Fransa'da Yahudi karşıtlığını kınayan yürüyüşlerde Gazze’deki kurbanlar unutuldu

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 11 Kasım'da Paris'teki Arc de Triomphe'nin altındaki Meçhul Asker Anıtı’na çelenk koydu. (AFP)
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 11 Kasım'da Paris'teki Arc de Triomphe'nin altındaki Meçhul Asker Anıtı’na çelenk koydu. (AFP)
TT

Fransa'da Yahudi karşıtlığını kınayan yürüyüşlerde Gazze’deki kurbanlar unutuldu

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 11 Kasım'da Paris'teki Arc de Triomphe'nin altındaki Meçhul Asker Anıtı’na çelenk koydu. (AFP)
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 11 Kasım'da Paris'teki Arc de Triomphe'nin altındaki Meçhul Asker Anıtı’na çelenk koydu. (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Senato ve Parlamento başkanlarının daveti üzerine ‘Cumhuriyet İçin, Yahudi Karşıtlığına Karşı’ sloganıyla Paris'te gerçekleştirilen büyük yürüyüş öncesinde, Le Parisien gazetesi tarafından yayınlandığı üzere Fransızlara yazdığı mektupta antisemitizmi kınadı. Meşhur Fransız yazar Emile Zola'dan alıntı yapan Macron, antisemitizmi dini, sosyal, ırksal veya kimlikle ilgili kökenine bakılmaksızın kötü bir özellik olarak nitelendirdi. Gazze’deki savaş başladığından bu yana Fransız Yahudilerini hedef alan gösterilerin arttığına dikkat çeken Macron, “Yahudi vatandaşlarımızın korktuğu Fransa, Fransa değil” vurgusunda bulundu. Ayrıca antisemitizmin Fransa'ya dayanılmaz bir şekilde geri dönmesini kınadı.

Fotoğraf Altı: Senato Başkanı Gerard Larcher ve Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, cumartesi günü Paris'te 1918 anlaşmasını anma törenine katıldı. (Reuters)
Senato Başkanı Gerard Larcher ve Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, cumartesi günü Paris'te 1918 anlaşmasını anma törenine katıldı. (Reuters)

Söz konusu yürüyüş çağrısı, ciddi tartışmalara ve bölünmelere yol açtı. Eski cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi (RN) ve radikal solcu Fransa Gururu gibi sağ ve sol kesimden birçok parti bu yürüyüşe katılmayı reddetti. Zira bu yürüyüşte Gazze'de olup bitenin unutulduğuna, ateşkes çağrısı yapılmadığına dikkat çekildi.

Le Pen'in destekçileri, parlamento binasından başlayıp Lüksemburg Bahçesi yakınlarındaki Senato genel merkezinde sona erecek konvoyun sonunda sessiz yürüyüşe katılacak. Yürüyüşe Fransız devletinin tüm unsurları katılacağı için olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Paris Polis Müdürlüğü, güvenliği sağlamak için en az üç bin personel hazırladı. Fransa Belediye Başkanları Birliği’nin daveti üzerine bugün Fransa'nın birçok şehrinde de benzer yürüyüşler başlatılacak. Fransa Cumhurbaşkanı, başta Fransız Yahudilerinin temsilci organları ve Fransa Cumhuriyetçiler Partisi (LR) Başkanı Eric Ciotti olmak üzere pek çok kesimden gelen davetlere rağmen yürüyüşe katılmayacak.

Fransızlara yazdığı mektupta ‘İsrail'in kendisini savunma hakkını’ yeniden vurgulayan Macron, ilk günden bu yana bu yöndeki tavrını sürdürüyor. Mektupta ayrıca “Bu konuda herhangi bir tartışma yok. Hamas'ın ortadan kaldırılması bir zorunluluktur ve bu konuda bir girişim önerilmiştir” ifadelerini kullanan Macron, İsrail ziyareti sırasında sunduğu öneriye işaret etti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, 2014'te DEAŞ ile mücadele için kurulan koalisyona benzer şekilde, Hamas ile mücadelede uluslararası bölgesel koalisyon kurulmasını önerdi. Ancak Macron'un ülke dahili ve haricinde kınamalara yol açan ve ölü doğan bu girişimi, ilk kez geçtiğimiz perşembe günü Paris'te bir araya gelen insani bir ittifaka dönüştü. Macron, İsrail'in Gazze'de yaptıklarına dair çekingen göndermesinde ise “İsrail'in savunmasına siyasi diyaloğun yeniden başlatılması eşlik etmeli. Teröristlerin kanlı çılgınlığının bedelini canlarıyla ödemek zorunda olmayan Gazze'deki siviller ve rehineler korunmalı” vurgusunda bulundu. Nitekim Macron, Gazze’de binlerce sivilin öldürülmesinin sebebinin İsrail değil, aslında Hamas olduğunu vurgulamış oldu. Ateşkese yol açabilecek acil bir insani ateşkes çağrısında bulunan tutumunu yineleyen Macron, Paris'te ve diğer şehirlerde antisemitizme karşı, rehinelerin serbest bırakılması ve barış için yapılan yürüyüşleri bir umut kaynağı olarak gördüğünü söyledi.

