Ramallah İsrail’in vergi kesintisine karşı çıktıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4658326-ramallah-i%CC%87srail%E2%80%99-vergi-kesintisine-kar%C5%9F%C4%B1-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1
Filistinliler, İsrail'in Han Yunus kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan bir caminin hasarını inceliyor (AP
İsrail hükümetinin, Filistin yönetimi tarafından Gazze Şeridi’ne tahsis edilen fonların ödenecek genel tutardan düşülmesi ve Gazze Şeridi'ne herhangi bir tutarın aktarılmaması kararı, İsrail ile Filistin Yönetimi arasında anlaşmazlığa yol açtı.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, Filistin yönetiminin İsrail'in yüz milyonlarca şekeli korsan olarak ele geçirmesi ve bunların Gazze Şeridi'ne aktarılmaması için koşullar koymasının ardından temizleme fonlarını almayı reddettiğini söyledi.
Şeyh X platformundan yaptığı açıklamada, “Toprak ve halkın bütünlüğü Filistinlilerin tartışmaya açık olmayan bir kararı. Filistin Yönetimi bütçesinin harcanma şekli Filistin Hükümeti tarafından belirlenmekte. Bir dirhemimiz kalsa bile geçimimizi Gazze Şeridi'ndeki halkımızla paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
Şeyh'in açıklaması, bir yandan fon almaktan kaçınma kararını ve bunun nedenlerini teyit ederken, diğer yandan Filistin Yönetimi’nin şu ana kadar çalışanlarının maaşlarını ödememesinin (zaman alacak) nedenlerini üstü kapalı olarak açıkladı.
Filistin Yönetimi hali hazırda mali krizle karşı karşıya ve sivil ve askeri sektörlerdi çalışanların maaşlarını eksik ödüyor. Bunun sebebi İsrail'in vergi gelirlerinden yaklaşık 50 milyon dolar kesmesi. Bu, Filistin Yönetimi’nin önceki çatışmalarda ölen savaşçıların ailelerine ve İsrail hapishanelerindeki mahkumların yanı sıra elektrik ve tıbbi malzemeler için ödeneğe ek ödediği paraya eşit.
İsrail'in yeni kararı, krizi daha da kötüleştiriyor ve İsrail'de yoğun tartışma ve anlaşmazlığa konu olan kaosun yaratılmasına büyük katkı sağlıyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli kaynaklar, ABD ve diğer uluslararası tarafların konuyla ilgili tartışmaların merkezinde yer aldığını söyledi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, geçtiğimiz Pazar günü ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ı Ramallah'taki karargahında kabul etti (AP)
ABD yönetiminin Batı Şeria'daki gerilimi kontrol altına almak istediğini ve şiddeti tırmandırmak istemediğini doğrulayan kaynaklar, konuyu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile en üst düzeyde görüştüğünü doğruladı.
ABD yönetimi, Batı Şeria'daki yaklaşık 70 bin silahlı askerin maaşları da dahil olmak üzere maaşlara zarar verilmesinin şiddeti teşvik edebileceğinin farkında, güvenlik yetkilileri de bu kaygıyı İsrail'de siyasi düzeye iletmişti.
Sivil örgütleri temsil eden Filistinli kadınlar, Gazze savaşını protesto etmek için Batı Şeria'daki Ramallah'taki Birleşmiş Milletler ofisleri önünde gösteri yapıyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in fonları Filistin Yönetimi’ne aktarmamaya karar vermesi ve Savunma Bakanı Yoav Galant'ın buna karşı çıkarak fonların derhal Filistin Yönetimi’ne aktarılması konusundaki fikir ayrılığı İsrail'de bir anlaşmazlığa yol açtı.
Gallant, günler önce Bakmalar Kurulu’nda alınan karar uymanın önemli olduğuna değindi. Smotrich, Gallant'ın fonların serbest bırakılmasını talep ederek "büyük bir hata" yaptığını söyledi.
Oslo Anlaşmaları uyarınca İsrail Maliye Bakanlığı, Filistinliler adına vergi topluyor ve Filistin Yönetimi'ne aylık transferler yapıyor; bu da devam eden anlaşmazlıkları artırıyor.
Hararetli bir tartışmanın ardından Smotrich, Bakanlar Kurulu'nun kararına sadık kaldı ancak Filistin Yönetimi tarafından Gazze Şeridi'ne tahsis edilen aylık (maaşlar, yardımlar, Sağlık ve Tedavi Bakanlığı giderleri, elektrik fiyatları) yaklaşık 140 milyon dolar fonu kesti.
Çocuklar dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta geçici bir yardım mutfağında yiyecek almak için sıraya giriyor ( AFP)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail hükümetinin tasfiye fonlarından yeni miktarlar kesme kararı siyasi olduğuna değinerek, bu kararın Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmayı amaçladığını ve buna izin vermeyeceklerini söyledi.
İştiyye, Ramallah'ta düzenlenen hükümet toplantısının başında yaptığı konuşmada, Gazze'nin Filistin’in ulusal yapısının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Filistin Devleti'nin önemli bir coğrafi bileşeni olduğunu doğruladı.
Ayrıca, paranın Gazze ve Batı Şeria’daki çocukların kanında daha değerli olmadığını bildirdi.
Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulunduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5165346-avrupa-troykas%C4%B1-i%CC%87rana-y%C3%B6nelik-bm-yapt%C4%B1r%C4%B1mlar%C4%B1n%C4%B1-yeniden-y%C3%BCr%C3%BCrl%C3%BC%C4%9Fe-koyma-tehdidinde
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot dün yaptığı açıklamada, Avrupa Troykası’nın (Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya), o tarihe kadar bir nükleer anlaşmaya varılamaması halinde ağustos ayı sonuna kadar İran'a yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının otomatik olarak geri getirilmesine yönelik ‘snapback’ mekanizmasını harekete geçireceğini söyledi.
Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Barrot, “Fransa ve ortakları, 10 yıl önce kaldırılan silahlar, bankalar ve nükleer ekipmanlar üzerindeki küresel yasağı yeniden uygulamaya koymakta haklılar. İran'dan güçlü, somut ve inandırıcı bir taahhüt gelmediği takdirde bunu en geç ağustos ayı sonuna kadar yapacağız” ifadelerini kullandı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise dışişleri bakanları toplantısında ‘İran'ın ele alınacağını’ söyledi. Kallas, “Diplomatik yolu ve müzakereleri yeniden başlatmak bizim çıkarımıza” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Brüksel'de düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (EPA)
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce tarafından yapılan açıklamaya göre, AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Avrupa Troykası'ndaki mevkidaşlarıyla Ortadoğu'da istikrarın desteklenmesi ve İran'ın nükleer silah geliştirememesinin sağlanması konularında telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Avrupa ülkeleri, ekim ayında süresi dolacak olan 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı kapsamında snapback mekanizmasını harekete geçirmekle tehdit ediyor. Bu mekanizma, karar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Tahran'a yönelik BM yaptırımlarının yeniden uygulanmasına olanak sağlıyor.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, mekanizmayı harekete geçirmenin ‘yasal dayanaktan yoksun düşmanca bir tedbir’ olduğu uyarısında bulunarak, Avrupalıları taahhütlerini ihlal etmekle suçladı. Bekayi, Avrupalı güçlerin bu adımı atması halinde orantılı bir karşılık verileceği tehdidinde bulundu.
İran medyası, Tahran'ın Moskova ve Pekin'i nükleer anlaşmadan çekildiklerini duyurmaya ikna etmeye çalıştığını ve bu sayede BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırımların yeniden uygulanmasına yönelik herhangi bir girişimi engellemek için yasal bir dayanak elde edeceğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve Çinli mevkidaşı Wang Yi ile Avrupa Troykası’nın nükleer anlaşma kapsamında BM yaptırımlarına otomatik olarak geri dönüş anlamına gelen snapback mekanizmasını harekete geçirmesini engellemenin yolları üzerine istişarelerde bulundu.
Lavrov ve Wang Yi pazartesi günü Pekin'de bir araya gelerek Arakçi'nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısına katılmasından önce İran'ın nükleer dosyasını ele aldılar.
Arakçi bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Mevcut durumda elbette Çin Dışişleri Bakanı ve Rusya Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmeler yapacağız” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı pazar günü, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran'ı Washington'un istediği uranyum zenginleştirmesine izin verilmeyecek bir nükleer anlaşmayı kabul etmeye çağırdığı yönündeki haberi ‘yalan’ olarak nitelendirdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin bugün Pekin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
ABD merkezli haber sitesi Axios'un dosyaya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre Putin, İran'a ABD ile uranyum zenginleştirmesini engelleyecek bir anlaşmayı kabul etmesi çağrısında bulundu. Rusya nükleer program konusunda yıllardır İran'ın başlıca diplomatik destekçisi konumunda.
