Sunak'ın sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planı, kabineyi böldü

Birleşik Krallık Başbakanı'na, acil durum yasası çıkararak İnsan Hakları Yasası'nı geçersiz kılması ve mahkemelere iltica davalarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni göz ardı etmelerini söylemesi için baskı yapılıyor

(Reuters)
(Reuters)
TT

Sunak'ın sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planı, kabineyi böldü

(Reuters)
(Reuters)

Britanya'nın Avrupa insan hakları yasalarından çıkmasına yönelik çağrılar artarken Rishi Sunak, Ruanda göç planı nedeniyle kabinede isyanla karşı karşıya.

Birleşik Krallık (BK) Başbakanı'na, acil durum yasası çıkararak İnsan Hakları Yasası'nı geçersiz kılması ve mahkemelere iltica davalarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni göz ardı etmelerini söylemesi için baskı yapıldığı konuşuluyor.

BK Başbakanı'nı bu olağanüstü hamleyi yapmaya zorlayanlar arasında Göç Bakanı Robert Jenrick'in de olduğuna inanılıyor.

Öte yandan aralarında yeni İçişleri Bakanı James Cleverly ve Adalet Bakanı Alex Chalk'ın da yer aldığı diğer kişilerin daha yumuşak bir yaklaşımı tercih ettiği düşünülüyor.

Hükümetten üst düzey bir kaynak, The Times'a bu stratejinin "çılgınlık" olduğunu ve mahkemelerin "deliye döneceğini" söyleyerek Sunak'ın bunu onaylamak isteyip istemeyeceğini sorguladı.

Bu planın daha fazla yasal zorluğa yol açarak Ruanda tasarısını daha da geciktirebileceği uyarısı yapan bir başka kaynaksa şöyle dedi:

Sert görünüp bunu başaramamak gerçek bir tehlike.

Sunak'ın Ruanda'nın "güvenli" bir ülke olarak kabul edilmesi için acil durum yasası çıkarılacağı ve sorunları ele alma amacıyla Kigali'yle yeni bir anlaşma yapılacağı sözünü vermesinin ardından, BK'nin en yüksek mahkemesinin sınır dışı etme planının hukuka aykırı olduğuna hükmetmesinden sonra bu tartışmalar başladı.

Ancak geçen hafta BK İçişleri Bakanı görevinden alınan Suella Braverman, Başbakan'ın "B Planı"nın, "başarısızlığa uğrayan A Planı'nın sadece ince ayar yapılmış versiyonu" olduğunu iddia etti.

BK Başbakanı, sınır dışı etme uçuşlarını başlatmak için can havliyle yürütülen çaba kapsamında BK İnsan Hakları Yasası'na aykırı davranmayı içeren planı değerlendiriyor.

Öte yandan Sunak bu çaba kapsamında insan hakları yasalarını engellemeyi düşünürken, Muhafazakar Partili bir kaynak Guardian'a şöyle dedi:

Bu partiyi böler. Kabinedeki bazı bakanlar ve [ılımlı] Tek Ulusçular bunu kabul etmez, Başbakan bunu Avam Kamarası'ndan bile geçiremez. Bunun sağdaki aptalları yatıştırmayacağı da bir yana.

Sunak'ın güncellenmiş Ruanda anlaşmasının bu hafta, BK Maliye Bakanı Jeremy Hunt'ın sonbahar açıklamasından (BK Maliye Bakanı'nın ekonomik tahminlere dayanarak hükümetinin vergilendirme ve harcama planları hakkında milletvekillerine yaptığı güncelleme -ed.n.) sonra milletvekillerine sunulması bekleniyor.

Anlaşmanın, Yüksek Mahkeme'nin "geri gönderme"yle (Ruanda'nın reddettiği mültecilerin ayrıldıkları ülkeye geri gönderilme ihtlimali) ilgili endişelerini gidermeye çalışması bekleniyor.

Pazar günü kendisine hükümetin daha ileri giderek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden ayrılıp ayrılmayacağı sorulan Hunt şöyle demişti:

Şu aşamada bunun gerektiğine inanmıyoruz ... Bu aşamada işin o noktaya geleceğini sanmıyoruz, bunu yapmak istemiyoruz.

