İsrail Lübnan sınırını taciz ediyor

UNTSO Başkanı hükümetin 1701 sayılı kararın uygulanmasındaki rolünü övdü

İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Meys el-Cebel’de düzenlediği bombalı saldırının bir ev ve araba üzerindeki etkileri (Reuters)
İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Meys el-Cebel’de düzenlediği bombalı saldırının bir ev ve araba üzerindeki etkileri (Reuters)
TT

İsrail Lübnan sınırını taciz ediyor

İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Meys el-Cebel’de düzenlediği bombalı saldırının bir ev ve araba üzerindeki etkileri (Reuters)
İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Meys el-Cebel’de düzenlediği bombalı saldırının bir ev ve araba üzerindeki etkileri (Reuters)

Bir İsrail füzesi Lübnan sınırındaki sükuneti bozdu ancak Hizbullah, Hamas Hareketi ile İsrail ordusu arasında ilan edilen insani araya bağlı kaldığı için bu durum herhangi bir çatışmaya evrilmedi. Bu sırada, Birleşmiş Milletler (BM) Ateşkes Gözlem Misyonu (UNTSO) Başkanı Patrick Gauchat, Lübnan hükümetinin 1701 Sayılı BM kararının uygulanmasında oynadığı rolü övdü.

Lübnan Başbakanı Necip Mikati, UNTSO Başkanı Patrick Gauchat liderliğindeki bir heyetle görüştü. Söz konusu toplantıda, ateşkesin gözlemlenmesi, ateşkes anlaşmalarının denetlenmesi ve BM’nin bölgedeki diğer barışı koruma misyonlarının görevlerini yerine getirmesine yardımcı olmak gibi UNTSO’nun çeşitli görevlerinin sunumu yapıldı.

Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre Gauchat, toplantıda “1701 Sayılı BM kararının uygulanmasında Lübnan hükümetinin oynadığı rolü överek bunun tüm taraflarca uygulanması için çalışılması gerektiğini” kaydetti.

Bu sırada Hizbullah Merkez Konseyi üyesi Şeyh Nebil Kavuk şöyle bir açıklamada bulundu:

Hizbullah, Gazze’nin en büyük ve ilk zaferini şehitlerinin kanıyla yazmıştır. Bu kanla Gazze’nin yalnız olmadığını ve onu yalnız bırakmayacağımızı tüm dünyaya gösterdik (...) Düşman İsrail, şu anda yenilgiye uğramış ve zayıf bir durumda; öyle zayıf ki, denklemlerdeki herhangi bir şeyi değiştiremeyecek ya da direniş aleyhine herhangi bir kazanım elde edemeyecekler.

Kavuk “Güneydeki direniş operasyonları Lübnan-Filistin sınırı boyunca güvenli bir askeri konum ve mevzi bırakmadı. Irak ve Suriye’deki direniş operasyonları güvenli bir ABD üssü bırakmadı. Yemen’deki direniş de Kızıldeniz’den güvenle geçebilen bir İsrail gemisi bırakmadı. Lübnan, Suriye, Irak, Yemen ve Filistin’deki direnişlerin entegre olması ve iş birliğiyle İsrail, ateş ve yenilgilerle kuşatıldı. Bu katkılarımızla, başarılarımızla ve zaferlerimizle bölgenin geleceğini yaratıyoruz” dedi.

Öte yandan İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee’ye göre Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Lübnan sınırının kuzey bölgesindeki yerel makamların başkanları ile yaptığı görüşmede kendilerine bu bölge sakinlerinin buraya geri dönüşüne yönelik planlamaların yapılacağını bildirerek buradaki durumun savaştan öncekiyle aynı olmayacağını vurguladı.

Halevi şöyle dedi:

Kuzey bölgesindeki sakinleri tahliye ederek zor bir karar verdik. İnsanların buraya geri dönüşü ve zamanlamasını yetkililerle birlikte diyalog yoluyla ve savaşın başlamasından önce burada hakim olan duruma dönemeyeceğimizin bilinciyle planlayacağız. Mücadeleye devam edeceğiz. Kuzey bölgesi de dahil olmak üzere diğer alanlardaki yeni gelişmelerle de ilgilenmeye hazırız.



Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
TT

Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)

Kritik öneme sahip Maya kenti Caracol'un ilk hükümdarı olduğu düşünülen birine ait mezar keşfedildi. Mezarda bulunan eserler dönemin büyük kentleri arasındaki ilişkiye ışık tutuyor.

Maya dünyasının en büyük ve en önemli şehirlerinden Caracol'un nüfusunun zirve döneminde 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak diğer pek çok Maya şehrinde olduğu gibi, bilinmeyen nedenlerle MS 900 civarında çöküşe geçti.

Kalıntıları Belize'de yer alan antik kentin harabelerindeki kazılar en az 40 yıldır sürüyor. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalarda hiçbir kraliyet üyesine ait mezara rastlanmamıştı. 

Kazılara liderlik eden Houston Üniversitesi arkeologları Diane ve Arlen Chase, etkileyici bir keşifle bu durumu değiştirdi. 

İlk kez Caracol'da bir kraliyet mezarı ortaya çıkaran ekip, bunun kentin bilinen ilk hükümdarına ait olduğunu düşünüyor.

Houston Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre Te K'ab Chaak adlı kralın mezarı yaklaşık MS 350'ye tarihlendi. Araştırmacılar tahta 331'de çıkan Te K'ab Chaak'ın hanedanının en az 460 yıl varlığını sürdürdüğünü söylüyor.

Field Museum'dan arkeolog Gary Feinman, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Çok erken bir döneme ait hükümdar buldular, ki bu çok önemli ve bir hanedanın kurucusu olduğu iddia ediliyor" diyerek ekliyor: 

Bu büyük bir bulgu.

Araştırmacılar mezarda bulunan kalıntılara dayanarak Te K'ab Chaak'ın 1,7 metre boyunda ve öldüğünde dişi olmayan yaşlı bir adam olduğunu tespit etti.

Chase çifti kalıntılarla birlikte gömülen seramik kapların tarzından mezarın son derece eski olduğu sonucuna vardı. Kırmızı zincifre mineraliyse, çok yüksek statüye sahip birine ait olduğunu anlamına geliyordu.

Arlen Chase "Eşyalar zincifreyle kaplanmışsa kraliyet ailesinin en üst seviyedeki kişileri sözkonusu demektir" diye açıklıyor.

Ekip mezarda yeşim taşından yapılmış üç set kulak süsü de buldu. Maya elitlerinin kullandığı bu değerli eşyalara pek sık rastlanmıyor. 

ghyjudcfv
Çömlek kaplar üzerinde daha önce görülmeyen tasvirler bulundu (Houston Üniversitesi)

Ayrıca mozaik bir ölüm maskesi de keşfeden araştırmacılar bunun çok daha nadir olduğunu belirtiyor. Chase çifti daha önce sadece bir adet ölüm maskesi bulmuştu.

Arkeologlar mezarda gördükleri çömleklerin de etkileyici olduğunu ifade ediyor. Bu kaplarda Mayaların ticaret tanrısı, bir sinek kuşu ve mızrak tutan bir hükümdarla ona adak adayan kişiler resmedilmişti. Bazılarında maymun, baykuş ve nasua gibi hayvanlar tasvir edilmişti. 

Arlen Chase bazı tasarımlar için "Bunları daha önce hiç görmemiştik" diyor.

Araştırmacılar mezardaki bazı eserlerin, yine MS 350'lere tarihlenen diğer iki Caracol mezarındakilere çok benzediğini söylüyor. Bunlar arasında Meksika'nın orta kesiminden gelen yeşil obsidyen bıçaklar ve mızrak fırlatmak için kullanılan bir alet de vardı. 

Ekip bu aletlerin genellikle Caracol'un 1200 kilometre uzağındaki Teotihuacán kentiyle ilişkilendirildiğini belirtiyor. 

Chase çiftine göre bu durum iki kent arasındaki büyük mesafelere rağmen erken Maya halkının, Orta Meksika topluluklarıyla sanılandan onlarca yıl önce ilişki kurduğuna işaret ediyor. Te K'ab Chak zamanında Teotihuacán'dan Caracol'a yürümek muhtemelen en az 150 gün sürüyordu.

İkili, ellerindeki bulgulara dayanarak kentler arasında ticari ve diplomatik ilişkiler kurulduğunu düşünüyor. Öte yandan bazı uzmanlar net çıkarımlar yapmadan önce daha net kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Live Science, New York Times, Smithsonian Magazine, Houston Üniversitesi