Tahran, “Husileri caydırmak için deniz koalisyonuyla” işbirliği yapılmaması konusunda uyardı

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı: Gazze Savaşı'ndan sonra bölge yeni bir harita görecek

 İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cuma günü Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ile görüştü (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cuma günü Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ile görüştü (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

Tahran, “Husileri caydırmak için deniz koalisyonuyla” işbirliği yapılmaması konusunda uyardı

 İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cuma günü Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ile görüştü (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cuma günü Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ile görüştü (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb sularında deniz seyrüseferine yönelik tehditleri caydıracak bir deniz ittifakı oluşturmak için görüşmeler yaptığı dönemde, İran yanlısı Husi grubuna karşı ABD ile işbirliği yapılmaması konusunda uyardı.

İran Devlet ajansı ISNA’nın bildirdiğine göre İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Ali Şemhani, Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını cesurca olarak nitelendirerek savundu.

Şemhani, Husilerin, "gemilerin İsrail'e gidiş-dönüş hareketini kısıtlama yönündeki hareketlerinin Siyonist varlığın hayati damarı üzerinde baskı oluşturduğunu" söyledi. Şemhani ayrıca, “herhangi bir ülke bu eylemlere karşı koymak için Amerikan koalisyonuna katılırsa bu, siyonist varlığın suçlarına doğrudan destek olduğu anlamına gelir” dedi. 

Şemhani’nin ifadeleri, Hamaney'in ofisindeki bir yetkilinin Husilerin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarıyla ilgili yaptığı ilk açıklama niteliğinde. İran Devrim Muhafızların'ın Ekonomik İşlerden Sorumlu Eski Yardımcısı Muhsin Rızai, ülkesinin Husileri desteklemekle ilgili suçlanmasını "büyük bir yalan" olarak nitelendirdi.

İran'ın nükleer dosyadaki baş müzakerecisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakiri Kani, Tokyo'da düzenlediği basın toplantısında "direniş güçlerinin bölgede istikrarın temel direği olduğunu" söyledi. İranlı internet siteleri onun "Gazze savaşının ardından bölgede yeni bir stratejik, siyasi ve güvenlik haritası göreceğiz" şeklindeki sözlerini aktarırken, "Bu direnişin, haritada etkili bir oyuncu olduğu inkar edilemez" dediğini aktardı.

Husilerin gemilere yönelik saldırılarıyla ilgili kendisine sorulan soruya Bakiri Kani, “Saldırılar Gazze’deki savaşta, İsrail’e desteği kesmek için yapılıyor. Onlar uluslararası arenada bağımsız oyuncular. Kendi teşhislerine göre hareket ediyorlar, onların eylemlerini başkalarına bağlamak doğru değil." şeklinde cevap verdi.

Radikal görüşlü Horasan gazetesi başyazısında Husilerin "Amerika, İngiltere, İsrail ve müttefiklerinin savaş ve Gazze krizine ilişkin hesaplarını etkileyen faktörlerden biri" olduğunu belirtti.

Gazete, Amerikan liderliğindeki deniz ittifakının Husilere karşı başarısız olacağını öngördü ve İran Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani'nin geçen çarşamba günü deniz koalisyonunun kurulmasına ilişkin uyarısına değindi. Aştiyani, "Kızıldeniz bizim bölgemiz, onu biz kontrol ediyoruz ve orada hiç kimse manevra yapamaz." ifadelerini kullanmıştı.

Aştiyani'nin açıklamaları İran çevrelerinde tartışmalara yol açtı ve İran'ın Washington'la doğrudan bir savaşa girme olasılığına ilişkin korkularını artırdı. Açıklamalar, İran'ın, silahlı gruplara; Amerikan kuvvetlerine ve ticari gemilere saldırı düzenleme emri verdiği yönündeki iddiayı reddetmesinin ardından geldi.

