İran ile Taliban arasında Hilmend Nehri'ndeki suyun paylaşımıyla ilgili görüşmeler olumlu geçti

İran Çevre Kurumu Başkanı Ali Selaceke, Tahran ile Kabil arasında Hilmend Nehri üzerindeki su sorununa ilişkin Taliban yetkililerinden İran'ın nehirdeki su hakkının paylaşımıyla ilişkin ilk kez olumlu yanıt aldıklarını açıkladı

(AA)
(AA)
TT

İran ile Taliban arasında Hilmend Nehri'ndeki suyun paylaşımıyla ilgili görüşmeler olumlu geçti

(AA)
(AA)

İran resmi haber ajansı IRNA'ya göre, Çevre Kurumu Başkanı Selaceke, başkent Tahran'da düzenlenen kabine toplantısı sonrasında basına açıklama yaptı.

Taliban geçici hükümetinin Başbakan Yardımcısı Molla Abdulgani Birader'in başkanlığındaki ekonomi heyetinin geçen hafta İran'a yaptığı ziyarete işaret eden Selaceke, Hilmend Nehri'ndeki su paylaşımıyla ilgili soruna ilişkin görüşmelerin yapıcı olduğunu söyledi.

Afgan yetkililer ile görüşmelerde, konunun önemini vurguladıklarını belirten Selaceke, "İran'ı ziyaret eden Taliban yetkilileri ilk kez İran'ın su hakkının verilmesi gerektiğini kabul etti. Taliban yetkilileri, iklim açısından yeterli yağış olması durumunda bunun gerçekleşeceğini belirtti." dedi.

İran ile Afganistan arasında son yıllarda Hilmend Nehri'ndeki su paylaşımıyla ilgili anlaşmazlık yaşanmıştı. Taliban yönetimi, bölgedeki kuraklık nedeniyle Hilmend Nehri üzerindeki Keceki Barajı'nda su olmadığını, dolayısıyla İran tarafına su ulaşmadığını savunurken İran ise teknik bir heyetin barajı ziyaret ederek bu durumu teyit etmesi gerektiğini belirtiyordu.

Ekonomik alanda çeşitli görüşmeler yapmak üzere 4 Kasım'da İran’a gelen Afganistan ekonomi heyeti, İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Muhbir, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan ile görüşmüş, çeşitli şehirlerdeki tesisleri ziyaret etmişti.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.