IGAD: Sudan'da çatışan taraflar görüşmeyi kabul etti

Doğu Afrika'da Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD), Sudan'da nisan ortasından beri çatışan ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) liderlerinin birbirleriyle görüşmeyi kabul ettiğini bildirdi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

IGAD: Sudan'da çatışan taraflar görüşmeyi kabul etti

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Sudan'daki krizin görüşülmesi amacıyla Cibuti'de düzenlenen olağanüstü IGAD Zirvesi, sonuç bildirisiyle sona erdi.

Bildiride, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın, koşulsuz ateşkes ve çatışmanın siyasi diyalog yoluyla çözülmesi konusundaki kararlılığına ilişkin kesin güvencesini bildirdiği ve IGAD’ın HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu ile birebir görüşme yapması teklifini kabul ettiği aktarıldı.

IGAD yöneticilerinin, HDK Komutanı Dagalu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdikleri bilgisi paylaşılan bildiride, Dagalu'nun IGAD'ın, koşulsuz ateşkes çağrısını, çatışmanın siyasi diyalog yoluyla çözülmesi ve Burhan ile bireysel görüşmeler yapılması yönündeki önerilerini kabul ettiği belirtildi.

Bildiride, devam eden çatışmanın başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivillerin yaşamlarının ve refahının yanı sıra Sudan'da ve genel olarak bölgedeki güvenlik ve insani durum üzerinde yarattığı zararın benzeri görülmemiş olduğuna işaret edilerek, taraflara, çatışmaların derhal ve koşulsuz olarak durdurulması ve insani yardımların ulaştırılması çağrısında bulunuldu.

Sudan'daki çatışmaya dış devlet ve devlet dışı aktörlerin haksız müdahalelerinin kınandığı bildiride, çatışma taraflarına yardım eden bu aktörlerin her iki tarafa da savaş malzemeleri tedarik etmekten kaçınmaları istendi.

"Barışçıl, istikrarlı, birlik ve demokratik bir Sudan'a giden yol diyalog ve müzakere"

Sudan'da barışın yeniden tesisine yönelik tüm girişimlerin IGAD ve Afrika Birliği önderliğinde birleştirilmesi öngörülen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

IGAD toplantısında, Sudan'daki mevcut krize askeri bir çözümün olamayacağı ve barışçıl, istikrarlı, birlik ve demokratik bir Sudan'a giden yolun diyalog ve müzakere olduğu gerçeği dikkate alınarak, çeşitli ulusal, bölgesel ve uluslararası çabaların IGAD ve Afrika Birliği himayesinde Afrika merkezli arabuluculuk süreci yürütme konusunda mutabık kalındı.

Bildiride, "Sudan'daki arabuluculuk çalışmalarını üstlenmek için IGAD liderleri tarafından aday gösterilerek IGAD Sudan Özel Temsilcisi atanması için aday veya adaylar mümkün olan en kısa sürede IGAD Bakanlar Konseyi'ne sunulacak." ifadeleri kullanıldı.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.