Rağde Atma
İsrail’de dini kurumlara kayıtlı olanlar, askerlik hizmetine alternatif olarak üç yılı bulabilecek öğrenim süreleri boyunca aylık maaş alıyorlar. Bu durum, laik Yahudilerle aralarındaki nefreti güçlendiriyor.
Tahminlere göre 2048 yılında Haredilerin sayısı 2,86 milyon kişiye ulaşacak. Bu sayı ise İsrail’in toplam nüfusunun yüzde 21,2’sini oluşturacak.
Onlarca yıl boyunca ultra-Ortodoks Yahudiler (Harediler), İsrail’de Yahudi hukukunun kesin ayrıntılarına göre, ilgi odağından ve moderniteden uzakta, sessizce hayatlarını yaşadılar. Yaşadıkları ve konuşlandırıldıkları her yerde kendi organizasyonları, hizmet kurumları, mağazaları ve okulları bulunuyor. O yıllarda İsrail toplumu arasında yüksek oranda çoğalmaları, Filistinlilere karşı demografik üstünlük açısından kaçınılmaz bir koz olarak görülüyordu. Öyle ki 1979’dan günümüze kadar Haredi topluluğu, yüzde 509 oranında büyüdü. O dönemde İsrail nüfusunun yüzde 5,6’sını aşmayan yüzdeleri bugün yüzde 13’ü oluşturuyor. Büyük sayısal ağırlıkları nedeniyle kamuoyunun geniş ilgisini çektiler ve geleneksel içe dönük, marjinal bir toplumdan İsrail siyaset sahnesinde karar almada en etkili gruba dönüştüler. Mevcut hükümet koalisyonunun temel taşı ve bazı partilerin vazgeçemeyeceği stratejik bir müttefik oldular. Tahminlere göre sayıları 2048 yılında 2,86 milyona ulaşacak ve toplam nüfusun yüzde 21,2’sini oluşturacaklar.
Genellikle ‘aşırı dindar’ olarak anılan Harideler, Yahudi öğretilerini koruyarak ve İsrail’e ilahi koruma sağlayarak devletin ilerlemesine katkıda bulunduklarını iddia ediyorlar. Öyle ki mümkün olduğunca istikrarlı bir yaşam tarzı sürdürmeye devam ediyorlar. Halaha’ya (Yahudi hukuku) mutlak bağlılıklarının yanı sıra Harediler, moderniteye, özellikle de teknolojiye mutlak bir düşmanlıkla yaklaşıyor. Bu da onları, genellikle hoşgörüyü ve etrafındaki dünyanın kültürel yönlerine açık olmayı reddeden aşırılıkçı bir hareket haline getiriyor. Öyle ki Tevrat’ta ve kutsal din kitaplarında yer alan tüm sistem ve kanunları titizlikle uygularlar ve bunların değiştirilmesine şiddetle karşı çıkarlar. Haredilerin yüzde 40’ından fazlası, Tel Aviv’in eteklerindeki Kudüs ve Bney Brak şehirlerinde yaşıyor. Bunların yüzde 7’si Beyt Şemeş’te yoğunlaşırken, geri kalanların çoğu Modi’in Ilit, Betar Illit ve El’ad gibi Haredi çoğunluğunun olduğu kasaba ve yerleşim yerlerinde ya da Aşdod, Petah Tikva, Rehovot ve Netanya gibi bölgedeki küçük ceplerde bulunuyor.
Zorunlu askerliği ret
1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşundan bu yana Haredi liderler, dindar Haredi erkeğin misyonunun zorunlu askerlik değil, Tevrat’ı öğrenmek olduğuna inanarak, zorunlu askerliğe karşı çıktılar. Her ne kadar İsrail Yüksek Mahkemesi onları resmi olarak askerlik hizmetinden muaf tutmayı amaçlayan yasayı iki kez reddetmiş ve 2017 yılında yasa taslağının reddini, ‘vatandaşlara yönelik muamelede bir tür ayrımcılık’ olarak gerekçelendirmiş olsa da mahkeme, hükümet soruna radikal bir çözüm bulana kadar bazı geçici muafiyetlere izin verdi. Ancak bu muafiyetler, güvenlik servisleri ve ordu tarafından zorunlu askerlik hizmetinin, 18 yaşında askerlik hizmetine veya ulusal hizmete katılan tüm İsrailliler gibi Ortodoks cemaatine de uygulanmasını talep eden İsrail toplumu içinde büyük gerilim ve tartışmalara neden oluyor.
Bu çağrılar karşısında Haredi partilerin liderleri, üyelerini askerlikten muaf tutacak bir yasa çıkarılmaması halinde mevcut hükümeti devirecekleri tehdidinde bulundu. Şu anda Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi ile birlikte, ‘dokunulmaz olması ve mahkeme tarafından iptal edilememesi’ şartıyla Yüksek Mahkeme’nin otoritesini zayıflatacak yargı değişikliklerini yürürlüğe koymaya çalışıyorlar. Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nün geçen Eylül ayında yayınladığı bir araştırmaya göre yüzde 68’lik bir kısım, Haredileri askerlikten muaf tutan yasaya karşı çıkarken, yaklaşık üçte birlik kesim ise yasa çıkarsa çocuklarını askerlikten uzak durmaya teşvik edeceklerini söyledi.