Öte yandan BK Maliye Bakanı, hükümetin BK'ye kimin geleceğine "alakasız yargıçların" karar vermesini engellemeye kararlı olduğunu da sözlerine eklemişti.

Nihayetinde temel ilkemiz net; kararı parlamentodaki seçilmiş temsilciler vermeli.

Independent Türkçe 



Putin, Rus ordusundaki asker sayısını yaklaşık 170 bin artırdı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Uluslararası Halk Meclisi'nin genel kurul toplantısına katıldı (Sputnik - AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Uluslararası Halk Meclisi'nin genel kurul toplantısına katıldı (Sputnik - AP)
TT

Putin, Rus ordusundaki asker sayısını yaklaşık 170 bin artırdı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Uluslararası Halk Meclisi'nin genel kurul toplantısına katıldı (Sputnik - AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Uluslararası Halk Meclisi'nin genel kurul toplantısına katıldı (Sputnik - AP)

Kremlin’in internet sayfasından yayımlanan Putin’in imzaladığı kararnameye göre, 1 milyon 320 bini asker olmak üzere Rusya Silahlı Kuvvetlerinin personel sayısı 2 milyon 209 bin 130 kişi olarak belirlendi.

Karar imzalandığı günden itibaren yürürlüğe girdi.

Daha önce Putin’in 1 Ocak 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giren kararnamesine göre, Rus ordusundaki personel sayısı 1 milyon 150 bin 628’i asker olmak üzere 2 milyon 39 bin 758 kişiden oluşuyordu.

Böylece bir önceki kararnameye göre, asker sayısında 169 bin 372 kişilik artışa gidilirken diğer personel sayısında bir artış yapılmadı.

“Seferberlik kararı yok”

Rusya Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, ordudaki asker sayısında yaklaşık 170 bin artış yapıldığı hatırlatılarak vatandaşların zorunlu askerlik hizmetine alınmasını önemli ölçüde artırmaya yönelik bir plan bulunmadığı vurgulandı.

Açıklamada, "Seferberlik için herhangi bir hüküm yoktur." ifadesi kullanıldı.

Rus ordusundaki artışın, Ukrayna’da "özel askeri operasyon" yürütülmesi ve NATO’nun devam eden genişlemesiyle bağlantılı olarak Rusya’ya yönelik tehditlerin artmasından kaynaklandığına işaret edilen açıklamada, "Mevcut koşullar altında silahlı kuvvetlerin sayısında ve muharebe gücünde ilave artış NATO blokunun saldırgan faaliyetlerine karşı uygun bir yanıttır." ifadesine yer verildi.


Paris'te bıçaklı saldırıda bir kişi öldü

Fransız polisi Paris'in merkezindeki kaza mahallinde (Reuters)
Fransız polisi Paris'in merkezindeki kaza mahallinde (Reuters)
TT

Paris'te bıçaklı saldırıda bir kişi öldü

Fransız polisi Paris'in merkezindeki kaza mahallinde (Reuters)
Fransız polisi Paris'in merkezindeki kaza mahallinde (Reuters)

Fransız basınında yer alan haberlere göre, Paris'te Bir Hakeim metro durağı yakınlarında bir kişi yoldan geçenlere bıçakla saldırdı.

Saldırıda bir kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

Polis tarafından gözaltına alınan 1997 doğumlu saldırganın Fransız olduğu bildirildi.

Saldırganın istihbarat kayıtlarında radikal eğilimli biri olarak geçtiği öğrenildi.

Paris savcılığı "cinayet" ve "cinayete teşebbüs"ten olayla ilgili soruşturma başlattı.


Amerikan Havayolları, bir yolcudan, üzerindeki "Filistin" yazılı kazağı çıkarmasını istedi

(AA)
(AA)
TT

Amerikan Havayolları, bir yolcudan, üzerindeki "Filistin" yazılı kazağı çıkarmasını istedi

(AA)
(AA)

Kimliğini açıklamayan yolcu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 28 Kasım'da ABD'nin New York kentinden Phoenix kentine giden AA2829 sefer sayılı uçağa bindiği sırada Amerikan Havayolları'nın uçuş görevlisince, üzerindeki "Filistin" yazılı kazağı çıkarması veya ters çevirerek giymesi yönünde uyarıldığını ifade etti.

