Fransa’nın düzenleyeceği Gazze Şeridi’ne insani yardım konulu konferansta ateşkes çağrısı yapılmayacak

Fransa Cumhurbaşkanı, 3 Kasım’da kasırga maruz kalan batı bölgelerine inceleme ziyaretinde bulundu (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı, 3 Kasım’da kasırga maruz kalan batı bölgelerine inceleme ziyaretinde bulundu (AFP)
TT

Fransa’nın düzenleyeceği Gazze Şeridi’ne insani yardım konulu konferansta ateşkes çağrısı yapılmayacak

Fransa Cumhurbaşkanı, 3 Kasım’da kasırga maruz kalan batı bölgelerine inceleme ziyaretinde bulundu (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı, 3 Kasım’da kasırga maruz kalan batı bölgelerine inceleme ziyaretinde bulundu (AFP)

Fransa, başkent Paris’te 9 Kasım’da düzenlenecek olan Gazze Şeridi’ne insani yardım konulu konferansın başarıya ulaşması amacıyla, mümkün olan en fazla sayıda ülkeyi bir araya getirmek için tüm hızıyla çalışıyor.

Dışişleri Bakanlığı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un isteği üzerine düzenlenecek konferansa ilişkin bir açıklama yaptı.

Bakanlığın açıklamasına göre, konferans üç ana hedefe odaklanacak.

Bunlardan ilki, uluslararası insani hukuku teşvik etmek, sivilleri ve insani yardım alanında çalışanları korumak ve uluslararası yardımın gelişini kolaylaştırmak olacak.

İkinci hedef, sağlık, su, enerji ve beslenme sektörlerinin ihtiyaçlarına yönelik uluslararası insani müdahaleyi araştırmak olurken, son olarak sahada çalışan kurum ve kuruluşların desteklenmesi için seferberlik çağrısı yapılmasına odaklanılacak.

Konferans, 10 ve 11 Kasım’da düzenlenecek olan 6. Paris Barış Konferansı kapsamında gerçekleştirilecek.

Fransa Dışişleri Bakanlığı’na göre, insani yardım konulu konferansın süresi 3 saati geçmeyecek.

Macron, konferansa devlet ve hükümet başkanları düzeyinde katılımın olmasını istiyor.

Cumhurbaşkanlığı kaynakları daha önce, Paris’in, konferansın gerçek anlamda uluslararası bir karaktere sahip olabilmesi için çok sayıda davet göndermek istediğini bildirmişti.

Bu bağlamda davetler, İsrail dışındaki Arap ve Ortadoğu ülkelerine, Avrupa Birliği (AB) üyelerine ve ABD başta olmak üzere, üyeleri arasında G7 ülkelerinin de bulunduğu G20 üyelerine gönderildi.

Bunların yanı sıra uluslararası ve bölgesel kuruluşlar, Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları da konferansa davet edildi.

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, konferans Gazze’ye insani yardım sağlanmasında rol alan ana aktörlerin harekete geçirilmesini ve ister devletler, büyük bağışçılar, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları olsun, Gazze’deki Filistinli sivillere destek sağlamak için somut bir şekilde çalışılmasını amaçlıyor.

BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) acil ihtiyaç tespiti doğrultusunda, konferansa katılacak olan uluslararası misyonlardan, doğrudan mali destek sağlamanın yanı sıra, sahra hastaneleri açılması, hava veya deniz köprüleri açılması gibi girişimler yönünde çalışılması bekleniyor.

Ancak başarısını tahmin etmek zor olan Fransız girişiminde yalnızca insani boyuta odaklanıldı ve insani ateşkes konusu konferans çerçevesine dahil edilmedi.

Ateşkes olmaması nedeniyle, ihtiyacı olan yüzbinlerce insana yardım ulaştırılmak zor olduğu gibi, Gazze’deki aralıksız saldırıların yol açtığı kitlesel ölümlere de son verilmiyor.

FOTO: ABD Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile görüşmesinin ardından Esenboğa Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulunuyor (AFP)

Her halükarda, Paris henüz ateşkes talep edecek noktaya gelmiş değil.

İsrail şu ana kadar, ‘temenniden başka bir şey olmayan’ uluslararası ateşkes çağrılara yanıt vermeye niyetli gibi görünmüyor.

Herhangi bir ateşkes çağrısını iptal etmek için BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto yetkisini iki kez kullanan ABD’nin ‘himayesi’ ve desteğine sahip olan İsrail’in, BM veya AB tarafından yapılan çağrıları küçümsemesi yeni bir şey değil.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Binyamin Netanyahu’ya insani ateşkesi kabul ettirme yönündeki son çabalarının başarısız olduğu biliniyor.

ABD, İsrail’in kısa süreli ateşkesleri kabul edeceğini ummakla yetiniyor.

Netanyahu ise, Hamas veya diğer Filistinli örgütlerin elindeki tüm rehineleri serbest bırakması halinde ateşkesin konuşulabileceği konusunda ısrar ediyor.

Paris ayrıca, kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ndeki sivillere insani yardımın ulaşmasını ‘hızlandırmak ve koordine etmek’ istiyor.

Ancak bugüne kadar herhangi bir yardım tırının Gazze Şeridi’ne girmesi için önceden İsrail’den onay alınması gerektiği biliniyor.

İsrail kurumları, kamyonların Refah Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin vermeden önce arama yapıyor, bu da birçok çeşit yardımla dolu konvoyların Mısır tarafında beklemesine neden oluyor.

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Fransa yardım ulaştırmak için hava veya deniz hattı sağlamak da istiyor.

Ancak bu isteği, İsrail’in uzlaşmazlığıyla karşı karşıya kalabilir.

Bu da, özellikle de İsrail, tüm insani yardım sevkiyatlarını teslim etmeyi kabul etmeden önce onları denetlemek istediği için, hayati önem taşıyan yardımları ulaştırma hızı ve miktarının, Gazze’nin ihtiyaçlarıyla tutarlı olmayacağı anlamına geliyor.



IŞİD tekrar gündemde: "Yalnız kurtları devşiriyorlar"

FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
TT

IŞİD tekrar gündemde: "Yalnız kurtları devşiriyorlar"

FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)

ABD'nin New Orleans şehrinde yılbaşında gerçekleştirilen saldırının ardından IŞİD'in militan devşirme faaliyetleri tekrar gündem oldu. 

Birleşik Krallık merkezli Reuters'ın analizinde, IŞİD'in Horasan kolunun (IŞİD-H), Gazze savaşı gibi çatışmaları fırsat bilerek, bunların yarattığı öfkeyi kullanıp birçok kişiyi radikalleştirmeye çalıştığına dikkat çekiliyor. 

Analizde özellikle örgütün "yalnız kurt" profili çizen kişileri kendi safına katmaya odaklandığı yazılıyor. 

New Orleans'ta bir aracın, yılbaşı kutlaması yapan kalabalığa dalması sonucu en az 15 kişi ölmüş, 35 kişi de yaralanmıştı. Saldırganın Teksas'tan 42 yaşındaki Shamsud Din Jabbar olduğu bildirilmişti. IŞİD saldırıyı üstlenen bir açıklama yapmamıştı. 

Ancak haberde, IŞİD yanlısı sosyal medya hesaplarından saldırıyı destekleyen gönderiler paylaşıldığına işaret ediliyor.

Amerikan güvenlik yetkilileri, Jabbar'ın maliye firması Deloitte'te çalışan biriyken nasıl IŞİD sempatizanına dönüştüğünü anlamaya çalışıyor.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post'un analizinde, IŞİD'in özellikle internet üzerinden yürüttüğü devşirme faaliyetlerinde, "takipçilerini talimat ya da onay beklemeden her yerde terör saldırısı düzenlemeye teşvik ettiği" belirtiliyor. 

30 yıl CIA'de çalışmış olan terörle mücadele uzmanı Bruce Riedel, IŞİD propagandasından etkilenen kişiler için "Bunlar acı çeken, öfkeli insanlar" diyor.

Adının paylaşılmasını istemeyen Avrupalı bir terörle mücadele uzmanıysa radikal İslamcı örgütün, özellikle gençleri devşirmeyi hedeflediğini belirterek şunları söylüyor: 

Çocuklar internette infaz videoları izliyor ve erken yaşta aşırılık yanlısı fenomenleri takip ediyor.

New York Times'ın analizinde de IŞİD'in internetten yürüttüğü devşirme faaliyetlerine dikkat çekiliyor. New York ve Berlin'de ofisleri bulunan düşünce kuruluşu Counter Extremism Project'ten Hans-Jakob Schindler, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Terörizmin temelinde iletişim vardır. Bu bir savaş değil çünkü IŞİD'in Batı'yı askeri olarak yenemeyeceği açık, değil mi? Denediler ve sonu pek de iyi olmadı.

IŞİD'in tekrar güç kazanmasıyla ilgili endişeler, Beşar Esad rejiminin düşmesiyle daha da arttı. ABD, IŞİD'le mücadele için Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) fonluyor. SDG'nin çatısınıysa Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği YPG oluşturuyor. Reuters, Ankara'nın desteklediği Suriye Milli Ordusu'yla (SMO) SDG arasındaki çatışmaların yarattığı kargaşanın, IŞİD'in güçlenmesine yol açabileceği değerlendirmesini paylaşıyor. 

IŞİD-H, geçen yıl birçok saldırıyla dünya gündemine oturmuştu. İran'ın Kirman şehrinde 3 Ocak'ta düzenlenen bombalı saldırıları örgüt üstlenmişti. Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani için düzenlenen anma töreninde yapılan saldırılarda en az 100 kişi yaşamını yitirmişti.

Rusya'nın başkenti Moskova'da 22 Mart'ta düzenlenen saldırıda da en az 145 kişi ölmüş, 500 kişi de yaralanmıştı. Saldırıyı yine IŞİD-H üstlenmişti. 

IŞİD'in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi'nin 2019'da ABD liderliğindeki operasyonla öldürülmesinin ardından örgüt büyük kan kaybetmişti. Ancak merkezi Afganistan ve Pakistan'ın kuzeybatısında yer alan IŞİD-H, saldırılarıyla herkesi diken üstünde tutmayı sürdürüyor.

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post, Reuters