Arap ülkeleri, Hamas’tan sonra Gazze’de rol almayı kabul ediyor mu?

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen cuma günü İsrail’den Amman Havalimanı’na geldi (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen cuma günü İsrail’den Amman Havalimanı’na geldi (AP)
TT

Arap ülkeleri, Hamas’tan sonra Gazze’de rol almayı kabul ediyor mu?

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen cuma günü İsrail’den Amman Havalimanı’na geldi (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen cuma günü İsrail’den Amman Havalimanı’na geldi (AP)

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik askeri operasyonları devam ediyor. Buna rağmen ateşkesten sonra Gazze Şeridi’nin geleceği hakkındaki konuşmaların tonu, Washington’un Gazze Şeridi’ni yeniden işgal etmemesi yönündeki açık arzusunın yanı sıra özellikle ABD’nin çatışmaların geçici olarak durdurulması yönündeki talepleri çerçevesinde yükselmeye başladı. ABD’nin talepleriyle eş zamanlı olarak önde gelen ABD’li yetkililer, bölgeye güvenlik ve diplomatik ziyaretler düzenliyor. Bu bağlamda birçok kaynak, bu ziyaretlerin Arapların rollerine ilişkin bir vizyon da dahil olmak üzere Gazze’nin yönetiminin geleceği ile ilgili fikirlerin bir sunumunu içerdiğini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dün İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü savaşın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi’ni yeniden işgal etmemesi gerektiğini vurguladı. G7 ülkeleri dışişleri bakanlarının Tokyo’da yaptığı toplantının ardından yaptığı basın açıklamasında Blinken, “Gerçek şu ki çatışmaların sona ermesinden sonra bir geçiş dönemine ihtiyaç duyabiliriz. Ancak Gazze’deki yönetimin merkezinin, Filistin halkı olması kaçınılmazdır” dedi.

xsadfer
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, G7 dışişleri bakanlarının toplantısına katılmak üzere dün Tokyo’ya geldi (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen salı günü yaptığı açıklamada İsrail’in Hamas ile savaşının ardından süresiz olarak Gazze Şeridi’nde tam güvenlik sorumluluğunu üstleneceğini söyledi.

Ancak Beyaz Saray, aynı gün bir açıklama yayınlayarak, ABD’nin çatışma sonrası dönemde İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ni işgal etmesine karşı çıkacağını belirtti. Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığına göre Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, “İsrail ve ABD dosttur ve her konuda aynı fikirde olmak zorunda değildir” dedi.

Savaş sonrası fikirler

Bilgi sahibi bir kaynak, son üç günde savaş sonrası dönemde Gazze Şeridi’nin gelecekteki yönetimine ilişkin vizyonların sunulduğuna dikkati çekti. Bu fikirlerin birden fazla Batılı yetkili tarafından dile getirildiğine dikkati çeken kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Artık odak noktası, yardım sağlamak ve insani ateşkesi gerçekleştirmektir. İncelemeye değer savaş sonrası fikirler var, ancak şu anda gerekli olan insani öncelikler de var” dedi. Kaynak ayrıca, Gazze Şeridi’nin geleceğinin, uluslararası meşruiyet ilke ve kararlarına ve iki devletli çözüme dayalı kapsamlı bir çözümün parçası olması gerektiğini söyledi.

Son zamanlarda gerek İsrailli yetkililerin ve politikacıların açıklamaları gerekse Batı medyasından yapılan sızıntılar aracılığıyla pek çok fikir ortaya atıldı. Öyle ki İsrail muhalefetinin lideri Yair Lapid, Filistin Yönetimi’nin Hamas’tan sonra Gazze Şeridi’nin kontrolünü üstleneceğini öne sürdü. Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak da “Çok uluslu bir Arap gücünün (Hamas) ortadan kaldırılmasından sonra Gazze’nin kontrolünü üstlenmesi gerekebilir” dedi.

4gr54
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, geçen pazar günü Ramallah’taki karargahında ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ı kabul etti (AP)

İki gün önce birçok Avrupa ülkesi, savaştan sonra Gazze’nin yönetimini uluslararası hale getirme seçeneğini görüşerek, Gazze’yi Birleşmiş Milletler (BM) ile işbirliği içinde yönetmek için uluslararası bir koalisyon kurulması önerisinde bulundu. Almanya tarafından hazırlanan ve bir dizi Avrupa ülkesine dağıtılan belgede, savaştan sonra Gazze’nin güvenliğinin sağlanması, tünel sistemlerinin ve Şeritte silah kaçakçılığının ortadan kaldırılması ve Hamas hareketine hem finansal hem de siyasi açıdan destek kaynaklarının kurutulması sorumluluğunu uluslararası bir koalisyonun üstlenmesi öngörülüyor.

