İsrail ordusu bir ‘iç çalkalanmayla’ karşı karşıya

Güvenilirliğinin sorgulanması ve Gazze'deki gruplardan birinde isyan çıkması

İki İsrail Savunma Kuvvetleri askeri, 18 Kasım (Reuters)
İki İsrail Savunma Kuvvetleri askeri, 18 Kasım (Reuters)
TT

İsrail ordusu bir ‘iç çalkalanmayla’ karşı karşıya

İki İsrail Savunma Kuvvetleri askeri, 18 Kasım (Reuters)
İki İsrail Savunma Kuvvetleri askeri, 18 Kasım (Reuters)

İsrail ordusu, savaş sırasında nadir görülen bir durumla, itibarıyla ilgili ciddi bir krizle karşı karşıya. Büyük bir tugayda, ‘Hamas militanlarıyla çatışmaktan kaçmak’ suçlamasıyla iki komutanın görevden alınmasından sonra bir isyan yaşanıyor. Basın, orduyu yalan söylemek ve zaferleri abartmakla suçlayarak şiddetli eleştirilerde bulunuyor.

Bir taburdaki asker ve subayların yaklaşık olarak yarısı, aralarından iki bölük komutanının görevden alınmasını protesto olarak göreve dönmeyi reddettiklerini açıkladılar.

Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre İsrail ordusu, Tel Aviv’in kuzey Gazze Şeridi'ne yönelik kara saldırısına karşı koymaya çalışan Filistinli direniş üyeleriyle çıkan şiddetli çatışmaların birinden bölüğün geri çekilmesi üzerine, bir bölük komutanı ve onun yardımcısı olmak üzere iki subayı görevden almaya karar verdi.

Geri çekilmenin nedenin, tugayın çatışmalar sırasında askeri destek ve ateş desteği almaması olduğu ifade edildi. Gazeteye göre, bu ‘istisnai’ olay, müfrezenin savaşçıları ile bağlı olduğu tabur komutanı arasında ciddi bir krize neden oldu. Bu da savaşçıların yaklaşık yarısının, tugayın kararı nedeniyle birliğe geri dönmemesine yol açtı. Tugay bu kararı, tabur komutanının bölük komutanına tercih edilmesi nedeniyle taraflı buldu. El Kassam savaşçıları tarafından pusuya düşürüldüklerinde destek ve hava desteği alamadıklarını söyleyen askeri birlik, işgalci İsrail ordu güçlerini pusuya düşüren onlarca silahlı kişinin önünde geri çekildi. Tabur komutanı ise bölüğe ‘ileri hava desteği sağladığını’ iddia etti.

İsrail ordusundaki subaylar, bölüğün bu göreve atandığında hazırlıklı olmadığını ve (Gazze bölgesinde) dinlenmeden sürekli askeri faaliyette bulunduktan sonra göreve kötü bir şekilde gönderildiğini belirtti.

Görsel kaldırıldı.
Cumartesi günü Mısır'a girmeden önce Refah geçiş noktasında İsrailli rehineleri taşıyan bir Kızıl Haç arabası (AP)

Öte yandan İsrail medya yıldızları, Hamas hareketinin geçtiğimiz Pazar akşamı İsrailli rehineleri, Gazze şehrinin orta yerinde serbest bıraktığını görünce şok oldu. Channel 13 Israel TV’de çıkan Raviv Drucker'a göre Genelkurmay Başkanı, üst düzey generaller ve ordu sözcüsünün son haftalarda yaptıkları açıklamalarda Hamas'ın tükendiği ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde artık hiçbir şeyi kalmadığı konusunda oybirliğiyle mutabık kaldıklarını ifade ettiler. Kullandığı yer altı tünellerinin büyük bir kısmı ‘yok edildi’ ve artık güçlü bir şekilde faaliyet gösterdiği, tüm sektörü kontrol ettiği ve ‘İsrail ordusuna meydan okuduğu’ görülüyor.

Drucker, “Hemen tedavi edilmesi gereken bir sorun var. Aramızda ve ordu arasında. Netanyahu ile sorunum yok, o yalan söylemesi ile bilinir. Ama orduya, bizimle böyle davranması yasak” dedi.

