İsrail ile Filistin arasında geçmişten bugüne öne çıkan 10 esir takası

İsrail ile Hamas arasında çatışmalara insani ara verecek uzlaşmada öngörülen esir takası, Tel Aviv ile Filistinli gruplar arasında geçmişte yapılan esir değişimlerini yeniden gündeme getirdi

(AA)
(AA)
TT

İsrail ile Filistin arasında geçmişten bugüne öne çıkan 10 esir takası

(AA)
(AA)

İsrail hükümeti, dün gece yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Hamas ile çatışmalara 4 gün insani ara verilmesini ve esir takasını kabul ettiğini duyurmuştu.

Bunun "Gazze'deki İsrailli esirlerin tümünün geri getirilmesi hedefinin ilk aşaması" olduğu ifade edilen açıklamada, "50 rehinenin serbest bırakılması için çatışmalara ara verilmesinin öngörüldüğü" ifadesi yer almıştı.

İsrail kabinesinin açıklamasında serbest bırakılacak her 10 esir için ek bir gün daha çatışmalara ara verileceği ifade edilirken İsrail hükümeti ve ordusunun "Hamas'ın tasfiyesi için savaşı sürdüreceğinin" altı çizilmişti.

Ardından Hamas da esir takası ve insani araya ilişkin anlaşmaya varıldığını duyurdu. Hamas, yazılı açıklamasında, insani aranın 4 gün süreceği ve bu sürede serbest bırakılacak 50 İsrailli esire karşılık İsrail hapishanelerinden 150 Filistinlinin salıverileceği bilgisini paylaştı.

(AA)

Uzlaşma uyarınca, belirlenen 4 günlük insani ara süresince yakıt ve insani yardım tırları Gazze'nin her bölgesine taşınacak. Gazze Şeridi'nin güneyindeki hava trafiği tüm gün, kuzeyinde ise 10.00 ile 16.00 saatleri arasında günlük 6 saat durdurulacak. İsrail güçleri, tüm Gazze Şeridi'nde kimseyi alıkoymama ve kimseye saldırmama esasına bağlı kalacak.

İnsanların Gazze'de kuzeyden güneye Salahaddin Yolu boyunca serbest hareket edeceğine dair güvencenin alındığı belirtildi.

İsrail'e göre, Gazze Şeridi'nde Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor. İsrail ayrıca, Hamas'ı 2014'ten bu yana 4 vatandaşını da esir almakla suçluyor.

Öte yandan Filistin Esirler Cemiyetine göre, İsrail cezaevlerinde 200’ü çocuk, 78’i kadın olmak üzere 7 bin Filistinli esir tutuluyor.

Yine Filistin Esirler Cemiyetine göre, İsrail güçleri, 7 Ekim’den bu yana sadece işgal altındaki Batı Şeria’da 3 bin Filistinliyi gözaltına aldı.

1948’den bu yana esir takası çabaları var

İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında 1948'de kurulmasından bu yana Filistinliler ile Arap hükümetleri, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin serbest bırakılması için yoğun çaba sarf etti.

Esir takası anlaşmaları iki taraf arasındaki en popüler ve en kullanışlı çatışma aracını temsil ediyor.

AA, Filistinli gruplar ile İsrail arasında 1968'den 2011'e dek varılan en önemli 10 esir takası anlaşmasını derledi.

23 Temmuz 1968

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasındaki ilk esir takası 23 Temmuz 1968’de gerçekleşti.

Yusuf er-Radi ile Leyla Halid liderliğindeki Filistin Kurtuluşu Halk Cephesi (FHKC) mensuplarının İsrail'in El-Al Hava Yollarına ait bir yolcu uçağını İtalya'nın başkenti Roma'dan Cezayir'e kaçırması olayının ardından taraflar arasında ilk kez esir takası yapıldı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesinin arabuluculuğunda gerçekleşen eşir takasında, FHKC, İsrail’in ağır cezalara çarptırılan 37 Filistinli esiri serbest bırakması karşılığında söz konusu uçağın yolcularını serbest bıraktı.

1969

Bir kez daha Leyla Halid liderliğindeki FHKC’li bir grup, İsrail cezaevlerindeki Filistinli esirlerin serbest bırakılması için İsrail’e ait bir uçağı kaçırma girişiminde bulundu. Girişim başarısızlıkla sonuçlandı ve uçağın İngiltere’ye inmesiyle beraber İngiliz güçleri bir FHKC’liyi öldürdü, Leyla Halid’i ise gözaltına aldı.

Daha sonra bir İngiliz uçağını kaçıran FHKC, Leyla Halid’in serbest bırakılması talebinde bulundu. Bu çerçevede bir anlaşma yapıldı ve Halid serbest kaldı.

28 Ocak 1971

Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi (Fetih) ile İsrail arasında, Uluslararası Kızılhaç Komitesinin arabuluculuğunda imzalanan anlaşma gereği, Fetih mensuplarınca kaçırılan İsrail askeri Shmuel Fayez'in serbest bırakılması karşılığında Filistinli Esir Mahmud Bekir Hicazi serbest bırakıldı.

(AA)

14 Mart 1979

İsrail ile FKÖ arasında, örgütün fraksiyonlarından Halk Cephesi-Genel Komutanlık tarafından 5 Nisan 1978'de esir alınan İsrail askeri Abraham Amram'ın serbest bırakıldığı “Martı” adı verilen takas. Bu anlaşma çerçevesinde İsrail, 12'si kadın olmak üzere birçok Filistinli gruptan 76 esiri serbest bıraktı.

Şubat 1980

İsrail hükümeti, Fetih hareketi tarafından gözaltına alınan İsrail Dış İstihbarat Servisi (Mossad) için çalışan Ürdün vatandaşı Emine Davut el-Müftü’ün serbest bırakılması karşılığında Filistinli esir Mehdi Bsiso'nun serbest bırakılmasına karar verdi. Değişim, Uluslararası Kızılhaç Komitesi gözetiminde Kıbrıs'ta gerçekleşti.

23 Kasım 1983

İsrail hükümeti ile Fetih arasında varılan anlaşma uyarınca, İsrail'in Güney Lübnan'daki "Ensar Gözaltı Merkezi"ndeki 4 bin 700 Filistinli ile Lübnanlı tüm esirler ve İsrail hapishanelerindeki 65 esiri serbest bırakması karşılığında 6 İsrailli asker serbest bırakıldı.

20 Mayıs 1985

İsrail, FHKC ile Celile Operasyonu adı verilen bir değişim gerçekleştirdi. Bu operasyonda, FHKC’nin elindeki 3 İsrail askeri karşılığında 1155 Filistinli ve Lübnanlı esir serbest kaldı.

1997'de Şeyh Ahmet Yasin serbest bırakıldı

Ürdün'de 1997'de dönemin Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal'e yönelik başarısız bir suikast girişiminin ardından 2 Mossad ajanının serbest bırakılmasına karşılık Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin ve 2 arkadaşı salıverildi.

Ekim 2009

İsrail, 25 Haziran 2006'da Filistinli direniş grupları tarafından esir alınan İsrailli asker Gilad Şalit'i gösteren 2 dakikalık bir video klip karşılığında Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki 20 Filistinli esiri serbest bıraktı.

11 Ekim 2011

Hamas'ın “Özgürlüğe Sadakat”, Tel Aviv'in ise “Kapanış Zamanı” olarak adlandırdığı süreçte İsrail'in 1027 Filistinli esiri, Hamas'ın da asker Şalit'i serbest bırakmasıyla sonuçlanan büyük bir esir değişimi gerçekleşti.



Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.


Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.