Güney Çin Denizi'nde gerilim: Birlikler yüksek alarm durumuna geçti

"ABD bölgesel barış ve istikrarın altını oyuyor"

Amerikan savaş gemisi "Gabriel Giffords" (Arşiv - AP)
Amerikan savaş gemisi "Gabriel Giffords" (Arşiv - AP)
TT

Güney Çin Denizi'nde gerilim: Birlikler yüksek alarm durumuna geçti

Amerikan savaş gemisi "Gabriel Giffords" (Arşiv - AP)
Amerikan savaş gemisi "Gabriel Giffords" (Arşiv - AP)

Çin ordusundan bugün yapılan açıklamada, ABD donanmasına ait bir geminin Güney Çin Denizi'ndeki tartışmalı adacıkların bulunduğu bölgeye yasadışı şekilde girdiği iddia edildi.

ABD donanmasının Çin'in egemenliğini ihlal ettiğini söyleyen ordu sözcüsü, "ABD bölgesel barış ve istikrarın altını oyuyor" ifadelerini kullandı.

ABD donanmasından konuyla ilgili yapılan açıklamada, kıyı muharebe gemisi USS Gabrielle Giffords'un Güney Çin Denizi'ndeki uluslararası sularda rutin seyrini gerçekleştirdiği öne sürüldü.

Açıklamada, "ABD 7. filosu, onlarca yıldır her gün Güney Çin Denizi'nde operasyonlarını sürdürüyor. Bu operasyonlar, açık ve özgür Hint-Pasifik bölgesine olan bağlılığımızı ortaya koyuyor" dendi.

Çin, üzerinde hak iddia ettiği bölgede Filipinler ve ABD'ye ait bazı gemilerin devriye seferleri yapmasına tepki göstermişti.

Çin ordusunun açıklamasında, Amerikan gemisinin Spratly Adaları'nın bir parçası olan İkinci Thomas Resifi yakınlarına kadar girdiği ifade edildi. Açıklamada, olay sırasında Çin birliklerinin yüksek alarma geçirildiği belirtirken, ABD gemisinin de bölgeden çıkana kadar izlendiği aktarıldı.

BM'nin 2016 tarihli kararına göre resif, Filipinler'in münhasır ekonomik bölgesinde yer alıyor.

Pazar günü Filipinler Sahil Güvenlik ekipleri, bölgedeki Çin askeri gemilerinin sayısındaki artışı gerekçe göstererek Güney Çin Denizi'ne iki gemi gönderildiğini açıklamıştı.

Güney Çin Denizi, kıyıdaş ülkelerin İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bağımsızlıklarını kazanmasından bu yana egemenlik ihtilaflarına konu oluyor.

Çin, ilk kez 1947'de yayımladığı haritayla Güney Çin Denizi'nin yüzde 80'inde egemenlik iddiasında bulunmuştu. Filipinler, Vietnam, Brunei ve Malezya gibi kıyı komşusu ülkeler de bölgede hak iddia ediyor.

İlk olarak sığ kayalıkları yapay adacıklara çeviren Pekin, daha sonra bunları ABD ordusuna sorun teşkil edecek şekilde füze ve radar sistemleriyle donatılmış askeri üslere dönüştürmüştü. 

Çin'in bölgedeki ihtilaflı adalarda askeri üsler inşa etmesi ve sivil gemi filolarını uzun süreli bulundurmasına bölge ülkelerinin yanı sıra ABD de karşı çıkıyor.

ABD'nin de son dönemde Çin'in artan varlığına karşı bölgede "Seyrüsefer Serbestisi Operasyonları (FONP)" adını verdiği askeri devriye ve seyir faaliyetlerini artırdığı gözleniyor.



Rusya, "İran nükleer" çıkmazının çözümüne katkıda bulunmaya hazır olduğunu dile getirdi

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)
TT

Rusya, "İran nükleer" çıkmazının çözümüne katkıda bulunmaya hazır olduğunu dile getirdi

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)

Rusya, İran ve ABD'nin diplomatik ilişkilerinde çıkmaza girmesinin ardından, özellikle uranyum zenginleştirme konusunda tarafların kırmızı çizgilerini korumaya devam etmeleri üzerine, bu çıkmazdan çıkılması için belirleyici bir rol oynamaya hazır olduğunu açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan son telefon görüşmesi, Moskova ve Washington'un İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engelleyecek bir formül bulmaya önem verdiğini gösterdi.

Gelecekteki herhangi bir nükleer anlaşma, Rusya'nın daha önce 2015 nükleer anlaşmasında üstlendiği ve tekrarlayabileceği bir görev olan İran'ın fazla uranyumunun elden çıkarılması gibi teknik çözümler gerektiriyor. Tahran ayrıca anlaşmayı güvence altına almak ve gelecekte ABD'nin çekilmesini önlemek için Moskova ve diğer ülkeleri de sürece dahil etmeye çalışıyor.

Putin'in yakında Tahran'ı ziyaret etmesi planlanıyor. Analistlere göre bu ziyaret, gelecekteki herhangi bir nükleer anlaşmada Rusya'nın tutumunu koordine etmek için fırsat oluşturacak.