Bunu yapmadığı takdirde kolluk kuvvetleri tarafından uçaktan çıkarılmakla tehdit edildiğini belirten yolcu, "haklarının farkında olmadığı ve yalnız olduğu için" kazağını ters çevirerek giydiğini aktardı.

Uçuş görevlisine, "Benim duygularım ne olacak?" diye sorduğunu belirten yolcu, kendisine "Üzgünüm ama bu politik." cevabı verildiğini bildirdi.

Yolcu, havayollarının tutumuna ilişkin şunları kaydetti:

Kazağımın üzerinde hakaret veya küfür içeren hiçbir şey olmamasına rağmen istediklerini yapmaya karar verdim. Sesimiz asla susturulamayacak. Gazze'de masum Filistinli çocukların öldürülmesine suç ortaklığı yapıyorsunuz ve bunu 'siyasi' olarak nitelendirme cüreti gösteriyorsunuz.

ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Tlaib, havayolları şirketinden açıklama talep etti

Filistin asıllı Temsilciler Meclisi Üyesi Rashida Tlaib, söz konusu olaya ilişkin Instagram hesabından yaptığı paylaşımda, havayolları şirketine tepki gösterdi. Tlaib, "Amerikan Havayolları'nın Filistinlilere karşı bir ön yargısı mı var? Bu tür bir hedef gösterme ve kötü muameleyi mümkün kılan bir şirket politikaları mı var?" sorularını sordu.

Şirkete bu konuyla ilgili elektronik posta yolladığını belirten Tlaib, konuyla alakalı yanıt beklediğini kaydetti.

Tlaib, "Filistinliler vardır. Bizler insanız ve silinmeyeceğiz." ifadesini kullandı.

"Sesler susturuluyor ve marjinalleştiriliyor"

Amerikan-Arap Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi tarafından yapılan yazılı açıklamada da "Amerikan Havayolları tarafından gerçekleştirilen bu eylem sadece ayrımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda Filistinlilere ve onların kendilerini tanımlama haklarına yönelik ön yargının daha geniş bağlamına da katkıda bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Olayın, "bireylerin kültürel ve ulusal kimliklerini ifade etme konusundaki temel haklarına yönelik üzücü bir saygısızlığı yansıttığı" belirtilen açıklamada, "Bu olay, Filistinlilerin ve destekçilerinin sıklıkla karşılaştığı geniş çaptaki ayrımcılığın simgesidir ve seslerinin susturulması ve marjinalleştirilmesine yönelik endişe verici bir eğilime işaret etmektedir." denildi.

Komite, havayolları şirketini mağdur yolcudan "resmi bir özür dilemeye" çağırdı.

Konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmayan havayolları şirketinin internet sitesinde, "yolcuların uygun şekilde giyinmeleri ve çıplak ayak veya rahatsız edici kıyafetlere izin verilmediği" uyarısı yer alsa da "politik" olarak nitelendirilen kıyafetlerle ilgili yazılı bir şirket politikası bulunmuyor.


Macron, İsrail'in Hamas'ı yok etme hedefini sorguladı: Bunun mümkün olduğuna inanan var mı?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Aralık 2023'teki iklim zirvesinde düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Aralık 2023'teki iklim zirvesinde düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (AFP)
TT

Macron, İsrail'in Hamas'ı yok etme hedefini sorguladı: Bunun mümkün olduğuna inanan var mı?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Aralık 2023'teki iklim zirvesinde düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Aralık 2023'teki iklim zirvesinde düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (AFP)

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Dubai kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı'na (COP28) katılan Macron, düzenlediği basın toplantısında "İsrail yönetiminin hedeflerini ve nihai amacını daha açık şekilde tanımlaması gereken dönemdeyiz. Hamas'ın tamamen yok edilmesinin mümkün olduğuna inanan kimse var mı? Eğer (hedef) böyleyse savaş 10 yıl sürer." dedi.

"İsrail için Filistinlilerin hayatı pahasına elde edilecek bir güvenliğin kalıcı olmayacağını" vurgulayan Macron, İsrail'in kendisini savunma hakkının bulunduğunu fakat bunun uluslararası hukuk çerçevesinde olması ve sivillerin hedef alınmaması gerektiğinin altını çizdi.

Macron, "Fransa için cifte standart yoktur, bütün hayatlar eşittir." ifadesini kullandı.


Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro, İsrail'in Gazze'ye saldırısını "Nazi eylemine" benzetti

Gustavo Petro (AA)
Gustavo Petro (AA)
TT

Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro, İsrail'in Gazze'ye saldırısını "Nazi eylemine" benzetti

Gustavo Petro (AA)
Gustavo Petro (AA)

Petro, X hesabından Deyr Belah kentine yapılan bombalı saldırı sonrası görüntüleri paylaşan İsrail'e "sert" tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Petro, "Bunun Nazi olmadığını söylüyorlar. Batı vicdanı bu gerçeklerden hoşlanmasa da 5 bin 300 Filistinli erkek ve kız çocuğun katledilmesi Nazi eylemidir, tekrar ediyorum NAZİLER." ifadesini kullandı.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarını daha önce de Nazi eylemlerine benzeten Petro, Gazze'de soykırım yapıldığını belirtmişti.

İsrail, gece saatlerinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah kentine şiddetli bir saldırı düzenlemişti.

İsrail ordusu, 1 Aralık'ta "insani ara"nın bitmesinin hemen ardından Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına yeniden başlamıştı.

İsrail ordusu gün içinde yaptığı açıklamada, son 24 saatte abluka altındaki Gazze Şeridi'nde 400'den fazla yerin hedef alındığını ifade etti.


Mısır ve ABD'den Filistinlilerin tehcir edilmesine karşı ortak tutum

(AA)
(AA)
TT

Mısır ve ABD'den Filistinlilerin tehcir edilmesine karşı ortak tutum

(AA)
(AA)

Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı'na (COP28) katılmak üzere Dubai'de bulunan Sisi'nin, ABD Başkan Yardımcısı Harris ile bir araya geldiği bildirildi.

İki ülke ilişkilerinin yanı sıra İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ele alındığı görüşmede, Mısır ve ABD'nin, Gazze'deki mevcut durumun ciddiyeti, çatışmaların yayılmasının önlenmesi, sivillerin hedef alınmalarının engellenmesi ve can güvenliklerinin sağlanması için çalışılması gerektiği konusunda uzlaşı içinde olduğu belirtildi.

Görüşmede, Mısır ve ABD'nin, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine karşı oldukları vurgulandı.

Sisi'nin, Gazze Şeridi'nde gün geçtikçe kötüye giden insani durumdan duyduğu kaygıyı dile getirdiği ve Gazze halkının acil insani ihtiyaçlarının karşılanması için uluslararası toplumun hemen harekete geçmesi çağrısında bulunduğu aktarıldı.

Gazze'de ateşkes ilan edilmesinin zaruretine vurguda bulanan Sisi'nin, ülkesinin uluslararası insancıl hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerin ihlal edilerek sivillerin toplu cezalandırma politikasına maruz bırakılmalarına karşı olduğu açıklamasına yer verildi.

Harris de Hamas ile İsrail arasında "insani ara"nın sağlanması ve esir takası mutabakatına katkılarından ötürü Mısır Cumhurbaşkanı'na takdir ve teşekkürlerini ilettiği belirtildi.


Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant'ın kendisiyle ortak basın toplantısı yapmak istemediğini söyledi

Binyamin Netanyahu (AA)
Binyamin Netanyahu (AA)
TT

Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant'ın kendisiyle ortak basın toplantısı yapmak istemediğini söyledi

Binyamin Netanyahu (AA)
Binyamin Netanyahu (AA)

Netanyahu, düzenlediği basın toplantısında, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Saldırıları nedeniyle İsrail'e yönelik "uluslararası baskı olduğunu" ama buna rağmen hedeflerine ulaşmak için alan oluşturduklarını söyleyen Netanyahu, "Nihayetinde kararları biz veriyoruz ve nihai kararımız Hamas'ı yok etmek, rehinelerimizi iade ettirmek ve Gazze'de yeni bir terör kontrolünün olmamasını sağlamaktır." dedi.

Netanyahu, Gazze'ye saldırılarındaki üç hedeflerinden ikisine (esirlerin geri getirilmesi, Hamas'ın yok edilmesi) ABD'nin destek verdiğini dile getirdi.

Açıkça söylemese de saldırılar sonrası Gazze'nin geleceğine ilişkin ABD ile görüş ayrılıkları olduğunu belirten Netanyahu, şunları ifade etti:

Bütün bu hedeflere nasıl ulaşılacağı konusunda fikir ayrılıkları var. Sonuçta bu bizim savaşımız. Kararları vermek zorundayız. Sonuçta kararları biz veriyoruz. Amerikalı dostlarımızı ikna etmeye çalışıyoruz ve çoğu zaman da bunu başarıyoruz. Umarım ve inanıyorum ki bundan sonra da böyle olacaktır.

Netanyahu, hedeflerine ulaşıncaya kadar Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılara devam edeceklerini ve kara saldırısı olmadan söz konusu hedeflere ulaşamayacaklarını dile getirdi.

Hizbullah'a göz dağı

Lübnan sınırında Hizbullah ile yaşanan çatışmalara da değinen Netanyahu, "Kuzeyde (Lübnan sınırı) ve güneyde (Gazze Şeridi) güvenliği yeniden sağlayacağız. Hizbullah hata yapar ve geniş çaplı bir savaşa girerse Lübnan'ı kendi elleriyle yok etmiş olur." dedi.

Netanyahu ile Gallant ayrı ayrı basın toplantısı düzenledi

Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant'ın ayrı basın toplantısı düzenlemesine ilişkin soruya, "Savunma Bakanına bu akşam bir ortak basın toplantısı düzenlemeyi önerdim. Karar onun kararı." karşılığını verdi.


İsrail, Gazze'de sivil savunma araçları ve kurtarma ekipmanlarının yüzde 80'ini imha etti

(AA)
(AA)
TT

İsrail, Gazze'de sivil savunma araçları ve kurtarma ekipmanlarının yüzde 80'ini imha etti

(AA)
(AA)

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan yazılı açıklamada, İsrail saldırılarında hedef alınan Sivil Savunma ve Acil Yardım ve Kurtarma ekiplerine bağlı araç ve ekipmanlara ilişkin bilgi verildi.

Açıklamada, İsrail'in Gazze saldırılarında sivil savunma araçları ve kurtarma ekipmanlarının yüzde 80'ini imha ettiği belirtilerek, bu nedenle enkaz altındaki kişileri kurtarma çalışmalarının kısıtlı imkanlarla yapıldığı kaydedildi.

Enkaz altındaki cesetler haftalarca çıkarılamıyor

İsrail'in kurtarma araçlarının çoğunu hedef alıp imha etmesi ve geri kalan araçlardaki yakıt sıkıntısı sebebiyle katliam yapılan bölgelere ulaşılamadığı belirtilen açıklamada, bu imkansızlıklar yüzünden bazı enkazların haftalarca kaldırılamadığı ve cesetlerin çıkarılamadığı belirtildi.

Açıklamada, "bölgede insani durumun felaket bir düzeye ulaştığı, işgal ordusunun onlarca evi eş zamanlı olarak bombaladığı" kaydedilerek, "ABD Başkanı Joe Biden ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in temsil ettiği ABD yönetimi başta olmak üzere işgal güçleri ve uluslararası toplum, İsrail'e yeşil ışık yakarak onay verdikleri bu soykırımdan sorumludur." denildi.

İslam dünyasına "geç olmadan Gazze'yi kurtarın" çağrısı

Bu soykırımın içinde kurtarma çalışmaları yapabilmek için bölgeye yardım ve malzeme taşıyan günlük bin tırın ve günlük bir milyon litre yakıtın girmesi istenen açıklamada, İslam ve Arap dünyasına geç olmadan Gazze'yi kurtarmaları çağrısı yapıldı.

Açıklamada, İsrail'in soykırım saldırılarında en derin acıyı yaşayan on binlerce hasta ve yaralının kurtarılması için acilen tıbbi donanımlı sahra hastanelerine ihtiyaç duyulduğuna işaret edilerek, ağır yaralıların da Arap ve İslam dünyasındaki hastanelere nakledilmesi gerektiği vurgulandı.

Yüzlerce sivil savunma aracı ve kurtarma ekipmanlarına ihtiyaç var

Yüzbinlerce ev, okul, hastane, cadde ve sokağın yıkılması nedeniyle enkaz altında kalanların çıkarılması ve enkazların kaldırılması için yüzlerce sivil savunma aracı ve kurtarma ekipmanlarına ihtiyaç duyulduğu vurgulanan açıklamada, Gazze'nin kan ağladığı, her gün hızla ölüme yaklaştığı ve dünyanın belki de bu mesajı zamanı geçtikten sonra anlayacağına vurgu yapıldı.


Gazze'deki İsrailli esirlerin yakınları Tel Aviv'de gösteri düzenledi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Gazze'deki İsrailli esirlerin yakınları Tel Aviv'de gösteri düzenledi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Tel Aviv Sanat Müzesi önünde yapılan gösteriye, esirlerin yakınlarının yanı sıra binlerce İsrailli katıldı.

İsrailli esirlerin fotoğraflarını taşıyan yakınları, İngilizce ve İbranice "onları hemen şimdi eve getirin." sloganları attı.

Gazze'deki esirlerin serbest bırakılması taleplerini yineleyen göstericiler, tümü serbest kalıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.

Gösterinin sona ermesinin ardından bir grup İsrailli, Savunma Bakanlığı ve diğer güvenlik teşkilatlarının bulunduğu kapıya giderek burada gerçekleşen savaş kabinesi sırasında protestolarını sürdürdü.

İsrailli esir yakınları, abluka altındaki Gazze Şeridi'nde çatışmalara verilen "insani aranın" sona ermesinin ardından savaş kabinesinin sevdiklerini geri getirmek için planlarını kendilerine açıklaması talebiyle slogan attı.

Göstericiler daha sonra Savunma Bakanlığı binasının ana girişine giderek burada protestolarını sürdürdü.

Gazze Şeridi'nde 9 yıldır esir olan Etiyopya asıllı İsrail vatandaşı Avera Mengistu'nun ailesi de protestoya katılarak "hepsini getirin ama onu unutmayın" yazılı pankart taşıdı.

Mengistu'nun ailesi İsrail yönetimini yakınlarını geri getirmek için yeterli çabayı göstermemekle suçlamıştı.

Protestoyu saldırı sirenleri böldü

İsrailli esirlerin yakınları protestosunu sürdürürken abluka altındaki Gazze Şeridi'nden atılan roketler nedeniyle Tel Aviv'de saldırı sirenleri çaldı. Göstericiler bir süre panik yaşadıktan sonra yerlere yatarak önlem aldı.

İsrail'e ait hava savunma sistemine ait füzeler roketleri havada imha etti, patlama sesleri duyuldu.

Serbest bırakılan esirlerin durumu hakkında konuşamıyor

Yengesi ve yeğeni taraflar arasında varılan esir takası mutabakatıyla Gazze Şeridi'nden serbest bırakılan Zohar Avigdori, diğer esir ailelerine destek olmak için bu gösteriye katıldığını belirtti.

Hükümete esirlerin nasıl getirileceğini söyleyemeyeceğini bunun onların görevi ve sorumluluğu olduğuna işaret eden Avigdori, "Bizler yakınları hakkında endişeli vatandaşlarız. Hükümetten bizimle buluşmasını ve bize yol haritalarının ne olduğunu anlatmalarını istiyoruz. Onlar sadece baskıdan anlıyor, biz de onlara baskı yapmak için buradayız." dedi.

Avigdori, Gazze Şeridi'nden 4 gün önce serbest bırakılan yengesi ve yeğeninin durumu ve yaşadıkları hakkında "konuşamayacağını" belirtti.

Esir ailelerine destek olmak için gösteriye katılan 25 yaşındaki İsrailli Yuval Cohen, sevdiklerinden ayrı kalan aileleri desteklemek için buraya geldiğini dile getirerek "Sevgiyi, barışı destekliyorum. Umarım ki savaş içinde değil barış içinde yaşamamızı istiyorum." diye konuştu.


Gazze'deki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 72'ye yükseldi

(AA)
(AA)
TT

Gazze'deki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 72'ye yükseldi

(AA)
(AA)

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, 14 Kasım'da Gazze'de ağır yaralanan bir askerin öldüğü kaydedildi.

Gazze'de dün yaşanan çatışmalarda da bir askerin daha yaşamını yitirdiği ifade edildi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyini karadan işgale başladığı 27 Ekim'den bu yana bölgedeki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 72'ye yükseldi.