İsrail'de idam cezası yasası tartışması

İsrail aşırı sağı, esirlerin ailelerini Hamas'ın elinde oyuncak olmakla suçluyor.

28 Ekim'de Tel Aviv'de Hamas’ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden bir gösteri düzenlendi. (AFP)
28 Ekim'de Tel Aviv'de Hamas’ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden bir gösteri düzenlendi. (AFP)
TT

İsrail'de idam cezası yasası tartışması

28 Ekim'de Tel Aviv'de Hamas’ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden bir gösteri düzenlendi. (AFP)
28 Ekim'de Tel Aviv'de Hamas’ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden bir gösteri düzenlendi. (AFP)

İsrail’de Filistinli militanlara idam cezası verilmesini öngören yeni bir yasanın çıkarılmasına yönelik tartışmalar sürerken dün (Pazartesi) Knesset (İsrail Parlamentosu), iktidar koalisyonundaki aşırı sağ temsilcilerin Hamas tarafından tutulan İsrailli ve yabancı esirlerin ailelerine bağırdığı gürültülü müzakerelere tanık oldu. Aşırı sağcı temsilciler, esirlerin ailelerini ‘İsrail'i yok etmek isteyen Hamas’ın elinde bir araç’ olmakla suçladı.

Hamas tarafından kaçırılan İsraillilerin aileleri, hükümeti esir çocuklarını ihmal etmekle, davalarına ilgisiz davranmakla ve sevdikleri için endişelenen insanlar olarak onların duygularını önemsememekle suçlayarak, oturumu gözyaşları içinde terk etti. Aileler, sadece idam yasasının yürürlüğe konulmasının bile her erkek ve kadın esirin yaşamının hiçe sayıldığını gösterdiğini söylediler.

İsrail'de askeri mahkemenin, istisnai durumlarda, güvenlik gerekçesiyle adam öldürme suçundan dolayı bir kişiye idam cezası vermesine olanak tanıyan (yani başka bir yasaya gerek olmadığı bilinen) bir yasaya sahip olduğu biliniyor. Bu yasa, 1962'de Nazi subayı Adolf Eichmann'ın, Nazilerin Yahudilere yönelik soykırımını planlamaktan suçlu bulunmasının ve bu suçların büyük bir kısmından kişisel olarak sorumlu olmasının ardından idam edilmesi için bir kez kullanıldı. İsrail aşırı sağı, yeni hükümetin çıkaracağı ilk yasanın Filistinlilere karşı idam cezasının kapsamını genişleten bir yasa olmasını talep etti. Geçtiğimiz mart ayının başında Itamar Ben Gvir liderliğindeki Yahudi Gücü Partisi ve Bezalel Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm Partisi bir yasa tasarısı önerdi. Tasarıda “Irkçı veya nefret saikleriyle ve İsrail'e zarar vermek amacıyla kasten veya kayıtsızlıkla bir İsrail vatandaşının ölümüne neden olan herkese idam cezası uygulanacaktır” hükmü yer alıyor.

(foto altı) Hamas'ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırıda öldürülen İsraillilerin aileleri (Reuters)
Hamas'ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırıda öldürülen İsraillilerin aileleri (Reuters)

Yasa tasarısı, silahlı operasyonda öldürülen bir kişinin dul eşi olan, Yahudi Gücü Partisi’nden Knesset Temsilcisi Limor Son Har-Melech tarafından parlamentoya getirildi. Limor’un eşini öldüren zanlı, yedi kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı, ardından Şalit Anlaşması kapsamında bin 27 Filistinli tutukluyla birlikte serbest bırakıldı. Limor, bu tür mahkumların serbest bırakılması sahnesinin tekrarlanmaması için bu kişilere idam cezası verilmesini istediğini söyledi.

Ancak güvenlik uzmanları, bu yasanın Filistinliler için caydırıcı olmadığını vurguladı. Zira silahlı operasyon için gelen kişi, hesaplarını yapmıştır ve ölümden korkmaz. Halkının gözünde bir sembol haline geleceğini bilir. İsrail ise şayet bu yasayı geçirirse, Batı liderliğindeki bir dünyada idam cezasını uygulayan ve bu kuraldan vazgeçmeyen ülkeler arasında sayılacak.

Bugün başarısız bir parti olarak görülen Ben Gvir'in partisi, şu ana kadar İsrail'in itibarını zedelemekten başka bir şeyi başaramadı. Bundan dolayı Gazze'deki savaşı ve Hamas ile Filistinlilere karşı hâkim olan nefret atmosferini fırsat bilerek kendisini manşetlere taşıyacak başka bir popülist pozisyon öne sürmeye karar verdi. Bu nedenle, pratik adımlara yönelik herhangi bir talimat vermeden, yasa üzerinde müzakerelere başlama inisiyatifini aldı. Böyle bir yasanın Güvenlik Kabinesi’nde tartışılması gerekiyor, ancak hükümet bunu sunmamaya karar verdi. Bu nedenle Knesset'teki Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı, Yahudi Gücü Partisi Temsilcisi Zvika Fogel, yasa tasarısını ilk okumada oylamaya sunmadan önce yalnızca bir ön adım olarak tartışmaya açmaya karar verdi.

(foto altı) Itamar Ben Gvir, idam cezası tasarısını savunanların başında yer alıyor. (Reuters)
Itamar Ben Gvir, idam cezası tasarısını savunanların başında yer alıyor. (Reuters)

Rehine ve Kayıp Kişilerin Aileleri Forumu, söz konusu yasa tasarısına itiraz etti ve bununla ilgili herhangi bir tartışmaya karşı olduğunu belirtti. Zira bu, Hamas'a yönelik bir provokasyon sayılır ve bunun bedelini esirler ödeyebilir. Forum tarafından yayınlanan kısa bir açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu özel zamanda ortaya çıkan söz konusu yasa tasarısı, sevdiklerimizin hayatlarını, onları gerçekten tehdit eden risklerin ötesinde daha da riske atıyor. Bu, herhangi bir kamu amacına veya yararına hizmet etmiyor.” Knesset oturumuna katılmak üzere bir heyet göndermeye karar veren Forum üyeleri, rehinelerin resimlerini taşıyarak Parlamento’ya geldiler ve üyelere oturumun ertelenmesi için ricada bulundular. Oturum sert ve gürültülü tartışmalara sahne oldu. Itamar Ben Gvir liderliğindeki Yahudi Gücü Partisi’nden Temsilci Almog Cohen, esirlerin ailelerine bağırarak, onları “Hamas”a hizmet eden bir rol oynamakla ve onları devlete karşı bir araç haline getirmekle” suçladı. Aşırı sağcı diğer temsilciler de ona katılarak esirlerin ailelerine şunları söyledi:

“Acıyı tekelinize almayın. İnsanlara acı çektirmeye yetkiniz yok. Hepimiz dostlarımızı, sevdiklerimizi gömdük.”

Aşırı sağcı temsilciler, Likud ve Yahudi Gücü partileri arasında hükümet koalisyonu kurulmasına yönelik anlaşmanın sonuçlandırılması için imzalanan anlaşmaların bir parçası olan tasarının yasalaşmasına yönelik prosedürlerin ilerlemesi gerektiğini vurguladı.

İsrail Kanal 13 televizyonu, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Knesset'teki Ulusal Güvenlik Komitesi oturumuyla birlikte bir oturum düzenlemesinin planlandığını ortaya çıkardı. Ancak İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileri, “Gazze'deki rehinelere zarar verilmesi korkusu ve diğer güvenlik nedenleriyle” oturumun ertelenmesine karar verdi.

Likud Partisi'nden İsrail Eğitim Bakanı Yoav Kich, X platformunda (eski adıyla Twitter) yaptığı paylaşımda, “Teröristleri idam etme yasası artık çıkmayacak. Bu herkes için net. Knesset'teki görüntüler savaş çabalarına, özellikle de hayatlarının en zor dönemini yaşayan esirlerin ailelerine ve yakınlarına zarar veriyor. Küçük siyasi meselelere karışmayı bırakın” ifadelerini kullandı.

İsrail Hükümeti Yargı Danışmanı Ghali Behrav-Mayara, idam cezası yasa tasarısına karşı olduğunu ifade ederek, bunun Siyasi ve Güvenlik İşlerinden Sorumlu Bakanlar Konseyi'nde (Kabine) tartışılmasını tavsiye etti. Adalah Hukuk Merkezi bu müzakereler hakkında şunları söyledi:

“Bu yasayla hükümet, yalnızca Filistinlilere karşı ırkçı ve aşırıcı olduğunu, insan haklarını geniş çapta ihlal ettiğini bir kez daha kanıtlıyor. İsrail hükümeti adeta biri Yahudiler, diğeri Filistinliler için olmak üzere etnik kökene dayalı iki farklı yargı sisteminin varlığını güçlendirmek için çalışıyor.”

Merkez, “Söz konusu yasa tasarısının uluslararası hukuka ve temel yasalara aykırı olduğunu ve apartheid özellikleri taşıyan bir sistemi güçlendirmeyi amaçlayan mevzuat çerçevesine girdiğini” vurguladı.



