İsrail, Fransa'ya Dışişleri Bakanlığı mensubunun öldürülmesiyle ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor

Fransa Dışişleri Bakanı: İsrail'den açıklama bekliyoruz

Fransa Dışişleri Bakanı Colonna, pazar günü Filistin Başbakanı Iştiyye ile Ramallah’ta görüştü (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Colonna, pazar günü Filistin Başbakanı Iştiyye ile Ramallah’ta görüştü (AFP)
TT

İsrail, Fransa'ya Dışişleri Bakanlığı mensubunun öldürülmesiyle ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor

Fransa Dışişleri Bakanı Colonna, pazar günü Filistin Başbakanı Iştiyye ile Ramallah’ta görüştü (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Colonna, pazar günü Filistin Başbakanı Iştiyye ile Ramallah’ta görüştü (AFP)

İsrail'in güvenli bölge olduğunu söylediği Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah şehrine İsrail ordusu tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürülen Fransa Dışişleri Bakanlığı mensubunun adı, Paris tarafından açıklandı.

Ahmed Ebu Şemle isimli Dışişleri Bakanlığı çalışanı, 2002 yılından bu yana Fransa’nın Kudüs Konsolosluğu'na bağlı Fransız Kültür Merkezi'nde çalışıyordu. İsrail ordusunun geçtiğimiz çarşamba günü 10'dan fazla kişiyi öldürdüğü saldırıda yaralanan Ebu Şemle, cumartesi günü kaldırıldığı Refah'taki Avrupa Hastanesi'nde hayatını kaybetmiş, Paris tarafından geçtiğimiz pazar günü öldüğü açıklanmıştı. Fransa’nın Le Monde gazetesine konuşan bir Fransız diplomatik kaynak, bombalanan evde Gazze'deki Fransız Kültür Merkezi'nin iki çalışanının daha bulunduğunu, adını vermediği çalışanlardan birinin ailesinden 10'a yakın kişinin de aynı saldırıda öldürüldüğünü aktardı. Gazete, İsrail saldırısı sonucu yaşananları ‘korkunç’ olarak tanımladı.

Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada dikkati çeken iki nokta vardı. Bunlardan birincisi, Fransa’nın ‘bir konutu hedef alan ve çok sayıda insanın ölümüne neden olan bombardımanı kınaması, ikincisi ise Paris'in İsrail yetkililerinden olayın koşullarıyla ilgili mümkün olan en kısa sürede açıklama yapılmasını talep etmesiydi.

İronik olansa Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan Gazze'deki Filistinli çalışanının öldürülmesiyle ilgili açıklamanın, Dışişleri Bakanı Catherine Colonna'nın uçağının Tel Aviv’e inişine denk gelen zamanlamasıydı.

Fransız Bakan Colonna'nın İsrailli mevkidaşı Eli Cohen ile Ahmed Ebu Şemle'nin Fransız Kültür Merkezi’nin diğer çalışanlarıyla birlikte sığındığı evin bombalanması konusunu gündeme getirip getirmediği ya da İsrail'in, Fransız yetkililerden olayın gerçekleştiği koşulların açıklanması yönündeki taleplerine kısmen de olsa yanıt verip vermediği bilinmiyor.

Colonna, Cohen'le görüşmesinin hemen ardından gazetecilere çok kısa bir açıklamada bulunarak, İsrail'den ‘açıklama beklediklerini’ söyledi ve detaylara girmedi. Bu da İsrailli yetkililerin pratikte istenen bilgileri sağlamadığı ya da bu bilgilerin yayınlanmak üzere olmadığı anlamına geliyor.

tyemk
Gazze Şehri'nde yıkılan binalar (EPA)

İsrailli yetkililerin Paris'le olan ilişkilerinde şaşırtıcı bir durum söz konusu değil. İsrail ordusu, geçtiğimiz kasım ayı başlarında Gazze'deki Fransız Kültür Merkezi'ni bombalamaktan çekinmedi. Fransız çevreleri, o dönemde Paris'in, bahsi geçen Kültür Merkezi’nin hedef alınmasını önlemek için koordinatlarını İsrail’e çok kez iletmeye çalıştığını vurgulamıştı. Fransa Dışişleri Bakanlığı da İsrail'den, Fransa’ya resmi bir kurum olan Fransız Kültür Merkezi'ne düzenlenen bombardımanla ilgili gerekli bilgilerin sağlamasını istemişti. Le Monde gazetesine konuşan diplomatik kaynak, Paris’in Fransız Kültür Merkezi'nin bombalanmasını haklı çıkaracak kesin ve somut bilgiler verilmesini beklediğini söyledi.

Gazze’de Fransız Kültür Merkezi’nin başına gelenler, Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) Gazze'deki ofislerinin de başına gelebilir. Kültür Merkezi’nin resmi bir kurum ve dolayısıyla Fransız devletine bağlı olduğunu herkes biliyor, ancak Kültür Merkezi’nin bombalanmasından bir gün önce AFP’nin genel merkezi bombalandı. İsrail, bugüne kadar bu üç olayla ilgili herhangi bir açıklama ya da özür yayınlamadı.

