İspanya Başbakanı Sanchez, kısa zamanda Filistin devletini tanıyacaklarının işaretini verdi

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, "AB, Filistin devletini tanımazsa İspanya kendi kararını alacaktır." dedi.

AA
AA
TT

İspanya Başbakanı Sanchez, kısa zamanda Filistin devletini tanıyacaklarının işaretini verdi

AA
AA

Belçika Başbakanı Alexander De Croo ve İspanya Başbakanı Sanchez, dün İsrail ve Filistin'de yaptıkları görüşmelerin ardından bugün de Mısır'da temaslarda bulundu.

Mısır'da basına açıklamalarda bulunan Sanchez, İspanya'nın kısa zamanda Filistin devletini tanıyacağının işaretini verdi.

Sanchez, "Uluslararası toplumun ve Avrupa Birliği'nin artık Filistin devletini tanımasının zamanı geldi. Buna değer ve önemli olan bir şey. Bunu AB ile birlikte yapmalıyız ama AB, Filistin devletini tanımazsa İspanya kendi kararını alacaktır." diye konuştu.

Sanchez, geçen hafta İspanya Meclisinde hükümetinin güvenoyu oturumunda yaptığı konuşmada da yeni kurulan hükümetin önceliklerinden birinin Filistin devletinin tanınması olacağını söylemişti.

Bu görüşünü dünkü görüşmesinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya da ileten Sanchez, ayrıca "İsrail'in kendini savunma hakkı olduğunu ancak Gazze'deki insanlık felaketinin acil olarak durdurulması gerektiğini" vurgulamıştı.

"Filistin'de yüzbinlerce insanın çektiği korkunç acılar dehşet verici." ifadesini kullanan Sanchez, İsrail ve Filistin arasında kalıcı ateşkes sağlanması halinde, iki devletli çözüm temeline dayalı uluslararası barış konferansı düzenlenmesi için diplomasi yürütüyor.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Belçika Başbakanı Alexander de Croo ile dün Kudüs'te İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ile ayrı ayrı görüşmüştü.

İsveç 2014'te Filistin'i tanıyan ilk AB üyesi olurken, Polonya, Romanya, Macaristan, Çekya, Bulgaristan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Malta, AB üyelikleri öncesinde bu adımı atmıştı.



Paris'te bir hahama sandalye ile vuran Filistinli tutuklandı

Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
TT

Paris'te bir hahama sandalye ile vuran Filistinli tutuklandı

Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Güney Paris'teki Fransız polisi (Arşiv- Reuters)

Paris polisi, dün bir hahama sandalyesiyle saldırarak Yahudi cemaatinin ve hükümetin öfkesini çeken bir Filistinliyi gözaltına aldı.

Bir polis kaynağı AFP’ye, tutuklunun Neuilly-sur-Seine'deki bir kafenin terasında oturan Haham Eli Lemel'e sandalye fırlatarak saldırdığını ve yüzüne vurduğunu söyledi.

Davaya aşina bir kaynak, onun Almanya'da yasadışı olarak yaşayan bir Filistinli ve eyaletinde seyahat etmesine izin veren bir belgeye sahip olduğunu söyledi.

Elinde bulunan Almanca kimlik belgelerine göre 28 yaşındaki fail Refah doğumlu. Savcılık, ağırlaştırılmış saldırı soruşturması açtığını vurguladı. 

Alninden yaralanan haham, geçen hafta Fransa'nın kuzeybatısındaki Deauville'de de benzer bir olay yaşadığını söyledi. Fransız televizyonuna yaptığı açıklamada, “Sanki... görünüşümüz nedeniyle sınıflandırılıyoruz, bu çok üzücü” dedi. Haham, başında kipa takıyordu ve uzun gri sakalı vardı.

Lemille, dün Paris'in banliyösünde bir kafede otururken kafasına bir sandalye ile vurulduğunu açıkladı. "Kendimi yerde buldum ve hemen kan aktığını hissettim." Dedi.

Olaydan şaşkına döndüğünü ve emin olmadığını, ilk başta bir pencereden veya bir binanın çatısından bir şeyin düştüğünü düşündüğünü, sonra saldırıya uğradığını fark ettiğini söyledi.

Başbakan François Bayrou, "Açıkça bir saldırıydı, çünkü kurbanın fiziksel görünümü... birinin öfkesini, nefretini ve saldırganlığını uyandırdı" ifadesini kullandı.

Başbakan, "toplumun durumunun kamusal tartışmanın radikalleşmesine yol açmasından" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Fransa Yahudi Kurumları Temsilci Konseyi (CRIF), X platformunda "anti-Semitik saldırıyı en güçlü şekilde" kınadı. Konsey Başkanı Elie Corchia, "Din karşıtı eylemlere karşı sıfır tolerans olmalı" dedi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Paris'teki Holokost anıtı, üç sinagog ve bir restoranın mayıs ayı sonunda yeşil renge boyanması, İsrail'de öfkeye, Avrupa'nın en büyük Yahudi topluluğuna ev sahipliği yapan Fransa'da ise sert kınamalara yol açtı.