Horasan gazetesi, devlet kurumları tarafından yeniden yayınlanan başyazısında, Aştiyani'nin söylediklerine ilişkin "Muhtemelen İran ve müttefiklerinin denizdeki göreceli hakimiyetini ve İsrail'i destekleyen uluslararası deniz koalisyonuyla karşı karşıya gelebileceklerini kastediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre gazete, “İranlı yetkililerinin, İran kıyılarından yaklaşık iki bin kilometre uzaklıkta olan Kızıldeniz üzerinde bu tür bir kontrolden ilk kez bahsettiğini” belirtti.

Gazete, Aştiyani'ye yöneltilen eleştirilere üstü kapalı bir yanıt vererek, Hint Okyanusu ve Kızıldeniz'deki varlığın "İslam Cumhuriyeti'nin savunma doktrinine uygun olduğunu" belirtti.

İran ile Husiler arasındaki “stratejik ittifakı” doğrulayan gazete, “bu etkinin fark edilir ve çarpıcı hale geldiğini  ve Husiler’in, İsrail'in Kızıldeniz'de ticaret yapmasını engellediğini” ifade etti. Ayrıca, son yıllarda İran savaş gemilerinin Kızıldeniz ve Aden Körfezi sularında büyük bir varlığa sahip olduğunu ve Yemen Donanması (Husiler) ile  işbirliklerinin önemli bir etkiye sahip olabilceği belirtildi.

Gazete, “İran, müttefikleri aracılığıyla Kızıldeniz'i etkileyecek büyük bir güç buldu. Onları destekleyerek Bab’ul Mendeb'in kontrolünün ellerinden kayıp gitmesine izin veremezler” diyerek şu yargıya vardı: "Husilerin seyir füzelerine, sürat teknelerine ve deniz mayınlarına sahip olduğu göz önüne alındığında, Amerika'nın düşündüğü ittifakın başarılı olması pek mümkün değil. Aştiyani'nin kendine olan güveni, bu yeteneklere ilişkin bilgisinden kaynaklanıyor.”

İsrail'le ticaretin engelleneceği yönündeki bu sert iddialar, Arman Milli gazetesinin Husi saldırılarının "İsrail'in Gazze savaşında kullanmak istediği kimyasal maddelerle dolu gemileri" hedef aldığını belirttiği iddialarıyla çelişiyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın Husi isyancıların Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik son saldırılarını desteklemeyi bırakması gerektiğini vurguladı. Austin, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile Tel Aviv'de yaptığı görüşmenin ardından, "İran'ın Husilerin ticari gemilere yönelik saldırılarına verdiği desteğin durması gerektiğini" söyledi.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan geçen hafta gazetecilere verdiği demeçte, Washington'un gemilerin Kızıldeniz’de güvenli geçişini sağlamak için bir "deniz görev gücü" oluşturma konusunda diğer ülkelerle görüşmelerde bulunduğunu söyledi. Ancak bu konu hakkında daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu haftanın başlarında Amerikan internet sitesi Semaphore, Pentagon'un Yemen'deki Husilere karşı doğrudan saldırı düzenlemeyi düşündüğünü bildirdi. Joe Biden yönetimindeki Amerikalı yetkililer, İran ve Husi grubunun İsrail ile ticareti baltalama ve ABD'nin maliyetini artırma girişimlerinden giderek daha fazla endişe duyuyor.

Kasım 2019'da, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran'ın petrol ihracatını engellemesinin ardından artan gerilim sonucunda Devrim Muhafızlarının yabancı petrol tankerlerine el koyması ve arkasında İran'ın  olduğu eylemlerle gemilere saldırması üzerine ABD, bir deniz koalisyonu kurmuştu.

Bahreyn merkezli Ortadoğu'daki ABD Merkez Komutanlığı kuvvetlerinin gözetiminde olan deniz ittifakına o zamanlar "Nöbetçi" adı veriliyor ve operasyonları, Basra Körfezi'nden Umman Denizi'ne, hatta Bab’ul Mendeb'e kadar uzanıyordu.

 Avrupa ülkeleri ayrıca Fransa liderliğinde, seyir güvenliğini sağlamak ve İran tehditlerini caydırmak amacıyla Amerikan kuvvetleriyle koordineli olarak “Hürmüz Boğazı'nda Deniz Kontrolü için Avrupa Girişimi” misyonunda bir araya geldi.

 



Rusya işgal ettiği Ukrayna topraklarını ‘asla satmayacağını’ vurguladı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)
TT

Rusya işgal ettiği Ukrayna topraklarını ‘asla satmayacağını’ vurguladı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Şubat 2025'te Johannesburg'da düzenlenen G20 dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında Hakan Fidan ile bir araya geldi. (AFP)

Moskova ve Washington çatışmayı sona erdirmek için ikili bir diyalog başlatırken, Kremlin bugün Rusya'nın işgal ettiği Ukrayna topraklarını, yani Ukrayna'nın yaklaşık yüzde 20'sini ‘asla satmayacağını’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov Rus devlet televizyonuna verdiği demeçte, “Bizim için en önemli şey, bu bölgelerdeki halkın uzun zaman önce Rusya'ya katılmaya karar vermiş olmasıdır. Hiç kimse bu toprakları satmayacak” dedi.

Moskova ve Washington iki başkan arasında ikili bir zirveyi tartışırken, Kremlin, Vladimir Putin ve Donald Trump arasındaki diyaloğu ‘umut verici’ olarak değerlendirdi.

Peskov, devlet televizyonunda ABD'nin Kiev'e yönelik sert tutumu ve Trump'ın Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy'e yönelik sert eleştirileriyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta, “Diyalog gerçekten seçkin iki başkan arasında gerçekleşti. Bu umut verici. Siyasi iradelerinin hayata geçirilmesini hiçbir şeyin engellememesi önemli” ifadelerini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova bugün TASS haber ajansına yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un yakında temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gideceğini söyledi.

Reuters’ın bildirdiğine göre Zaharova, “Çok çeşitli uluslararası, bölgesel ve ikili konular ele alınacak” dedi.

Diğer yandan Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak bugün yaptığı açıklamada, Lavrov'un yarın Türkiye'yi ziyaret ederek Ukrayna'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik son Rusya-ABD görüşmelerini ve Ankara'nın sürece nasıl katkıda bulunabileceğini görüşeceğini söyledi.

Rus haber ajansı Sputnik, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yarın Ankara'da Rus mevkidaşı ile Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik müzakereleri görüşmeyi planladığını belirtti.

Sputnik, Fidan'ın Lavrov'la yapacağı görüşmelerde Ankara'nın Ukrayna'daki savaşın başlamasının üçüncü yıldönümüne denk gelen Ukrayna müzakerelerine ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu vurgulayacağını bildirdi.

Lavrov, Türkiye'yi en son geçen yıl ekim ayında ziyaret etmişti.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkesinin Rusya ile savaşını sona erdirmek için güvenlik garantileri vermek üzere Türkiye'nin yanı sıra İngiltere ve ABD'nin de aralarında bulunduğu ülkelerden geniş temsiliyet istediğini söyledi.

ABD ve Rusya'dan müzakereciler geçen hafta Riyad'da bir araya gelerek, Kiev'in katılımı olmaksızın Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirmeyi görüştüler. Zelenskiy aynı gün Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.

Geçtiğimiz salı günü Ukraynalı mevkidaşını kabul eden Erdoğan, ülkesinin Moskova, Kiev ve Washington'un katılacağı Ukrayna görüşmeleri için ‘ideal bir ev sahibi’ olacağını yineledi.

NATO üyesi Türkiye, Mart 2022'de Moskova ve Kiev arasında iki kez doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaparak yapmaya çalıştığı gibi, çatışmanın sona erdirilmesinde kilit bir rol oynamayı umuyor.

Türkiye, Ukrayna’ya insansız hava araçları (İHA) satıyor, ancak Rusya'ya yaptırım uygulamaktan kaçınıyor.

Ankara ayrıca, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunuyor ve Moskova'nın 2014'te işgal ettiği Kırım Yarımadası'nın, yarımadanın Türkçe konuşan Tatar azınlığının korunması arzusuyla Kiev'e iadesini talep ediyor.