Scholz'un bir gazetecinin İtalya Başbakanına yönelttiği soruya tepkisi sosyal medyada gündem oldu

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un İtalyan mevkidaşı Giorgia Meloni ile düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin konuk başbakana Almanya'daki bütçe krizine ilişkin sorusuna "gözlerini devirerek" verdiği tepki sosyal medyada gündem oldu

Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Berlin'de bir araya geldi (AA)
Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Berlin'de bir araya geldi (AA)
TT

Scholz'un bir gazetecinin İtalya Başbakanına yönelttiği soruya tepkisi sosyal medyada gündem oldu

Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Berlin'de bir araya geldi (AA)
Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Berlin'de bir araya geldi (AA)

Başbakan Scholz ve Meloni dün başkent Berlin'de Almanya-İtalya Hükümetlararası İstişare Toplantısı çerçevesinde ortak basın toplantısı düzenledi.

İki liderin İtalya ve Almanya arasında imzalanan ve iki ülke arasında işbirliğini attırılmasını öngören eylem planına ilişkin bilgi verdiği toplantıda Başbakan Scholz'un, bir gazetecinin İtalya Başbakanı Meloni'ye "Almanya'da bütçe krizi yaşanıyor. Uluslararası ekonomik finansmana ilişkin ikili desteklerden bahsettiniz. İtalya açısından Almanya bu hususta hala güvenilir bir ortak mıdır?" şeklinde soru sorması üzerine, "gözlerini devirerek" tepki vermesi dikkat çekti.

Scholz’un bu tepkisi bazı gazetelerde ve sosyal medyada gündem oldu.

Almanya'daki bütçe krizi

Almanya Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim'de, Alman koalisyon hükümetinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminden (2021 bütçesinden) kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar vermişti.

Kararın ardından Alman federal hükümeti tartışmalı bütçe konusunda zor kararlarla karşı karşıya kaldı.

Karar, hükümetin, artık ek olarak, 60 milyar avroyu da hesaba katmasını ve vergi artışlarında hükümet ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle iklim teşvikleri dahil başka yerlerdeki harcamaları kısmayı gerektirecek.

Alman hükümetinin kullanılmayan Kovid-19 salgını fonlarını yeşil projeler ve sanayi desteği için yeniden kullanmasını engelleyen Anayasa Mahkemesi kararı, Alman şirketlerin gelecekteki rekabet gücü ve yurt dışındaki iş kayıplarına ilişkin endişeleri de artırdı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP