Batı Şeria’da gerilim tırmanıyor

İnsani aranın uzatılması için yoğun çabalar verilirken Blinken, Netanyahu’ya radikal yerleşimcilerin hesap vermesini sağlama çağrısında bulundu

 İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampını bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında dün açık pazarda alışveriş yapan Filistinliler (Reuters)
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampını bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında dün açık pazarda alışveriş yapan Filistinliler (Reuters)
TT

Batı Şeria’da gerilim tırmanıyor

 İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampını bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında dün açık pazarda alışveriş yapan Filistinliler (Reuters)
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Nuseyrat kampını bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında dün açık pazarda alışveriş yapan Filistinliler (Reuters)

İsrail ve Hamas, Gazze Şeridi’ndeki insani arayı yedinci gün de uzatma ve İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklular karşılığında Gazze’de tutulan daha fazla esirin takasına izin verme konusunda anlaştılar.

Bu arada, halihazırdaki insani aranın daha uzun süre uzatılması için yoğun temaslar ve çabalar gerçekleştiriliyor. Bu çabalar arasında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Tel Aviv’e yaptığı ziyarette İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi ve ayrıca Ramallah’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi de yer alıyor. Mısır ve Katar’ın insani arayı iki gün daha uzatma çabası verdiği söyleniyor. Bu çabalar çarşamba günü insani arayı yalnızca bir gün uzatmayı başarmıştı.

Dün akşam Beyaz Saray, Gazze’de Hamas ile İsrail arasındaki insani arayı uzatmak için Katar ve Mısır ile çabalarını sürdürdüğüne dikkat çekti ve daha fazla esirin serbest bırakılması yönündeki umudunu dile getirdi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Koordinatörü John Kirby, “İsrail Hamas’ın izini yeniden sürme kararı aldığında, ABD onu desteklemeye devam edecek” dedi.

Refah Sınır Kapısı’ndan Filistinlilere akaryakıt ve yardım kamyonlarının girişinin dün devam etmesiyle birlikte, takas kapsamında sekiz kadın mahkum, 22 Filistinli erkek ve çocuk dahil olmak üzere toplamda 30 Filistinlinin serbest bırakılması karşılığında 10 İsrailli serbest bırakıldı.

Bu arada Batı Şeria’da tansiyon yükseldi ve İsrail ile Filistinliler arasında yeni bir çatışma cephesinin açılacağı korkusu arttı. Bu, Hamas Hareketi’nin Filistinli silahlı kişiler tarafından Kudüs’te üç İsraillinin öldürülmesi ve altı İsraillinin de yaralanmasının sorumluluğunu üstlenmesinden sonra yaşandı. Ürdün Vadisi bölgesinde araçla yapılan başka bir saldırıda da iki asker yaralandı. Bu sırada tansiyon yükselirken Blinken bölgeye geldi ve İsrail Batı Şeria’da benzeri görülmemiş bir alarma geçti. Kentler kapatıldı, daha fazla askeri kontrol noktası oluşturuldu ve Batı Şeria’nın çoğu bölgesinde gece gündüz İsrail’in insansız hava araçlarını (İHA) kullandığı büyük saldırılar düzenlendi.

Abbas, Gazze Şeridi’nde insani aranın uzatılmasıyla ilgili zorluklarla birlikte savaş hayaleti geri dönmüşken Blinken’den Gazze’de daimî bir ateşkes tesis etmesini istedi. ABD’li bakan da İsrail Başbakanı’na, saldırıları ile Batı Şeria’da zaten patlamaya hazır olan durumu körükleyen radikal yerleşimcilerin hesap vermesini sağlama çağrısında bulundu.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.