Pulitzer ödüllü gazeteci Hedges'in Gazze'deki çocuklar için yazdığı mektup sosyal medyada ilgi gördü

Küresel terörizmle ilgili haberiyle 2002'de Pulitzer Ödülü'ne layık görülen gazeteci Chris Hedges'in, İsrail saldırılarının sürdüğü Gazze'deki çocuklar için yazdığı mektup sosyal medyada ilgi gördü

(AA)
(AA)
TT

Pulitzer ödüllü gazeteci Hedges'in Gazze'deki çocuklar için yazdığı mektup sosyal medyada ilgi gördü

(AA)
(AA)

Hedges'in mektubu, birçok sosyal medya platformunda binlerce kez paylaşıldı.

Gazeteci Hedges, 8 Kasım'da Gazze'deki çocuklar için mektup yazmıştı.

Mektubunda Gazze'deki çocukların yaşadığı acılara değinen Hedges, "Oyun arkadaşlarınız, okul arkadaşlarınız, komşularınız... Saniyeler içinde yok oldular. Çıkarıldıklarında kireçli yüzlerini ve cansız bedenlerini görüyorsunuz. Ben bir muhabirim, bunu görmek benim işim. Sen bir çocuksun, bunu asla görmemelisin." ifadelerine yer vermişti.

"Gidiyoruz çünkü bu soykırım durmalı"

Hedges, "Dünyanın dört bir yanından gazeteciler Refah Sınır Kapısına gidiyor. Gidiyoruz çünkü bu katliamı izleyip hiçbir şey yapamayız. Gidiyoruz çünkü 160'ı çocuk olmak üzere her gün yüzlerce insan ölüyor. Gidiyoruz çünkü bu soykırım durmalı. Gidiyoruz çünkü bizim de çocuklarımız var, sizin gibi... Kıymetli, masum, sevilen... Gidiyoruz çünkü senin yaşamanı istiyoruz." diye yazmıştı.

Filistinli çocukların hikayesini anlatmaya çalıştığını kaydeden Hedges, "Dünyaya şunu anlatmaya çalıştım: İnsanlara haftalarca, aylarca, yıllarca zalimce davrandığınızda, insanların özgürlüğünü ve onurunu inkar ettiğinizde, onları aşağılayıp bir açık hava hapishanesine hapsettiğinizde, onları canavarmış gibi öldürdüğünüzde çok öfkeleniyorlar. Kendilerine yapılanı başkalarına yapıyorlar. Bunu defalarca anlattım. Yedi yıl boyunca anlattım. Çok az kişi dinledi. Ve şimdi de bu." değerlendirmesinde bulunmuştu.

 



Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
TT

Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)

Gazze savaşı sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın arası iyice gerildi. 

Hamas'la ABD arasında yapılan doğrudan görüşmeler sonucunda ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander, dün serbest bırakıldı. Filistinli örgüt, bu hamlenin "ateşkesin sağlanması ve insani yardım girişlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilk adım" olduğunu ifade etti. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Alexander'in serbest bırakılmasının "umut ışığı" olduğunu belirtirken, Netanyahu'ya yüklendi: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Guardian, Witkoff'un açıklamalarının ABD-İsrail arasındaki gerginliğin ne kadar arttığını gösterdiğini yazıyor. Eski İsrailli diplomat Alon Pinkas, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Trump, İsrail'e karşı değil ama onu umursamıyor. Trump'a göre Netanyahu sinir bozucu birine dönüştü, bu da banka hesabına katkı yapmadığı anlamına geliyor.

Trump, son dönemde Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Ayrıca Ortadoğu turunda da İsrail'i ziyaret etmeyecek. 

Analizde, Trump'ın bu hamlelerle ABD-İsrail ilişkilerinde oturmuş diplomatik yapıyı değiştirdiğine dikkat çekiliyor. İki devletli çözümü savunan düşünce kuruluşu İsrail Politika Çalışma Grubu'nun yöneticisi Ilan Baruch, şunları söylüyor: 

Trump açıkça yeni bir yörüngeye girdi. İsrail, Trump yönetiminin 'ortak inançlar ve karşılıklı stratejik çıkarlar' paradigması çerçevesinde yoluna devam etmesini bekliyordu. Trump bir kuşaktır bu denklemden şüphe duyulmasını sağlayan ilk başkan oldu.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Radikal sağcı kabinedeki liderlerin savaşın sürmesini istediği, Trump'ınsa tüm rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes için baskı yaptığına dikkat çekiliyor. Netanyahu'nun bu noktada ikileme düştüğü belirtiliyor: 

Netanyahu, tekrar Trump'ın desteğini istiyorsa koalisyonunun dağılmasına neden olacak adımlar atması lazım. Geçmişine ve deneyimine bakarsanız her şeyin farkında olması gerektiğini düşünürsünüz. Ama davranışlarına baktığınızda sanki neler olup bittiğinden haberi yok.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel