Beyaz Saray: İran silahları veriyor, tetiği Husiler çekiyor

Kızıldeniz'de artan Husi saldırılarının arkasında İran'ın olduğunu savunan ABD yönetimi, bu saldırılar karşısında müttefik ülkelerle Deniz Görev Gücünün kurulmasına ilişkin sürecin devam ettiğini bildirdi

John Kirby (AA)
John Kirby (AA)
TT

Beyaz Saray: İran silahları veriyor, tetiği Husiler çekiyor

John Kirby (AA)
John Kirby (AA)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Beyaz Saray'daki basın brifinginde, Kızıldeniz'deki ticari gemilere yapılan saldırıları değerlendirdi.

Kirby, söz konusu saldırıların arkasında İran'ın olduğunu savunarak "İran silahları veriyor, tetiği Husiler çekiyor" değerlendirmesini yaptı.

Söz konusu saldırıların önlenmesine yönelik çok sayıda müttefik ülkenin, ABD'nin öncülüğünde kurulacak Deniz Görev Gücüne katılma konusunda niyet beyanında bulunduğunu da duyuran Kirby, görüşmelerin sürdüğünü ve yakın zamanda somut gelişmeler olacağını dile getirdi.

Kirby, 39 ülkenin katkı sağlayacağı Deniz Görev Gücünün, Kızıldeniz'deki Husi saldırılarını önlemede çok etkili olacağına inandıklarını vurguladı.

Tahran yönetimi ise "Kızıldeniz'deki saldırılarla bağlantısının bulunduğu ve bu konuda Husilere destek verdikleri" iddialarını reddediyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Yemen’deki Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası “Deniz Görev Gücü” kurulması için görüşmeler yaptıklarını açıklamıştı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) X sosyal medya platformundan yapılan açıklamada da Kızıldeniz'in güneyindeki uluslararası sularda 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiği belirtilmişti.

Açıklamada, Kızıldeniz'in güneyinde ABD donanmasına bağlı "USS Carney" destroyerinin ticari gemilerin yardım çağrısına yanıt verdiği, destroyerin gemilere yardım ederken kendisine doğru ilerleyen 3 İHA'yı düşürdüğü ifade edilmişti.

Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi, 14 Kasım'da televizyondaki konuşmasında, Kızıldeniz'de İsrail gemilerini füze ve İHA ile hedef alabilecekleri tehdidinde bulunmuştu.



Fransa uyardı: Lübnan'da iç savaşın ayak sesleri duyuluyor

Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu (EPA)
Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu (EPA)
TT

Fransa uyardı: Lübnan'da iç savaşın ayak sesleri duyuluyor

Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu (EPA)
Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu (EPA)

Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, dün yaptığı açıklamada, Lübnan'da ateşkesin ‘herkesin ortak güvenliği için bir gereklilik’ olduğunu belirterek, Lübnan’ın çöküşüne ve ‘iç savaşın ayak seslerinin duyulduğuna’ dair uyarıda bulundu.

Bakan, televizyon kanalı LCI’ye yaptığı açıklamada, “Şu anki tutumumuz esas olarak Lübnan'da yakın gelecekte bir iç savaşın patlak vermesi endişesine dayanıyor” dedi.

Fransız Bakan uyarısını yerinden edilenler, mezhepler arası çok güçlü dinamikler ve Hizbullah'ın zayıflamasına atıfta bulunarak destekledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Lecornu, “Lübnan'ın daha da çökebileceğini şimdiden görebilirsiniz” ifadesini kullandı.

Perşembe günü Paris'te yapılması planlanan Lübnan konulu uluslararası konferans, insani konuların yanı sıra Lübnan ordusuna, özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararına rağmen Hizbullah'ın çekilmediği Litani Nehri'nin güneyinde ‘Lübnan'ın egemenliğini garanti altına alacak’ araçların tedarik edilmesini de amaçlıyor.

Öte yandan Lübnan geçici Başbakanı Necip Mikati, söz konusu konferansta ordu ve iç güvenlik güçleri için ‘güvenlik yardımı’ talep etmeyi planladığını açıkladı.

Lecornu, Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü’nü (UNIFIL) hedef alan saldırıyla ilgili olarak ise İsrail ordusunun operasyonlarında ‘her zaman gerekli güvenlik önlemlerini almamış olmasından’ üzüntü duyduğunu belirtti.

Hizbullah'ın UNIFIL birliklerini operasyonları için paravan olarak kullandığının açık olduğunu söyleyen Lecornu, ancak UNIFIL mevzilerinin geçtiğimiz hafta İsrail ordusu tarafından ‘doğrudan hedef alındığının’ altını çizdi.

Fransız Bakan, “Belirli sayıda teröristin etkisiz hale getirilmesiyle elde edilen ve pişmanlık duymayacağımız taktiksel zaferler, orta ve uzun vadede İsrail’in güvenliği için açık bir perspektif sunmuyor” değerlendirmesinde bulundu.