Alman felsefeci Habermas'ın da imzaladığı Gazze bildirisine yanıt geldi: İnsan onuru herkes için geçerlidir

Yeni mektup, aralarında Türk akademisyenlerin de yer aldığı 107 kişinin adını taşıyor

İsrail yönetimi, Hamas'la yarın başlayacak 4 günlük ateşkes anlaşması yaparken, bunun "savaşın sonlanacağı" anlamına gelmediğini bildirmişti (Reuters)
İsrail yönetimi, Hamas'la yarın başlayacak 4 günlük ateşkes anlaşması yaparken, bunun "savaşın sonlanacağı" anlamına gelmediğini bildirmişti (Reuters)
TT

Alman felsefeci Habermas'ın da imzaladığı Gazze bildirisine yanıt geldi: İnsan onuru herkes için geçerlidir

İsrail yönetimi, Hamas'la yarın başlayacak 4 günlük ateşkes anlaşması yaparken, bunun "savaşın sonlanacağı" anlamına gelmediğini bildirmişti (Reuters)
İsrail yönetimi, Hamas'la yarın başlayacak 4 günlük ateşkes anlaşması yaparken, bunun "savaşın sonlanacağı" anlamına gelmediğini bildirmişti (Reuters)

Alman felsefeci Jürgen Habermas'la birlikte üç akademisyenin daha imza attığı İsrail yanlısı bildiriye tepki gösteren akademisyenler karşı mektup yayımladı.

ABD'deki Columbia Üniversitesi'nden tarihçi Adam Tooze, Yale Üniversitesi'nden Samuel Moyn ve New School for Social Research'den (NSSR) Nancy Fraser gibi önemli isimlerin kaleme aldığı mektupta, İsrail yanlısı bildiri eleştirildi.

Adı Frankfurt Okulu ekolüyle anılan Habermas, başyapıtı kabul edilen İletişimsel Eylem Kuramı'nı (Theorie des kommunikativen Handelns) 1981'de yayımlamıştı (AFP)
Adı Frankfurt Okulu ekolüyle anılan Habermas, başyapıtı kabul edilen İletişimsel Eylem Kuramı'nı (Theorie des kommunikativen Handelns) 1981'de yayımlamıştı (AFP)

NSSR'ye bağlı Public Seminar adlı internet sitesinde dün yayımlanan mektupta, Alman akademisyenlerin bildirisindeki Yahudilerle dayanışma çağrısının, Filistinlileri ve Almanya'daki Müslümanları kapsamamasına tepki gösterildi. Mektupta şu ifadeler yer aldı: 

Bildiride insan onuruna dair dile getirilen endişeler, Gazze'de ölüm ve yıkımla karşı karşıya olan Filistinli sivilleri de kapsayacak biçimde ifade edilmemiştir. Aynı şekilde bu endişeler, Almanya'da yükselen İslamofobiye maruz kalan Müslümanları da işin içine dahil etmiyor. Dayanışma, insan onuru ilkesinin tüm insanlar için geçerli olması gerektiği anlamına gelir. Bu da silahlı çatışmalardan etkilenen herkesin acılarını tanımamızı ve göz önünde bulundurmamızı zorunlu kılar.

Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi'nden Hint kökenli feminist felsefeci Amia Srinivasan ve Fransa'daki Collège International de philosophie'den Cécile Malaspina'nın da imzasını taşıyan mektupta, Alman felsefecilerin bildirisinde İsrail'in soykırımla suçlanmasına karşı çıkılması da eleştirildi.

Mektupta, İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin uluslararası hukuka göre soykırım olarak nitelenip nitelenemeyeceğine dair tartışmanın sürdüğüne dikkat çekilerek, bu mesele netleştirilene kadar tartışmanın devam etmesi gerektiği ifade edildi.

Yeni mektupta, yukarıda adı geçen 5 kişinin yanı sıra 102 akademisyenin daha imzası var. Bu kişiler arasında Boğaziçi Üniversitesi'nden Volkan Çıdam ve Cambridge Üniversitesi'nden Esra Özyürek de yer alıyor.

94 yaşındaki Habermas'la birlikte Almanya'daki Goethe Üniversitesi'nden Nicole Deitelhoff, Rainer Forst ve Klaus Günther'in imzasını taşıyan "Dayanışma İlkeleri: Bir Açıklama" adlı bildiriyse 13 Kasım'da yayımlanmıştı. 

Bildiride, Hamas militanlarının "Yahudileri ortadan kaldırmak niyetiyle" saldırıları başlattığı savunulmuştu. Akademisyenler, II. Dünya Savaşı'ndaki "Nazi döneminin kitlesel suçlarına" işaret ederek, İsrail'in karşı saldırılarının Almanya'daki Yahudi düşmanlığı eylemlerini haklı çıkarmadığını da öne sürmüştü. 

Independent Türkçe



ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
TT

ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, İran'a askeri saldırılar başlattığı için yaklaşık bir ay önce ülkeden tahliye ettiği diplomatlarının Irak'a dönmesine izin verdiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararın nedenlerini açıklamadı, ancak böyle bir hareket genellikle ABD'nin çatışma riskini düşük gördüğünü gösterir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün gazetecilere yaptığı açıklamada “geçici olarak Irak dışında bulunan personelin kademeli olarak hem Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine hem de Kürt şehri Erbil'deki ABD Konsolosluğuna dönmeye başlayacağını” söyledi. Ancak bakanlık Amerikalılara hala Irak'a seyahat etmemelerini tavsiye ettiğini vurguladı.

ABD 22 Haziran'da, Irak'taki zorunlu olmayan personelinin ülkeyi terk etmesini emretti. Bu karar, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesisi yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalamaya başlamasından saatler sonra alındı. İran, ABD'nin bombardımanına ABD'nin Katar'daki el-Udeyd üssüne füze atarak karşılık verdi ve Trump bu hareketin Tahran ile Washington arasında koordine edildiğini açıkladı.

Diplomatları döndürme kararı, Irak'ın Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarını hedef alan bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından geldi.

Geçtiğimiz haftalarda bölgede, kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği bir dizi İHA saldırısı yaşandı. KBY ve Bağdat'taki federal hükümet, Kürt sahalarından elde edilen ihracat gelirlerinin kontrolü için rekabet ediyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye Irak hükümeti dün, özerk Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Washington'da konuşan ABD'li yetkili, Irak'ın istikrarını ve ekonomik geleceğini tehdit eden Irak petrol sahalarını hedef alan saldırıları kınadı. Bruce, "Irak hükümetinin topraklarını ve tüm vatandaşlarını koruması görevidir" dedi.