Geçiş döneminde Arap ülkelerinin rolü

Kahire Amerikan Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Tarık Fehmi, Arap rolünün İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşının sona ermesinden sonraki dönemde en mevcut ve muhtemel durum olacağını söyledi. Ayrıca ABD’nin, aktif Arap ülkelerini Gazze’nin geleceğine dahil etme konusunda açık bir istekliliği olduğuna dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Fehmi, “Ateşkesten sonra bir geçiş aşamasının kurulması senaryosu, en muhtemel durumdur” diyerek, Filistin Ulusal Yönetimi’nin aşamalı Filistin- Arap formatında ve ABD himayesinde bir yaklaşım çerçevesinde Gazze’nin yönetilmesinde rol oynamasının muhtemel olduğunu ifade etti. Dr. Tarık Fehmi, Filistin topraklarının yönetim ve idaresinden otoritenin sorumlu olduğunu, bunu engelleyen tek şeyin ise Hamas’ın 2007’de Gazze Şeridi’ni ele geçirmesi olduğunu belirtti.

Fehmi, güvenlik durumunun Filistin- İsrail ortak komiteleri tarafından denetlendiği C Bölgesi’ni Oslo Anlaşmalarına uygun olarak yönetme yönteminden de yararlanılabileceğini söylerken, “Amerikalı diplomatik ve güvenlik görevlilerinin akını, Washington’un pozisyonları netleştirme ve ateşkesten sonraki gün için bir vizyon tasarlama arzusunu yansıtıyor” dedi.

Geçen hafta Blinken, bölgeyi ziyaret ederek Ürdün’de bir dizi Arap dışişleri bakanıyla görüştü. Ayrıca Blinken, Ramallah’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la da bir araya geldi. Aynı şekilde CIA Direktörü William Burns ise İsrail ve Mısır da dahil olmak üzere bölgedeki birçok ülkeyi ziyaret etti.

rth4h5h
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, bölge ziyareti kapsamında William Burns’ü kabul etti (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Filistin Devlet Başkanı ile yaptığı görüşmede Blinken, en mantıklı çözüm olarak tanımladığı durumun, etkili ve yeniden canlandırılmış bir Filistin yönetiminin sonunda Gazze’nin yönetimini devralması olduğunu belirtti. Antony Blinken, “Ayrıca diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşların da güvenlik ve yönetişimde rol oynaması muhtemel” şeklinde konuştu.

Filistinli yetkililer, Blinken’ın ‘Filistin yönetiminin, İsrail'in tanklarıyla Gazze’ye geri dönmesini reddetmek’ yönündeki net Filistin tutumunu dinlediğini ve yönetimin Gazze Şeridi’ne geri dönüşünün, Batı Şeria ve Gazze’deki durum için İsrail meselesine yönelik kapsamlı bir yaklaşıma bağlı olduğunu söyledi.

Yönetimin geri dönüşü

Filistin’in eski Mısır büyükelçisi Barakat el-Farra, Hamas sonrası dönemde Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin Batılıların önerdiği fikirleri ‘sadece fikirler’ olarak nitelendirirken, bunların bazılarının rastgele düşünceler olduğunu vurguladı. Farra, “Hamas, Gazze Şeridi’ni terk etmeyecek ve yönetim, İsrail tanklarının üzerinden geri dönmeyecek” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Farra, “İsrail askeri hareketin yapısını vurmayı başarsa bile Hamas, Gazze’den sökülmesi zor bir ideolojik harekettir” dedi. Arap ülkelerinin Gazze’ye müdahale etmeyi reddedeceklerini söyleyen Barakat el-Farra, “Çünkü İsrail ve ABD’nin istediği bu; Gazze Şeridi’nin sorumluluğundan kurtulmak. Gazze ve öncesinde Kudüs Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğu için iki devletli çözümün alternatifi yok” dedi.

Öte yandan Hamas hareketi, Beyaz Saray’ın ‘İsrail saldırısının sona ermesinin ardından Gazze’yi yönetmek için uluslararası bölgesel bir uzlaşma üzerinde çalışılacağı yönündeki açıklamalarını reddettiğini açıkladı.

Hamas sözcüsü Abdullatif el-Kanun, dün Telegram aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Gazze’nin veya topraklarımızın bir kısmının idaresi halkımızın Filistin meselesidir. Sahadaki hiçbir güç gerçeği değiştirmeyi veya kendi iradesini dayatmayı başaramaz” dedi. Kanun, “Halk, onları yerinden etme ve haklı davalarını ortadan kaldırma planını boşa çıkarmıştır. Kimsenin planlarını gerçekleştirmesine izin vermeyecek ve topraklarında kararlı ve mevzilenmiş durumdadır” şeklinde konuştu.

Gazze güvenlik gücü

ABD merkezli The Wall Street Journal gazetesinin geçen hafta başında yayınladığı haberde, İsrail ile barış anlaşmaları veya normalleşme anlaşmaları imzalayan Arap ülkelerini Gazze’ye güvenlik gücü sağlamaya veya denetlemeye ikna etmeye yönelik diplomatik çabalar var. Ancak bu, bazı ülkelerin veya kuruluşların idari sorumluluğu ve güvenliğin gözetimini üstlenmesini gerektirecektir” ifadelerine yer verildi. Gazetede, bazı Arap komşularının, bağımsız bir Filistin devleti kurma yönündeki uzun vadeli hedeflerine zarar vereceğinden korktukları için yönetimde rol oynamak konusunda isteksiz olduklarına dikkat çekildi.

Mısır, ister Filistinlileri zorla topraklarından Sina’ya sürmek ister Şeridi bölmek olsun, Filistin davasının tasfiyesine yol açacak her türlü tedbiri kararlılıkla reddetti.

Ürdün Başbakanı Dr. Bişer el-Hasavne, dün basına yaptığı açıklamada, “Ürdün, Gazze’ye herhangi bir askeri güç göndermeyecek ve Ürdün askerinin İsrail askeriyle değiştirilmesini kabul etmeyecektir” dedi. Gözlemciler, bunu İsrail savaşının sona ermesinden sonra Gazze Şeridi’nin geleceğine ilişkin ABD önerilerine bir yanıt olarak değerlendiriyor.

fewgre
Kral 2. Abdullah, yanında Veliaht Prens Hüseyin ile geçen cumartesi günü Amman’da Blinken ile yaptığı görüşmede (Reuters)

Ürdünlü siyasi analist Muhsin eş-Şobaki, Filistin topraklarına komşu olan Arap ülkelerinin, özellikle de Ürdün ve Mısır’ın, Gazze’nin yönetimiyle ilgili herhangi bir faaliyete katılmaya çağrılan fikirleri kabul etmesinin zor olduğuna inandığını ifade etti. Şobaki, bu ülkelerin bu rolleri üstlenmeyi kabul etmeleri durumunda karşılaşabilecekleri siyasi ve popüler bedellere ek olarak, bunun pratikte Filistinliler için daha sonra zorla yerinden edilme projelerini kabul etmekle aynı anlama geleceğine dikkati çekti. Şarku’l Avsat’a konuşan Muhsin eş-Şobaki, “İsrail, Gazze Şeridi’ne istediği zaman müdahale edebileceği, aynı zamanda Gazze’nin yönetimine ilişkin stratejik yüklerin ortadan kaldırılabileceği bir güvenlik sistemi istiyor. Ancak Araplar bunu reddediyor” dedi.



Trump, Ulusal Muhafızlar’ın Los Angeles'a konuşlandırılmasını emretti… Kaliforniya Valisi bu hareketi ‘kışkırtıcı’ olarak nitelendirdi

Los Angeles'taki bir federal gözaltı merkezinin önünde toplanan polis memurları (AP)
Los Angeles'taki bir federal gözaltı merkezinin önünde toplanan polis memurları (AP)
TT

Trump, Ulusal Muhafızlar’ın Los Angeles'a konuşlandırılmasını emretti… Kaliforniya Valisi bu hareketi ‘kışkırtıcı’ olarak nitelendirdi

Los Angeles'taki bir federal gözaltı merkezinin önünde toplanan polis memurları (AP)
Los Angeles'taki bir federal gözaltı merkezinin önünde toplanan polis memurları (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Los Angeles’ta belgesiz göçmenlerin tutuklanmasına yönelik kolluk kuvvetleri operasyonlarına karşı artan protestolara karşı koymak için dün 2 bin Ulusal Muhafız askerinin konuşlandırılması emrini verdi. Kaliforniya Valisi bu hareketi ‘kışkırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Haberlere göre, Los Angeles'ın bir banliyösünde iki gecedir devam eden protestolar sırasında federal polis memurları öfkeli kalabalıkla çatıştı. Belgesiz göçmenlere yönelik operasyonlar nedeniyle bir otoyolun bir kısmı trafiğe kapatıldı.

sdfrgthyu
Los Angeles'ta federal bir gözaltı merkezinin önündeki protestocular tutukluların serbest bırakılmasını talep ediyor. (DPA)

Fox 11'e göre çatışmalar Paramount banliyösünde, protestocuların, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza ajanları tarafından toplanma noktası olarak kullanılan büyük bir ev aletleri mağazasının yakınında toplanmasının ardından meydana geldi.

Haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına göre, gaz maskesi takan federal polis memurları protestoculara göz yaşartıcı gaz sıktı.

Ocak ayında göreve geldiğinden bu yana Trump, ‘canavarlar’ ve ‘hayvanlar’ olarak nitelendirdiği belgesiz göçmenlerin ülkeye girişini engelleme vaadini hayata geçiriyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt tarafından yapılan açıklamaya göre Trump, dün geç saatlerde ‘büyümesine izin verilen kaosla başa çıkmak üzere’ 2 bin Ulusal Muhafız askerinin konuşlandırılması için bir genelge imzaladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Leavitt, “Trump yönetiminin suç teşkil eden davranışlara ve şiddete karşı sıfır tolerans politikası var” dedi.

vfgbh
Los Angeles'ta federal gözaltı merkezinin önünde düzenlenen bir gösteri sırasında bir protestocu İç Güvenlik memurundan kaçıyor. (AP)

Beyaz Saray’ın askerî güç konuşlandırılacağını doğrulamasından yaklaşık bir saat önce, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom –ki kendisi Demokrat Partili– bu adıma karşı çıktığını ifade etti.

Newsom X platformunda yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Bu adım, kasten kışkırtıcı bir adımdır ve yalnızca gerilimi tırmandıracaktır. Şu anda şehir ve eyaletle yakın koordinasyon hâlindeyiz ve karşılanmamış herhangi bir ihtiyacımız bulunmamakta.”

Öte yandan ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dün yaptığı açıklamada, şiddet olaylarının Los Angeles’ta devam etmesi hâlinde deniz piyadelerinin seferber edileceğini duyurdu.

Hegseth X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Savunma Bakanlığı, Los Angeles’ta federal kolluk kuvvetlerini desteklemek üzere Ulusal Muhafızları derhâl seferber etti. Eğer şiddet devam ederse, Camp Pendleton Üssü’nde görevli deniz piyadeleri de seferber edilecek. Onlar şu anda tam teyakkuza geçmiş durumda” ifadelerini kullandı.

Daha sonra ABD Başkanı Donald Trump, Los Angeles’taki Ulusal Muhafızlar’a teşekkür etti ve Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda şunları yazdı: “İki gün süren şiddet, çatışma ve kargaşanın ardından Ulusal Muhafızlar harika bir iş çıkardı. Radikal sol gösterilere asla müsamaha göstermeyeceğiz ve protestolar sırasında maske takılmasına izin vermeyeceğiz.”

Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’ne bağlı maskeli görevlilerin Los Angeles’ın çeşitli bölgelerinde iş yerlerine operasyon düzenlemesinin ertesi günü gerçekleşen protestolar, birçok kişinin öfkesini tetikledi. Göstericiler, saatler süren çatışmalarda polisle karşı karşıya geldi.

Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass, Federal Göç Ajansı'nın eylemlerinin ardından bazı şehir sakinlerinin korku duyduğunu ifade etti.

Bass X platformunda şu açıklamayı yaptı: “Herkesin barışçıl protesto etme hakkı vardır. Ancak açık konuşayım. Şiddet ve tahribat kabul edilemez, sorumlular mutlaka hesap verecek.”

Bariyerler ve ABD bayrağının yakılması

FBI Başkan Yardımcısı Dan Bongino, cuma günü yaşanan çatışmaların ardından birçok kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Bongino X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Siz kaosu getiriyorsunuz, biz ise kelepçeleri. Hukuk ve düzen galip gelecek” dedi.

Los Angeles Times gazetesinin haberine göre dün, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi mensuplarının kentten çıkarılmasını talep eden sloganlar eşliğinde bazı göstericiler Meksika bayrakları sallarken, diğerleri bir grup Amerikan bayrağını ateşe verdi.

Yollarda ulaşımı engellemek için beton bloklar ve devrilmiş alışveriş arabalarıyla barikatlar kuruldu.

fdgtrhy
Kaliforniya’daki bir barikatın arkasında bekleyen göstericiler (AFP)

Yetkililer, göstericilerin otoyolu ele geçirmesini engellemek amacıyla daha sonra bazı tali yolları kapattı.

Göçmen karşıtı tutumuyla bilinen Beyaz Saray eski kıdemli başkan yardımcısı Stephen Miller ise X platformunda yaptığı paylaşımda yaşananları ABD’nin egemenliğine ve yasalarına karşı bir isyan olarak nitelendirdi.

Los Angeles (ABD'nin nüfus bakımından en büyük ikinci şehri), ülkenin demografik açıdan en çeşitli şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Resmî verilere göre, yaklaşık 50 bin kişinin yaşadığı Paramount banliyösünün nüfusunun yüzde 82’si İspanyol veya Latin kökenli.