Rusya: NATO ile 3. Dünya Savaşı'na dönüşebilecek doğrudan çatışma tehdidi var

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, ülkesiyle NATO arasında 3. Dünya Savaşı'na dönüşebilecek doğrudan çatışma tehdidinin olduğunu belirtti

(AA)
(AA)
TT

Rusya: NATO ile 3. Dünya Savaşı'na dönüşebilecek doğrudan çatışma tehdidi var

(AA)
(AA)

Medvedev, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın Ukrayna'ya yardımları da içeren 105 milyar dolarlık bütçe talebinin Senatoda reddedilmesini değerlendirdi.

Biden yönetiminin Kongreye "şantaj" uyguladığını ve bunun ABD tarihinde yeni bir şey olmadığını savunan Medvedev, şunları kaydetti:

"Dağılma aşamasında olan küçük bir devlet için bu kadar para daha önce istenmemişti. ABD Başkanı ve aile üyelerini yozlaştıran bir ülke için bu kadar agresif şekilde ve küstahça para istenmemişti. Küba Füze Krizi'nden bu yana Rusya ile NATO arasında 3. Dünya Savaşı'na dönüşebilecek doğrudan çatışma tehdidi hiç bu kadar gerçek olmamıştı."

ABD yönetiminin Ukrayna'daki savaşta "para kazandığını" ileri süren Medvedev, Biden'ın 2024'te yapılacak Devlet Başkanlığı seçimlerini kaybetme ihtimalinin olduğu görüşünü paylaştı.

ABD Kongresinde "Ukrayna'ya yardım" krizi

ABD Kongresinde Ukrayna'ya yardımlar konusunda sert tartışmalar sürerken Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, buna ilişkin 5 Aralık'ta Senato üyelerine vereceği brifingi son dakika iptal etmiş, kararın nedenine ilişkin net açıklama yapmamıştı.

ABD Başkanı Biden, 14 milyar doları İsrail, 61 milyar doları Ukrayna'ya yapılacak yardımları da kapsayan 105 milyar dolarlık bütçe talebinde bulunmuş fakat Senatoda talep reddedilmişti.

Beyaz Saray ve Ukraynalı bazı yetkililer ise ABD'nin Ukrayna'ya yardımları olmadan Rusya ile savaşın kaybedilebileceği uyarısında bulunuyor.



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC