Henry Kissinger'ın Güneydoğu Asya'daki karanlık mirası

Milyonlarca kişinin hafızasında ABD'nin Vietnam Savaşı sırasında Laos ve Kamboçya'nın geniş bölgelerini bombaladığı görüntüler yer alıyor.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger (AFP)
Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger (AFP)
TT

Henry Kissinger'ın Güneydoğu Asya'daki karanlık mirası

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger (AFP)
Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger (AFP)

Amerikalı diplomat Henry Kissinger hakkında konuşmalar devam ederken ölümü de Güneydoğu Asya'da acı dolu anıları canlandırdı.

Kissinger'ın realpolitik gücü, ABD Başkanları Richard Nixon ve Gerald Ford'un Dışişleri Bakanı olduğu dönemde ortaya çıktı.

Güneydoğu Asya'da milyonlarca kişi, ABD'nin Vietnam Savaşı sırasında Laos ve Kamboçya'nın geniş bölgelerini bombaladığını, saldırıların Kissinger ve Nixon tarafından emredildiğini hatırlıyor.

Altı yaşındayken ailesiyle birlikte Laos'tan kaçan Syra Kulabdara, "Kissinger adını her duyduğumda beynime kan sıçrıyor" diyor.

Bombalama, silahlı hareketleri engellemeye ve Vietnam'dan çekilirken Washington'un elini güçlendirmeye yönelik başarısız bir girişimdi.

Kulabdara, babasının bombalama olayını kendisine "şiddetli yağmur olarak tanımladığını ancak su yerine ateş çıktığını" söylediğini belirtti.

Laos, ABD'nin her sekiz dakikada bir uçak dolusu bombaya eşdeğer olan iki milyon tondan fazla patlayıcı attığı 1964 ile 1973 yılları arasında dünyada en çok bombalanan ülke oldu.

O günden bu yana bu talihsiz ülkede patlamayan mühimmat en az 20.000 kişiyi öldürdü veya yaraladı.

Legacy of War adlı insan hakları örgütünün başkanı KulabdaraYa göre "Laos'taki yaşamı tehdit eden bu sorun, ABD'nin aldığı barbarca kararların doğrudan bir sonucudur ve onun baş mimarlarından biri de Kissinger'dır".

Laos'ta patlamamış bombaların kaldırılmasına yönelik çalışmalar sürüyor.

2006'dan bu yana yaklaşık 47.000 parça patlamamış mühimmatı imha eden Handicap International - Humanitarian and Inclusion'dan Reinier Karabin şöyle konuştu: "Laos, dünyada misket bombasının en çok kirlettiği ülke olmaya devam ediyor. Her gün Laos köylerinin dörtte birinde siviller patlayıcı kalıntıları nedeniyle ölme veya yaralanma riskiyle karşı karşıya kalıyor."

Komşu Kamboçya'da bombalama kampanyası, 1975 ile 1979 yılları arasında yerel bir BM destekli mahkemenin daha sonra soykırım olarak kabul ettiği eylemlerde yaklaşık iki milyon Kamboçyalıyı öldüren Kızıl Kmerler rejiminin yükselişini hızlandırdı.

Eski lider Hun Sen uzun süredir Henry Kissinger'ın savaş suçlarıyla yargılanması yönünde çağrıda bulunuyordu.

Patlamamış mühimmat Kamboçya'nın kırsal kesimlerinde hâlâ yaygın durumda ve son kırk yılda yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne neden oluyor.

Kamboçya Mayın Eylem Merkezi Genel Müdürü Heng Ratana Kissinger ile ilgili şunu söyledi: "Güzel ülkemizi ve barışçıl insanlarımızı bombalama ve her şeyi yok etme kararı Kissinger'ın gerçek mirasıdır."