Macron'un bu ​​ifadeleri, cumartesi sabahı İngiliz kanalı BBC TV'de yayınlanan, İsrail'e karşı katı tutumlar sergilediği röportajında söylediklerinden biraz uzak görünüyor. 7 Ekim saldırılarını kınayan ve İsrail'in bunlara yanıt verme hakkını tanıyan Macron, savaş kurallarına ve uluslararası insancıl hukuk kurallarına saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda şu ifadeleri kullandı:

“Bugün siviller bombalanıyor. Bombalanan, öldürülen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar var. Bunun hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti yok. Bu nedenle İsrail'i durmaya çağırıyoruz. Masum insanları öldürerek terörle mücadele etmek istediğimizi anlatmak mümkün değil.”

Macron'un yaptığı bu açıklama Netanyahu'yu ve Dışişleri Bakanı’nı memnun etmedi. Netanyahu, X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı açıklamada Macron’a şu yanıtı verdi:

“Sivillere verilecek zararın sorumluluğu İsrail'e değil Hamas'a aittir. Sivillere zarar vermemek için elinden geleni yapan İsrail, onları savaş alanlarını terk etmeye teşvik ediyor. Sivillerin güvenli bölgelere gitmesini engellemek için elinden geleni yapan Hamas ise bu insanları canlı kalkan olarak kullanıyor.”



Biden İsrail-Hizbullah ateşkesinin bu sabahtan itibaren geçerli olacağını açıkladı

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Biden İsrail-Hizbullah ateşkesinin bu sabahtan itibaren geçerli olacağını açıkladı

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden dün yaptığı açıklamada Lübnan'da İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes anlaşmasına varılmasının ‘iyi bir haber ve Lübnan için yeni bir başlangıç’ olduğunu söyledi.

Tel Aviv'in anlaşmayı duyurmasının ardından Beyaz Saray'da bir konuşma yapan ve ABD'nin İsrail'i savunma konusundaki kararlılığını bir kez daha vurgulayan Biden, İsrail ile Hizbullah arasında Lübnan-İsrail sınırı boyunca devam eden çatışmaların yerel saatle 16.00'dan (02.00 GMT) itibaren sona ereceğini belirtti. Çatışmaların kalıcı olarak durdurulmasını hedeflediğini ifade eden Biden, ‘Hizbullah ve diğer terör örgütlerinden geriye kalanların İsrail'in güvenliğini tehdit etmesine ve Hizbullah'ın terörist altyapısının yeniden inşa edilmesine izin verilmeyeceğini ve önümüzdeki 60 gün içinde Lübnan ordusu ve devlet güvenlik güçlerinin konuşlandırılacağını ve kendi bölgelerini kontrol altına alacaklarını’ aktardı.

İsrail'in güçlerini önümüzdeki kademeli olarak geri çekeceğini belirten ABD Başkanı, “Bu da benim Amerikan halkına verdiğim, Amerikan birliklerinin bu çatışmada yer almayacağı sözüyle de uyumlu. Bunun yerine, Fransa ve diğerleriyle birlikte, bu anlaşmanın tam ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için gerekli yardımı sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Biden ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a ‘ateşkese ulaşılmasındaki ortaklığı’ için teşekkür etti.

Gazze Şeridi ile ilgili olarak ABD'nin önümüzdeki günlerde İsrail ve Hamas Hareketi arasında ateşkes sağlanması için çaba sarf edeceğini söyleyen Biden, “Önümüzdeki günlerde Türkiye, Katar ve diğerleriyle birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması ve Hamas'ın rehineleri serbest bırakması için baskı yapacağız” dedi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Biden’ın konuşmasından önce yaptığı açıklamada, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını uygulamaya hazır olduklarını ve Hizbullah'ın ‘herhangi bir ihlaline güçlü bir şekilde karşılık vereceklerini’ söyledi.

Netanyahu, İsrail'in ABD ile koordinasyon halinde ‘tam bir askeri hareket özgürlüğüne’ sahip olacağını duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre yetkililer Lübnan'da varılacak bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyinden çekilmesini ve Lübnan ordusunun bölgeye konuşlanmasını gerektirdiğini söylediler. Bu da Hizbullah’ın Litani Nehri'nin güneyindeki sınır boyunca silahlı varlığını sona erdirecek.

Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib, İsrail güçleri çekilirken Lübnan ordusunun Lübnan'ın güneyine en az 5 bin asker göndermeye hazır olduğunu ve ABD'nin İsrail’in saldırıları nedeniyle tahrip olan altyapının yeniden inşasında rol oynayabileceğini söyledi.