Görsel kaldırıldı.
İsrail, orada rehine bulma umuduyla Gazze'deki hastanelere ulaşmaya çalıştı (Reuters)

Danny Kushmaro, Channel 12'de “Bugün, ordumuzdaki çok sevdiğimiz komutanların bize gerçeği söylemediğini öğrenmek acı verici ve üzücü. Hamas'ı kuzeyde yok ettiğimizi söylediler, ama ordu ile karşı karşıya kalan sert direniş özellikle kuzeyden geliyor. Bize Gazze'nin elimize geçtiğini söylediler, ama Hamas hala Gazze'nin kalbinde güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor. Hatta bize güçlü bir tokat attı, çünkü rehineleri orada tuttuğu veya oraya taşıdığı ve onları İsrail ordusunun işgal ettiği bölgelerin yakınında yürüttüğü ortaya çıktı. Burada utanması gereken insanlar var" dedi.

Görsel kaldırıldı.
Gazze Şehri'ndeki Şifa Hastanesi kompleksinde tünel açıklığı olduğunu söyledikleri yerin yakınında duran İsrail askerleri (Reuters)

Öte yandan Channel 13'ün askeri muhabiri Or Heller’in, Gazze Şeridi ile Mısır’daki Sina bölgesi arasında İsrailli rehinelerin İran veya Yemen'e nakledilmesine yol açabilecek tünellerin varlığı olasılığına ilişkin soruları gündeme getirmesi bir bomba gibi düştü. Heller, İsrailli kaynakların kendisine üst düzey Hamas yetkililerinin ateşkesten yararlanarak rehinelerle birlikte tünellerden kaçma ihtimaline ilişkin İsrail'de güvenlik endişeleri olduğu bilgisini aldığında şok olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Channel 13’ten aktardığı habere göre Heller, “Hamas'ın yer altı tünel ağının İsrail'in savaş arifesinde düşündüğünden daha önemli, daha sofistike ve daha karmaşık olduğu artık açık. Bu tünellerin, İsrail'in yoğun bombardımanından zarar görmediği ve hatta Refah bölgesindeki Philadelphi Koridoru’nda, Hamas liderlerinin İsrailli rehineler, özellikle de tutuklu askerler eşliğinde Gazze Şeridi'nden kaçmak ve Sina'ya gitmek için kullanabileceği tüneller olduğu iddia ediliyor. Oradan İran, Yemen veya Lübnan gibi onları almayı kabul eden bir ülkeye doğru devam ediyorlar. Böyle bir senaryo savaşın seyrini tersine çevirir” dedi.

Görsel kaldırıldı.
İsrailli bir asker Gazze Şeridi sınırında bir tankı temizliyor, 25 Kasım (AP)

Nahum Barnea, Yediot Ahronot gazetesinin geçtiğimiz Pazar günkü manşetinde orduyu sorgulayan ve İsrail seçkinleri arasında hararetli tartışmalara yol açan bir başyazı yayınlamıştı. Barnea "Hamas, şantaj yapma veya asılsız iddialarda bulunma konusunda hiçbir sorunu olmayan, kriminal bir terör örgütüdür. Ancak ben savaşın başından beri İsrail'deki ‘üst düzey bir siyasi kaynak’ ya da ‘üst düzey bir güvenlik kaynağı’ tarafından ortaya atılan iddialara bile şüpheyle yaklaşmayı öneriyorum. Hükümetteki forumlar, savaşa paralel olarak hem kişisel hem de siyasi olarak hayatta kalma mücadelesi veriyor” ifadelerini kullanmıştı.

Bilindiği üzere, İsrail'de hükümeti ve gerçekleri söylemekten kaçınan başkanına şüphe duymak sorun değildir. Ancak orduya şüphe duymak başka bir meseledir ve alışılmadık bir durumdur. Sadece birkaç gün önce, Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü, akademik bir anketin sonuçlarını yayınladı. Bu anket, İsrail halkının savaşın başında kaybettiği orduya olan güvenini yeniden kazandığını gösterdi. Orduyu güvenilir bulanların oranı yüzde 90'a ulaştı. Ordu sözcüsü Daniel Hagari için de durum hemen hemen aynı (yüzde 86).