60 yaşındaki Kamboçyalı Sam, 2014 yılında Kratie Eyaletindeki evinden misket bombasını çıkarmaya çalıştıktan sonra kör oldu, şimdi kollarını kullanamıyor. Sam, hissetikleriyle ilgili şöyle konuştu: "Çaresizim. Önceden ona kızgındım ama şimdi o öldü, bu yüzden Budizm'in bir takipçisi olarak onu affediyorum."

Kimilerinin Kissinger'ın Çin'le yakınlaşmasını Pekin'in bölgede hegemonya kurmasının bir yolu olarak gördüğü Vietnam'da bu Amerikalı diplomat karmaşık bir miras bıraktı.

Kissinger, Vietnam Savaşı'nı sona erdiren müzakereler nedeniyle Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü, ancak çatışma hemen sona ermedi ve Kuzey Vietnamlı mevkidaşı Le Duc Thu ödülü kabul etmeyi reddetti.

Pham Ngoc, Paris Barış Anlaşmaları müzakereleri sırasında Kuzey Vietnam için tercüman olarak görev yaptı ve Kissinger'ı "olağanüstü" bir diplomat olarak tanımlıyor.

88 yaşındaki eski yetkili onunla ilgili şunu söyledi: "O en ikna edici Amerikalı diplomattı."

Vietnam ve Kamboçya hükümetleri, gazetecilerin Kissinger'ın ölümüyle ilgili yorum yapma taleplerine yanıt vermedi.

1965-1973 yılları arasında Hanoi Hava Savunma Bölümü'nde asker olan Tran Quy Tuyen bu Amerikalı diplomatla ilgili şunu söyledi: "O Vietnam halkının çok fazla acı çekmesine katkıda bulundu. Sanırım birçok Vietnamlı onun yıllar önce ölmesi gerektiğini söyleyecektir."



ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
TT

ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin yaptığı açıklamada, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra DEAŞ’ın yeniden büyük bir tehdit oluşturmasını önlemek için ABD'nin Suriye'de asker bulundurmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

Austin, görevden ayrılmadan önceki Associated Press'e (AP) dün verdiği röportajında, özellikle on binlerce eski DEAŞ üyesinin ve aile üyelerinin kaldığı gözaltı kamplarının güvenliğini sağlamak için ABD askerlerine halen ihtiyaç olduğunu vurguladı. Tahminlere göre söz konusu kamplarda 8 bin ile 10 bin arasında DEAŞ üyesi bulunuyor ve bunların en az 2 bini ‘çok tehlikeli’ olarak değerlendiriliyor.

Yaklaşık 50 ortak ülkeyle Ukrayna'ya askeri yardım konusunu görüşmek üzere gittiği Almanya'daki Ramstein Hava Üssü'nde konuşan Austin, “Suriye’nin korumasız bırakılması halinde DEAŞ savaşçılarının yeniden ortaya çıkacağını düşünüyorum” dedi. ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, 2018 yılında ilk başkanlık döneminde Suriye'deki tüm askerleri geri çekme girişiminde bulunmuş, bu durum dönemin Savunma Bakanı Jim Mattis'in istifasına yol açmıştı. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) geçtiğimiz aralık ayı başlarında Esed'e karşı Şam’a doğru ilerlerken Trump sosyal medya hesabından, ABD ordusunun çatışmalardan uzak durması gerektiğini belirten bir paylaşımda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın  edindiği bilgiye göre ABD'nin DEAŞ’la mücadele misyonu kapsamında Suriye'de yaklaşık 2 bin askeri bulunuyor. Bu rakam yetkililerin yıllardır 900 olduğunu söylediği asker sayısından önemli bir artış anlamına geliyor. ABD askerleri 2015 yılında DEAŞ’ın Suriye'nin büyük bir bölümünü işgal etmesinin ardından buraya konuşlandırılmıştı. ABD askerlerinin Suriye’de devam eden varlığı, 8 Aralık'ta Esed rejiminin yıldırım saldırıyla devrilmesi ve ailesinin onlarca yıllık iktidarına son verilmesinin ardından sorgulanmaya başlandı.