Beyaz Saray'dan Elon Musk'a "Yahudi düşmanlığı" kınaması

Beyaz Saray Sözcüsü, Elon Musk'ın bu "çirkin yalanı" teşvik etmesinin "kabul edilemez" olduğunu söyledi

2 Kasım 2023 Perşembe günü Elon Musk, Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak'la katıldığı Londra'daki bir söyleşi etkinliğinde (AP)
2 Kasım 2023 Perşembe günü Elon Musk, Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak'la katıldığı Londra'daki bir söyleşi etkinliğinde (AP)
TT

Beyaz Saray'dan Elon Musk'a "Yahudi düşmanlığı" kınaması

2 Kasım 2023 Perşembe günü Elon Musk, Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak'la katıldığı Londra'daki bir söyleşi etkinliğinde (AP)
2 Kasım 2023 Perşembe günü Elon Musk, Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak'la katıldığı Londra'daki bir söyleşi etkinliğinde (AP)

Elon Musk'ın, sahibi olduğu sosyal medya platformunda Yahudi düşmanı bir komplo teorisini teşvik etmesinden dolayı teknoloji milyarderini kınayan Beyaz Saray, bunu "kabul edilemez" ve "iğrenç" diye nitelendirdi.

Önceki günlerde Musk, Yahudilerin "tam da başkalarının onlara karşı kullanmayı bırakmasını istediklerini iddia ettikleri diyalektik nefreti beyazlara karşı kullandığını" belirterek yanlış bir iddiada bulunan, X'teki bir gönderiyi destekledi.

Paylaşımın, "büyük yer değiştirme" diye bilinen ve azınlıkların, beyaz Avrupalıların yerini aldığını öne süren radikal sağcı ve Yahudi düşmanı komplo teorisiyle paralellik gösterdiği anlaşılıyor.

7 Ekim'de başlayan İsrail-Hamas çatışması nedeniyle Yahudilerin giderek artan bir düşmanlıkla karşılaştığı bir dönemde yapılan bu paylaşımı desteklediği için Musk, anında büyük tepki çekti.

Beyaz Saray Sözcüsü Andrew Bates yaptığı açıklamada, "Holokost'tan bu yana Yahudi halkının yaşadığı en ölümcül günün üstünden bir ay geçmesi bir yana, Amerikan tarihindeki en vahim Yahudi düşmanı eylemin arkasındaki bu çirkin yalanı herhangi bir zamanda tekrarlamak kabul edilemez" dedi.

Bates şöyle ekledi:

Yahudi düşmanı ve ırkçı nefretin böyle iğrenç bir şekilde teşvik edilmesini en sert şekilde kınıyoruz.

Beyaz Saray Sözcüsü, Amerikalıların nefret saldırılarına karşı seslerini yükseltme sorumluluğu ve yükümlülüğü olduğunu da sözlerine ekledi.

The Independent yorum için X'le temasa geçti. Sosyal medya platformu bir e-postayla "Şu anda meşgulüz, daha sonra tekrar deneyin" diye yanıt verdi.

Bu olay, Yahudi düşmanı söylemi platformunda hoş görmek ve desteklemek gibi bir geçmişi olan Tesla ve SpaceX'in CEO'sunun, Yahudi düşmanı içeriği teşvik etmesinin son örneği.

Geçen yıl Musk, daha önce Yahudi düşmanı yorumlar yapan birkaç tartışmalı kişinin hesaplarını yeniden açmıştı. X'in sahibi mayısta paylaştığı bir internet miminde Kanada Başbakanı Justin Trudeau'yu Adolf Hitler'e benzetmiş fakat Auschwitz Müzesi'nin kendisini paylamasının ardından gönderiyi silmişti.

Ardından kendisini "dünyanın önde gelen nefret karşıtı örgütü" diye tanımlayan İftira ve İnkarla Mücadele Birliği'nin (Anti-Defamation League/ADL) X'teki Yahudi düşmanlığının arttığını bildirmesinin, reklamverenlerin sağladığı gelirde kayba yol açmasından dolayı eylülde Musk, örgütü dava etmekle tehdit etmişti. X'in sahibi, kendisinin ve platformun Yahudi düşmanı olmadığını iddia etmişti.

ADL daha önce X'in de aralarında yer aldığı sosyal medya platformlarında Yahudi kişi ve topluluklara yönelik saldırıların arttığını bildirmişti.

X'in CEO'su Linda Yaccarino perşembe günü yaptığı açıklamada "X'in bakış açısı her yerde, herkes tarafından yapılan ayrımcılığın DURMASI gerektiğiyle ilgili her zaman çok net oldu; bence bu hepimizin hemfikir olabileceği ve olması gereken bir şey" demişti.

Bu platform sözkonusu olduğundaysa X, Yahudi düşmanlığı ve ayrımcılıkla mücadele çabalarımızla ilgili de son derece net oldu. Dünyanın hiçbir yerinde buna yer yok, bu çirkin ve yanlış bir şey. Nokta.

Independent Türkçe



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.