Trump’tan göçmenlere sosyal medya takibi talimatı

12 Mart'ta protestocular Mahmud Halil'in yargılandığı mahkemenin etrafında (AFP)
12 Mart'ta protestocular Mahmud Halil'in yargılandığı mahkemenin etrafında (AFP)
TT

Trump’tan göçmenlere sosyal medya takibi talimatı

12 Mart'ta protestocular Mahmud Halil'in yargılandığı mahkemenin etrafında (AFP)
12 Mart'ta protestocular Mahmud Halil'in yargılandığı mahkemenin etrafında (AFP)

Donald Trump yönetimi, ABD'deki yasal statülerinin reddine gerekçe olabilecek "Yahudi düşmanı faaliyetler" için göçmenlerin sosyal medya hesaplarını "derhal" inceliyor.

Çarşamba günkü nota göre ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Servisi, göçmenlik yardımı taleplerini incelerken "sosyal medyadaki Yahudi düşmanı faaliyetler" ve "Yahudi bireylerin fiziksel tacizi" diye adlandırdığı şeyleri "dikkate alıyor".

Kuruma göre, "Bu durum yasal daimi ikamet statüsü için başvuran yabancıları, yabancı öğrencileri ve Yahudi düşmanı faaliyetlerle ilişkili eğitim kurumlarına bağlı yabancıları derhal etkileyecek."

Ajans, "bir yabancının Yahudi düşmanı terörizmi, Yahudi düşmanı terör örgütlerini veya diğer Yahudi düşmanı faaliyetleri onayladığını, benimsediğini, teşvik ettiğini veya desteklediğini gösteren sosyal medya içeriğini olumsuz bir faktör olarak" inceleyeceğini söyledi. Kılavuz "derhal yürürlüğe girecek".

Yönerge, Filistin'i savundukları için yüzlerce uluslararası öğrenci ve öğrenci aktivistinin öğrenci vizelerinin iptal edilmesinin yanı sıra bir dizi üst düzey isme yönelik tutuklama ve sınır dışı etme tehdidinin ardından geldi.

Trump yönetimi prestijli üniversitelerdeki kampüs aktivizmine odaklanıyor. İsrail'in Gazze'deki savaşı, üniversitelerde ABD'nin İsrail'in yıkımına verdiği desteği sonlandırmasını talep eden gösteri dalgasına ve protesto kamplarına sebep oldu.

Trump, eleştirmenlerin gösterileri Yahudi düşmanlığı ve Hamas'a destekle bir tutarak Gazze ve Filistin'i destekleyen konuşmaları engellemek için kullanılmasından korktuğu iki kararname imzaladı.

Bu kararnamelerden biri, ABD'nin yurttaş olmayanların "belirlenmiş yabancı teröristleri ve ulusal güvenliğe yönelik diğer tehditleri savunmamalarını, yardım etmemelerini veya desteklememelerini" sağlama politikasını ilan ediyor. Bir başka başkanlık kararnamesinin bilgi notundaysa "Hamas sempatizanlarının sınır dışı edilmesi ve öğrenci vizelerinin iptal edilmesi" vaadiyle birlikte "solcu, Amerikan karşıtı kolej ve üniversitelerdeki Yahudilere karşı ırkçılığın soruşturulması ve cezalandırılması" için "acil eylem" sözü veriliyor.

Çarşamba günkü talimat, Dışişleri Bakanlığı'nda geçen ay uygulamaya konan benzer bir tedbirin ardından geldi.

Dünyanın dört bir yanındaki konsolosluklara gönderilen bir bilgi notu, yabancı öğrenciler ve öğrenci değişim ziyaretçileri için sosyal medyanın incelenmesi çağrısında bulunuyor. Bilgi notunda Birleşik Devletler'e karşı 'düşmanca tutumlar' sergileyenlerin vizelerinin reddedilebileceği de belirtiliyordu.

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 28 Mart'ta yaptığı açıklamada 300'den fazla öğrenci vizesinin bu kriterlere göre iptal edildiğini söyledi.

İç Güvenlik Bakanlığı'nın halkla ilişkilerden sorumlu sekreter yardımcısı Tricia McLaughlin, çarşamba günü yaptığı açıklamada "Amerika Birleşik Devletleri'nde dünyanın geri kalanının terörist sempatizanlarına yer yok ve onları kabul etme ya da burada kalmalarına izin verme yükümlülüğümüz bulunmuyor" dedi.

Independent Türkçe