Almanya, Ukrayna'ya desteğin kesilme riskinden endişeli
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, Ukrayna'daki durumdan endişe duyduğunu belirterek, Almanya'da borç freni nedeniyle Kiev'e verilen desteğin başarısızlığa uğramaması gerektiğini ifade etti
Almanya, Ukrayna'ya desteğin kesilme riskinden endişeli
(AA)
Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’a röportaj veren Habeck, ülkesinin Ukrayna’ya yardımının sadece "bir güvenlik meselesi" değil, verilen sözlerden sonra “onur meselesi" olduğunu dile getirdi.
Habeck, “Özellikle önceki yıllarda ucuz gaz ithalatıyla Putin rejimini büyük ölçüde güçlendiren Almanya'nın, uluslararası devletler ittifakının ayakta kalmasını sağlamak gibi bir görevi var. Almanya bu konuda öncülük etmelidir. Durum son derece ciddi.” değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna için 17 milyar avronun 2024 bütçesinden karşılanması konusunda Alman koalisyon ortaklarının anlaşmaya vardıklarını hatırlatan Habeck, "Ancak uluslararası durumun nasıl değiştiğini görüyoruz. Eğer kendi güvenlik çıkarlarımızı ciddiye alıyorsak, Ukrayna'ya yönelik desteğin borç freni nedeniyle başarısızlığa uğramaması gerekir. Eğer milyarlarca avroluk yardımı artırmamız gerekiyorsa, bu acil durumu da çözmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Batı'nın gücünün tükendiğini düşündüğünü vurgulayan Habeck, "Ve ne yazık ki Kiev’e desteğin parçalanması yönünde gerçek bir tehlike var. Bu nedenle Almanya'nın daha fazla sorumluluk almaya hazır olması gerekiyor. Putin, Avrupa'nın barış düzenini bozmaya çalışıyor, buna izin veremeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Robert Habeck, Almanya’nın Kiev’e söz verdiği yardımlar için şu anda ek kredi almadığını belirterek, şunları kaydetti:
Ancak durum daha da kötüleşirse, tamamen harekete geçebilecek durumdayız. Bu konuda hep birlikte anlaştık. Çünkü bütçeden başka bir şey gelmiyor. Bütçede tasarruf tartışmalarının ne kadar zorlu olduğunu şimdiden görebiliyoruz. Tam tersi, Putin'i arayıp 'bütçe sorunumuz var, lütfen çekilir misin, ödeyemiyoruz' diyemeyiz. Karar verebileceğimiz tek şey Ukrayna'yı desteklememek olacaktır. Bu bir seçenek değil.
Almanya Anayasa Mahkemesi, kasımda koalisyon hükümetinin, Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar vermesinin ardından Alman hükümeti, bütçe açığını gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 0,35'i ile sınırlayan anayasadaki borç freni mekanizmasını 2023 için askıya almış ve 2024 için borç frenini koruma kararına varmıştı.
‘Anlaşma ustası’ Trump, Alaska'da Putin ile yapacağı zirvede en büyük sınavıyla karşı karşıyahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5175655-%E2%80%98anla%C5%9Fma-ustas%C4%B1%E2%80%99-trump-alaskada-putin-ile-yapaca%C4%9F%C4%B1-zirvede-en-b%C3%BCy%C3%BCk-s%C4%B1nav%C4%B1yla-kar%C5%9F%C4%B1
‘Anlaşma ustası’ Trump, Alaska'da Putin ile yapacağı zirvede en büyük sınavıyla karşı karşıya
ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
İngiliz gazetesi Financial Times, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyası sırasında Ukrayna savaşını çözme sözü verdikten sonra, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile ABD'nin Alaska eyaletinde düzenlediği zirvede kritik bir anla karşı karşıya olduğunu yazdı.
Gazete, Trump'ın kendisine ‘anlaşma ustası’ unvanını takmayı sevdiğini de bildirdi. Trump dün, yüksek riskli Alaska Zirvesi’nin bu iddiayı hızla kanıtlayacağını kabul ederek, “Herkesin tutumunu göreceğiz; bunu ilk iki, üç, dört veya beş dakika içinde anlayacağım. Toplantı kötü geçerse, çok çabuk bitecek. İyi geçerse, yakın gelecekte barışa kavuşacağız” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı ile yapılacak toplantı, Trump için hem uluslararası hem de yerel düzeyde kritik bir görüşme olacak. Trump defalarca, 2022'de başkan olsaydı savaşın asla çıkmayacağını ve savaşı sona erdirebilecek tek kişinin kendisi olduğunu iddia etti.
Trump’ın Ukrayna'da bir uzlaşma sağlama konusundaki artan çabaları, bu taahhüdün geçen yıl Beyaz Saray'a adaylık yarışında yaptığı neredeyse tüm seçim konuşmalarının bir parçası olması gerçeğiyle açıklanabilir.
Amerikan Katolik Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Michael Kimmage, “Trump bir şekilde vaatlerini yerine getiriyor ve diplomasi alanında büyük bir başarı elde ettiğini düşünüyor” dedi.
Trump aynı zamanda küresel bir barış elçisi olduğunu da kanıtlamak istiyor. Ancak 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşen en büyük kara işgalini sona erdiremezse bu iddia geçerliliğini yitirecek.
Trump'ın ikinci döneminin başında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'ye yönelttiği tüm öfkeye rağmen, Putin şu anda bir anlaşmaya varılmasının önündeki engel olarak duruyor. ABD Başkanı, Kremlin'i ateşkes kabul etmeye ikna etmek için mücadele ediyor.
