İsveç göçmenlik şartlarını sıkılaştırıyor

İsveç, göçmenlerin sınır dışı edilmesine imkan verecek şekilde göçmenlik kurallarını sıkılaştırmayı planlıyor

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson (EPA)
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson (EPA)
TT

İsveç göçmenlik şartlarını sıkılaştırıyor

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson (EPA)
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson (EPA)

İsveç yönetimi yaptığı açıklamada, sığınmacıların ve uyuşturucu kullanan, suç örgütleriyle bağlantılı olan veya İsveç değerlerini tehdit eden açıklamalarda bulunan göçmenlerin sınır dışı edilmesine olanak sağlayacak yeni düzenlemeleri yürürlüğe koymayı planlıyor.

Başbakan Ulf Kristersson liderliğindeki sağcı azınlık hükümeti, göçmenlik ve suçlara karşı sert davranma taahhüdü kapsamında aşırı sağ çizgideki İsveç Demokratları Partisi’nin desteğiyle bir yıl önce iktidara gelmişti.

Göçmenlik Bakanı Maria Malmer Stenergaard, İsveç Demokratlarının liderleriyle düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Başarılı bir entegrasyonun temel koşullarından biri, İsveç'te yaşamak isteyen insanların temel standartlara bağlı kalması, dürüstlük içinde yaşaması ve iyi davranmasıdır.”

İnsan hakları örgütleri girişimle ilgili herhangi bir yorumda bulunmadı.

Cinsiyet Eşitliği Bakanı Paulina Brandberg gazetecilere yaptığı açıklamada, hükümetin oturma izinlerinin iptal edilmesine yönelik belirli gerekçelerin kapsamını belirlemek için İsveç mevzuatını gözden geçireceğini söyledi.

Ancak raporda, yardım dolandırıcılığı, borç, dürüst olmayan yaşam, uyuşturucu kullanımı ve "temel İsveç değerlerini tehdit eden" suç veya şiddet içeren ağlar ve radikal örgütlerle ilişkilerin de aralarında bulunduğu "yaşam tarzında dejenerasyon"a bazı örneklerine yer verildi.

Brandberg, incelemenin "İsveç'in temel değerlerini ciddi şekilde tehdit eden ifadelere yer vermenin mümkün ve uygun olup olmadığının" değerlendirilmesini içereceğini söyledi. Brandberg açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu demokratik değerlerden başka bir şey istiyorsanız veya İsveç'in temsil ettiği değerlere karşı aktif bir şekilde çalışıyorsanız, o zaman burası yaşamanız gereken yer değil.”

Eski yargıç Robert Schuette, incelemeyi yürütmekle görevlendirildi ve yargıcın Ocak 2025 ortasına kadar bir rapor sunması bekleniyor.

Adalet Bakanı Gunnar Strömer, İsveç kamu radyosuna yaptığı açıklamada, vatandaşlığın geri alınmasıyla ilgili yetkilerin genişletilmesine ilişkin dosyanın açıldığını duyurdu.

Bu, terörle bağlantılı ciddi suçların işlenmesi veya vatandaşlık almak için tehdit, yalan veya rüşvete başvurulması gibi durumları kapsayabilir.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre İsveç, 1990'lardan bu yana, özellikle eski Yugoslavya ülkelerinden ve Suriye, Afganistan, Somali, İran ve Irak gibi çatışmalara tanık olan ülkelerden çok sayıda göçmen alıyor.



Trump'ın Suriye kararı: ABD askerleri çekilecek mi?

ABD'nin Suriye'deki asker sayısı bu yıl yaklaşık iki katına çıkmıştı (Reuters)
ABD'nin Suriye'deki asker sayısı bu yıl yaklaşık iki katına çıkmıştı (Reuters)
TT

Trump'ın Suriye kararı: ABD askerleri çekilecek mi?

ABD'nin Suriye'deki asker sayısı bu yıl yaklaşık iki katına çıkmıştı (Reuters)
ABD'nin Suriye'deki asker sayısı bu yıl yaklaşık iki katına çıkmıştı (Reuters)

Donald Trump'ın Suriye'deki Amerikan askerlerini bölgeden çekip çekmeyeceği merak konusu.

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), "DEAŞ'e ve İran'a karşı kalkan görevi gören 2 bin askerin" akıbetiyle ilgili adımların Trump için ikilem yaratacağını yazıyor.

Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) liderliğindeki rejim karşıtlarının Beşar Esad yönetimini devirmesiyle ABD'nin ülkedeki askeri misyonunun geleceğinin belirsizliğe sürüklendiği ifade ediliyor. 

Trump'ın ilk döneminde Suriye'deki Amerikan birliklerini çekmeyi gündeme getirdiği hatırlatılıyor. Ancak Cumhuriyetçi liderin ikinci döneminde bununla ilgili nasıl bir politika izleyeceği belli değil. 

47. ABD Başkanı, rejimin düşmesinin ardından yaptığı açıklamada "Suriye kendi başının çaresine bakmak zorunda" demişti.

Cumhuriyetçi liderin ilk döneminde ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi olarak görev yapan James Jeffrey, HTŞ'nin geçmişte DEAŞ'le başarılı şekilde mücadele ettiğine dikkat çekerek şu yorumları paylaşıyor: 

Bu durumda Trump kendisine şu soruyu soracak: 'Neden DEAŞ'le savaşmak için asker bulundurmak zorundayım? Zaten verdiğimiz savaşın çoğunda onları çölde bombalıyoruz.' Ve bu soruyu yanıtlamak çok zor olacak."

Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı adayı Mike Waltz, ABD askerlerinin Suriye'de olmaması gerektiğini söylemiş, DEAŞ'ıin yeniden güç kazanmasını önlemeye öncelik verileceğini belirtmişti. Ancak buna yönelik askeri stratejiye dair bilgi paylaşmamıştı. 

WP'nin analizinde, Suriye'deki ABD birliklerinin geleceğinin HTŞ ve ülkenin kuzeydoğusundaki Kürt örgütlerle yapılacak anlaşmalara bağlı olduğu ifade ediliyor. 

Ayrıca Washington'ın fonladığı Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG), Ankara'nın desteklediği Suriye Milli Ordusu'yla (SMO) girdiği çatışmaların ABD-Türkiye arasında gerginlik yarattığı yazılıyor.

SDG'nin ana unsuru Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği YPG.

Haberde, "Ankara'nın baskısıyla" ABD'nin SMO ve SDG arasında Münbiç'te 12 Aralık'ta ateşkes anlaşması yapılmasını sağladığı ifade ediliyor. Taraflar arasında çatışmalar yaşansa da ABD ateşkesin sürdüğünü duyurmuştu. 

Diğer yandan SDG'nin DEAŞ militanlarını tuttuğu kampların güvenliğinin de SMO'yla çatışmalar nedeniyle tehlikeye girebileceği savunuluyor. DEAŞ'ın kaostan faydalanarak tekrar güçlenme ihtimalinin Washington'ı endişelendirdiği yazılıyor. 

HTŞ öncülüğündeki rejim karşıtlarının 27 Kasım'da başlattığı saldırılar, 8 Aralık'ta Esad rejiminin devrilmesiyle sonuçlanmıştı. Esad ailesi Rusya'ya kaçarken, HTŞ kurduğu geçici hükümetin başına Muhammed Beşir'i getirmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, geçen haftta Suriye'ye gitmişti. Ebu Muhammed Colani takma adını kullanan HTŞ lideri Ahmed Şara'nın başına konan 10 milyon dolarlık ödülün kaldırıldığını duyurmuştu. Öte yandan Washington, HTŞ'yi henüz resmen terör örgütü listesinden çıkarmadı. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler de grubu terör örgütü olarak görmeye devam ediyor. 

Türkiye de HTŞ'yi resmen terör örgütü kategorisinde değerlendiriyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, HTŞ'nin artık "fiilen terörist olmadığını" söylemişti fakat bu yönde resmi bir adım atılmadı.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC