ABD'nin diyalog çağrısını reddeden Kuzey Kore'den "uzaya daha fazla uydu gönderme" tehdidi

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong, ABD'nin diyalog ve diplomasi çağrısını reddederek muhatabını, uzaya daha fazla casus uydu göndermekle tehdit etti

(AA)
(AA)
TT

ABD'nin diyalog çağrısını reddeden Kuzey Kore'den "uzaya daha fazla uydu gönderme" tehdidi

(AA)
(AA)

Kuzey Kore'nin resmi Kore Merkezi Haber Ajansının (KCNA) haberine göre, Kim Yo-jong, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield'in Kuzey Kore'nin uzaya uydu fırlatmasını, "komşularını tehdit eden düşüncesiz, korkunç bir eylem" olarak nitelendirip diyalog çağrısında bulunmasına tepki gösterdi.

Kim Yo-jong, yaptığı açıklamada, ABD'nin diyalog çağrısını reddederek uzaya fazla casus uydu gönderme tehdidinde bulundu.

Kim, "Bağımsız bir ülkenin egemenliği, asla müzakere konusu olamaz ve bu sebeple (Kuzey Kore) ABD ile bu amaçla yüz yüze görüşmeyecek." ifadesini kullandı.

Kuzey Kore'nin egemenlik haklarının gelişimi için çaba sarf etmeye devam edeceğini vurgulayan Kim, tüm BM üyesi ülkelerin de yaptığı gibi herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan ülkesinin de egemenlik haklarını vakur bir şekilde kullanamaya devam edeceğini belirtti.

Kim, Thomas-Greenfield'den, ABD'nin stratejik varlıklarının Güney Kore'de daha sık bulunma sebebini açıklamasını istedi.

Kuzey Kore'nin casus uydu fırlatma girişimleri

Kuzey Kore, 31 Mayıs'ta askeri casus uydu fırlatma girişiminde bulunmuş; deneme, taşıyıcı roket sistemindeki arıza nedeniyle başarısız olmuştu. Pyongyang yönetimi, bu denemeyi yılın ilk yarısındaki "en ciddi hata" olarak tanımlamıştı.

Kuzey Kore, uluslararası kınamalara rağmen kısa sürede uydunun yeniden "doğru şekilde" fırlatılacağını duyurmuştu.

Pyongyang yönetimi, 23 Ağustos'ta da ikinci casus uydu fırlatma denemesi yapmış ancak bunun da başarısız olduğunu açıklamıştı. Kuzey Kore, bu başarısız girişimin ardından ekimde yeniden deneme yapılacağını bildirmişti.

Kuzey Kore, 21 Kasım'da üçüncü kez, güneye doğru casus uydu taşıyan bir roket fırlatmıştı.

Bunun ardından Güney Kore, 22 Kasım'da, Kuzey Kore ile 2018'de imzaladığı ve bölgedeki askeri gerilimi azaltmayı amaçlayan anlaşmanın bazı hükümlerini askıya aldığını açıklamıştı. Kuzey Kore de 23 Kasım'da söz konusu anlaşmayı feshettiğini kaydetmişti.

G7 ülkelerinin dışişleri bakanları, 22 Kasım'da, Kuzey Kore'nin yörüngeye casus uydu taşıyan roket fırlatmasını şiddetle kınamıştı.

BM Güvenlik Konseyi, nükleer programı nedeniyle Kuzey Kore'ye 2006'dan bu yana ekonomik ve askeri yaptırımlar uyguluyor.



Suudi Arabistan ve ABD arasındaki tarihin en büyük askeri anlaşmasının detayları

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)
TT

Suudi Arabistan ve ABD arasındaki tarihin en büyük askeri anlaşmasının detayları

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)

İsa en-Nehari

ABD tarafından dün yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın şahitliğinde iki ülke arasında imzalanan çok sayıda anlaşma çerçevesinde değeri yaklaşık 142 milyar dolar olan bir savunma anlaşması imzalandığı belirtildi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada savunma anlaşmasının ‘tarihin en büyüğü’ olduğu belirtilirken ABD merkezli 10'dan fazla savunma şirketi aracılığıyla Suudi Arabistan'a gelişmiş savaş ekipmanları sağlamayı amaçladığı belirtildi.

Beş temel kategori

Açıklamaya göre bu devasa anlaşma beş ana kategoriden oluşuyor ve bunlardan ilki “Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri’nin ve uzay yeteneklerinin’ geliştirilmesi. Anlaşmanın Suudi Arabistan ve bölge ülkelerinin yıllardır satın almak istediği F-35 savaş uçaklarının satışını içerip içermediği henüz belli değil, ancak bu çabalar ABD'nin İsrail'e niteliksel askeri üstünlüğünü sürdürme taahhüdüyle defalarca kez çatıştı.

Reuters'ın iki kaynaktan aktardığına göre ABD ve Suudi Arabistan, Lockheed Martin tarafından üretilen savaş uçaklarının olası satışını görüştü. F-35'lerin satışı, uygulama zamanlamasını ve bileşenlerini etkileme gücüne sahip olan ABD Kongresi'nin onayını gerektiriyor.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin, Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı'na yakın bir yetkiliye dayandırdığı haberinde Riyad'ın en yeni F-35 savaş uçakları ile milyarlarca dolar değerindeki gelişmiş hava savunma sistemlerini, özellikle hava savunma füzelerinin teslimatının Trump döneminde gerçekleşmesi koşuluyla, satın almak için çaba göstereceği aktarıldı.

Şarku’l Avsat’ın Indpendent Arabia’dan aktardığı habere göre İkinci kategorinin hava ve füze savunması olduğu belirtilen açıklamada bu konuda ayrıntılı bilgi verilmedi. Ancak bu ayın başlarında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suudi Arabistan'a orta menzilli havadan havaya füze satışı için 3,5 milyar dolarlık bir anlaşmayı onayladığı biliniyor. Hava muharebesi alanındaki en gelişmiş füzelerden biri olan AIM-120C-8'in bu versiyonu, daha uzun bir menzile ve karmaşık ortamlardaki hedefleri takip etme kabiliyetine sahipken aktif radar güdümünü destekleyerek savaş uçaklarının düşman savaş uçakları ve insansız hava araçları (İHA) gibi birden fazla hedefe radarı hedefe çevirmeye gerek kalmadan aynı anda saldırabilmesine olanak tanıyor.

Üçüncü kategori, Kızıldeniz'de seyrüsefer güvenliğine yönelik artan güvenlik tehditleri nedeniyle giderek önem kazanan ve ABD'yi bu yıl Husilerin gemilere yönelik saldırılarını durdurmak için askeri müdahalede bulunmaya zorlayan deniz ve kıyı güvenliğini kapsıyor. İki ülke hazırlık ve savaşa hazır olma seviyesini yükseltmek için zaman zaman deniz manevraları ve tatbikatlar yapıyor. Suudi Arabistan ayrıca beş savaş gemisi inşa etmek için İspanya ile iş birliği yaptığı Sarawat Projesi aracılığıyla askeri deniz filosunu genişletmeye çalışıyor.

Dördüncü ve beşinci kategoriler ise sınır güvenliği, kara kuvvetlerinin modernizasyonu ile istihbarat ve iletişim sistemlerinin iyileştirilmesini içeriyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında iki ülke ‘Suudi Arabistan’ın Silahlı Kuvvetleri’nin gelecekteki savunma kabiliyetlerinin modernize edilmesi ve geliştirilmesi’ konusunda bir ‘niyet muhtırası’ imzaladı.

Ziyaret kapsamında ayrıca Suudi Arabistan Ulusal Muhafız Bakanlığı'nın özel kara ve hava sistemlerine yönelik mühimmat, destek hizmetleri, bakım, yedek parça ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir ‘niyet muhtırası’ imzalandı.

İki ülke arasındaki imzalanan anlaşmalar, Suudi Silahlı Kuvvetlerinin kabiliyetlerinin arttırılması için Suudi Arabistan askeri akademilerinin ve askeri sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere kapsamlı eğitim ve destek projelerini kapsıyor.

Çok sayıda anlaşma imzalandı

Savunma anlaşması, enerji, madencilik, sağlık ve havacılık alanlarını kapsayan bazı anlaşmaların imzalanmasının hemen ardından imzalandı. Beyaz Saray'a göre toplam değeri 600 milyar doları aşan anlaşma, iki ülke arasında kayıtlara geçen en büyük ticaret anlaşması oldu.

Suudi Arabistan 2030 yılına kadar askeri teçhizat ve hizmetlere yönelik hükümet harcamalarının yüzde 50'sini yerlileştirmeyi hedefliyor. Askeri harcamalardaki yerlileştirme oranı şimdiye kadar yüzde 19,35'e ulaştı. Ülke, silah anlaşmalarının teknoloji ve bilginin yerelleştirilmesine katkıda bulunmasının yanı sıra askeri sanayide uzmanlaşmış yerel şirketleri desteklemesi gerektiğini vurguluyor.

İstatistik araştırma şirketi Statista'ya göre Suudi Arabistan, 2020 ve 2024 yılları arasında Ukrayna ve Hindistan'ın ardından dünyanın en büyük üçüncü silah ithalatçısı oldu. Aynı zamanda ABD silahlarının en büyük alıcılarından biri olan Suudi Arabistan’ın bu alandaki satın almaları, ABD’nin askeri ihracatının yüzde 12'sini oluşturuyor.

ABD ile Suudi Arabistan arasındaki yaklaşık 142 milyar dolarlık savunma anlaşması, 1980'li yıllarda Suudi Arabistan ile İngiltere arasında yapılan ve yaklaşık 43 milyar dolarla tarihin en büyük silah anlaşması olan Yemame Anlaşması’nı geride bıraktı.