Paris'in İsrail saldırısını kınamaktan çekinmediğini söyleniyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından X platformundaki resmi hesap üzerinden yapılan açıklamada da bu vurgulandı. Ancak örneğin ‘en güçlü ifadelerle’ ya da ‘güçlü bir şekilde’ gibi ifadeler eklenebilecekken yalın bir ‘kınama’ yapılması ‘zayıf’ bir açıklama olarak görüldü. Oysa Fransa’nın diplomatik dili, bizi bundan daha az trajik durumlarda dahi bu ifadeleri kullanmaya alıştırmıştı. Bu zayıf kınamanın nedeni, Fransa'da İsrail'e yönelik eleştirilerin, Avrupa ülkelerinde ve ABD’de olduğu gibi, kaçınılmaz olarak bir protesto dalgasına yol açmasından duyulan endişe. Aynı durum, bizzat Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 12 Kasım'da İngiltere merkezli televizyon kanalı BBC'ye verdiği röportajda da yaşanmıştı. Macron, İsrail'i ‘sivilleri, çocukları ve kadınları hedef alan saldırıların hiçbir gerekçesi ve meşru yanı olmadığını’ söyleyerek eleştirmişti.

dwv
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Brüksel'deki AB Genel Merkezi’nde düzenlenen AB Zirvesi’nin ikinci ve son gününde düzenlediği basın toplantısında konuşurken, 27 Ekim 2023 (AFP)

Macron, eleştirilerinin yarattığı kaos nedeniyle o gün İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'u arayarak, ‘İsrail'in Gazze'deki Filistinli sivilleri kasten hedef aldığını söylemek istemediğini’ açıklığa kavuşturmaya çalışmak zorunda kaldı. Paris'teki Yahudi çevreler, Macron'un İsrail’e yönelik sözlerini kınarken, daha sonra Macron’un Herzog’u arayıp sözlerine açıklık getirmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Paris’teki siyasi çevreler, Colonna'nın, Husilerin Aden Körfezi ve Kızıldeniz'den geçen gemileri hedef almasına ilişkin ‘karşılıksız kalamayacağı’ şeklindeki açıklaması da dahil olmak üzere yaptığı açıklamaların arkasında yatan nedeni merak ediyor. Çünkü Colonna’nın ‘bunun karşılıksız kalamayacağı’ açıklaması, Fransa'nın, Husilerin küresel ticaret akışını etkileyen saldırılarının artmasına karşı uluslararası bir koalisyon oluşturma ya da bu tür bir koalisyona katılma gibi bir planı olduğu anlamına geliyor.

cdrevgb
Fransa Dışişleri Bakanı Colonna, pazartesi günü Beyrut'taki Beydettin Sarayı'nın avlusunda, Güney Lübnan'da Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesinde görev yapan Fransız taburundan askerlerle sohbet ederken (AFP)

İsrail Dışişleri Bakanı Cohen’in, Köln'deki görüşmesinin ardından Tel Aviv ve Paris'in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Güney Lübnan konulu 1701 sayılı kararının uygulanmasında koordinasyon yapması amacıyla ortak bir çalışma grubu kurduklarını açıklaması da dikkat çeken gelişmelerden biriydi. Paris’teki siyasi çevreler, Fransa diplomasisini yürütmekten sorumlu birinci kişi olan Dışişleri Bakanı Colonna’yı, Tel Aviv yakınlarındaki bir İsrail askeri üssünü ziyaret etmeye iten nedenleri de öğrenmek istediklerini ifade etti. Bilindiği üzere Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, 14 Kasım'da İsrail'i ziyaret etmişti.



ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
TT

ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)

ABD, Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (Gaza Humanitarian Foundation/GHF) 500 milyon dolar fon sağlamayı planlıyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla Reuters'a konuşan yetkililer, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın GHF'ye gönderilecek parayı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) fonundan alacağını söylüyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, USAID'in faaliyetlerinin askıya alınacağını ve kuruluşun Dışişleri Bakanlığı bünyesine taşınacağını şubatta duyurmuştu.

Kaynaklar, yardımın İsrail tarafından talep edildiğini belirtiyor. Buna göre Tel Aviv yönetimi Washington'la iletişime geçerek GHF'nin 180 günlük faaliyet masraflarının karşılanmasını istedi. 

Gazze'de geçen ay yardım dağıtmaya başlayan ABD ve İsrail destekli kuruluş, çalışmalarını bağımsız şekilde yürüttüğünü savunuyor. Ancak İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın çarşamba günkü haberinde, Binyamin Netanyahu yönetiminin GHF'ye 700 milyon Yeni İsrail Şekeli (yaklaşık 8 milyar TL) fon sağladığı öne sürülmüştü. İsrail Başbakanlık Ofisi ve radikal sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise iddiaları yalanlamıştı. 

GHF'nin Gazze'deki faaliyetleri, İsrail bombardımanı altındaki bölgede kaosu daha da artırdı. Reuters'ın aktardığına göre 1-3 Haziran'da GHF'nin yardım noktalarında yaşanan saldırılarda en az 80 Filistinli öldürüldü. AA'nın rakamlarına göre gıda yardımı almak isterken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 27 Mayıs'tan bu yana 115’e yükselirken yaralı sayısı 580’i geçti.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki yardım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. 

İsrail ordusuysa sivillere doğrudan ateş edilmediğini ve düzenin sağlanması için uyarı atışı yapıldığını öne sürüyor.

Tartışmalı yardım kuruluşunun CEO'su Jake Wood, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle uyumlu bir şekilde işini yapmasının imkansız olduğunu vurgulayarak 25 Mayıs'ta istifasını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel