Washington, Gazze’deki ateşkesin Hizbullah ve İsrail güçlerini de kapsamasını umuyor

9 Kasım Londra’daki bir gösteri sırasında insanlar, Gazze’de Hamas tarafından tutulan rehinelerin fotoğraflarını taşıyor (AP)
9 Kasım Londra’daki bir gösteri sırasında insanlar, Gazze’de Hamas tarafından tutulan rehinelerin fotoğraflarını taşıyor (AP)
TT

Washington, Gazze’deki ateşkesin Hizbullah ve İsrail güçlerini de kapsamasını umuyor

9 Kasım Londra’daki bir gösteri sırasında insanlar, Gazze’de Hamas tarafından tutulan rehinelerin fotoğraflarını taşıyor (AP)
9 Kasım Londra’daki bir gösteri sırasında insanlar, Gazze’de Hamas tarafından tutulan rehinelerin fotoğraflarını taşıyor (AP)

ABD’li üst düzey bir yetkili, Hamas’ın geçen ay İsrail’e düzenlediği saldırıda rehin alınan ABD’li iki kadın ve çocuğun İsrail, ABD ve Katar ile varılan anlaşma kapsamında serbest bırakılacak en az 50 rehine arasında yer almasının beklendiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, Washington, ateşkesin Hizbullah’ı ve İsrail’in kuzeyindeki İsrail güçlerini de kapsayacağını umuyor.

Yetkili, rehineler arasında ABD’li iki kadın ve cuma günü dört yaşına girecek olan Abigail adında bir kız çocuğunun yer alacağını açıkladı.

ABD’li yetkili, ilk rehine grubunun anlaşmanın açıklanmasından 24 saat sonra, yani muhtemelen perşembe sabahı serbest bırakılmasının beklendiğini söyledi.

Yetkili, serbest bırakılması beklenen rehinelerin uyruklarına ilişkin ayrıntı vermeden, “Dört ila beş günlük süre içinde en az 50 kadın ve çocuk olduğunu söyleyebilirim” dedi.

Anlaşmanın, aynı zamanda Gazze’ye daha fazla insani yardım malzemesi gönderilmesini de içereceğini söyledi.

Söz konusu yetkili, sıkı denetim sisteminin Hamas’ın ateşkesten yararlanarak, Gazze’deki unsurlarına silah sağlamasını önleyeceğini söyledi.

ABD’li yetkili, çatışmalara ara vermenin, Hamas’a daha fazla kadın ve çocuğu tespit edip toplaması için zaman vereceğini iddia etti.

Ayrıca, “Bu sayının 50’den fazla olacağını tahmin ediyoruz ancak rakam vermek istemiyorum. Fakat anlaşmanın yapılış şekli herkesin serbest bırakılmasını büyük ölçüde teşvik ediyor” diye ekledi.



Arap dünyası ve uluslararası arenadan Trump'ın ‘siyasi bombasına’ büyük tepki

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların önünde duran Filistinliler (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların önünde duran Filistinliler (Reuters)
TT

Arap dünyası ve uluslararası arenadan Trump'ın ‘siyasi bombasına’ büyük tepki

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların önünde duran Filistinliler (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların önünde duran Filistinliler (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Gazze Şeridi'nin kontrolünü ABD’nin devralabileceğini söylediği ve Gazzelileri yerlerinden etmekte ısrar ettiği açıklamalarının yarattığı siyasi bomba Arap dünyası ve uluslararası arenada büyük tepkiye yol açtı.

Trump, geçtiğimiz salı günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından Gazze Şeridi’ni ‘insandan temizleme’ niyetinden açıkça bahsetti ve bir kez daha Mısır ile Ürdün'e yerinden edilenleri kabul etme çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada bir Filistin devleti kurulmadan İsrail ile ilişki kurulmayacağı vurgulanırken Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman’ı telefonla aradığı belirtildi.

Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Suudi Arabistan, bir Filistin devletinin kurulmasına ilişkin tutumunun kesin ve değişmez olduğunu teyit ediyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman bu tutumu hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık ve net bir şekilde vurgulamıştır.”

Arap dünyasından ve uluslararası arenadan ABD'nin önerisine gelen tepkiler, Filistin-İsrail çatışmasının çözümünün temeli olarak ‘iki devletli çözüm’ ile ilgili kararlılığı gösterirken, bölge ülkelerinin liderleri arasında bu önerinin yansımalarına karşı tutumları koordine etmek için kapsamlı temaslar başladı.

Öte yandan Ürdün Kralı 2. Abdullah Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti. Filistinlilerin ‘Gazze ve Batı Şeria'da toprak ilhakı ve Filistinlilerin yerlerinden edilmesine yönelik her türlü girişimi’ reddettiğini vurgulayan Abbas, Filistinlilerin kendi topraklarında istikrara kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze'de ‘etnik temizlik’ girişimi olduğu uyarısında bulunurken, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk de işgal altındaki topraklardan insanların sınır dışı edilmesinin ‘kesinlikle yasak’ olduğunu savundu.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından yapılan açıklamada ise Filistin halkına meşru haklarını tanıyan iki devletli bir çözümün gerekliliğini vurguladı ve tek taraflı her türlü tedbiri reddetti. Arap Birliği (AB) de ‘istikrarsızlık reçetesi’ olarak nitelediği Trump'ın önerisini kınadı.

Fransa Dışişleri Bakanlığı Paris'in ‘iki devletli çözümün uygulanması için kampanya yürütmeye devam edeceğini’ söylerken Londra, Madrid, Berlin ve Varşova da aynı tutumu yineledi. Moskova ve Pekin, iki devletli çözümle bir sonuca varılması gerektiğinin altını çizdi.

Hamas'tan bir kaynak, Trump'ın ya da İsrail'in aşırı sağcı hükümetinin böyle bir planı uygulamaya koyması halinde Hamas’ın ‘daha güçlü bir sözü ve daha güçlü bir tepkisi olacağını’ söyledi