Hükümet hibeleri
İsrail toplumu ile Haredi toplumu arasında yıllardır süren anlaşmazlık askerlik hizmeti meselesiyle sınırlı değil. Pek çok İsrailli, Haredi yaşam tarzını İsrail’in laik, demokratik bir devlet olarak kalkınmasına ve sürdürülebilirliğine doğrudan bir tehdit olarak görüyor. Harediler arasında kadın başına yaklaşık 6,5 çocuğa tekabül eden yüksek doğum oranına ek olarak beklentiler, 2065 yılına kadar İsrail nüfusunun yaklaşık üçte birine ulaşacaklarını gösteriyor. Haredi erkeklerin neredeyse yarısı, iş piyasasına katılmıyor, bunun yerine dini çalışmalarına odaklanıyor ve devlet yardımları, hayırsever bağışları, sübvansiyonlar ve eşlerinin maaşlarıyla yaşıyor. Matematik, felsefe, dil ve bilim eğitimi almıyorlar. Akıllı hücresel cihazların kullanımını ve satışını yasaklıyorlar. Kulüpleri, sinemaları, tiyatroları yok. Haredi kadınları, uzun, sade kıyafetler giyerken, Haredi erkekleri uzun sakalları ve kulaklarının üzerine sarkan uzun saç telleriyle öne çıkıyor. Yediot Ahronot’a bağlı ekonomi gazetesi Calcalist tarafından incelenen veriler, İsrail hükümetinin 2022’de Harediler dışındayken Haredilere bağlı dini kurumlara 1,2 milyar şekel (315 milyon dolar) tutarında bir bütçe ayırdığını gösteriyor. Bu yılın bütçesi 1,7 milyar şekele (447 milyon dolar) yükselirken, gelecek yıl da 2 milyar şekele (526 milyon dolar) ulaşacak. Bu durum, onlara ayrılan bütçelerdeki artışın 2022’ye göre yüzde 67 arttığı anlamına geliyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre dinî kurumlara katılan her genç, askerlik hizmetine alternatif olarak, üç yıla kadar çıkabilen eğitim süresi boyunca aylık 4 bin şekel (1.140 dolar) maaş alıyor. Bu da kendilerine büyük bütçeler verildiği ve bunun karşılığında çalışıp orduda görev yapmadıkları için onları devlete yük olarak gören laik Yahudilerle aralarındaki nefreti daha da artırdı.
Yoksulluk ve işsizlik
İsrail Demokrasi Enstitüsü, yaklaşık 140 bin Haredi erkeğinin Yahudi dini okullarında tam zamanlı eğitim almak için maaş ve burs aldığını ve hükümete ödedikleri vergilerin diğer İsrailli ailelerin ödediğinden üçte bir daha az olduğunu belirtti. İsrail Sosyal Güvenlik Kurumu’nun son raporunda, Haredilerin yaklaşık yüzde 40’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı, Haredi çocukların yüzde 47’sinin yoksulluk içinde yaşadığı ve Haredi erkekler arasındaki işsizlik oranının Yahudi meslektaşlarının üç katına ulaştığı belirtildi. Geçen Mayıs ayında 200’den fazla İsrailli ekonomist, Haredi dini okullarına yönelik finansmanı artırmaya yönelik önerilen hükümet planının yansımaları konusunda uyardı. Ayrıca bu okullarda laik derslerin öğretilmemesi ve maaşlarının yükseltilmemesinin İsrail’i bir Üçüncü Dünya ülkesine dönüştüreceğini iddia etti. Çünkü özellikle de hem erkek hem de kız olmak üzere 300 bin Haredi öğrencinin dini okullarda eğitim görmesi nedeniyle Haredi çocuklar, gelecekte İsrail işgücü piyasasına katılamayacaklar. Bu öğrenciler, genel olarak Yahudi öğrenci sayısının yüzde 18’ini oluşturuyorlar. İsrail İstatistik Ajansı, mevcut eğilimlere göre 2065 yılına kadar İsrailli çocukların yarısının Haredi olacağına inanıyor.
Akımlar ve partiler
Dini ve siyasi olarak Harediler, iki gruba ayrılmıştır: Haredi mezhebi adı verilen küçük bir azınlık ve Agudat Yisrael partisine ve onların destekçilerine bağlı ezici, daha ılımlı bir çoğunluk. Neturei Karta (Şehrin Muhafızları) grubu, 20. yüzyılın başında Siyonizm’e karşı koymak amacıyla kurulan Agudat Yisrael partisinin bir parçası olan en önde gelen Haredi gruplarından biri. Ancak 1935’te Siyonist harekete olan yakınlığının bir sonucu olarak üyelerinin bir kısmı ondan ayrıldı ve daha sonra Neturei Karta hareketini kurdu. Hareketin üyeleri, Agudat Yisrael’den ayrılarak anti-Siyonist yaklaşımı sürdürmeye, Yahudi dininin inanç ve hükümlerine aykırı olduğundan Siyonist düşüncedeki her türlü parçalanma ve asimilasyonu reddetmeye çalıştı. Siyonizm karşıtlıkları, Filistin halkına destekleri ve 1948’de İsrail Devleti’nin kurulmasını kınamaları nedeniyle İsrail yetkililerinin sürekli zulmüne maruz kalıyorlar. Neturei Karta grubu, Kudüs’ün merkezindeki Mea Shearim mahallesinde, Londra’da ve New York’ta dağılmış durumda. Bugün sayıları 5 bin Yahudi'ye ulaşıyor. İsrail’e dini açıdan önem vermese de İsrail’e ve onun kaderine fiilen sempati duyan ılımlı Haredi hareketi, Çabad hareketini ve Şaş partisini içeriyor. Bazı araştırmaların sınıflandırmasına göre İsrail halkının çoğunluğuyla bir arada yaşamayı sürdürme bakış açısından siyasi konularda pragmatik pozisyonlar benimsiyor, eğitim ve dini kurumlarını güçlendirerek, çoğunlukla kültürel ve eğitimsel çabalara odaklanıyor. Bu hareket esas olarak şu anda Birleşik Tevrat Yahudiliği koalisyonunun bir parçası olan Agudat Yisrael hareketini ve partisini içeriyor.
Siyasi güç
Neturei Karta hareketi dışında tüm Haredi mezhepleri, Knesset seçimlerine koalisyon partileri içerisinde katılıyor. Haredilerin fakir olduğunu ve hızla büyüdüğünü ve resmi laik eğitime sınırlı erişime sahip olduklarını gösteren araştırmalara rağmen gerçek, onların artık büyük ve etkili bir siyasi ağırlığa sahip olduklarını doğruluyor. Evlilik, boşanma ve Yahudi kimliğinin verilmesine ilişkin prosedürleri denetlemekle görevlendirilen hükümet organı olan ‘hahamlık’ üzerindeki kontrollerinin yanı sıra, en önde gelen Yahudi kutsal mekanları üzerinde idari kontrole sahipler. Ayrıca Şaş ve Tevrat Yahudiliği gibi başlıca Haredi partileri, Knesset’te 18 sandalye elde etmeyi başardı. Bu da Haredilerin, siyasi gücünü bir bütün olarak İsrail’in kimliğini etkilemek için kullanmasına olanak sağladı, zira koalisyonun devrilmesini veya hayatta kalmasını kontrol edenler onlardır. Zaman zaman Tevrat’ın kanunlarını İsrail’deki yaşam sahnesine dayatmaya çalışıyorlar. Geçen yıl hükümet koalisyonunun kurulmasından kısa bir süre sonra, devlet hastanelerinin Yahudi Pesah (Fısıh) Bayramı sırasında ekmek ürünlerini yasaklamasına izin veren bir yasa çıkardılar. Otobüslerde, ibadethanelerde ve halka açık yerlerde kadın ve erkeğin ayrı tutulmasına imkân verecek mevzuat hazırladıklarını belirttiler.
İsrail medyası, yakın zamanda 3 bin ultra-Ortodoks dindar Yahudinin (Haredi) Gazze’deki savaşa katılmak üzere orduya katılma arzusuna dikkati çekti. Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail Ordusu Personel İdaresi’nin yayınladığı veriler, savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana yaklaşık 3 bin ultra Ortodoks Yahudi erkeğinin askerlik hizmetine gönüllü olmak istediğini ve bunlardan 2 bin 100’ünün askerlik görevini yerine getirdiğini gösterdi. Söz konusu verilere göre bu dindar kişiler, idari pozisyonları doldurmak, ölü ve yaralılar için cenaze törenlerine yardımcı olmak, mağdur ailelerine eşlik etmek ve lojistik departmanındaki görevleri yerine getirmek üzere askere alınacak.
Pek çok kişi, bu adımı ordu veya güvenlik hizmetleri çerçevelerine entegre etmek için tarihi bir fırsat olarak değerlendirirken, İsrail’in Bney Brak şehrinin baş hahamı Dov Lando, ultra-Ortodoks liderliğin askerlere yardım etme ve İsrail ordusuna asker alma girişimlerine karşı olduğunu açıkladı. Lando, “Sanrılarınızı, düşüncelerinizi ve hayallerinizi evde bırakın ve öğrenmek, var olmak, tövbe etmek ve dua etmek için Tevrat’ta Tanrı’ya dönün” dedi.