Trump, Moskova'nın ateşkes kabul etmemesi halinde ek yaptırımlar uygulayacağını, Hindistan'ın Rus petrolü satın almasını cezalandırmak için Hindistan'dan gelen ithalatlara gümrük vergisi koyacağını ve Kremlin'i sivil hedeflere saldırdığı için kınadığını açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
Ancak Trump, ateşkes için belirlediği son tarih yaklaşırken aniden tutumunu değiştirdi ve Zelenskiy veya diğer Avrupalı liderleri davet etmeden Putin'i ABD topraklarında ağırlamayı teklif etti. Bu da Trump'ın önereceği herhangi bir anlaşmanın Moskova'ya karşı çok dostane olacağı ve Kiev ile ABD'nin Avrupa'daki birçok müttefiki tarafından kabul edilmeyeceği endişelerini yeniden canlandırdı.
ABD'nin eski NATO Daimî Temsilcisi Nicholas Burns, “Trump'ın son haftalarda Ukrayna'ya yönelip Rusya'dan uzaklaşması önemli ve çok memnuniyet vericiydi, ancak bu dönüşümün cuma günü de devam etmesi gerekiyor” dedi.
Zirve öncesinde Trump ve yönetiminin üst düzey yetkilileri gerginliği azaltmaya çalıştı. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bunun ‘açıkça fikir alışverişi için yapılan bir toplantı’ olduğunu söyledi ve başkanın ‘Putin'i gözlemleyerek bir değerlendirme yapması’ gerektiğini ifade etti.
Bu hafta bir radyo programında konuşan Rubio şunları söyledi: “İnsanlar şunu anlamalı... Başkan Trump için bu toplantı bir taviz değil.”
Trump, daha önemli bir Putin toplantısı için ‘yolu hazırlamak’ istediğini söyledi. Söz konusu toplantıya Zelenskiy ve muhtemelen diğer Avrupalı liderler de katılacak.
Ancak Trump yine de Putin ile şiddetli bir anlaşmazlık ya da Moskova ile Beyaz Saray'ı zayıf gösterecek aşırı uzlaşmacı bir anlaşma yoluyla başarısızlık izlenimi vermekten kaçınmak isteyecek.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nden Luke Coffey, “Trump bu konunun ülke içinde nasıl algılanacağının tamamen farkında. Trump gözlerini açık tutmalı ve bazı kesin kırmızı çizgiler çizmeli” şeklinde konuştu.
Trump'ın Putin ile daha önceki görüşmelerdeki sicili, Kremlin'in Trump'ı alt edip taleplerini kabul ettireceği yönündeki endişeleri artırıyor.
Brookings Enstitüsü'nden Georgetown Üniversitesi profesörü Angela Stent, Putin'in ‘eski bir KGB ajanı ve judo şampiyonu olduğunu, altı veya yedi ABD başkanıyla çalışma konusunda geniş deneyime sahip olduğunu ve Trump ile nasıl başa çıkılacağını bildiğini’ söyledi. Stent, “Bunun tersi için aynı şeyin geçerli olduğunu sanmıyorum” dedi.
Son günlerde Trump, Alaska Zirvesi konusunda Avrupalı ve Ukraynalı liderleri rahatlatmak için yardımcısı J.D. Vance'i kullandı.
Ancak Beyaz Saray, herhangi bir barış anlaşmasının ardından Ukrayna'ya güçlü güvenlik garantileri vermeye hazır olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Trump yönetimi, ateşkesin Kiev'in aleyhine ve Moskova'nın lehine toprak takası üzerine kurulup kurulmayacağı konusunda da bir açıklama yapmadı ki bu öneri Putin tarafından Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'a geçen hafta yapılan görüşmelerde sunulmuştu.
Beyaz Saray yetkilileri zirvenin Ukrayna'daki ateşkes üzerinde odaklanacağını söylerken, Rusya zirvenin ekonomik iş birliği ve silahlanmanın sınırlandırılmasını da kapsayabileceğini ima etti. Bu konular aracılığıyla Trump, Putin'e bazı yeni teşvikler sunmaya yönelebilir.
Burns, “Bu toplantıyı düzenlemenin tek doğru yolunun, masaya tek bir konuyu getirmek olduğunu düşünüyorum. Bu konu da Ukrayna'nın geleceği ve Rusya'nın Ukrayna konusunda vereceği tavizler; Ukrayna'nın Rusya'ya vereceği tavizler değil” ifadelerini kullandı.
Stent, “Trump'ın Rusya ve Ukrayna ile görüşmelerde tereddüt etmesi, her iki tarafı da şaşırtmak için kullandığı bir taktik olabilir” dedi.
Ancak ABD Başkanı ile Rus mevkidaşı arasındaki önemli toplantı öncesinde, bu strateji Kiev ve Avrupa'nın çoğunu gergin bir durumda bıraktı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)
Halen iyimser olan Trump şu ifadeleri kullandı: “Başkan Putin'in barışı sağlayacağına inanıyorum. Başkan Zelenskiy'nin barışı sağlayacağına inanıyorum. İkisinin anlaşıp anlaşamayacağını göreceğiz. Eğer anlaşabilirlerse bu harika olacak.”
Trump, “Son altı ayda altı savaşı çözdüm ve bununla gurur duyuyorum. Bunların en kolayının bu savaş olacağını düşünmüştüm. Ama aslında en zoru bu oldu” dedi.