Fransa Adalet Bakanı, Thomas'ın ölümünü şiddeti körüklemek için kullanan aşırı sağcıları uyardı

Fransa Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti, şiddet olayları çıkarmak için 16 yaşındaki Thomas'ın bıçaklanarak öldürülmesini kullanan aşırı sağcıları uyardı

Eric Dupond-Moretti (AA)
Eric Dupond-Moretti (AA)
TT

Fransa Adalet Bakanı, Thomas'ın ölümünü şiddeti körüklemek için kullanan aşırı sağcıları uyardı

Eric Dupond-Moretti (AA)
Eric Dupond-Moretti (AA)

Le Figaro'nun haberine göre, dün Ulusal Meclis'te 18 Kasım'da bıçaklanarak öldürülen Thomas isimli genç için saygı duruşunda bulunuldu.

Kürsüye çıkan Adalet Bakanı Dupond-Moretti, gencin ölümünden sonra aşırı sağcıların sokaklarda şiddet olaylarını organize etmeleri konusunda Marine Le Pen'in partisi Ulusal Birliğe (RN) yüklendi.

Bakan Dupond-Moretti, "İnandırıcı olmak için, temizlik yapın." diyerek RN'yi "ırkçıları, Yahudi karşıtlarını ve kimlikçileri" saflarından çıkarmaya çağırdı.

Bakan'ın sözlerine tepki gösteren RN milletvekilleri oturumu terk etti. Le Pen, partisine yönelik suçlamalar karşısında "Adalet Bakanı'nın kendilerine hakaret etmesine kayıtsız kalmayacaklarını" ve şikayette bulunacaklarını duyurdu.

Aşırı sağcılar farkı kentlerde sokaklara inmişti

Thomas’ın öldürüldüğü Drome bölgesine bağlı Romans-sur-Isere'de demir sopalar ve havai fişek taşıyan yaklaşık 60 kişilik aşırı sağcı grup "İslam Avrupa dışına" sloganları atarak yürüyüş yapmıştı. Bölgede bazı camilere de tehdit mesajları gönderilmişti.

Kentte yaşanan şiddet olaylarında rolü olan 6 kişi, 6 ila 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Romans-sur-Isere'in ardından Rennes kentinde de aşırı sağcılar "Fransa Fransızlarındır" sloganları atarak yürüyüş yapmıştı.

Lyon'un da 5'inci bölgesinde aşırı sağcılar gösteri yapmıştı. Sosyal medyada yayılan görüntülerde, "Göç öldürür" yazılı pankartlar taşıyan kişilerin, "İslam Avrupa dışına" ve "Thomas için" sloganları attığı yer almıştı. Polisin müdahale ettiği gösterilerde 8 aşırı sağcı gözaltına alınmıştı.

Muhalefet milletvekilleri, bu grupların çeşitli kentlerde baskın düzenleme girişimini eleştirerek medyayı ve siyasetçileri aşırı sağı cesaretlendirmekle suçluyor.

Siyasiler, aşırı sağcıların, Müslümanlara yönelik nefreti körüklemeye çalıştığına işaret ediyor.

Olay

Crepol köyü sakinleri 18 Kasım gecesi kış balosu için belediye binasında toplanmış, balo salonunda bilinmeyen nedenle çıkan kavgada 16 yaşındaki Thomas bıçaklanarak öldürülmüş, 18 kişi yaralanmıştı.

Yetkililer, 400'den fazla kişinin bulunduğu salonu basan ve çok sayıda kişiyi yaralayan saldırganların siyasi ya da dini bir gerekçeyle hareket etmediğinin değerlendirildiğini belirtmişti.

Valence Savcılığı olaya ilişkin soruşturma başlatmıştı. 9 şüpheli, "cinayet" ve "toplu halde cinayete teşebbüs" suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 6'sının tutuklu yargılanmasına karar verilmişti.

Valence Savcılığı, gözaltına alınanlar arasında 20 yaşındaki bir Fransız'ın, Thomas'ın ölümünde ana şüpheli olduğunu bildirmişti.

Gencin ölümünün ardından aşırı sağcılar farkı kentlerde sokaklara inerek şiddet olayları başlatmıştı.



Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.


Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
TT

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin özel kalem müdürü Andriy Yermak’ın konutunda arama gerçekleştirdiğini açıkladı.

Kuruma göre, cuma günü yapılan bu baskın devam eden bir soruşturmayla bağlantılı. Zelenskiy yönetimi son aylarda ciddi yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Andriy Yermak, soruşturmayı yürüten müfettişlerle tam iş birliği içinde olduğunu söyleyerek, aramanın kendi dairesinde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Yermak, Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, “Müfettişlerin önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ben de kendileriyle tam iş birliği içindeyim” dedi


Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)
TT

Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)

İnsan hakları aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi, ikiz oğullarına gönderdiği doğum günü mesajında, dün İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etmesini kalıcı olarak yasakladığını duyurdu.

53 yaşındaki Muhammedi, geçen aralık ayında sınırlı sağlık izniyle serbest bırakılmadan önce üç yıldan fazla hapis yattı. Hukuk ekibi, Muhammedi'nin her an tekrar tutuklanıp cezaevine geri dönebileceği ve ülkeden ayrılamayacağı konusunda uyardı.

İkiz oğulları Kiana ve Ali Rahmani'ye 19. doğum günlerinde yazdığı mektupta, "Size gelebilmek için pasaport başvurusunda bulundum" diye yazmıştı. Ancak, on yıldan uzun süredir görmediği oğullarına yazdığı mektupta, "İslam Cumhuriyeti iki tür seyahat yasağı çıkardı ve uyguladı; bunlardan biri kalıcı seyahat yasağı" diye ilave etti.

Kiana ve Ali, hapiste uzun süre kalmış, tanınmış bir İranlı aktivist olan babaları Taghi Rahmani ile birlikte Paris'te yaşıyor.

Muhammedi, İslam Cumhuriyeti'nde insan hakları mücadelesi nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi gözetiminde iken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestoları da güçlü bir şekilde destekledi.

Mektubunda, "İran yetkilileri belgelerimize 'kalıcı' damgasını vururken, kendileri her gün İran halkının eliyle gelecek kaçınılmaz çöküş korkusuyla yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Muhammedi'ye yönelik yasağın ne zaman ve hangi koşullar altında uygulandığı henüz netlik kazanmadı.

İki oğlu 2023'te Oslo'da onun adına Nobel Barış Ödülü'nü kabul etti ve çocuklarını 11 yıldır görmedi. En son Kasım 2021'de tutuklanan Muhammedi, son on yılın çoğunu parmaklıklar ardında geçirdi. Ancak serbest bırakıldıktan sonra da yetkililere meydan okumaya devam etti ve uluslararası etkinliklerde zorunlu başörtüsü takmayı reddetti.