çalışıyor.

Independent Türkçe



Afganistan sınırları, kayıtlı olmayanların son başvuru tarihi dolmadan İran'dan dönenlerle dolup taşıyor

5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
TT

Afganistan sınırları, kayıtlı olmayanların son başvuru tarihi dolmadan İran'dan dönenlerle dolup taşıyor

5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).

On binlerce Afganistanlı, dün belirlenen geri dönüş tarihi öncesinde İran sınırını geçti ve sınır kapılarında “acil durum” yarattı.

Resim  Afgan mülteciler İran'dan Afganistan ile İran arasındaki İslam Kale sınır kapısına geliyor - 5 Temmuz 2025 (AFP)

İran mayıs ayı sonunda, kayıtlı olmayan Afganistanlıların 6 Temmuz'a kadar ülkeyi terk etmeleri gerektiğini duyurdu. Bu çağrı, Tahran'ın ülkede yaşadığını söylediği 6 milyon Afganistanlıdan 4 milyonunu kapsayabilir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği cuma günü, haziran ortasından bu yana sınırları geçenlerin sayısının keskin bir artış gösterdiğini ve 1 Temmuz'da batıdaki Herat eyaletindeki İslam Kale sınır kapısında 43 bin kişiyi aşarak zirveye ulaştığını açıkladı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), haziran ayında 250 binden fazla Afganistanlı'nın İran'dan geri dönüş yaptığını bildirdi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Afganistan temsilcisi Tajuddin Avila , bu durumun, İran ve Pakistan gibi geleneksel ev sahibi ülkelerden 1,4 milyon Afganistanlının geri dönüşüyle birlikte, halihazırda “kronik bir geri dönüş krizi” ile karşı karşıya olan ülkede bir “acil durum” olduğunu söyledi. 

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre perşembe günü verdiği demeçte, “Tüm bu geri dönenlerin yüzde 25'inin çocuk olması endişe verici... çünkü nüfus yapısı değişti” dedi. Erkeklerden oluşan gruplardan, çok az eşya ve parayla sınırı geçen bütün ailelere dönüştü.

İslam Kale kampının bu kadar büyük sayılara ev sahipliği yapabilecek kapasitede, ancak hizmetlerden yoksun olduğunu belirterek, "Günlük 20 binin üzerinde kişiye ulaştığımızda, bu planladığımız senaryonun çok ötesindedir" dedi.

Kurum, aşılama, beslenme ve çocuk dostu alanlar sağlamanın yanı sıra, günde 7 bin ila 10 bin kişiye su ve sağlıklı ortamı genişletmek için acil önlemler uyguladı.

Geçiş yapanların çoğu, tutuklama ve sınır dışı etme dahil olmak üzere yetkililerden baskı gördüklerini bildirdi.

38 yaşındaki Arif Atayi, Afganistanlıların İran'da maruz kaldığı baskılarla ilgili olarak, “Bazı insanlar o kadar korkuyor ki, evlerinden tek başlarına çıkamıyorlar... Küçük çocuklarını bir parça ekmek almak için gönderiyorlar ve bu çocuklar bile bazen tutuklanıyor” dedi.

Uluslararası Göç Örgütü'nün işlettiği bir kabul merkezinde yardım beklerken cumartesi günü AFP’ye konuşan Atayi, “Kendi ülkemde dilenmek zorunda kalsam bile, bu şekilde muamele gördüğümüz bir yerde kalmaktan iyidir” dedi.

Dış yardımdaki büyük kesintiler krizle mücadeleyi olumsuz etkiledi ve Birleşmiş Milletler, uluslararası sivil toplum örgütleri ve Taliban yetkilileri, geri dönenlere destek için daha fazla finansman sağlanması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler, bu göç akınının zaten aşırı yoksulluk, işsizlik ve iklim değişikliğiyle ilgili şoklarla boğuşan ülkeyi daha da istikrarsız hale getirebileceği uyarısında bulunarak, ülkelere Afganistanlıları zorla geri göndermemeleri çağrısında bulundu.