İsveç Savunma Bakanı: Rus tehdidine karşı en kısa sürede NATO'ya katılmalıyız

Pal Jonson, Türkiye ve Macaristan'ın da desteğini alacaklarına inandığını söyledi

Pal Johnson, 4 Ekim'deki açıklamasında "Türkiye'yle iyi ilişkiler kurmak istediklerini" söylemişti (Reuters)
Pal Johnson, 4 Ekim'deki açıklamasında "Türkiye'yle iyi ilişkiler kurmak istediklerini" söylemişti (Reuters)
TT

İsveç Savunma Bakanı: Rus tehdidine karşı en kısa sürede NATO'ya katılmalıyız

Pal Johnson, 4 Ekim'deki açıklamasında "Türkiye'yle iyi ilişkiler kurmak istediklerini" söylemişti (Reuters)
Pal Johnson, 4 Ekim'deki açıklamasında "Türkiye'yle iyi ilişkiler kurmak istediklerini" söylemişti (Reuters)

İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson, "Rusya tehdidine" karşı ülkenin en kısa zamanda NATO'ya katılması gerektiğini söyledi.

Jonson, Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian'a açıklamasında, şu ifadeleri kullandı: 

Rusya'yı bir tehdit olarak göz ardı etmek istemiyoruz çünkü Ukrayna'da ne kadar dayanıklı olduklarını kanıtladılar. Dolayısıyla pozisyonumuza sadık kalmak zorundayız. Bunu da ulusal zayıflıklarımızı en iyi şekilde güçlendirerek ve mümkün mertebe en kısa sürede NATO'ya tam entegrasyonu sağlayarak yapabiliriz.

Jonson, İsveç'in NATO üyeliğini henüz onaylamayan Türkiye ve Macaristan'ın da nihayetinde sürecin tamamlanmasına katkı vereceğine inandığını belirtti. 

İsveçli bakan, ülkesinin NATO'ya "önemli askeri kaynaklar ve stratejik derinlik" sağlayacağını söylerken, üyelik sürecinin tamamlanmasına ilişkin net bir tarih veremeyeceğini ifade etti.

Jonson, her şeye rağmen sürecin olumlu işleyeceğine dair inancını koruduğunu belirterek, "ABD, BK, Almanya, Fransa ve diğer Kuzey ülkelerinden aldığımız güvenlik güvenceleri sayesinde, NATO üyeliğine başvurmadan önce olduğumuzdan daha güvendeyiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temmuzda İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, İsveç'in NATO'ya üyeliğine yönelik protokolün TBMM'de görüşüleceğini söylemişti. 

TBMM Dışişleri Komisyonu'ndan 16 Ekim'de yapılan açıklamadaysa protokolün onaylanmasına dair müzakerelerin ertelendiği duyurulmuştu.

Türkiye, İsveç'ten terörle mücadele kapsamında PKK ve FETÖ'nün faaliyetlerini engellemesini istiyor. İsveç de bu doğrultuda terörle mücadele yasalarını sıkılaştırmıştı. Ankara, Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinin yeniden başlatılmasını ve Müslüman ülkelerden büyük tepki toplayan Kuran yakma eylemlerinin yasaklanmasını da talep ediyor. 

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise 23 Eylül'deki açıklamasında, İsveç'in güvenliğini tehdit eden bir durum olmadığını, bu nedenle ülkenin NATO üyeliğini onaylamak için aceleci davranmayacaklarını söylemişti. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşın ardından İsveç ve Finlandiya, NATO'ya katılma kararı almıştı. Bu doğrultuda iki ülke de 18 Mayıs 2022'de resmi başvuru yapmıştı. Yoğun diplomasi trafiğinin ardından, iki ülkenin de üyeliğine başta karşı çıkan Ankara'nın onayıyla 4 Nisan 2023'te Finlandiya, resmen NATO'ya katılmıştı.

Independent Türkçe



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.