Uyuşturucu mafyasının hedefinde çevrimiçi oyunlar var

Çevrimiçi oyunlar, uyuşturucuya dayalı suç faaliyetleri için yeni bir zemin oluşturuyor

Oyuncuların yaklaşık yüzde 60’ı 35 yaşın altında (Reuters)
Oyuncuların yaklaşık yüzde 60’ı 35 yaşın altında (Reuters)
TT

Uyuşturucu mafyasının hedefinde çevrimiçi oyunlar var

Oyuncuların yaklaşık yüzde 60’ı 35 yaşın altında (Reuters)
Oyuncuların yaklaşık yüzde 60’ı 35 yaşın altında (Reuters)

Dünyanın her yerinde narkotikle mücadele departmanlarındaki görevlilerin yeni beceriler kazanmak için eğitim alması gerekiyor. Zira uyuşturucu kaçakçıları ve çeteler artık suç faaliyetlerinde giderek artan bir şekilde, gençleri kendileriyle iş birliği yapmaya çekmek için çevrimiçi oyunları kullanıyor.

Bu soruna karşı uyarmak için, 41 ülkenin yer aldığı uyuşturucu bağımlılığı ve yasadışı kaçakçılığa karşı Avrupa iş birliği grubu olan ‘Pompidou Grubu’, Meksikalı yetkililerle iş birliği içinde, bu ve bir dizi başka konuyu ele almak üzere 19 ve 20 Aralık tarihlerinde Meksika’da bir forum düzenliyor.

Deloitte Şirketi’nin Zararlı Etki Analisti Benjamin Schultz’a göre, uyuşturucu kaçakçıları artık yalnızca çeşitli silahlarla donanmış olmuyor, ‘Twitter hesabında yüz binden fazla abonesi olan ünlü Sinaloa Karteli’nde olduğu gibi’ yeni teknolojiye büyük bir uyum da sağlıyor.

Çetelerin çevrimiçi oyunlarda uyuşturucu satmak veya kendileriyle iş birliği yapacak kişileri bulmak gibi suç faaliyetlerini yürütmeleri yaygın hale geldi ve örneğin Grand Theft Auto ve World of Warcraft gibi çevrimiçi oyunlar, rahat ve sakin bir şekilde çalışmaları için ideal yerler haline geldi.

Schultz, çevrimiçi oyuncuların yaklaşık yüzde 60’ının 35 yaşın altında olduğuna ve bunların çoğunun, uyuşturucu kaçakçılarının en çok hedef aldığı grup olan gençler olduğuna dikkat çekti.

Emojiler aracılığıyla konuşmalar

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Schultz “Yetkililerin çok etkili bir şekilde izlenmesi nedeniyle Dark Net kartellerin ilgisini kaybediyor. Ancak video oyunları çok önemli bir kaynak alanı ve çok fazla denetime tabi değil” dedi.

Siber suç uzmanı “Çevrimiçi oyunlarda, karakter herhangi bir oyuncuyla iletişim kurabilir ve gençler pek çok kontrolün olmadığı durumlarda hiç tanımadıkları insanlarla sohbet edebilirler” ifadelerini kullandı.

Bu çevrimiçi oyunlarda dahili mesajların izlenmesi özellikle de uyuşturucu satıcılarının genç oyuncularla emojiler aracılığıyla iletişim kurması nedeniyle giderek zorlaşıyor.

Örneğin ABD’de bir elektrik prizinin emojisi bir satıcıyı temsil ediyor. Küçük bir palmiye ağacını gösteren emoji ‘marihuana’ anlamına gelirken, anahtar sembolü ‘kokain’ anlamına geliyor. Sadece bu emojilerle, şüphe uyandıracak hiçbir kelime kullanılmadan bütün bir konuşma yürütülebiliyor.

Bu tür uygulamaları ilk keşfeden Meksika polisi oldu. Polis, uyuşturucu satıcılarının Garena Free Fire oyunu aracılığıyla iletişime geçtiği yaşları 11 ile 14 arasında değişen 3 gencin olayı tespit etti.

Meksika’nın kuzeyinde kendileri adına çalışmaları için çocuklara haftada 200 dolar teklif etti. İletişime geçen kişi çocuklar için otobüs bileti satın aldı.

Satıcı üç çocuğa, silahları sevdikleri için (çevrimiçi şiddet içeren bir oyun oynadılar) kendilerine teklif ettiği işi beğeneceklerini ve büyük para kazanacaklarını söyledi. Çocuklar otobüse binmeden durduruldu.

Sınırlı bir olgu değil

Schultz “Bu tür işlem veya davranışlar Instagram ve Snapchat’te daha ileri düzeydeler. Bununla birlikte Meksika ile Amerika Birleşik Devletleri sınırına yakın yerlerde çevrimiçi oyunlar aracılığıyla çok sayıda işe alım olayı gözlemlendi” dedi.

Meksika’da yapılacak olan forumla ilgili olarak Pompidou Grubu Direktör Yardımcısı Thomas Kattau “Hükümetleri ve yetkilileri bu olgu hakkında eğitmek için bir forum oluşturmak küresel bir sorun ve amaçtır” dedi.

Ayrıca “Bu durumu ilk gözlemleyenler Meksika’daki yetkililer oldu ve Birleşik Krallık'ta da insanların benzer uygulamalara maruz kaldığını görmeye başlıyoruz. Bu sınırlı bir olgu değil, hızla yayılıyor ve birçok ülkede endişeye neden oluyor” ifadelerine yer verdi.

Bu tür uygulamalara son vermek için Kattau, genç oyunculara ve ebeveynlerine yönelik çevrimiçi riskler hakkında daha iyi bilgi verilmesi ve gelişmiş yapay zeka tabanlı izleme yazılımı yoluyla oyun yaratıcıları ve platformlarından daha sıkı kontroller sağlanması çağrısında bulundu.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.