Hindistan'da çöken tünelde mahsur kalan 41 işçinin kurtarılması için dikey sondaj yapılacak

Hindistan'ın Uttarakhand eyaletindeki yol çalışması sırasında tünelin çökmesi sonucu yaklaşık iki hafta önce mahsur kalan 41 işçi için yürütülen arama kurtarma çalışmaları, yatay sondaj makinesinin bozulması nedeniyle dikey sondaj yöntemiyle sürdürülecek

Hindistan'ın kuzeyindeki Uttarakhand eyaletinde inşaat halindeki tünelin bir kısmının çökmesinin ardından kurtarma ekipleri çalışmaları sürdürüyor (EPA)
Hindistan'ın kuzeyindeki Uttarakhand eyaletinde inşaat halindeki tünelin bir kısmının çökmesinin ardından kurtarma ekipleri çalışmaları sürdürüyor (EPA)
TT

Hindistan'da çöken tünelde mahsur kalan 41 işçinin kurtarılması için dikey sondaj yapılacak

Hindistan'ın kuzeyindeki Uttarakhand eyaletinde inşaat halindeki tünelin bir kısmının çökmesinin ardından kurtarma ekipleri çalışmaları sürdürüyor (EPA)
Hindistan'ın kuzeyindeki Uttarakhand eyaletinde inşaat halindeki tünelin bir kısmının çökmesinin ardından kurtarma ekipleri çalışmaları sürdürüyor (EPA)

Hindustan Times'ın haberine göre, Ulusal Afet Yönetim Kurumu üyesi Syed Ata Hasnain, arama kurtarma ekibinin dikey sondaja hazırlandığını bildirdi.

İşçilerin mahsur kaldığı tünelin üstüne bir platforma makinenin yerleştirildiğini kaydeden Hasnain, 24-36 saat içerisinde dikey sondaj faaliyetlerinin başlayacağını belirtti.

Hasnain, bu kapsamda işçilere ulaşmak için dikey sondaj makinesinin yaklaşık 86 metre kazması ve söz konusu yöntemin yavaş ve incelikle yapılması gerektiğini ifade etti.

Arama kurtarma çalışmalarına katkıda bulunan Avustralyalı tünel uzmanı Arnold Dix, ABD yapımı sondaj makinesinin metal bir kirişe çarpmasının ardından bozulduğunu, onarılamaz durumda olduğunu ve işçilerin kurtarılması için yatay sondajdan farklı yöntemlerin kullanılacağını açıklamıştı.

Eyalet Başbakanı Pushkar Singh Dhami, yatay sondaj makinesinin bozulmasının ardından kurtarma çalışmalarının elle sondaj yöntemiyle devam edeceğini bildirmişti.

Dhami, mahsur kalan işçilerle görüştüğünü, morallerinin yüksek ve durumlarının iyi olduğunu söylediklerini aktarmıştı.

Tünelin çökmesi sonucu mahsur kalmışlardı

Hindistan'da 12 Kasım'da yol çalışması sırasında inşaatı devam eden tünelin bir kısmı çökmüş, mahsur kalan 41 işçiye boruyla oksijen ve yiyecek ulaştırılmıştı.

Kurtarma çalışmaları, 7. gününde sondaj makinelerinin hasar görmesi sonucu kesintiye uğramış, mahsur kalan işçilerle 21 Kasım'da iletişim kurulabilmişti.



Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
TT

Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)

Dörtlü İttifak (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dün, yeni teknolojilerin üretimi için elzem olan kaynakların Çin'in hakimiyetine girmesiyle ilgili endişelerin arttığı bir dönemde, nadir minerallerin arzını istikrara kavuşturmak için iş birliği yapma sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna ve Ortadoğu ile meşgul olan Başkan Donald Trump yönetiminin dikkatini yeniden Asya'ya yöneltmesinin bir parçası olarak dün Avustralyalı, Hintli ve Japon mevkidaşlarını Washington'da ağırladı.

Dört bakan toplantılarının sonunda yaptıkları ortak açıklamada, “tedarik zincirlerinin güvenliğini ve çeşitlendirilmesini sağlamayı amaçlayan ortaklığımızın (...) iddialı bir şekilde genişletilmesinin” bir parçası olarak, nadir metaller alanında ortak bir girişim başlatmaya karar verdiklerini belirttiler. Bakanlar girişim hakkında çok az ayrıntı verdi, ancak amacın, zengin stratejik maden rezervlerine sahip olan Çin'e olan bağımlılığı azaltmak olduğunu açıkça ifade etti.

Açıklamada “Baz metalleri işlemek, rafine etmek ve türev ürünler üretmek için tek bir ülkeye güvenmek, endüstrilerimizi ekonomik baskı, fiyat manipülasyonu ve tedarik zinciri kesintilerine maruz bırakmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca Çin'den ismen bahsedilmedi ancak bakanlar, Güney ve Doğu Çin Denizlerinde “bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden” “tehlikeli ve provokatif eylemlerden duydukları ciddi endişeyi” dile getirdiler.

Dört bakan ayrıca Kuzey Kore'yi “istikrar bozucu füze denemeleri” yaptığı için kınadı ve “tamamen nükleer silahlardan arındırılması” gerektiğini vurguladı. Kuzey Kore'nin nükleer silahı özellikle Japonya için büyük bir endişe kaynağı.

Amerika Birleşik Devletleri Asya-Pasifik bölgesine öncelik vermiş olsa da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve Ortadoğu'da devam eden çatışmalar nedeniyle dikkati büyük ölçüde dağılmış durumda. Dörtlü, öncelikle güvenlik konularının görüşüldüğü bir forum niteliğinde.

Çin foruma defalarca karşı çıktı ve forumu kendi yükselişini engellemeye çalışmakla suçladı. Trump seçim kampanyasında Çin'e karşı sert bir tutum takınacağını vaat etti, ancak göreve geldiğinden beri karışık mesajlar verdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump, haziran ayı başında dünyanın en büyük iki ekonomisinin aralarındaki ticaret savaşını hafifletmeyi amaçlayan bir çerçeve anlaşmaya varmasının ardından, Çin’le ilişkilerini “mükemmel” olarak tanımladı.

Trump'ın bu yıl içinde “Dörtlü” liderler zirvesine katılmak üzere Hindistan'a gitmesi bekleniyor. Trump uzun zamandır Çin'i ABD'nin baş düşmanı olarak tanımlıyordu, ancak iktidara geldiğinden bu yana Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile ilişkilerini övdü.

Hindistanlı ve Japon bakanlar basına yaptıkları kısa açıklamalarda, Çin'in yayılmacı emellerine açıkça atıfta bulunan ve bölgenin diplomatik sözlüğünde yer alan tanıdık bir ifadeyi kullanarak “özgür ve açık bir Hint-Pasifik” ihtiyacını vurguladılar.