Putin hakkında yakalama kararı çıkaran hakim hakkında yakalama kararı

Rusya, UCM hakimi Sergio Godinez'i arananlar listesine ekledi

Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve soykırım suçlarına bakan Uluslararası Ceza Mahkemesi, 2003'te çalışmaya başlamıştı (Reuters)
Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve soykırım suçlarına bakan Uluslararası Ceza Mahkemesi, 2003'te çalışmaya başlamıştı (Reuters)
TT

Putin hakkında yakalama kararı çıkaran hakim hakkında yakalama kararı

Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve soykırım suçlarına bakan Uluslararası Ceza Mahkemesi, 2003'te çalışmaya başlamıştı (Reuters)
Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve soykırım suçlarına bakan Uluslararası Ceza Mahkemesi, 2003'te çalışmaya başlamıştı (Reuters)

Rus hükümeti, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yakalama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) bir hakim hakkında yakalama kararı çıkardı.

"Aranan şahıslar" listesini güncelleyen Rusya İçişleri Bakanlığı, UCM hakimi Sergio Gerardo Ugalde Godinez'in listeye eklendiğini duyurdu.

Kosta Rika vatandaşı olan Godinez için çıkarılan yakalama kararına ilişkin herhangi bir detay açıklanmadı.

UCM martta, savaş bölgesindeki Ukraynalı çocukların Rusya'ya kaçırılması suçlamasıyla Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komisyoneri Maria Lvova-Belova hakkında yakalama kararı çıkarmıştı.

UCM'nin yakalama kararını geçersiz ilan eden Kremlin yönetimi, mahkemede görev yapan bir savcı ve birkaç hakim hakkında soruşturmalar başlatmıştı.

Mayısta UCM Savcısı Kerim Han ve hakim Rosario Aitala arananlar listesine eklenmiş, daha sonra UCM hakimleri Tomoko Akane, Bertram Schmitt ve UCM Başkan Yardımcısı Luz del Carmen Ibanez Carranza hakkında yakalama emri verilmişti.

Eylülde, UCM Başkanı Piotr Hofmanski hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı.

Rusya yönetimi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurucu sözleşmesi Roma Statüsü'nü 2000'de imzalamış ancak anlaşma hiçbir zaman parlamento tarafından onaylanarak yürürlüğe girmemişti. 

Mahkeme 2014'te Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesini "işgal" olarak tanımlamış, Moskova yönetimi bunun üzerine Roma Statüsü'nü tanımadıklarını açıklamıştı.

Independent Türkçe



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.