Eski İsrail İstihbarat Başkanı Diskin'den Netanyahu'ya "görevi bırak" çağrısı

Eski İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet'in (Şabak) Başkanı Yuval Diskin, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun "görevinden ayrılarak evine gitmesi gerektiğini" belirtti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)
TT

Eski İsrail İstihbarat Başkanı Diskin'den Netanyahu'ya "görevi bırak" çağrısı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)

İsrail'de yayın yapan Kanal 12'in haberine göre, Diskin, "Netanyahu neden derhal evine dönmeli?" başlıklı bir makale kaleme aldı.

"7 Ekim'den bu yana sergilediği davranışlar, Netanyahu'nun neden hemen evine dönmesi gerektiğini çok iyi açıklıyor." değerlendirmesini yapan Diskin, İsrail Başbakanı'nın saldırıların ilk iki haftası boyunca "soğuk, yenilgiye uğramış ve kendi dünyası tarafından mahvedilmiş bir adam" imajı çizdiğini belirtti.

Eski İstihbarat Başkanı, Netanyahu'yu 7 Ekim saldırılarındaki başarısızlığın sorumluluğunu üstlenmeyi reddetmekle suçladığı makalesinde, "Saldırıların ilk şokunu atlattıktan sonra bir gram suçluluk ve sorumluluk hissetmedi, kurbanların aileleriyle zerre kadar empati kurmadı." ifadesini kullandı.

Netanyahu'yu "beden dili soğuk, kibirli ve gerçeklerden kaçan" biri olarak tanımlayan Diskin, hala Hamas'ın elinde İsrailli esirlerin bulunduğu göz önüne alındığında, İsrail Başbakanı'nın koltuğunda kalmasının hiçbir anlamı olmadığını savundu.

Diskin, İsrail Başbakanı'nın ülkenin ihtiyaç duyduğu iyileştirmeler için gerekli olan tevazuya sahip olmadığını, ülke sorunlarının düzeltilebilmesi için yeni bir nefese ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Eski İsrail İstihbarat Başkanı Diskin, "Önümüzdeki seçimlerde yeni, değerli, alçakgönüllü ve her şeyden önemlisi kendini değil halkını seven bir yönetimi seçmeliyiz." diye yazdı.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.