ABD'de petrol şirketleri Trump'a kulak asmıyor

Geçen yıl Kansas eyaletinin Hays kenti yakınlarında Buckeye Rüzgar Enerjisi rüzgar çiftliği uzakta yükselirken petrol pompaları ön planda çalışıyor (Charlie Riedel, File/AP)
Geçen yıl Kansas eyaletinin Hays kenti yakınlarında Buckeye Rüzgar Enerjisi rüzgar çiftliği uzakta yükselirken petrol pompaları ön planda çalışıyor (Charlie Riedel, File/AP)
TT

ABD'de petrol şirketleri Trump'a kulak asmıyor

Geçen yıl Kansas eyaletinin Hays kenti yakınlarında Buckeye Rüzgar Enerjisi rüzgar çiftliği uzakta yükselirken petrol pompaları ön planda çalışıyor (Charlie Riedel, File/AP)
Geçen yıl Kansas eyaletinin Hays kenti yakınlarında Buckeye Rüzgar Enerjisi rüzgar çiftliği uzakta yükselirken petrol pompaları ön planda çalışıyor (Charlie Riedel, File/AP)

Donald Trump'ın başkanlık kampanyası sırasında Amerikan halkına ve ABD'li petrol üreticilerine söylediği slogan, "Sondaj bebeğim, sondaj"dı. Esas sorun ne mi? Petrol üreticileri bunu istemiyor.

Petrol üreticilerinin yeraltından mümkün olduğunca fazla petrol çıkarmaktan çok kârlılıkla ilgilendiğini belirten endüstri uzmanlarının vardığı sonuç bu.

Çok fazla petrol, tüketicileri mutlu etse bile fiyatları düşürür ve kârlılığı yok eder. Amerikan kaya petrolü şirketleri halihazırda tarihi miktarlarda petrol pompalıyor. Ve küresel piyasada arz bolluğu var.

ExxonMobile CEO'su Darren Woods geçen hafta CNBC'ye, "Ham petrol fiyatları düştükçe, sektör gelirlerinin düşmesini ve karların azalmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Trump'ı desteklemek için akın eden petrol kralları, onun tüm engelleri kaldırmasını ve alternatif enerjinin peşine düşmesini istiyor ancak aynı zamanda aşırı petrol arzından da endişe ediyorlar.

Trump'ın son kampanyasına 1 milyon dolardan fazla katkıda bulunan Teksaslı petrolcü Bryan Sheffield, The Wall Street Journal'a, "Eğer üretimimizi Trump'ın bahsettiği şekilde artırmaya başlarsak hisse senetlerimiz kesinlikle çakılır" diye konuştu.

Kansas City Merkez Bankası'na göre Amerikalı üreticiler şu anda arzı artırmak istemiyor ve muhtemelen fiyatlar varil başına ortalama 84 dolara ulaşana kadar "sondaj bebeğim, sondaj" yapmaya ikna olmayacaklar ki bu da mevcut fiyatların yaklaşık yüzde 15 üzerinde.

ABD'nin Çin'e uyguladığı gümrük vergilerinin yürürlüğe girmesi ve Çin'in Amerikan ham petrolüne yüzde 10 vergi koymasıyla ABD ham petrol fiyatları salı günü yüzde 2'ye yakın bir düşüş daha yaşadı.

Ancak Trump yine de fiyatları düşürmek istiyor.

Geçen ay Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'la yaptığı telefon görüşmesinin ardından Trump, kendisinden petrol fiyatlarını düşürmesini istemeyi planladığını söylemişti. Başkan, Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı son konuşmada tüm OPEC ülkelerini de aynı şeyi yapmaya çağırdı. Trump bunun Rusya'ya Ukrayna'dan çekilmesi için baskı yapacağını çünkü düşen fiyatlar nedeniyle petrolden elde ettiği gelirin düşeceğini ve savaşı çok pahalı hale getireceğini savundu.

Ancak Business Insider'a göre bunun gerçekleşmesi pek olası değil ve düşük fiyatlarla rekabet etmek zorunda kalacak Amerikalı üreticileri de memnun etmeyecektir. OPEC üyeleri son iki yılda petrol fiyatlarındaki düşüş sürerken piyasa fiyatlarını artırmak için üretimi durdurdu ancak üretim kısıtlamalarını kademeli olarak geri çekmesi bekleniyor.

Insider'a göre OPEC ne yaparsa yapsın, analistler büyük bir arz bolluğunun 2025 boyunca fiyatları aşağı çekmesini bekliyor.

Independent Türkçe