Moskova, İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını kamuoyu önünde desteklemiş olsa da Putin, İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaşın ardından özel oturumlarda daha sert bir tutum benimsedi.
İki kaynak Rusların İsrail hükümetine Putin'in İran'ın uranyum zenginleştirmesi konusundaki tutumu hakkında bilgi verdiğini söyledi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Putin'in İranlılara bunu söylediğini biliyoruz” dedi. Putin bu tutumunu geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmelerde de dile getirdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde İran'a yönelik ABD yaptırımlarının yeniden uygulanmasından bu yana Tahran, 20 yıllık bir stratejik anlaşma yoluyla Moskova’yla ve İran'ın petrol ihracatının yüzde 90'ını satın alan Pekin’le bağlarını güçlendirdi.
Arakçi Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle yazdı: “ŞİÖ yavaş yavaş küresel arenaya açılıyor, yani bölgesel arenayı yavaş yavaş aşıyor… Gündeminde ekonomik, siyasi ve güvenlik alanları da dahil olmak üzere bir dizi farklı konu var.”
Diğer yandan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, hükümetinin ‘tüm ciddiyetiyle bu barışçıl yolu izleyeceğini’ söyledi ve ek ayrıntı vermeden ‘diplomasi penceresinin halen açık olduğunu’ vurguladı.
Pezeşkiyan, “Geleceğe doğru yeni ufuklar açmak için geçmişi eleştirel gözlerle gözden geçirmeliyiz. Bizi daha iyi bir yarına götürecek olan şey, umudu yeniden inşa etmek, öğrenme ve değişme isteği ile anlayış, empati ve rasyonaliteye dayalı yeni bir yoldur... Diplomasi penceresinin açık olduğuna inanmaya devam ediyoruz ve bu barışçıl yaklaşımı kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Pezeşkiyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaşın dayattığı büyük sınavda, psikolojik baskılara ve halkımızın karşılaştığı pek çok zorluğa rağmen, İran'ın çağdaş tarihinde halkın katılımının, uzlaşının ve toplumsal uyumun en dikkat çekici tezahürüne tanık olduk. Ülke içinde ve dışında, her eğilimden İranlılar saldırgan düşman karşısında tek vücut oldular.”
İran Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları, İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi'nin İsrail ile 12 gün süren savaş sırasında ülkesinin ‘varlığının ve toprak bütünlüğünün eşi benzeri görülmemiş şekilde tehdit edildiğini’ söylemesinin ardından geldi.
Pezeşkiyan hükümeti, muhafazakâr milletvekillerinin muhalefetine rağmen Batılı güçlerle müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunun sinyallerini verdi.
ABD ile İran arasında 19 Nisan'da ikinci tur görüşmelerin yapıldığı Roma'daki Umman Büyükelçiliği'nin girişinde bekleyen gazeteciler ve polis memurları (AP)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran ve ABD arasında altıncı tur müzakereler için ‘belirli bir tarih olmadığını’ söyledi. Bekayi, “Diplomasinin ve müzakere yolunun etkinliğini doğrulamadığımız sürece böyle bir yola girmeyeceğiz” dedi.
Arakçi ve ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff nisan ayından bu yana Umman arabuluculuğunda beş tur görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra İsrail 13 Haziran'da İran'a saldırı başlattı ve ABD'nin İran'ın üç nükleer tesisini bombaladığı 12 günlük bir savaşı tetikledi.
Tahran ve Washington arasında yeni bir müzakere turunun 15 Haziran'da yapılması gerekiyordu, ancak savaş nedeniyle iptal edildi.
İran Dini Lideri Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin uranyum zenginleştirmeyi durdurma şartına bağlanması halinde ABD ile nükleer müzakerelere yer olmadığını söyledi ve böyle bir şartı Tahran'ın bağlı olduğu ‘kırmızı çizgilere’ aykırı olarak niteledi.
Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre Velayeti, Pakistan İçişleri Bakanı Muhsin Nakvi ile gerçekleştirdiği görüşmede, “Müzakereler zenginleştirmenin durdurulması şartına bağlanırsa kesinlikle gerçekleşmeyecek” dedi.